Zorlaştırılan İslam, Keşke…



Ulvi Düşünceler
Düşünmek

Zorlaştırılan İslam, Keşke…

Yanlış anlamaya müsait her hareket ya da düşünce akımının onun asıl değeri için bir tehlike ve İslam’a ihanet gibi anlaşılacağı günümüzde dilerdim ki insanoğlu ve kızı bu lider inanışı lekelemeye, tamamen 'onun değerlerini tehdit' gibi anlaşılacak, giderek toplumu sanki binbir çeşit uygulaması varmış gibi düşündürmeye itmeselerdi. Doğruya inanan ve bu inancın tertemiz olması gerekliliğini benimseyen hakiki iman sahiplerini... 

İslami terör örgütleri!... Ne kadar manasına ters bir yapılanma. Keşke dünyanın gözleri önünde "Allahu Ekber" diyerek çoluk çocuğu ve kadınları öldürmeseler, ellerine hasbel kader düşen gazeteci ya da vb. gibi herhangi bir insanı kameraya çekerek kafasına kurşun sıkmasalardı...

Bu  örgütlerin, içlerinde güçlü yapılanmış ve ölümün önüne masum insanları da katarak canlı bombalara dönüşecek kadar gözleri dönmüştü. Keşke bu örgütler 'Guya Müslümanlar'dan oluşmasaydı. Bu; İslamiyeti benimseyenlerin kendileriyle çelişmelerinin apaçık örneği değil miydi? Şimdi tüm bu sergilenenlerin karşısında; anlaşılan ve görünür en az iki kitle var. Biri güncel olaylar kadar tabii görüp aynı gün içinde hiç umursamadan demeç verebilen insanlar ki bunların örnekleri  yakın çevrelerinizde bile çoğaldı. Diğeri içlene içlene, akıllarının artık durma noktasına geldiği ve sanki bir hiç uğruna yapılan katliamların belli bir dünya gücünün güdümünde olduğunu anlayıp dilsiz şeytan olmaya zorlanmış, artık konuşmanın ve hiçbir karşı müdahalenin yararı olamayacağının hüsranıyla durdurulmaya çalışılan beyinler.  

Senelerdir her Ramazan’ı Şerif mubarek ayında, tv lerde kendi egoistçe anlamalarının, içlerinde şekillenmiş  bilgilerini satarak hem de ikinci günah olarak Allah’ın imkan ya da cezalarını böyle ağdalandırarak transa geçmişcesine anlatıp, insanların düşünce tanrıları olmaya çalışmasalardı yine tartışılmaz gerçekleri her sene İslamiyeti yeni keşfetmiş edasıyla yine ve yine tartışmaya açmasalardı. Anlamış olmaları için arkalarında uzun seneleri ve örnekler vardı. İnsanları şüpheye düşürmek, çocukların çaresiz sorularına kaynak olmasalar ve anne babalara çocuklarına doğru bilgi vermekten yana oldukları için onlara anlatmaya çalışırken yavrucaklara, hiç denenmemiş bir lisan aratmasalardı.

Büyüklenmek, bu anlayışın  en tehlikeli yanılgısıydı. Allah’ın şüphe götürmez büyüklüğünün önünde gönlüyle secde etmiş hakiki iman sahipleri gibi tevazudan bir milim bile sapmasalardı. Varolan değerini güncellerken aslına sadık kalsalardı KEŞKE...Allah insanı dinden, imandan çıkaranların etki alanlarına sokup şüpheye düşürmesin...Amin diyerek düşündüklerimizi yazmaya devam edelim.

Acaba ben deist miyim yazımı ani bir kararla değil ama uzun bir düşünme sürecimden sonra merkeze atadım. Aslında bence en başta iyice düşünüp taşınıp yazmam gerekenler olmalıydı bugün yazdıklarım. Fakat yanlış anlaşılmasın, kendime   itirazım sadece"BEN DEİSTMİYİM YA DA OLABİLİRMİYİM" sorusuna beni götüren nedenleri bulmaktı. Bu sürecimde doğru tavsiyeye çıkaracak yolun tv kanallarında vaaz veren din adamları olamayacağı kesinleşmişti bende. Tek birisi hariç. O da şimdi eleştirilerin menzilinde ve bence yargısızca infazlarda. Tabii pek esnek olmamsı ki İslam yumuşak bir tarz gerektirir. Lisanının sert olması onun kusurlarından biridir. Kusursuz insan yoktur, olamaz. Ama bu arada İslam ve inancının bize huzur verdiği Kuran, bu kadar insafsızca tartışılıp, insanları birbirine ters düşürmez. Hakikatte ters olan düşünce yapılarımızdır.

Eskiden sakince uygulamalarına riayet edilirken, şimdi camiye giderken ve türbelerde, sanırsınız ucuzluk var ve insanlar bunun sıkıntısına düşmüş sıra kapma peşinde. Maddeden ayrılmadan, saf düşünce ile ibadet etmeden İslam dininin hakkını veremezsiniz. Yazımı çekmemden önce ve sonraki düşünme sürecimde Deizm nedir araştırırken, o sevdiğim hocamın bir videosunu izledim. Verdiği mesajı aldım. Deistlik nedir? düşünce tarzları, felsefeleri ve İslama bakış açıları neydi sorularıydı. Deistler de kendi içlerinde fikir ayrılıklarına düşürüyorlar mı? Uzunca bir süre internette araştırmalar yaptım. En güzeli de neydi biliyor musunuz?

‘ALLAH TEK’TİR, ONDAN BAŞKA TANRI YOKTUR’ cümlesinin yarattığı huzur.

İnceleme yaparken bir gencin deistliğe  karar verene kadarki sürede ona ters gelen şeyleri anlattığı yazısıydı. Hemen hepsinde haklıydı. Tıpkı benim düşündüğüm gibi şeyler yazmıştı. Fakat PİRELER İÇİN YORGAN YAKILMAZDI. Gerçeği anlayamadıkları için uygulamayanlar yüzünden dinden imandan çıkılmazdı. Bazı sırların, sır olarak kalması gerçeğin son derece yoğun oluşundandı. Ezberlerle yetinme zorundalığı bundandı. Allah ve Peygamberleri görmezden gelinemezdi. Emirleri yok sayılamazdı. Okudukça bu genç deisti, bende oturan doğrularımın yerlerini daha da sağlama almaya çalıştıklarını hissettim. Bir tek yazısını okudum ve nihayet altta ailesinden çok çevrenin onu anlamasına ihtiyacı olduğu ve başkoyduğu bu yolda uzun yollara düşüp Mecnunluğunu yaşamadan misyonerliğe soyunduğunu hissettim. İyi ki okumuştum. Yazısını bitirip altta isim ve gmailinizi girmeniz gereken yerde AKLINIZA GELEN SORULARI SORABİLİRSİNİZ yazıyordu.
Ama önce Deist olma yoluna yaşadıklarının özet niteliğindeki yazısını geçeyim.

ALINTIDIR:
’Kısaca dünyadaki kötülüklerin sebebi bu enerjinin kaynağı olan tanrı değil, bu enerjiyi yanlış kullanmış ve sonuçlarına maalesef katlanan biz insanlardır... Ateistlikten önceki son durak sözününde asla doğruluğu olmadığına inanıyorum.  Kısaca, bizler tanrı ya varsa ve bizi yakarsa korkusuyla değil, onun bizzat var olduğundan yola çıkarak ona hiç bir karşılık ve korkumuz olmadan inanıyoruz. Burdan da Deizm , Ateizmden önceki son durak değil, Deizm mantık süzgeci ve sorgulama sonucunda varılabilinecek en üst düzey bilinçtir.’’ der.

Özellikle yazdım. Yorumum şöyleydi:

Merhabalar...Sadece yaradılışımızın merakı ile ve Allah'a gidecek yolda bir ışık sızıntısı ümidinin bile bana yeteceği, onu daha net kavrama isteğimden, çocuk kaybı, hastahanelerde on iki sene sürünmek dahil, başıma gelen  bir sürü belanın bendeki zayiatını bir nebze onarma ihtiyacı ve nihayet belki iç huzurumu yakalarım amacıyla google arama motoruna yazdığım sorunun Wikipedi Sözlüğe ve ardından Deizme çıkarması beni çok şaşırmıştı.

Daha mesnetli bir şeyler duymaya ve tabii ki doğduğumuzdan beri öğretilen (ben dayatılan diyemiyeceğim) çünkü çoğu akıllı insanlar, hiç biri mi irdelemek ve reddetmek akıllarına gelip ve bunlar sonra kitleler olup daha inanılır bir inanç yolu bulup öneremediler? Bilmem kaç milyar yıl bu yalanlara mı inandı dünya? İnanmak ve inancını değiştirmek o kadar basit bir olay ve nihayetinde bir karar değil. Evet gözle görülür ve akıl mantık süzgecinden geçirilince hele asırlardan beri katliamlar, savaşlar ve tüm felaketlerle gerçekten yaşam haklarının rezil olduğu ve hiç de adaletin hakim olmadığı görüntüsü veren bir dünyada yaşıyoruz.

Ama yaradılışımızı esas alırsak; doğa, hayvan, dağ, okyanus, yerin üstü ve altı nimetlerle donanmış 'hem imtihan ve cezanın önceden çekilmesi gibi düşündüren' sunulmuş alanın; bir büyük gücün ve nihayet yaratıcısın olmasını mecbur kılar... Ama onu bir şekilde arayan ve daha derinden hissetmeye çalışan kim bilir kaçıncı kişileriz? Ve gördüğümüz saçmalıklar zaten onun emirleri olamaz. Muazzam ilmin sahibi öyle sıradan tehdit gibi algılanırcasına ifadelerle minicik yaratıkları tehdit etmez... diyeyim! Bakın korktum. Korkmamız gerekiyor tüm insani yargılardan. Sadece cahiliyye devri ve ona göre kayıtlar. Daha güncel ve ılımlı, anlaşılır hale getirilebilir miydi? Bence evet. Neden yapılmadı? Zira Müslümanların çoğu daha ilk inananlarından giderek, bunu ayrıcalık olarak görme, kibirlenme gafletinden, gelişip ilerlemeyi düşünmemiş, bin türlü ahlaksızlığı tatbik etmiş ve namazlarında da bu günahlarıyla secdeye varmış, bu riya ile bugüne kadar gelmişlerdir. Aşırı zengin ülkeler ve en dipte fakirliği yaşayan Müslümanlar. Zenginlerin çoğu fakir olanları sadece seyretmişler. Vicdanları sızlamamış. Müslümanlık? Onlar uygulamadıkları için vazgeçilecek bir değer değildir.

Artık neredeyse "Her mahalleye bir tane cami inşa etsek hiç de fena olmaz" diye düşünüldüğüne kalıbımı basarım. O büyük gücü; tüm camilerin cuma ibadetlerinde vaaz veren bir hoca gibi düşünmek ihanetten başka bir şey değildir. O vardır ve belki de bu tek gerçektir. Peygamberlerin olmaları da doğaldır bence. Niye olmalı? Her kavme, ya da topluluğa bir güdücü gerek. İmansız yaşamayacağımıza göre en azgın zamanlarında insanoğlu ve kızını uyarma görevi verilmiş seçilmiş bir vazifeli, örnek insan modeli, lider vasfında bir öncü gerek. İnsanlardan farklı olmaları gayet tabiidir. Ve Kuran surelerinin ne gibi şartlarda oluştuğunu Allah'tan başka bilen yoktur.

Diğer hikayelere gelince, sanki yanında gerçekleşmiş gibi hadsizce anlatılan ibret hikayeleri, Cennet'i, Cehennem'i görmüşcesine anlatılanlar, kendinden geçmeye çalışıp bir insan  silsilesi oluşturup coşanlar, gösteriye dönüşen toplanmalar.

Ateizmden söz etmeyi çok gereksiz buluyorum. Zira 'Bir Dinazorun Anıları' kitabını okurken, yazarı hanımefendi’nin bir papazı ziyaretinde "Hala Allah'a inanmıyordum." anlatımını  okumamla, hastahaneye kaldırılmam bir oldu. O kadar Allah'a inanırım. İşte bu yapaylıkları farkedip İslam Dini demek buymuş gibi düşünmek ne derece doğrudur? Bu düşünce yapısında buluşan ve giderek aynı başlık altında birleşmeye iten isyan duygusu, sadece uygulanamayan İslam nedeniyledir bence. 

Ayrıca ben Yeşilköy'de bir caminin tam da dibinde bir sitede oturdum tam beş sene. Daha taşındığımız ilk sabah itibariyle yatağımdan zıplayarak uyandım. Beş ezan vakti sonrası, vertigo nöbeti geçirmiş ve hastahanede yatıyordum. O evde tam beş sene oturduk. Ben ezan okunurken depresyon rahatsızlığım nedeniyle sürekli isyanlardaydım volümün yüksekliğine. Diyanete dilekçeler yazdım. Ama hayır, hiç bir sonuç alamadım. 5X365 GÜN EZAN VE BİLMEM KAÇ BİNE YAKIN CUMA VAAZI DİNLEDİM. Ama bunlar inkara giden yolun bahanesi ve referansları olamaz. Ancak müslüman olmanın etiğini hiç anlamamış olmaktır.

O devirlerde tabii olarak kaydetmede (cahiliyye devri olduğu için) belki affedilmez hatalar olabilir. Ama bu Kuran'ın kutsal olmadığını da göstermez. Kuralcı zihniyet, öyle düşünme mecburiyeti, mış gibi yapmak, akıma uymak adına tüm Kuran, peygamberler, namaz ve oruç gibi ibadetleri elimizle bir kenara itme lüksünü tanımamalı bize. Kesin olan tek şey, bir tesadüf ürünleri olmadığımız ve büyük bir gücün varlığıdır.

Sizin  belki fikrinizi değiştirme ihtimaliniz vardır ve bunun için yaşınız yeterlidir. Ya da bu üç uç arasında daha ortak bir yol bulma şansınız olabilir. Fakat ben altmış beş yaşındayım. Yanlış yapıp dönülmez yollara girme korkusunu yaşamalıyım. Şu an kendimi yargılıyorum ve size örnek plmak istiyorum. İnsan gençken daha cesaretli ve gözü kara oluyor. Bakın siz ailenize bile söyleyemediğinizi anlatıyorsunuz. Niye? Zira onlar inandıklarından memnunlar ve daha mutlular. Anlaklarımıza söylene söylene yerleştirilen, ya da sırf uygulanan tarzıyla aklımızda bazı soruların oluşması olasıdır. Ben İslamın sırf onlar layıkıyla uygulayamadılar diye bir tepki tetikli bir arayışla değil, fakat dünyada olanlara anlam veremediğim için çıktım bir iç yoluma. Daha itidalli düşünmek ve yanlış yaparak İslamiyetten ayrı hiç bir bayrak altına girmek niyetinde değilim.

Müslümanlık, şimdilerde bazılarına yaptıklarının yanlış olduğunu haykıran, bu nedenle tepki gösterilmesine rağmen Yaşar Nuri Öztürk hocanın anlattığı gibidir bazen. Onu; izlediğim bir videosunda "Ateist olacağına, Deist ol daha iyidir." demesini korku, şaşkınlık ve hafif kınama görüntüsü oturtmak istediği bakışlarıyla izleyen bir tv kanalının hanım spikeri sadece dinliyordu. Zaten soracağı bir soru olamazdı. Bu yolda kafalar karışmadan sorular oluşmazdı. Sadece düşüncelerimi anlatmak adına yazımı bırakıyorum.Yaradana yarattığı her bir şey için minnet duyuyorum.Bu yolda dilerim ölene kadar en azından beni katliamlar konusunda üzüntümü alacak, rahatlatacak bir ipucu bulabilirim.
Sizi düşünmeye davet ediyorum.
diye yazdım. Ama hiç bir cevap alamadım.

Ece Evren




16 yorum:

  1. İslami hayatta Kuran ve peygamber örnek alınmalı. Elhamdülillah Müslümanız deyip te yemediği halt kalmayan, muslumanligi yanlış temsil eden insanları örnek alırsak dinden soguruz. Allahuekber nidalarıyla katliam yapanlar müslüman olamazlar. Karıncayı bile incitmeyin diyen bir dinin mensubu olamazlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sevdicann,benim de bütün sıkıntım,huzur bulduğumuz şeylerin adeta harcandığını görmek.Son derece üzüntü duyuyorum.Yorumun için teşekkürler yavrum.Sevgilerimle.

      Sil
  2. İnsanların duygu yoğunluğuyla harekete geçip saptırdığı başlıca konulardan biri din. Ne yazık ki bunun arkasına sığınıp körü körüne inandıkları şeyi her yaptıkları olayın sebebi olarak göstermeleri,onların cehaletini gösteriyor. Herkesin aynı yalana inanmasını istemek kadar saçma bu durum. Din üzerinden siyaset yapan mı dersin,her türlü suçu işleyip allahtandır diyen mi yoksa beyinleri yıkayıp günahlarını dinle kapatmaya çalışanlar mı? Hepsi var bu ülkede.Çok güzel bir yazı ablam kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Emre.Ben uzun süredir,bu düşüncelerin girdabındayım.Doğrudur ancak insanı rahatlatacak.Doğru ise tektir.Sağol yorumun için.Sevgilerimle oğlum.

      Sil
  3. Ece abla Burada bana ne kadar laf düşer bilemem ancak bir Felsefe öğrencisi ve ayrıca imam hatipten mezun olan birisi olarak bu konu hakkında uzun uzun konuşabilirim.Ben bir Teistim. Ama bu yazıda ben deizm değil teizm gördüm. Sadece dini konularda yapılan istismara eleştiri olarak ben teizm demek doğru değil.Çünkü sözcükler teizm diye bağırıyor. Ayrıca bu söze özellikle alıntı yaptım.
    " O devirlerde tabii olarak kaydetmede (cahiliyye devri olduğu için)affedilmez hatalar olabilir."
    Çünkü Kuran'ın indirilişi o kadar titizlikle yapılmıştır ki. Şüpheniz olmasın bir harf bile yanlış yazılmamıştır. Nasıl mı? Şöyle Cebrail ayetleri getirdiğinde Peygamberimize ezberletirmiş ve o dönemde yazısı okunaklı ve güzel olan sahabeler tarafından yazıya geçirilmiştir. Bu manada Kur2an yanlış yazıya geçirilmiş demek yanlıştır.Soruyorum Ne kadar arapça biliyor?. 600'lü yıllarda konuşulan arapçaya hakim mi? Bu arada kalmış bir genç. Çünkü anladığım kadarıyla ne deist ne de teist. Arada kalınmış. Felsefi bir inanç yahut Dini bir inanç kendi içerisinde tuturlılık göstermeli. Bu yazıda malesef bir tutarlılık göremedim.Yanlış anladımsa kusura bakma Ece Abla. Yaşar Nuri Öztürk'ün bu sözü yanlış anlaşılmış bence"Çünkü İslama göre en büyük günah Tanrı'nın varlığını inkar etmektir.Bunu yapacağına deist olmak yani bir Tanrı'nın var olduğunu kabul etmek daha iyidir diyor. Yoksa Dinden dönüp git deist ol demiyor.arada çok ince bir nüans var.Ezaqn sesi ile ilgili olarak evet malesef hasta olduğu için rahatsız olunmuş olabilir. Ancak 5 vakit boyunca okunan ezanların ruha iyi geldiği bilimsel bir gerçektir. Müezzin efendi sanırım pek iyi okuyamamış. O nedenle sesi güzel makamları bilen insanları müezzin olarak atamak en doğrusu.

    YanıtlaSil
  4. Sabah Ezanı: Saba Makamı:Şecaat, cesaret, kuvvet ve rahatlık verir. Seher vaktinde daha etkilidir.

    Öğle Ezanı: Rast Makamı Burcu Ateş tabiatlı, kuru-sıcak tabiatlı makam. Gece yarısı ve seher zamanları etkilidir. Soğuk organlar olan kemik, beyin ve yağlara etkilidir. Fazla uyumayı engeller. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur. Özellikle çocuk bünyesinde nem hakim olduğu için, bu sebeple oluşan dengesizlikleri düzeltir. Akıl hastalıklarına iyidir. Sarı safra bağlantılıdır. Erkek karakter gösterir. Gündüzleri ve özellikle Salı günleri etkisi fazladır. Oğlak burcu ve su ile ilişkilidir. Tedavi değeri yüksek olan dört esas makamdan birisidir. Sefa, neşe, iç huzuru ve rahatlık verir. Felç illetine devadır. Başa ve göze etkilidir. Kaslara tesiri vardır. En eski makamlardandır. Farsça "doğru" "dosdoğru" "sağ" ve "gerçek" demektir. Spazmı çözücü özelliği nedeniyle spastik ve otistik hastaların tedavisinde yararlıdır. Mars gezegeni ile bağlantılıdır.

    İkindi Ezanı: Hicaz Makamı Kuru-soğuk sebepli hastalıklar için faydalıdır. Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır. Üro-genital sisteme ve böbreklere etki gücü fazladır. Göğüs bölgesi diğer önemli etki alanıdır. Düşük nabız atımını yükseltir. Alçakgönüllülük duygusu verir. En eski makamlardandır. Zengüle ve Zirgüle makamları ile yakınlık gösterir. Adını Arabistan´daki Hicaz bölgesinden almıştır.

    Akşam Ezanı: Evc ve Segâh MakamlarıHararetten meydana gelen şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur.

    Yatsı Ezanı: Uşşak ve Beyâti MakamlarıBeyaz balgam, gece ve dişi bağlantılıdır. Kalp, ayak rahatsızlıkları, nikriz (damla) ağrılarına faydalıdır. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Çocukların bütün organlarını etkileyen kuru ve sıcak yellerde ve büyük erkeklerde görülen ayak ağrılarına faydalıdır. Derin aşk ve mistik duyguların ifade vasıtasıdır. En eski makamlardandır. "Aşıklar" demektir. Uyku ve istirahat için faydalıdır, gevşeme hissi verir.

    Keşke bilinçli olarak dinleseydi yahut müezzin bunlara uygun okusaydı. ayrıca ezan sesini zor duyan hanelerde var. Bu yüzden yüksek sesle okunuyor. Sizi kırdıysam özür dilerim.Bu beni çok üzer. Şeytan size bu taraftan yaklaşmış bence . Daha uzun yazabilirdim ama daha fazla yazmak burada uygun olmaya bilir maileşirsek daha iyi olur :) Teşekürler ve Sevgiler. Yanlış anladımsa özür dilerim Bu diğer yorumun devamı Abla sığmadı da :)

    YanıtlaSil
  5. Tatlı kızım.Bunun eğitimini almış biri olarak bilgilerini paylaşman çok hoşuma gitti.Hatta senin yorumunu mihmandar edip,üstünde değişikliğe bile giderim.!Böyle konularda coşmamın asıl nedeni,son zamanlarda Allah adının,alet edilecek kadar sık ve değişik konuların içinde geçmesi.Ve müslüman bir ülke olmamıza rağmen gördüğüm kocaman yanlışlar.Ben ilk dilekçemi yazarken diyanete 'EZAN İÇİN KURBAN OLURUM''diyerek başladım sırf kulun Allah^tan değil,birbirinden korkma gafletinden. Ezan değil ki benim rahatsız olduğum.İnsanların volümde ısrarları. Evet aşırılığı kabul etmez müslümanlık.Haklarımız birbirimizinkiyle sınırlıdır. Rahatsız olduğum halde olmuyorum demek riyadır.İnsan herşeyden değerlidir. İbadetler bir moda akımına dönüşüyorsa ve gözümün önünde cuma namazından çıkan bir erkek,arabasının biraz yakınına parketmiş arabanın kadın şoförüne küfredebiliyorsa onun kıldığı namazın ve dinlediği fetvanın hiç yararı olmamış demektir.Müslümanlıkta aşırılık yoktur.En kolay dindir.Çoğu fakir,aç işsiz halkımızın kulağıyla,zengin birinin kulağında aynı etkileri göstermez.Vatanımız güllük gülistanlık değilken,bir gram ekmeğe muhtaç biri ve çeşitli makamlarda okunan ezan.Ezanın,namazın orucun böyle makamlarla,bir takım zevk verici şeylerle ifadesi baştan yanlıştır.Tabii ki de ezan belli bir ritmde okunmalıdır,ama bir şarkı hiç değildir.Esas olan insandır.Eğer bir insan çeşitli zorluklardan geçip bitap düştüyse,ancak o zaman aşırılıkları görebilir.O evde ezanın hikmetlerini göremedik biz,ya şeytan bizde hep konakladı,ya da müezzin hulusi kalple okumadı.Yazmışsın ki-- Şeytan size bu taraftan yaklaşmış bence .Bu yargıya varamazsın.Din tartışma götürmez bir gerçektir.Süslemelerle değil,ciddiyetle anılması gerekir.Herkes kafasına göre onu şekillendiremez.Ben bu yaştan sonra eleştiriye de açık olurum,ama şeytan bile,çektiklerimden sonra bana yaklaşmaya arlanır. Bu yorumunu görmemezlikten geleceğim.Benim adım Hacer.Ece mahlas ismim.Hacer'in manası ise:'dinini müdafaa eden' demektir.Ben hala araştırıyor ve huzura ermek istiyorsam,bu dinimden şüphe ettiğimden değil,uygulamalarına akıl erdiremediğimden.Benim bu konuda fazladan bir süsleme sanatı bilgisine ihtiyacım yok.Konya'lıyım.Dedelerim el yazması Kuran-ı Kerim yazmıslar.Bendeki eserleri bana yeter.

    YanıtlaSil
  6. Çok doğru bunu bende eleştiriyorum.Dinimizi maalesef yanlış kullanıyorlar.O dediğiniz cuma dan çıkanları çok görüyorum.Yahut namazını kildiktan sonra gıybete koşanlar bunların düzeltilmesi lazım malesef insanların imanı taklidi iman, insanların düşünme ışığında Allah'ı yeniden bulması gerek ama malesef insanlar çekiniyorlar.Bu durumda da anlattığınız gibi absürd durumlarla karşılaşıyorsunuz.Keşke insanlar dediğiniz gibi riyakar olmasalar.Türkiye'nin %90 ni güya müslüman ama çoğu dini inkar ediyor.Gidip kimlik bilgilerini dürüstçe degistirseler.Bunu istiyorum.Bu riyakarliktir.Ünlü bir söz var. Dinde yanlışlık yoktur.Insanların uygulamaları yanlış yahut farklı mezheplere duyulmayan saygı yuzunden de insanlar din konusunda bu halde.Sizin başınıza gelen bir durumdan dolayı bir yargıya ulaşmak benim haddime değil.Eğer kirdiysam özür diliyorum.
    Doğru ıslamda aşırılık etmemek gerekiyor.Allah herz zaman yar ve yardımcınız olsun :) Teşekkürler.ve Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  7. Ezan konusunda da farklı görüşler var tabi zevk verici olarak kullanılması elbette yanlış ancak bize hatırlattığı duygular önemli. Bizim köyde sadece anneannem yaşıyor ve bir iki tane ev var.Köyde ezan okumuyor inanın Eve dönünce o kadar rastlıyorum ki. Sizde demiştiniz zaten Kurban olurum diye.
    Oruç konusunda da Allah bize o ay oruç tutmamız gerektiğini söylüyor ama insanlar nedense o ay hiç görmemiş gibi sofralar hazırlıyor.Onun yerine o sofrayı yardıma muhtaç biriyle paylaşmak insanlara çok ağır geliyor.:( üzülüyorum bunlara

    YanıtlaSil
  8. ‘İslam’ kelimesinin ‘terör örgütü’ kelimelerinin yanında yer alması ne kadar tezat bir durum oysa! Yaşanılanların İslam’la ne alakası var ki! İslam dinin tabanı hoşgörü, tahammül, sabır… güzel olan her şeydir, bunu en güzel yaşayıp, rehber olanı örnek alıyoruz ki O, neler neler yaşadı da böyle bir katliam olmadı/ oldurtmadı. İslam dini çok komplike bir din değil ki herkes için indi, 7-70e herkesin anlayabileceği, yaşayabileceği şekil de, özeti de nedir, 32 farz, e hal böyle iken şu yaşanılan/yaşattırılanların dinle ne alakası var, nerde geçiyor ki ‘Allahu Ekber’ deyip adam kes canice ya da canlı bomba ol – benden bile insana emanet verilmişken- aklım almıyor ve benim inandığım, güzelliğine hayran kaldığım dini yaşayan/bilen o kadar az ki, gelenek görenek gibi yaşayan da çok şeriat başlığı altında ahkam kesen de çok!
    Ramazan’da tv programları Ece Abla hiç hatırlatma hele o sorulan sorular, yaa ne cahil insanlarımız var hala deyip deyip oturuyorum :(
    İlim insanı mütevazi olur zaten ki! Saygı beklemesine gerek bile kalmıyor ;) Amin…
    Kilit anahtar Kuran-ı Kerim, tefsirini, ayetlerini iyice benimseyip, yaşam biçimine dönüştürmedikçe başımıza gelenleri sorgulamak da manasız, sonuçta yaratıcın belli, kullanma klavuzunda belli, e niye bu direniş, doğru olan kurallarına uymak, başka türlü çalışmıyor/gitmiyor ki işte, ey nefis!
    Ece Abla! Aklıma hep gelir, biliyor musun? Yaradan bizi izliyor, bunları her daim görüp, işitiyor, olacakları, olanları… her şeyi, peki nasıl katlanıyor, dayanıyor, yarattıklarının bu halini gördükçe, ne acınası, hiç durumu değil mi?
    Yaşar Nuri Öztürk konusunda da Abla, olumlu, mantıklı gördüğüm tarafları da olmuştur. Tam detaylı düşüncelerini bilmiyorum ama bir iki yerde izlediğim ve birkaç yazısına rastladığımda eleştiren çok olmuş ama niyet esastır benim için, algılama, karşı tarafa geçtiği de önemlidir, o yüzden ben güzel tarafını yakalamıştım, o an mantıklı da gelmişti ;)
    Çok doldup taşıyorum gündemi, yaşanılanları gördükçe, hele bir de İslam ülkeleri dendikçe çıldırıyorum! Yok öyle bir dünya ki! Neyse, çok uzattım, affet…

    YanıtlaSil
  9. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili yavrum.Hiç uzatmamışsın.Yazmayı kısa tutmak mümkün değil.Aklımıza ihanet etmek,gördüklerimizi unutmak kadar zor.Artık bizim yaştakileri geçiyorum,sırf son seneler şahit olunanlardan sonra,siz gençlerin hayata duyduğunuz güven sarsıldı.Minicik çocuklar ölümü birebir görerek,hatta işkencelere uğrayıp tanıdılar.Bunlar neden oluyor?Birtakım ezberlerle içlerimizdeki yangınlar söner mi? Ben Yaşar Nuri hocayı;daha ılımlı bir açıdan baktığı ve müslümanları kuralcı zihniyetten çıkarmaya çalıştığı için sever gibiyim.Ama ilmin çoğu da bazen,haddini aştırabiliyor kişiye. Velhasıl, olanları anlamak ve kaldırmak gerçekten zor.Allah dilerim yaşanan bu acıları unutturacak acılar yaşatmasın.Yorumun için teşekkürler yavrum.Çok teşekkür ediyorum.Sevgiler sana.Ece ablan.

      Sil
  10. Oldukça geniş imanım ve naçizane bilgilerimle ansiklopedi bile yazabileceğim bir ..!
    Ancak ben diğer yorumları da okuyup dikkate alarak konuya biraz daha genel bir perspektiften ve mensubu olmaktan şeref ve sonsuz mutluluk duyduğum ve şükür etmekten başka elimden bir şey gelmeyen süzgecinde
    DEĞERLENDİRECEĞİM..!?
    DEİZM(YARADANLIK): Mantık ve doğal dünyaya dair gözlemlerden oluşan,dinsel bilgiye dolaysızca,sadece yoluyla ulaşılabilineceğini ilke edinmiş ve bu yüzden de her türlü dini ret eden ve bir taraftan da vahiy ve eseneden mahrum tek kavramını kabul etmiş bir düşünce sistemi..?
    Yani sadece akıl yoluyla tanınabilen bir İnancı..?
    Bu arada anti parantez TANRI isminin Felsefe ve Edebiyat vb dışında kullanılmasına karşıyım..!Zira kavramını bana hatırlatır..!?
    DEİST; Latince anlamına gelen sözcüğünden türetilmiş ve sözüm ona özgür düşencelilerininancını belirtmede 17.YY'da ilk olarak kullanılmıştır..!?
    GELELİM KONUMUZA...!?
    ÖNCELİKLE DİN NEDİR...? Korkmayın dinin kişisel ve kendi aklıma ve mantığıma göre tanımını yapacak kadar cahil insanlardan değilim..!?
    DİN;En geniş manasıyla insan varlığın esası arasındaki ilişkiye cevaplar getiren kurumdur...! ERDİRİCİ,ARI,DURU DİN sadece ve sadece ALLAH(C.C)'nun tekelindedir..!(ZÜMER 2)
    PEKİ....! Mevcudu beğenmiyorsan...ki konumuz bence bir
    ...!? o zaman ne yapılmalı ve nasıl düşünmeli..!?
    CEVAP: Mevcudu beğenmiyorsan,öncelikle kendine gereken ve ulaşacaksın..!? Sonra da idealindeki(amaçladığın) mesajı tüm insanlığın vicdanında benimseteceksin..!?Bağırıp,çağırıp isyan edip yırtınman,gök kubbenin senin çevrende dönmesini sağlamaz..!? Herkes senin gibi düşünmeyebilir;ama çoğunluğun düşündüğüne saygı duymak zorundasın..!? UNUTMA...! istisnalar kaideleri asla bozamaz..!?
    İSLAMİYET:İçinde selamet(mutluluk) kelimesi barındıran tek dindir..!
    O DİN Kİ;Hz Mevlana'nın dediği gibi; iman edilmelidir.. DER..!(Mevlana Muhammed Arif Hutani TAM İLMİHAL sh 324)
    Önce batıl ve bozuk ilahları yok etmek sonra HAK olan MA'BUD'u bilmek lazımdır der aynı HZ MEVLANA..!?
    İSLAMİYET;öyle bir dindir ki; Deistlerin savunduğu gibi mantık ve akıldan doğmuş dinlere benzemez..!Çünkü mantık ve akıl İslamiyet'ten doğmuştur..!?
    İSLAMİYET;öyle bir dindir ki;imanın kuvvetini ve tartışılmazlığını beş şartta toplar...!?
    GAİBE İNANACAKSINIZ,SALAT(DUA,NAMAZ) EDECEKSİNİZ,İNFAK(PAYLAŞACAKSINIZ),VAHİY(Peygamberlere ALLAH(C.C)TARAFINDAN GÖNDERİLEN EMİRLERE)İNANACAKSINIZ VE TÜM PEYGAMBERLERE İNANIP AYNI İMAN İLE ONLARI KABUL EDECEKSİNİZ..! BAKARA SÜRESİ İLK BEŞ AYET..!
    GERÇEK İMANIN TANIMIDIR BU BEŞ AYET..!
    İSLAMİYET'te sorulmayacak soru verilmeyecek cevap yoktur..!
    Sonradankültürü ile ortaya konan (BİAD:sonradan çıkarılan,BİAT:tapılan..!?)
    ve kişisel menfaat düşüncesine dayalı ve dinimizle özdeşleştirilmeye çalışılan hiçbir uygulama dinimiz de yoktur..! Bu tip uygulama ve inançlar dinimize 1400 senedir zarar verememiştir bundan sonra da veremeyecektir..!Dünya da en çok yayılan dinin İSLAMİYET olması bunun en büyük ispatıdır..!?
    NETEKİM : YASİN süresinde gaflet ve dalalete düşenlerin sonları ve cezaları ifade edilmiştir..!?
    BİAD kültürü ile oluşturulmuş dini safsatalar(deizm gibi) okyonustaki bir damla kadar değerli değillerdir..!Ve dinimize zarar veremezler..! DEİSTLERE ALLAH DOĞRU YOLUNU (HİDAYETİNİ) NASİP EYLESİN..!
    Yüreğini sevdiğim ve yaşadığı acıları bildiğim Kraliçe ablam Ece Evren'in bu konuya neden değindiğini çok iyi anlıyor ve naçizane kendisine hak veriyorum..!Ama kişisel fikrim odur ki zaman ayırmaya bile değmez bir konu..!?
    Yazdıklarımın hepsini ablamın ziyadesi ile bildiğine ve vakıf olduğuna inanıyorum..! SEVGİLER SAYGILAR..!D.U

    YanıtlaSil
  11. Evet Duycan.İslam dininin dışındaki ;başlık bile olamayacak altı boş ,ancak bir saçma arayış, debelenmeden ibaret,üç-beş harfin anlamsız beraberliği ve tartışması bile yapılmayacak bir yanılgıdan başka bir hiç şey değil.Zaten kendimi eleştirimi de orta yerde yapmamın nedeni buydu.O başlığı bana attıran ve yayınla butonuna bastıran neydi?Yönlere yanlara doğru arayışım neydi ve nedendi?Belki bağıra bağıra Allah'ım gördüklerime dayanamıyorum,ya şu vicdanımı sustur, acıma duygumu azalt,Allah'ım yardım et demenin uzun uzun anlatımı mıydı.Allah'ım dayanamıyorum dünya biraz durulsun,bir sürü çocuk babasız,bir sürü anne çocuksuz, katliamlar dursun..un bir çığlıklı duası mıydı.Ama o büyük Allah'ımız benim bu çırpınışlarımı anlar,O'nun affına sığınırım.Sonsuz sabrından nasiplenmek ve onun yaratacağı yine sağır bir sessizlikte dinlenmek tüm dileğim.Yorumun için teşekkürler.Sevgiler,saygılar Duycan kardeşim.

    YanıtlaSil
  12. Kraliçe ablam merhamet en kutsal duygulardandır..!Naçizane o tatlı ruhunun dinimizin de adının yanında ceyran eden insanlık dışı olaylar karşısında bir insan olarak duyarsız kalması zaten mümkün değil..! Bizim dinimiz kavuşma,br araya gelme ve ..!ANLAMI: ALLAH(C.C)cezalandırmak için acele etmez sabırlıdır..! SİZ İMANI GÜÇLÜ BİR İNSANSINIZ BU TİP SAFSATALAR İLE BEYNİNİZİ YORMAYIN..! ALLAH(C.C)'NA SIĞININ VE ONDAN MAĞFİRET DİLEYİN..!SEVGİLER SAYGILAR..!D.U

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ve geri bırakılan (âyet-106: gazadan geri kalıp, haklarındaki hüküm ertelenen) üç kişinin de (tövbeleri kabul edildi: âyet 117). Hatta yeryüzü geniş olmasına rağmen onlara dar gelmişti. Ve nefsleri de kendilerine dar geldi. Kendilerine Allah’tan başka bir melce (sığınak) olmadığını anladılar (kesin olarak idrak ettiler). Sonra (tövbeleri kabul edilerek) ruhlarını yeniden Allah’a ulaştırsınlar diye tövbelerini kabul etti. Muhakkak ki Allah, O; Tevvab’tır (tövbeleri kabul eden), Rahîm’dir (rahmet nurunu gönderen). Seni anlıyorum Duycan ve dediğini yine hepinizin önünde yapacağım. Allah'ım;beni ,büyük ihtimalle haddimi aştıran his ve giderek düşüncelerim ve her nasılsa içimi ferahlatır diye belki,çıktığım yolun çıkmazlar olduğunu anlayıp özümdeki şüphe kabul etmez gerçeğime bir nebze bile zarar verdiysem yüce huzurunda ,belki de huzurlarını kaçırıp üzdüğüm insanlar için de senden hulusi kalple af diliyorum.Amin.

      Sil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la