Tevazu Erdemi

Erdem
     Tevazu                               


Son Duruş Tabiiyeti- Tevazu  Erdemi

Bir aşkla start alan yeniden yazma isteğim, hiçbir zaman hayattan umudumuzu kesmememiz gerektiğini  bana ileri yaşlarımda öğretti. Gecikse de güneşin doğuşu bulutların engelinde, kıyamete kadar mutlaka gecenin ardından yeniden aydınlatmak zorundaydı dünyayı. İlahi nizama uymayan yoktu insanoğlunun dışında, baş kaldıran da... Onlar güvenilir bir insanın bunu övünç vesilesi yapmaktan çekinen benzer tevazusuyla ve huzurlu bir baş eğişle ritmlerini bozmadan bize hizmete adamışlardı kendilerini.

Ergenlikten itibaren yazdıklarım; bir ara bir hırsla yırtıp attıklarımdan kurtulma şansı yakalamış defterlerim ya da yazıp bir kenarda pek de özenmeden depoladığım kayıtlarımın tümünü değerlendirme isteği kıpırdandı içimde. İşte insani  aşkın ilhamının peşine takılıp önce aklıma düştüler. Sonra kalemim onların da kayda değer olduklarını hatırlatırcasına yazmaya can atar oldu... Aklımın tam patlayamamış yanardağından fışkıranlarını alabildiğince kontrolde tutarak duygu, düşünce ve hayata dair tüm gözlemlerimi, yaşadıklarımın tecrübelerini, az da olsa anlayabildiğim hikmetlerini  alıştığım tarzda takılıp kalmadan modernize etme gayretiyle yazmaya çalışıyorum. Yazmaya çalışmıyorum, tam zıttı yazmadan duramıyorum. Gezindiğim bu ışıklı teknoloji nimetini kimliklerimizin rengini katıp, yazdığımız her satırla ortama can vermeye devam ettiğimiz için ben SANAL olarak değerlendirme acımasızlığını gösteremiyeceğim.
                                 
Zira taze düşüncelerin, her konuda aktarım yapmayı seven ve cömertçe paylaşanların kalemlerini  tutan eller canlı. Eğer burada yaşadıklarımızı, paylaşımlarımızı vefasızlığa teslim edersek, bizler hiç bir şeyin değerini veremiyoruz demektir. Hepimizin özel hayatları var. Amiyane tabirle sapla samanı karıştırmadan, hangi sıfatı önüne koyacağımızı şaşırtan kişiyi ifade etmekten aciz profillerden bile etkilenmemeye çalışarak, aktarımlarımızı daha sağlıklı yapmaya baş koyduğumuz bu aleme tümüyle SANAL demek ve hatta küçümsemek bu platforma yapılacak haksızlıktan başka bir şey değildir.

Yaşım itibariyle bu mecranın 'kuş bakışı' yerindeyim. Burada olmanın; yüksekte, erişilmezlik, ya da kibirli olmakla uzaktan yakından bir alakası olmadığı gibi, bunu hem kendimi etkilerden korumak (Zira aşırı duygusal ve yufka yürekliyim.), hem de buradan daha iyi izlemek ve gerektiğinde yanınıza gelme yolunu sağlama almak gibi bir garantisi olduğu için tercih ettim. Sizler genç girişimci ve genç değerlersiniz. Linkler, IP ler ve diğer uygulamalar benim veri sinyallerimi etkilediği için bu ikisini birlikte düzenli bir şekilde yürütmenizi hayranlıkla izliyorum. Alt mekanda  özgür düşüncelerin hobilerin fobilerin fırtınaları esiyor. Ama bu fırtına bana ilham vermekle kalmayıp, bugüne değin yaşadığım tüm dertlerimden çekip alıyor. Yani yerimden ve sizlerle olmaktan çok mutluyum.

<HERKESE NASİP OLMAYAN, ÖNCE DEĞERLİ OLMA ŞARTI GEREKTİREN<TEVAZU ERDEMİ>...

En saygı değer erdemlerin arasındadır. Hoşgörü, anlayış, affetmek, değer vermek vs. gibi uzar gider. Uyku Apnesi bedenimi toprağa ve ruhumu dünyayı belki izler, belki ona kör eder veya izleyemez hale teslim etmeden evvel, yaşamın hakikaten bende kıymete bindiği ve her anını değerlendirme telaşında olduğum bu günlerde, Milas’ın Boğaziçi köyüne yakın, imkanları yeterli olan bu sitede, şu an güneşin doğması eşliğinde niyetlenip söz verdiğim yazıyı daha fazla ağdalandırmadan asıl amacına çekmek istiyorum. Ve başlığının altını doldurmayı... Aynı anlarda böyle yerlerde vakit geçirmeyi Allah’ın tüm kullarına nasip etmesini diliyorum. Buraya kendimi, manevi yüklerimi, ülkemin dertlerini de getirdim. Buraya şehit annelerinin hüzünlerini ve kendi vefat etmiş oğullarımın üzüntülerine arkadaş olarak  getirdim. Burada bunlar yüzünden etrafıma bakmaktan, neşelenmekten ar duyuyorum. Benim onurumun zedelenmemesi için hayatıma bir yön verme zorunluluğum, sonuç alabilmem için maalesef üstümde kalan ihalesi ve tüm yüklerimle geldim.Tüm bu etkilerden dolayı çok da keyiflenemiyorum.

Şu an şehir yaşamının telaşından uzak, bize gerçek dost doğa ile iç içeyken kendi iç sesimi net duyabildiğim ve aynen  aktarabileceğim bu yer için <acı günlerimin, çektiklerimin  hediyesi>dir herhalde diyorum. Yan odadan gelen horlama sesi beni hiç rahatsız etmediği gibi, onu da bir nimet sayıyorum. Her tersliğimi kabullenen bu insanın istemsiz gürültüsü çalışırken bir çıt sesine tahammülü olmayan kulaklarıma güvenin sesi olarak yansıyor...

Defterime emanet ettiğim, duruşun ile ilgili <Bana Bir Sayfa Yazdırır> notlarımı buraya geçme zamanı... Kuş bakışı  seyrediyorum dünyayı demiştim. Konuşlandığım; dünyevi hallerden zaman zaman  kaçıp sığındığım bu yer, mecazi de olsa güneşe yakın ve yakıcı. Ama bu yakıcılık üzüntülerim, anlayıp istemeden kabul etmek zorunda kaldıklarım, hissettiklerim ve yaşadıklarım kadar asla değil. Aşağısı kadar korkutmuyor beni. Gönüllü bir yükseliş, aşağıdan vazgeçiş bir anlamda. Hayatım boyunca "Boş ver, aman sen de..." diyenlerden olmadığım için, her insanı, her olayı bir konuda <tez hazırlarmışcasına> değerlendirmeye almak, <İnsan Sevgisi>nin ta kendisi değil midir? Beni tanıdıklarını sananlar <Ece asosyaldir> diye yaftalarlar...Bu herkesin değerini teslim edemem korkusuyla olan bir kaçıştır, ama bunu anlayamazlar.

Fedakarlıkta tavandan indiremediğim yapım, acıma duygum, empatim, sempatim belli bir zaman sonra beni ve karşımdakileri  hep yordu. Hepsini yorduğuna göre bu ardı arkası gelmeyen duygularımın aktivitesini dengeleyici bir yapıya sahip olmadığım çıkıyordu ortaya. Fakat aynı zamanda kırılgan olan yapım nedeniyle hüsranlarda boğdum kendimi hep. Şimdi öyle  değilim. Yapmamaya çalışıyor, duygularımı  törpülüyor, yaşama ayak uydurabilmem adına bunun gerekli olduğunu  anlıyorum.Hatta aldığım sonuçlar beni teselli eder nitelikte. Aslında o coşku dolu günlerimde değiştirilmesine izin vermediğim doğallıkla sergilediğim bu hallerimden rahatsız olmak yerine, hiç birisi diyebileceğim kadar çoğunluğu bu aşırılıklarımı kesecek yolu önlerinde olmasına rağmen ne görmek ve ne o yola girmek istediler... Onlara kırgınım, zira kolayı seçtiler. Cevherlerimi, ondan aldığım toprak için saklama düşüncesinin arifesinde gördüğüm etkilendiğim  son insan manzarası sen oldun oğlum.

Dizlerinin üstüne oturup, toprağa kendini <büyük bir ihtimalle güvenilir olduğunu bildiğin, bize dost ve ondan halk olduğumuzun güvencesiyle> teslim edip, ellerini dizlerinin üzerinde adeta secdeden bir evvelki duruş saygısıyla bırakıp, yaradılan her şeyi egonun üstünde tuttuğun izlenimi veren bakışların. Belki öylesine çektirdiğin bir fotoğraf olmaktan çoktan çıkıp görmek isteyen göze ilham kaynağı olacak kadar anlamlı. Bana aksini söylesen bile, ben yine de bu bakış açımı değiştirmem.Teslimiyette olduğun görüntüsü veren, resimdeki  senin bu yaşınla mütenasip olması biraz zor, istisna olduğu hakkını vermemiz gereken <masum, temiz ve arı >bakıştı. Güvenilir bir bakışa ihtiyaç duyan gözlerim, derindeki insani mesajları bulmak adına çalışmak için söz verdiler yüreğimin güven kaybına uğramış yerlerine. Zira <İnsan> olabilmenin bir çok şartı vardır. Bu yüzden de çok yalnızım. Yanlızlığım ise ayrıcalığım.

İşte bu bakışın içinden hayata yeniden ve başka bir boyuttan uyanmayı denedim. Bakışlarında hoşgörü tavsiyesi, ılımlı düşünce önerisi sezdim. Görmemizin mucize olduğunu elbette biliyoruz. Bir de baktığımız yer ve bakış açılarımız var. Etrafımıza, vatanımıza ve dünyaya olmak üzere. Değer önceliklerimiz, öğrenme isteğimiz bir de kendi yorumumuzdan  sonra, son halini alan ilgilenmeye değer bulduklarımız. Bakış açılarımızın netleşmesinde, önce gördüğümüz şeyleri tüm etkileşimlerden uzak olarak saf bir değerlendirme sürecine sokarız. Bize ne ifade ettiğini tam anlamak için bilgi desteği, aklımızın donanımına göre onayı ve bir de jürimizin denetiminden geçip sonra netleştirmeye yakın hale gelmesi gerekir. Ardından her gün gözümüzü açtığımız dünyanın bir gün evvelinde bıraktığımız ezber niteliğindekilerini ihtiyaç halinde onlardan destek alacak şekilde depomuza atarız.

Güne kendimizi güncelleyerek başlamak şart olmuştur. Dünya ve insanlar son hallerini alma yolunda bizi doğru ya da yanlış diye düşündüren ama net olan şudur: Anlaşılmaz bir hızla koşarken sonlarına, elimizde kalanların ise hep yararlı ve uygulamada kolaylık sağlayan edinimler olması tercih edilen hatta şart olandır. Bu ortamda hayatın bana biçtiği süre kadar izleyeniniz, destekçiniz ve hep yanınızda olmayı diliyorum. 
  

Ece Evren 06.11.2015


25 yorum:

  1. Blog yazmaya ve bloglar okumaya basladigimdan beri bazi yazilarinizi okuma firsatim oldu, hepsini coj begendim. Ozellikle Mecnun Gibi Sevmek hala isim olarak bile hafizamda. Okumus olduklarimi da göz önünde bulundurarak bu yaziniz hakkinda sunu söylemek istedim: Birikmis yazilarinizi paylasmak cok dogru fikir, eminim onlarin da her biri ayni sekilde okunmaya degerdir..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tayfun bey,okuyup değerlendirdiğiniz,üstelik beni yüreklendirdiğiniz için teşekkür ederim.Yorum bırakmanız çok mutlu etti beni.Size 2016 nın sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini diliyorum.Sevgilerimle.Ece ablanız:)

      Sil
  2. Gerçekten güzel ve özgün bir yazı çıkarmışsınız tebrikler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Berat Özdin.Çok teşekkür ederim.Sizi buldum ve ekledim.Hepimizin tarzımıza göre paylaşımlarımızdan mutlaka edinimlerimiz olmalı.Güzel bir yıl geçirmeniz temennilerimle.Sevgiler.Ece ablanız:)

      Sil
  3. Ece abla sizin yazılarınızı büyük zevk ile okuyorum zira hakikatden bahsetmeniz benim için çekici hale geldi. Sevgilerle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı kızım.Yorumunu görmek beni çok sevindiriyor.Teşekkürler.Yazmayı seviyorum.Daha bloğa geçirecek epeyce yazım var.İnşallah çalışacağım.İyi geceler dileklerimle canım.Sevgiler sana:)

      Sil
  4. Umut ile ilgili sevdiğim iki söz var, muhakkak bilirsiniz, iki farklı bakış açısı olsa da etkileyici, ikisini de seviyorum :) ''Eğer umut varsa o mutluluğun tomurcuğudur.'' Kant ''Umut, bütün kötülüklerin en kötüsüdür. Çünkü insanın işkencesini uzatır.'' Nietzsche – dedikten sonra - umudunuzu kesmeyip, yeniden başlamanız çok güzel olmuş, biz de nasipleniyoruz ;)
    Giden defterlere de üzüldüm açıkçası :(
    Ey aşk! diyorum :)
    Sanal ortamda olsa bizden gelen paylaşımlar, umutlar, anılar sonuçta başrol /sanatçı/yazar biziz değil mi? Kendimizi/tarzımızı/yaşantımızı yansıtıyoruz -kopuk değil- sanal diye çok acımasızca yaklaşmama konusunda aynı görüşteyim ;)
    Yaş dediğiniz nedir ki insanların belirlediği, nitelendirmek için seçtiği iki rakam boş verin, zamana ayak uydurup tadını ne güzel çıkartıyorsunuz önemli olan da bu, inşallah biz de yakalayabiliriz/ ayak uydurabiliriz ilerleyen sürece ;)
    Tevazu erdemi, ne güzel… hep bizimle olsa, unutmasak!
    Konumunuzdan manzaralar ne güzelmiş ama yazı duygusala bağlamaya başladı, sinyaller geliyor,,,,geldi :( acı günler, hisler, öfke, göz yaşları…
    '… herkesin değerini teslim edemem korkusuyla olan bir kaçıştır… 'çok incesiniz ki ^^
    Çok derin ve manidar, sorgulamaktan alıkoyamadım kendimi, Yaradan’a teslimiyet ne güzel şey oysa, ne de doyurucu…
    Flash bellek hali hazırda bekler, doldurmak bize düşer, bakalım nasıl olur :)
    Ece Abla! Kalemine sağlık… Sana hep yazmak bana da/bize de okumak nasip olsun! Güzel bir ithaftı, şanslı’ya :)






    YanıtlaSil
  5. İşte yorum,işte beni bana anlatan sen..Senin, yazdıklarımı anlamış olmanın bende yarattığı mutluluk.İfade edebilmenin hazzı.Her zaman derin derin düşünürüm. Kabul edemediğim paylaşımlara olan tepkilerim bazen sert olsa da artık bu benim değiştirmek istemediğim son halim.. Hayatımın en olgun ve insan kıymeti bildiğim evresini yaşıyorum.Gecenin ilerleyen saatinde telefonundan,ya da bilgisayar klavyesinden sırf beni anlayıp,hem fikir olduğumuzu bildirmek için emek sarfetmen,gençlere ne demek istediğimi daha iyi anlatabilmem çok sevindiriyor beni...Bizler varız ve en kıymetli nimetimiz şu ki ,düşüncelerimiz sessizce konuşuyor bu imkanlarda. Sizleri tanımak çok güzel. Umarım Allah buralarda gezinmeme yararlı olduğum sürece izin verir.Daha öğrenmek istediğim; hayatın zorluklarında erişemediğim bilgilere sizlerin sayenizde ulaşırım.Dilerim Yaradan bundan beni mahrum etmez.Güzel bir sene,sağlık ,mutluluk dolu yıllar ve iyi geceler temennilerimle.Sevgilerimle yavrum.Ece ablanız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ece Abla! Utandım, kendimi ifade ederken zorlanan biriyim ama yazdıklarını bir satırla yorumlayacak hele hiç değilim, o yüzden kendimce bana geçeni sana yansıtmak istedim, bende senin yorum karşısında daha da mutlu oldum,teşekkür ederim :)

      Sil
    2. Rica ederiiim.Gençler,siz her çabaya değersiniz.Yeter ki desteklenin ve hakkınız verilebilsin.Sevgilerimle:)

      Sil
  6. Bu nasil guzel bir yazi bayila bayila okudum ellerinize duygulariniza saglikkk

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Şeyda'cığım.Senin de okuyan gözlerine,düşünen beynine ve yorumlayan ellerine sağlık yavrum.İyi geceler dileklerimle.Sevgiler Şeyda kızım.;)

      Sil
  7. Emeğinize sağlık... Saygılar, Ece Hanım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizi sitemde görmek mutlu etti beni.Güzel,verimli bir sene dileklerimle.Saygılar,sevgiler ...

      Sil
  8. Ece ablacım siz hep yazın biz de okuyalım. Yazdıkça ve okundukça umut dolu cümlelerin çoğaldığını fark ediyorum. Tabi bu hepimiz için geçerli bir durum. Eminim yukarıdan yani kuşbakışıyla bunu siz de fark etmişsinizdir. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Dilek,ben de farkediyorum şöyle bir gözden geçirirken.Sanki güneşe ve güne,velhasıl hayata daha itidalle bakmaya doğru bir gidişim var.Zamanla dilerim,daha mutlu yazılarım olur.Teşekkürler canım.Sevgimle:)

      Sil
  9. Yazınıza yorum yapma cesaretini hislerim beni buraya getirdiğinden beri arıyorum açıkçası size saygim büyük. Bunun yanı sıra ne kadar benzer iki insan olduğumuzu yazınızdan çıkardım. Dediğim gibi saygim büyük ve sizi anlamayıp kendi düşüncelerine göre yorumlayan insanlar buralarda da çok ne onlar yalnız ne de siz. Satırlarda var olmak her yüreğin kaldıramayacağı bir yük. Siz koca yürekli güçlü bir insansınız. Çok başarılı bir yazı yine ablacığım. Sevgiler. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Emre,kim bilir nerelerdesin ve ne yapıyorsun... Allah yolunu açık etsin oğlum.

      Sil
  10. Selam ablacığım,
    Benim iç dünyama uzanan bir yazı olmuş. Bazı şeyleri çok güzel anlatmışsınız tebrik ederim. Mümkün oldukça yazılarınızı okumaya çalışacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalbine ulaştıysam ne mutlu bana.Çok yazım var hala geçemiyorum bloğuuma..Ama ardı ardına gelecekler.Fikrini duymak güzeldi.Sevgiler.

      Sil
  11. Çok güzel bir yazı olmuş. Akıcı ve up uzun olmasına karşın güzel. emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler vakit ayırıp okumaya değer bulduğunuz ve güzel yorumunuz için Emrah kardeşim.Ece ablanız.

      Sil
  12. Eski tarihli bu yaziyi okurken yorumlarda da eskiden tanidigimiz artik blog yazmayan arkadaslar görmek garip bir burukluk hissetmeme neden oldu. Ece ablacigim ben de insanlara uzagim, kiriliyorum kolayca bu yüzden yalnizlik tercihim oluyor. Gözünün icine baka baka yalan söyleyebiliyorlar veya aptali oynuyorlar. Sanal degiliz diye düsünüyorum artik ete kemige büründük coktan. Bilgisayarimj kapatinca dostlugum da biter diye düsünecek kadar robotlassa da bazi kisiler ve biz Don kisot gibi bir basimiza kalsak da insanligimi yitirmemeyi tercih ederim. Sevgiler 😍

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Derya. Aslında bu yazının hazin bir öyküsü var. O nedenle birkaç yorumu silmek zorunda kaldım. Ne niyetle yazmış, ne anlaşılmıştı. Sanal falan olamayız. Şahsen ben seni ve belli başlı arkadaşları o kadar seviyorum ki. Mesela seni görmüş kadar özlüyorum.O, ayaklara çelme takmaya çalışanları, riyakârları anlamam imkânsız zira yapımda yok. Don Kişotuz biz ve ölene kadar da öyle kalacağız. Sevgiyle kucaklıyorum seni :)

      Sil
    2. Ben de hem sizi hem yillardir artik taniyip sevdigim bir cok arkadasi yüzyüze tanidiklarima degismem. Haber almasam özlüyorum ben de 😄

      Sil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la