Depresyon |
Bundan 13 sene önce karaladığım bir şiirimin iki dizesi…
Dağ güzel, deniz güzel, yeşillikler, çiçekler!
Ben onlara gidemem, onlar mı gelecekler?..
Ve o günler geldi. Doğayla kucaklaştım. Ne yazık ki geç gelen adalet gibiydi bu kavuşma. Umutsuzluklarım, beklediğim sevinçleri neredeyse yok etmiş gibiydi... Güzelliklere katılmak için bir hamle yaptığımda depresyonumun çelme takmasıyla yerlerde buluyordum kendimi. En zoru da neydi bilirmisiniz? Yakınlarınızın size adeta konuşan bakışları. Hem konuşan, aynı anda sorular soran. Anlatılabilecek gibi değildi iç sıkıntılarım ve yoktu hiçbir açıklayıcı cevap ihtimal sorulara.
Nankörlük etme diyordum kendime. Minnet duymam için, önce nimetleri kabul etmem lazımdı. Ama buna dair ufacık bir isteğim bile yoktu. İçimde zaman zaman uyanan cılız bir arzu hemen korkup kaçıyor, yüreğimin gözyaşlarıyla da siliniyordu anında. Teslim olmuştum depresyon denen illete ve tanımayana manasız gelebilecek, yaşanmadan asla anlaşılamayacak bir iç savaş, kaostu bu. Egemen olmanız için gereken silahlarınızı ve duygularınızın bağışıklığını yok ederdi,yüreğinizin altına yerleştiği anda.
Tavsiyeler ise fazladan sıkıntı bindiren ve genellikle ukalaca olduğunu düşündüğünüz sözlerdi. Anlarım ziyandaydı ve yaşamak bir yük olmuştu sanki omuzlarımda. Daha hazır değildim hayata karışmaya. Yakınlarım neşeliyken, müzik dinlerlerken ve sohbet ederlerken o kadar yapay geliyordu ki bana. İçim boğuluyordu. Allah’tan ağlayabilen bir nahif yanım vardı. Ağlardım; hem de ağlamanın ifadesi yüzüme yerleşmeden, bir musluktan akar gibi... Toplasan yer tutacak gibi, gözyaşlarım küçük bir gölet oluşturuyordu masamda. Nereden geliyordu bu yaşlar? Nasıl bir membaydı bu; nerede toplanıyordu,nasıl akıyordu böyle yağmur gibi? Bu Allah’ın lütfuydu. Zira bir nebze rahatlıyordum.
Her sene kızım koluma girip beni hiç görmediğim beldelere götürüyordu. Ama harika bir yerde bile, içim bir türlü kendisini salmıyordu... Seneler geçti...
Tam on kocaman sene. Canlı kaldıklarını fark ettiğim duygularımın sayımlarını yaptığım bugün; çok kişide olsa da, bende yerleşeceğini hiç tahmin edemeyeceğim bir duygu hissettim içimde...Bu maalesef kin duygusuydu. Acı acıyı keser misali, nasıl da köklenmişti böyle duygularımın otağında. Hiç güzel durmuyordu onların arasında, yakışmıyordu oraya... "Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner"i kendim uygulamak istiyordum şimdi.
Ama kin duyduklarımın çoğu yaşamıyorlardı. Anladım ki içten içe dolduklarım yoğundu. Onların ise; acılarının bitip bitmediğini, diğer âlemin herkese meçhul olduğu gerçeğinden gidince unutmaya çalışmamın beni rahatlatacağını fark ettim. Bu duygumun alacaklarını tahsil etmem gerektiğini düşündüğüm, hâlâ hayatta olan tek bir kişi kalıyordu. Kan bağımız olmayan ve hayatımın son iki buçuk senesini alabora eden o insan. Ama kin duygusunun ilkin beni acıtacağı kesindi. Fark etmem geç olmadı. Pek tanımadığım bu duyguyla mücadele etmem gerektiğinin artık bilincindeydim...
Doktorumla yeterince konuşmuştum ardından. Hayatın ödüllerini kabul etmem, hazmedip hayata geçirmem pek kolay olmayacaktı. Ömrüm varsa ve bunun için bir süre verildiyse eğer, bana düşen bu zamanı iyi değerlendirmekti. Kalan enerjimi artık bunun için harcamalıydım. Bugün söz verdim kendime. Madem yaşamam için sebep doğdu; o zaman ben de içimdeki o kahredici sıkıntılarla savaşacağım. Sanmayıp emin olduğum zaman ise belki mutluluktan anladığım tadı yakalarım...
Bugünlük bu kadar. Sağlıcakla kalın. Dilerim kimseye depresyon denen bu illet, hatta en ufak bir sıkıntı bile uğramasın. Zira anlatılır gibi değil...
Ece Evren/İstanbul 02.02.2015
blog keşif etkinliğinden geldim . bende beklerim ... sevgiler....
YanıtlaSilhttp://soslubadem.blogspot.com.tr/
Hoşgeldiniz..Sevgiler size.Tabii ki de ziyaret edeceğim.
SilEce hanım başınızdan geçen depresyon durumunu öyle bir anlatmışsınız ki okurken hüzünlendim doğrusu. Ama size katılmadığım bir kısım var ki oda depresyonun kalıcı olduğu. Hele sizin gibi kendini yazarak bu kadar güzel ifade edebilen güçlü bir karakterde depresyonun sonsuza dek kalıcı olması imkansız. Sevdiklerinize sımsıkı tutunun derin ve ferah bir nefes alarak yaşamaya devam edin.
YanıtlaSilSağ ol Ferhat kardeşim. Böyle düşünmenize sevindim. Ben de okuyunca (ne yazdığımı unutmuşum inanın) ümitsiz olduğumu gördüm o konuda. Fakat tabii ki çok düzeldim. Zira o zamanlar kıpırdamak istemiyordum. Çok teşekkürler yorumunuz ve güzel düşünceleriniz için.
YanıtlaSil