Depresyon |
Hala söyleniyordu depresyonum. Meğer nasıl da alışmış bana...
"Senelerdir, daha on yedisinde aşık olduğu kızı arayan kişi koca adam olmuş ve en sonunda onu bulmuştu. Hani arayan mevlasını da, belasını da bulur misali... Ben çağın duygu vebasıyım. Güzel sözler, iyi niyet, ar haya beklemeyin benden. Aslında şeytanın hırslanıp parçalandığındaki kollarından biriyim. Sadece kulak verin bana. Sizi hangi hallerinizden sonra teslim alabilirim ve gücüm ne kadardır? Yeter bu kadarı! Ancak bu kadar verebilirim size ip uçlarını! O kadar yerlere düşmüş yaşıyorsunuz ki, bu gariban kadın sizin kadar hak etmiyor beni. Ben bile size eziyet konusunda az gelirim. Sizin için hazırlanan cezalardan da haberim var benim..."
"Aradı ve buldu diyordum. Gerçekten de seviyor adam, her halinden belli...Ama bizimki öyle normal sevgiyle yetinecek biri değil. Daha birinci konuşmalarından sonra düştüğü durum içler acısı. Nasıl baş edeceğini sanıyor ki? Üstüne bir de evli adam...Bizimkine ancak üzüntü verebilir. Onun ah!lamalarından, offf! lamalarından, ağlarken birdenbire deli gibi gülmelerinden... Bütün bunlardan sonra yine de mutluysa anlarım ancak aşkı gerçekten yaşayıp yaşamadığını ve ona iyi gelip gelmediğini.Tam iyileşmeden terk etmem onu. Ondan gittiğimi de fark etmemeli. Hiç yaşamamış kadar unutmalı beni. O zaman inanırım iyileştiğine ve hayatı başaracağına. Az uyumadı içimin yangın gibi sıcaklarında, kendi acılarından daha yakıcı ve yıkıcı değildim çünkü. Benim ona yaşattıklarıma benzer şeyler olsa da, onda olmamın güvencesiyle onu, ne bileyim belki de bu densiz adamın üstüne salarım.Ben nice krizlerini zevkle seyrettim. Belki kendimi o adama da bulaştırabilirim bu garibanın sayesinde. Ruhtan ruha uçmak ne kadar da zevkli olur kim bilir..."
İMZA -EN SADIK DOSTUN=DEPRESYONUN...
Ece Evren 29.06.2015
"Senelerdir, daha on yedisinde aşık olduğu kızı arayan kişi koca adam olmuş ve en sonunda onu bulmuştu. Hani arayan mevlasını da, belasını da bulur misali... Ben çağın duygu vebasıyım. Güzel sözler, iyi niyet, ar haya beklemeyin benden. Aslında şeytanın hırslanıp parçalandığındaki kollarından biriyim. Sadece kulak verin bana. Sizi hangi hallerinizden sonra teslim alabilirim ve gücüm ne kadardır? Yeter bu kadarı! Ancak bu kadar verebilirim size ip uçlarını! O kadar yerlere düşmüş yaşıyorsunuz ki, bu gariban kadın sizin kadar hak etmiyor beni. Ben bile size eziyet konusunda az gelirim. Sizin için hazırlanan cezalardan da haberim var benim..."
"Aradı ve buldu diyordum. Gerçekten de seviyor adam, her halinden belli...Ama bizimki öyle normal sevgiyle yetinecek biri değil. Daha birinci konuşmalarından sonra düştüğü durum içler acısı. Nasıl baş edeceğini sanıyor ki? Üstüne bir de evli adam...Bizimkine ancak üzüntü verebilir. Onun ah!lamalarından, offf! lamalarından, ağlarken birdenbire deli gibi gülmelerinden... Bütün bunlardan sonra yine de mutluysa anlarım ancak aşkı gerçekten yaşayıp yaşamadığını ve ona iyi gelip gelmediğini.Tam iyileşmeden terk etmem onu. Ondan gittiğimi de fark etmemeli. Hiç yaşamamış kadar unutmalı beni. O zaman inanırım iyileştiğine ve hayatı başaracağına. Az uyumadı içimin yangın gibi sıcaklarında, kendi acılarından daha yakıcı ve yıkıcı değildim çünkü. Benim ona yaşattıklarıma benzer şeyler olsa da, onda olmamın güvencesiyle onu, ne bileyim belki de bu densiz adamın üstüne salarım.Ben nice krizlerini zevkle seyrettim. Belki kendimi o adama da bulaştırabilirim bu garibanın sayesinde. Ruhtan ruha uçmak ne kadar da zevkli olur kim bilir..."
"Bak geçenlerde sevdiği adamın torunu oldu. Adam sanki dünyaya yeniden geldi. Onu ihmal etmeye başladı bile. Bu garibim hala umutlu. Sakallarını kesme, sana çok yakışıyor demesine rağmen, sırf torununu şapır şupur öpme zevkini tatmak için seni iplemeden soyulmuş soğana döndüğünü müjde gibi söyledi.Telefonda ona olmadık laflar söyledin.Sana tüm anlayışıyla katlandı. Ne yardan, ne serden diyordu besbelli. Doktorunun sana sadece zor durumlarında iç dediği ilaç bitti bile...Yanlız hissediyorsun. O hep zevkli bir şekilde yaşıyor. Hırsın kalbinin altını ve üstünü tuttu. Olmadık beddualar ediyorsun, yatsana, yat da ben ağız tadıyla şu partiye gideyim...Hadi sana tüm zorluklar! Yeter ki yine bana dön...ben hep arkandayım, bana güven!"
İMZA -EN SADIK DOSTUN=DEPRESYONUN...
Ece Evren 29.06.2015
Şimdi insanlar daha mı kolay depresyona giriyorlar yoksa depresyon hep vardı da eskilerin tarladan, işten güçten bunu anlamaya fırsatları mı yoktu bilmiyorum. Gerçi dert her zaman var değil mi? Hele kadın için... ❤
YanıtlaSilEmine, hem yürekli hem de gerçekten çok tatlı bir evlatsın.O kadar temkinli yorumlar yapıyorsun ki, Allah senden razı olsun kızım.Eskiden adı konmadığı için kim bilir yakalananlar fazla önemsememiş olabilirler.Şımarık, kaprisli bir hastalıktır.Tarlada çalışan muti, sabretmesini bilen, bilgi sağanağına uğramamış ve haliyle bir şekilde ya atlatmış, ya da sadece 'İçim sıkılıyor, hayırdır inşallah ''deyip Yaradanına sığınmış.İnsan tekamül ettikçe dünyanın hiç de kolay olmadığını daha bir anlıyor.Kontrol kaçmaya görsün. Terslikleri çekiyor sanki.Ya da hasta olan daha büyütüyor gözünde.Yorumunu çok sevdim, seni de seviyorum :)
SilNazik cevabın için teşekkür ederim Ece ablacım, ben de seni çok seviyorum. Mutlu, huzurlu nice bayramların olsun ❤
SilSenin de, tüm ailenin de bayramınız kutlu olsun .Çok teşekkür ederim Emine kızım :)
SilArtık depresyonla vedalaşma zamanı gelmiş sanki :)
YanıtlaSilCanım, berabereyiz şu anda.Ama yaklaştırmıyorum onu :) Gerçekten çok iyi geliyorsunuz bana.Sevgilerimle :)
Sil