Heyy! Ben De Varım Dünyada...7. Bl.


Kuş, Karga
Karga

Heyy! Ben De Varım Dünyada

Bir gün şimşirlerin arasına hızla bir şey düştüğünü duydum. Hemen bahçeye çıktım, dikkatle şimşirleri araladığımda yaralı bir karga gördüm. Üzüldüm. Galiba en beslenen  tarafım acıma duygumdu. Hemen görevlimiz Mustafa Beye bir kutu alıp gelmesini rica ettim, zira gün akşama dönüyordu ve doğaları gereği hayvanlar onu sabaha sağ bırakmazlardı. O gece onu içeride tuttum. Koyduğum karton kutunun içinden sabaha kadar uçmaya çalışma seslerini duydum. Gün aydınlanınca Mustafa onu alıp yakınımızdaki veterinere götürdü. Bu arada Florya Hayvan Hastahane'sini aradım. "Henüz hiç karga hizmetimiz olmadı!" dediler. Şaşırdım. Mustafa’yı apartman dış giriş kapımızda beklemeye başladım. Derken yanında yaşlı, tonton bir beyle göründüler. Meğer yöneticimizmiş, sanırım kutudaki canlı hakkında konuşuyorlardı. 

Yanıma kadar geldiklerinde bana yöneticimiz "Ne uğraşıyorsunuz boşuna, en rezil hayvandır, balkonumdaki  çiçekleri mahvettiler... Sahile (eliyle sol tarafı işaret ederek) iniverin şuradan, atın denize gitsin!" dedi. "Aşk olsun beyefendi, o da bir canlıdır, böyle düşünmenize inanın çok şaşırdım."dedim. Sonradan ise hiç şaşırmadığım bir şeyi duymam geç olmadı. Yöneticimiz dördüncü evre kanser teşhisiyle hastaneye kaldırılmıştı. Bir sene yattıktan sonra ise vefat etti. Nedense rahmetli Kayahan’ın şarkı sözleri geliverdi aklıma "ATIN BENİ DENİZLERE, YALAN DÜNYA SİZE KALSIN..."

Anne kedi artık dışarıya çok sık çıkmaya ve akşamlara kadar gelmemeye başladı. Ama geldiğinde en çok da erkek olduğundan mı nedir Ponçiği yalıyor, seviyordu. Ben bu sahnelere dayanamıyordum. Zira artık gideceğini benim de hissettiğim gün, hepsi birbirine sarıldılar. Çocuklarına veda ediyordu. Doya doya ağladım o gün. Ve hamile olup yine bizden medet umduğunu anladığımızda işin tadının kaçacağı da belli oldu. Aslında onu kısırlaştırmayı düşünüyorduk ama bizden hep kaçtı. Gelecek günlerde bizi daha kötü sıkıntılar bekliyordu...

Evet, balkonumuzun üstüne takılacak camlar hariç etrafı pimapenle kapanmış, bahçe kenarları çimentoyla beslenip, seramik taşlarla döşenmişti. Henüz kullanıma hazır değildi. Bu işlemler olurken daha bir saldırı yoktu ama dikkatimi çeken ve keyfimi kaçıran ilk şey üst komşumuz olan beyin cümle kapısının önünde, karşısına görevlimizi alıp apartmanın idaresine dair fark ettiği olumsuzlar için attığı nutuklarıydı. Biz hiçbir zaman rahmetli olanından sonra yöneticimizin kim olduğunu bile bilmiyorduk. Öyle başıboş bir apartmandı. O bas bas bağırıyordu. Ama duyması gereken kişiler işlerinde, bir çoğu belki evlerinde duymazken; bunlarla kafası şişen, tam da alt kısmında mutfak camlarımız olan iki komşuyduk. Daha doğrusu daire sahipleri ‘saldık çayıra’ tarzlarıyla epeydir yönetim diye bir şey olmadığını kabullenmişlerdi anladığım kadarıyla... 


Kuşlar

Hayvanları, onların varlık ve yaşama hakları olduğunu düşünemeyen, üstelik bu kadar acımasız gözle bakanları asla anlayamayacağım. Zaten anlatamazlar. Ancak bir gün mutlaka onların neden yaratıldıklarını öğreneceklerini bilmek, içimi bir nebze rahatlatıyor...


Ece Evren           











14 yorum:

  1. Atın denize ha!? Yuh! İki eli, iki ayağı olan insan kılıklı, insan müsvetteleri ...ilahi adalet tecelli etmiş ama. Yaptığınız iyilikler size iyilik olarak inanın dönecektir arkadaşım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam canım;bende çekim gücü var sanırım, sık sık vicdanım bu tip olaylar yüzünden hop oturur hop kalkar ve bir türlü dinlenmez.O kadar üzülüyorum ki, onları sevmemelerini geçtim, böyle yüreği katı ve hayvanların bu dünyadaki varlık nedenlerini anlamak istemeyenlere...
      İnşallah onlar da bu saplantılarından kurtulurlar.Kedi, köpek düşmanı çok fazla.Yorum için teşekkürler canım.Sevgimle :)

      Sil
  2. Hayvanlari sevmeyen insanları da sevemez bence. Evde hayvan beslemiyorum ama cocuklar da eşimde ben de istiyoruz. Bir gün bahçeli bir evim yrsa kesinlikle kedi ve kopek olsun istiyorum. Çocukların onlarla kurdukları bağ çok farkli

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili anne güncesi.Gerçekten bunu bütün dünya ve bizim ülkemizde de büyük bir çoğunluk kabul etmiş.Onlar, insana terapi gibi iyi geliyorlar.Hele çocuklar gerçekten yüreklerinin temizliğiyle bunu hemen farkediyorlar. Yavruların ve eşinle birlikte nice mutlu seneler canım.Sevgimle...

      Sil
  3. Kargalar Mersin'de sahildeki ağaçların üzerinde, arasında çok sık görülürler. Bazen çok uysal, bazen de çok hırçın olabiliyorlar.Özellikle erkek karganın yanında dişi karga varsa o çevreye kimseyi yanaştırmayıp yüksek sesler çıkararak hırçınlaşabiliyor.Seçici davranıyor. 1-2 kez bazı arkadaşlara saldırıya da geçmişlerdi.
    İstanbul gibi büyük bir kentte veteriner hastanesinde "hiç karga tedavi hizmetimiz olmadı" denmesi çok ilginç.Sizin onu iyileştirme çabanız takdire değer gerçekten.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. Hoş geldiniz canım.Yorum için teşekkürler.Kargaların yavruladıkları zaman uçurmaya çalışma dönemlerinde nasıl bir kordon oluşturduklarına şahit oldum o evde.Tabii ki yapısı gereği tehlikeli olabiliyor.Hayvan hastahanesine açtığım telefonda, çok daha acaip sözler de duydum o gün.Semtteki veterinerin hiç itiraz etmeden iğne yapıp göndermesine karşın, hastahane elemanının alay eder gibi konuşması çok üzmüştü beni.Fakat inanır mısınız kutusunda yedirme çabalarıma tepki vermedi, su da içti pet şişeden; lakin uçamamak onu zorlamıştı.
    Sevgimle Makbule'ciğim :)

    YanıtlaSil
  5. Apartman yöneticileri: Hiç bir zaman belli bir rütbeye erişemeyip kendiyle 'yönetici' diye övünen inasanlar maalesef. Hayvan martıda olsa dediğiniz gibi bir canlı ve gösterilen tutum hoş değil. Ayrıca veterinerlerin de hayvanları sadece 'kedi, köpek' olarak görmelerinden bıktım sayılır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Oktay oğlum.Benim üzüntüm, o yaşa gelmiş bir insanın hala doğayı bir bütün olarak düşünememesi.Ayrıca apartmandan çıkarken gördüğü kedilere tekme atarmış.Sonradan duydum.Allah ıslah etsin böylelerini.Teşekkürler yorum için.

      Sil
  6. Nasıl insanlar var dünyada, ne demek atın denize! Ne oldu, şimdi kimse o kişiyi iyi hatırlamıyor. Ece Ablacım nasıl insanlarla uğraşmışsın sen :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatımın her döneminde, kendimi anlatamamanın üzüntüsünü yaşadım.Her nedense hep böyleydi:(

      Sil
  7. Onlardan her yerde var canım illa ki çıkıyorlar ortaya. dile gelse o canlar nasıl karşılık verir kim bilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş gelmişsin Hatice canım.Günün aydın olsun.Bu hikayeyi bloğa geçerken dahi, o günleri hatırlıyorum.En üzüldüğüm, o evimizi çok seviyordum. Kedilerim kaçmasın diye tasma ile otların arasında dolaştırırdım.Ben de bir parça hava alırdım.Şimdi üç aydır taşındığımız evin dördüncü katının balkonundaki saksı çiçeklerinin topraklarını kokluyorlar. Günahları çok bence o insanların.Yorum için teşekkürler canım.Sevgimle.

      Sil
  8. Yöneticinin lafına mı üzüleyim hastanenin tepkisine mi.. ah ah insan insana bu kadar nankörken, acımasızca çocukları katlederken onlardan hayvanları, bitkileri, doğayı anlamasını beklemek mümkün değil sanırım :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. birdefnemasalı,hoş geldiniz canım.Evet bu daha işin başlangıcı.O evde yaşadıklarımı ömrüm ne kadarsa unutmayacağım.Sevgiler canım.

      Sil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la