Ruh Kanseri 1. Bl.




Ruh Kanseri
Depresyon
Ruh kanseri diye bir hastalık duydunuz mu? Duyduysanız yakınlarınızdan biri miydi pençesinde olan? Yoksa  kimdi? Yakalandığını biliyor muydu? Peki ömür boyu geçmeyecek bir hastalık olduğunu duydunuz mu? Ne çaresiz bir hastalık olduğunu? Literatürde  'Ruh Kanseri' diye bir tanı  geçer mi? "Olsa geçerdi…’’ diyenleriniz olacak, duyar gibiyim sizi... Ama her organ gibi RUH da kanser olur, öyle bir olur ki şaşırırsınız. Üstelik depresyondan deliliğe kadar bir çok çeşidi vardır kendi başlığı altında. Böyle bir hasta ruhun etkisindeyken, bazılarımız tedavisi olmadığını seneler geçince anlar ve mümkün olduğunca ilaçlarını içer. Hafif robot tadında sabit bakarlar ve iyice çekilmez olurlar. Mutluluktan bahsedilirken  bile irite olurlar. Tedavisi ne tam bulunabildi bugüne kadar ve de hiçbir zaman tam mutlu olamadı ruh kanseri olanlar... Ne tam iyileştirdi ilaçlar, ne kar etti dualar, tavsiyeler... Binlerce değişik duygularınız ve siz! Halden hale girip çıktı ruhunuzun huzur vermediği vücudunuz...

Atipik hareketlerinizle fark edilirsiniz vakit geçmeden, hatta bazen hemen... Herkes, anladıkları  halinizden sonra  sizi çeşitli sıfatlarla yaftalarlar. Hiç bir hastalık böyle yargılanmaz.  Ama ruh hastası olana hiçbir zaman hoşgörüyle yaklaşılmaz. Hep tehdit unsuru olarak görülürler. Organlarınız tıkır tıkır işler, fakat siz onların dışını kaplayan vücudunuzu bir santim öteye kıpırdatamazsınız bazen. Bazen de öyle bir hareketlilik gelir ki birkaç metrekarede nice turlar atarsınız... Anladığınız anda fark ettiklerini, görmemiş gibi yapmalısınız alaycı bakışları. Siz onları anlarsınız da, onlar sizi anlayacak kadar yürekli olamazlar genellikle.

Yakınlarınız ki, onlara en çok zarar görenler derim ben. Sadece anlamakta güçlük çekip, belki hiç anlayamadan hem üzülüp, hem yaşamları rezil olanlardır. Çünkü sizin, hiçbir şeyden zevk almayan, alamayacağı da belli olan tatminsiz ruhunuz ne istediğini bilmez halde hem sizi, hem de etrafı yaralar. Anlamış ve kabul etmek zorunda kalmışsınızdır ki hiç bitmeyecek bu sıkıntılar. Bazen yatışacak ama en ufak bir terslikte yine göğsünüzün hemen altındaki canınızın üstüne tüm ağırlığıyla oturup baskı yapacaktır. O kadar sıkılırsınız ki her şeyi tehdit unsuru olarak görür, bir de haklıyım sanırsınız. Aslında hakkınızı verecek tek şey ölümdür. Ancak o, sizi bu acılardan ve sıkıntılı ruhunuzdan kurtaracaktır. Ruh ise gizemini kıyamete kadar koruyacağı için, belki de vücudunuzu terk ettiğinde, ancak vücudunuz  kurtulacak onun peşinde koşmaktan. Ama siz bu acıları çekmeye devam edeceksiniz ölseniz bile... Zira Allah bizlere ruhundan üfleyerek verdiğinde en arı haliyle vermiş olmalı diye düşünmek istemişimdir. Dünyadaki koşullar onu bu hale getirmiştir. Ya da hastalıklı ruhumuzla doğmuşuzdur dünyaya kim bilir?
      


Ece Evren   10.01.2015



28 yorum:

  1. Yazıyı çok içten yazmışsınız o yüzden tebrik ediyoruz sizi ama gel gelelim benim düşüncelerime :)Şöyle düşünüyorum,psikiyatrik hastalığı olan insanlar aslında özeldir.Hayata farklı bakarlar,çok güzel yaratımlar yaparlar.Farklılıkları arabesk modunda değil de üretim yönünde kullansak süper olur.Her sıkıntınızda da bana özelden yazarsanız elimden geleni yaparım sizin için.Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok tatlısınız inanın.Yazımın diğer bölümleri de var.Acılarımla dalga geçmeye çalışıyorum.Yazmak çok iyi geliyor.Fakat filtrelemeyi beceremiyorum.Tabii ki de yazarım size.Üretime dönüştürmeyi çok isterim.Teşekkürler.Sevgiyle :)

      Sil
  2. Aslında bedende yaşananlara hastalık gözüyle bakıp hep onu tedavi ediyoruz halbuki bedenimize can veren ruhumuz ne çok yaralar alıyor.. farkına varılmayınca hastalık ilerliyor ve bu hastalık tam da dediğin gibi çevresine de fena zararlar veriyor.. Ruh kanseri.. Ne güzel de tanımlamışsın..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlayışlı kızım.Aslında ruhumuzun özel bir bakıma ihtiyacı var.Tabii çocukluk en önemli evre.Asla affetmiyor hiç bir ihmali.Sevgiler Feray'cığım :)

      Sil
  3. Ahhhhh Ece Ablammmm . Böyle insanlar o kadar çok ki çevremde 😞😞

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğrudur.Allah yardımcın olsun Tigris'im.Sevgiler canım:)

      Sil
  4. Belki de sorun bizde değil yaşadığımız çağdadır. Etrafta antidepresan ilacı kullanmayan kalmadı herhalde. Yazinizda çok güzel ifade etmişsiniz (h)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben, benimkini sadece geçmişime bağlıyorum.Açık kalpli oluşum, psikiyatrımın baştan beri hoşuna gitmiştir.İnsan tanıdığı şeyle mücadelede daha başarılı oluyor.Beğenmeniz mutlu etti beni.Sevgilerimle :)

      Sil
  5. tanımlamanızı da yazınızı da çok derin, düşündürücü ve farklı buldum Ece ablam. ruhun aldığı yaralardan beden etkilenirken çevrenin etkilenmemesi mümkün değil zaten. yazmak iyi gelir, ruhu iyileştirir... sen bizi kaleminden mahrum bırakma hiç =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Duygun, o kadar güzel bir yorum ki, kerelerce okudum.Zaten anlaşılmak kadar onarıcı bir yaklaşım yok.Yazıyorum canım, çok seviyorum yazmayı. Teşekkür ediyorum.

      Sil
  6. Yanıtlar
    1. Anaaam demek oradan tanışıyoruz.Anlaştık Emre :))

      Sil
    2. Sanırım bu genel bir hastalık. Çoğunda bu durumlar gözlemleniyor. Kimileri ileri düzeyde kimileri başlangıç düzeyinde e bazıları ise standart. :)

      Sil
    3. Aynen Uğur oğlum.Kabul edip tedavi olmayı kabullenmek en sağlam adım.

      Sil
  7. Ece hanimcigim yaratici insanlarin çogunda bir huzursuz ruh var sanirim. Tabii rahatsizligini yaraticiliga döktüyse. Etrafina ve sevenlerine zarar vermesi ise en kötüsü bence. Bizler zararsiz delileriz bence :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım Derya'cığım.Bir şekilde bu devirde ruhumuzu onarmak için danışanımız olmalı.Altından kalkmak zor olanların.Bazen öyle bir uzaklaşıyorum ki yaşamdan, işte o an yazma zamanı diyorum.Yorum için teşekkürler canım :)

      Sil
  8. Uzun zamandır girmediğim blog alemine bir dalıyorum ve Ece ablamın bu güzel yazısında kendimi buluyorum... Ruh kanserine birazda önem vermediğimizden mi yakalanıyoruz ne... Başımız ağrısa hemen doktora koşan bizler acaba ruhumuza bakım için neler yapıyoruz...
    Özlemişim yazılarını Ece abla iyi yayınlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Süleyman , geçen senelerde yazmıştım.Aynen yaşadığım durumlar.Allah kimseye yaşatmasın dilerim.Ruhu zedeleyen o kadar çok şey var ki...Sağol kardeşim.Kadir gecen mubarek olsun.Sana da iyi yayınlar.

      Sil
  9. Sorulara cevap: evet duydum. Evet yakinim da hem de cok. Bir nefes kadr yakinimda. Sadece farkindaydi ama sirdi onun icin. Arada bir gelen karaltilar icinde kaybolmakti bazen. Bazen de cok kalabalik bir toplulugun ayni anda konusmasini dinliyordu. Bazende hic kimse anlamiyorsa onu kendi kendine muhabbet ediyordu. Ama genel anlamda iyibiriydi sanirim. Sevdiklerine zarar vermezdiherhalde...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zarar vermezler, ama bana zarar ver diye üstüne gelenler çok olur.Yine de vermezler.Onların sadece kendilerine zararları olur.Yazdıkların çok anlamlıydı, anladım.Bu insanların anlamaları algılarının son derece açık olmasından.

      Sil
  10. Çok güzel yazmışsınız, elinize sağlık (h)

    YanıtlaSil
  11. Bedenimizde açılan yaralarımız gibi iyileşebilseydi keşke, ruhumuzdaki yaralar Ece Ablacığım....

    YanıtlaSil
  12. Sanki beni anlatmışsın Ece ablacığım. Geçmek bilmeyen bir hastalık bu ilaçların fayda etmediği. Bazen geçecek gibi oluyor ama yine başa dönüyorsun bu bazen o kadar çok oluyor ki artık umudunu kaybediyor insan. Alışıyor yavaş yavaş. Özlemişim yazılarını sevgilerle öpüyorum seni. ❤

    YanıtlaSil
  13. Sema kızım.Üzüldüm.Zira çok gençsin.Sıkıntılarını almak isterdim.Hassas olmak var ya, işte o zaten zorluyor insanı.Egomuzu okşamamız lazım.Tatlı kızım.Sevgiler sana :)

    YanıtlaSil
  14. Doktor doktor dolaşmış, içmediği, denemediği ilaç kalmamış ama yine de çareyi bulamamış biri olarak bu konuda tek diyebileceğim şey, "valla da bıktım"..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın Yağmur kızım, bitmeyeceğini düşünmeye başladım ama Allah unutturur da dilerim kızım..

      Sil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la