Stephen Ne Yapıyor Acaba?


Hikaye
Oyuncular       



Stephen Ne Yapıyor Acaba? ( Bunu hak etmişti alçak...)

Durup dururken oyun kahramanıma bunu sorduğumda, yüzünün aldığı ifade anlatılır gibi değildi... 
_O da kimm? diye bastırarak sordu.
_Bizim Stephan…” dedim.
_ Allah Allah, sizin Stephen’ınız da mı var. Ben tanıyor muyum?
-Nereden tanıyacaksın, biz biz miyiz ki? Stephen benim on sene önce tanıdığım biri.
-İlginç...
-Yoo, senin kadar ilginç olamaz kimse.
-Onu demek istemedim, arkadaşın olması ilginç...
-(Ben anlamazdan gelerek devam ettim) Arkadaşım olması neden ters geldi ki sana? Senin Ayşe, Fatma, Muallâ, Kezban, İpek, (Leyla), Necla, Züleyha vs. bir sürü arkadaşın oluyor da, benim bir tek Stephen’ım mı battı?
-Senin?
(Gittikçe gözlerindeki ifade değişiyor, yavaştan fal taşına dönüşüyordu, kızmıştı. Neden kızsındı ki? Yo yo belli ki kıskanmıştı. Bu kadar salak olduğuna inanamıyordum ayrıca)
-Evet benim…

Devamı …

Kurgu başlar. Setteyken özellikle sormaktan imtina edip, çekimler bitince sorar diye düşündüm. Birden o
_ Ben içeceğim bu gece, ters düşer mi? 
_Düz düşse sevinirim. İçince bir hoş oluyorsun, yorgunum, çekemem. Herhalde hem yazıp hem oynuyoruz, insaf yani. Şimdi mezesiydi, geyiğiydi... sen uslu içen biri değilsin. Üstelik konuşurken tepemdeki saçlarımla muhatapsın hep, ya da kollarımla ve  ellerimle. Gözlerimin yerini keşfedemedin hâlâ!
_Ya ne saçma sözler bunlar, daha ben içmeden sen saçmaladın.
_Öncü  hamle benden olsun, sonra zaten bildiğinden şaşmazsın sen. Bu yaşta hiç çekilmiyor be kankim.
_Böyle davranmazdın sana ne oldu ki böyle? İstediğin kadar muhalif ol içeceğim.
_İlla deşeceğim konuyu diyorsun yani?
_Hangi konuyu?
_Yarınki çekim konusunu değil elbet. Zaten tekste sadık değilsin, gizli gizli diğer çekiminin kahramanını arıyorsun,  fark etmiyorum mu sanıyorsun. Yalnız, sen çok eziksin ona karşı, hırpalıyor mu gidince seni Leyla? Burada maşallah efeler gibi aklına geleni söylüyorsun. 
_Bak yine keyfimi daha içmeden kaçırdın…
_Keyif durağı mı burası?  ne olduğu belli olmayan, adı konmamış bir yer sonunda. Karşında da yine hayatının neresine oturtacağına üç senedir karar veremediğin biri var. Bu gece için hazır senaryom yok, doğaçlayacağız yani.
_Sevgilim, neden bu kadar gerginsin bir anlayabilsem...
_Ben seni anladım da, bir söyleyebilsem!

Adam hiç bir çekişme olmamış varsaymaya devam ederek, hazırlamada evindeki kölelikten deneyimli, bir çırpıda peynir (olmazsa olmazı) domates salatalık, (kabuklarını da soyuyor yani) dünden kalan et soteyi de bir çırpıda ısıtıp, benim önüme de tabağımı kibarca koydu. Çok yiyen biri değildim, atıştırırdım biraz. Bir yudum peynir alıp hemen:
_Sıhhatine aşkım… dedi. Ne yüzsüzlüktür bu, dünyanın lafını sayıyorum hâlâ hitaba bak…
_Derman buluyorsan iyi gelsin!
_Sen de alır mıydın? bir çay bardağıyla minicik de olsa eşlik eder misin ? 
(O güne değin tekrar etmekten bir türlü vazgeçemediği sorusuna öyle sert  bir tepkiyle)
_Hayıııır! diye bağırmıştım ki, ben bile korktum kendimden. 
İlaç içiyorum, kaç kere söyledim sana, ilaç olmasaydı yine içmezdim. Bir masaya bir tane senden yeter, bir keresinde minicik içince neler yaptığımı unuttun mu?

Koyun gibi tepkisizdi… İçimden bu benzetmemden dolayı hemen kötü utandım. İyi ki düşüncemde kaldı.

<Koyun çok muti bir hayvandır. Bütün hayvanları severim ben.
Bakın işte, kötü bir niyet çıkışıyla olmasa da, koyunun özelliğini katarak bir insana; daha dile getirmeden, düşünmekle bile girdiğimiz günahı. Korkarım bazılarından ama yine severim tüm hayvanları. Geçen gün kızımın face sayfasına bir video düştü. İki genç, küçücükken bakmaya başladıkları aslan yavrusu ile çok keyifli zamanlar geçirirler. Hayvanların çabuk geliştiklerini biliriz. Bu aslan parçası da devasa olmaya yaklaştıkça iki gencin işi zorlaşır ve doğasına bırakmaya karar verirler. Onu bırakırkenki hallerini görseniz medeniyetin her türlü özelliğine sahip bu iki gencin seyrinde, şöyle bir iç geçirirsiniz. Oralarda da caniler, sapıklar var tabii ki ama kabul edelim ki çok ayrıcalıklı insanlar. 

Sonra üzgün ama doğruyu yaptıklarına inançlarıyla yaşadıkları yere dönerler. Aradan tam on koca sene geçer. Aynı ormana gelip, ismiyle kerelerce ve yüksek sesle bağırıp beklemeye başlarlar. İki ya da üç gün geçer. Aslan ve genelde hayvanların değişik algılarıyla çoktan hissettiklerini (evimdeki kedinin kızım daha otoparktayken, asansöre bile binmeden, aniden kalkıp kapının önünde onu beklemesini sürekli gördüğüm için inanıyorum ki sezgileri çok çok güçlü.) Olayın görgü şahidiyim, biliyorum. Bence aslanın biraz geç gelmesi, ormanın uzakça bir yerinde olmasındandı. 

İşte o aslan karşıdan görünür. Alabildiğine hızlı koşuyordur. Artık on senenin onları orta yaşlara getirdiği adamlar da ona doğru sevinçle yürürler. Kavuşma anını anlatmaya şu anki hassaslığım nedeniyle  yüreğim dayanmaz. Zaten hayatımda ilk defa, hayvanlara dair belgeseller dışında böyle muhteşem diyebileceğim bir video seyrettim. Hayvanları ve en azından onların yaşam haklarına saygı duyanları seviyorum.>

Gelelim hikayemize.
Çenesi düşmüştü işte yine, hep malum konuşmalar. Aslında çekimler için benden kuruş almazmış da, gururu inciniyormuş da safsataları. Bir yandan da gözleri televizyonda, bakımdan yeni çıkmış hissettiren seksi şarkıcıda.

-Benimle konuşuyorsan yüzüme bak! dedim. 
-Arada bir bakıyorum ya!.. neden öyle söyledin? dedi.
-O kadın seni duymuyor, bakarak nemalandığını da bilmiyor. Cevap da veremez, mezeler masada dedim.
-Göz hırsızdır dedi 
-Hangi ihtiyacın için çalıyor?
-Yaaaa şurda bir müzik dinliyorum ettin içine ...
-Dinlemek eskidendi, şimdi müzikleri seyrediyoruz!
-Sen Konya’lısın yobazlık var kesin sende...
-Ahlaksız ve göz hırsızı olmaktan iyidir!  

Aklında ne Stephen ne de bir şey kalmıştı. Keyif adamıydı, anı yaşamak istiyordu. Benim onun anlarını rezil etmemden etkilenmiyor diye düşünürken ben, birden masadan kalktı, banyoya koştu. Öğürmeye başladı. Güldüm. İşte benim keyfim şimdi başlıyordu. Ne de olsa babamın kızıydım. Psikolojik baskı nasıl uygulanır bilirdim. Zayıf kişilikli ve korkak erkek, omuzları düşmüş bir halde banyodan çıktı. Hiç kızgın görünmüyordu. Divana uzandı akabinde horlamaya başladı. Ona çok kinliydim ve bir gün  mutlaka intikamımı alacaktım.

‘Oyuncular’ hikâyemin bölümlerinden biri.
Bir kaç gün yayın yapamayabilirim. Kendinize hep iyi davranın. Sanırım ben bunu öğrenmeye başladım. Sevgilerimle ve hoşça kalın...

Ece Evren     19.10.2016   

26 yorum:

  1. En güzeli abla, her şeyi kendi bloğunda yazman. Kimse silemez, maniple edemez. Yayını henüz okumadım okuyup yazı ile ilgili yorumumu da yapacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Mustafa, burası 'benim' diyebileceğim, içindeyken çok mutlu hissettiğim, fırından yeni çıkmış kadar taze hissettiğim sıcacık bloğum. Teşekkürlerimi yineliyorum. Okuduğunda yorumunu merak edeceğim. Zaten bu yedinciydi sanırım blogda var. Yayını durdurup, dışarda devam ettiğim uzun bir hikaye olacak. Benim olduğum kadar gerçek. Sevgilerimle, Allah'a ısmarladık Mustafa, görüşmek dileğiyle :)

      Sil
  2. Ablacığım inşallah bir sorun yoktur ve iyisindir.Eğer sorun yok ve sadece kafa dinlemek istiyorsan keyifli vakitler diliyorum.Geç kalma ama özleriz biz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok canım, uçak biletimi çok önceden almıştım. Zaten gidecektim. Zananlama iyi oldu. Beni düşündüğün için çok teşekKür ederim Yurdagül canımm. Ben boş kalamam yine girerim. Sizlerden ayrı kalamam ben. Sevgiyle kucaklıyorum seni :)

      Sil
  3. neden ama neden? neden bir kaç gün ara :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya Büşra, gerçekten yazılarımı sevdiğine yürekten inanıyorum. Bir sorum olacak. Yoncalı Şalın Sihri hikayemi bloğumdan yayınlamamı ister misin ?canım : Ama cevabını bekliyorum. Okey dersen hazırlanayım.Sevgilerimle :)

      Sil
  4. Bloggerlara nazar değdi. Sağlığınız iyi değil mi? Öğrendiğinizi yani kendinize iyi davranmayı uygulayın lütfen. Yayın her zaman olabilecek bir şey çünkü. Olmasa da sağlık olsun :)

    YanıtlaSil
  5. Sağol Ayşei kardeşim. Gerçekten iyiyim. Yazmak şifa gibi, oranın coğrafyası itibariyle üretimden daha güzel verim alıyorum. Sizleri özlerim ben...Sevgiyle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her neredeyseniz, -anladığım kadarıyla yer değişikliği, coğrafya değişikliği var- mutlu olun. Sağlıklı olun.

      Sil
    2. Teşekkür ederim kardeşim. Mutlu olmaya çalışacağım, çok istiyorum, ihtiyacım var. Sevgilerimle güzel bir gecenin içinde olun dilerim :)

      Sil
  6. Bir gün intikamını alacaksın ablam ama kendine iyi bakmadan bunu yapamazsın unutma :) anca bitti ödevler falan ablam :) kendine çok dikkat et :) biz yanındayız daima :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ ol Emre, yanımda olduğunuzu bilmek beni çok mutlu ediyor. Sen de kendine iyi bak, derslerinde kolaylıklar dilerim. Selâm ve sevgilerimle oğlum :))

      Sil
  7. Ece ablacım okurken kendi sesimi radyo tiyatrosundan dinler gibi hissettim ;) Başlık da Oyuncular olunca demek ki ;)
    İyi tatiller bu arada.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aytül, canım yavrum. Radyo tiyatrosunu dinlerken, gözlerimiz bir görüntü aramaz ve tüm dikkatimizi iyi duyup anlamaya odaklardık. Ertesi gün aynı saati bayağı sabırsızca beklerdik.
      Teşekkürler, iyiyim canım. Sessizlik çok iyi geldi. Sevgimle Aytül :)

      Sil
  8. Ece abla çok da uzaklaşma, buralarda ol yine. Özletme kendini ve her nereye gidiyorsan mutluluğu da yanın da götür kendine çok iyi bak =). Sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zehra kızım. Burada internetim var. Ancak biraz düzen oturttum eve. Bu günden itibaren yanınızdayım. Sevgiler kızıma :)

      Sil
  9. Ablam! Okuyup bitirdiğim ama senin henüz bitirmediğin hikaye :D
    Bölümünü görünce geldim hemen :)
    Ve de buradan "İYİ YOLCULUKLAAAAAARRRRRRRRRR" diliyorum, sağ salim git, kafanı vücudunu ruhunu boşalt reset at, huzuru çek içine... Bize güzel kelimelerinle dön :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol kızımm. Evet o. Daha çok bölüm var, onlar birleşmeyi bekliyorlar bir kapak altında. Öykülerin adı da Oyuncular olacak.
      İstanbul soğur soğumaz menisküsüm nedeniyle dizim şişmişti,uçağa binerken ve inişte de yardım aldım. Burası sıcak. Şimdi dizim daha iyi, sağol canım. Kendine iyi bak.Sevgiyle öpüyorum kızımı :)

      Sil
  10. yayınevine 600 lira verirseniz hemen basarlar yaa. bir de, yayınevine direk de gidebilirsiniz ki, ankara'da iskitler'de. hem yüzyüze konuşmuş da olursunuz. o yayınevinden hanife mert ve erdi karadeniz adlı blogçu arkadaşlarımız da kitap çıkardı, ben de :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep, sağ ol kızım. Ben İstanbul'da yaşıyorum. Şubesi var mı İstanbul'da acaba bilgin var mı?. Ya da gmailimi yazıyorum. Oraya yayınevinin adını yazarsan sevinirim. Sevgiyle :) eceevren20@gmail.com

      Sil
    2. sizin kitabı basan gece ve serüven iki kardeş kurum, onlar ankarada işte diyorum ki, hanife mert erdi karadeniz ve benim kitabımı da bastılar işte, nette var siteleri, gece kitabevi, sahibi yaşar bey, telefonları da var nette, 600 lira alıyorlar basarken onlar, başka yayınevleri de var, genelde 2-3 bin lira alıyorlar onlar da. sizin romanı para almadan basmışlar o zaman, ama şimdi para vercem derseniz hemen basarlar, hepsi para istiyor bir şekilde :) gece ile anlaşamazsanız telefonda bana söleyin başka yayınevi bulurum yani, blogçu hanife mert'e de sorun bak, onun blogu da "yaren" işte. kitabı da düş batımı. ona da sorun bir. ondan para almadılar ilk romanında :) yaşar beyle konuşunca yazın bana yaa burdan, daha kolay mailden valla :)

      Sil
    3. Ha evet Deep, biz Murat Uhrayoğlu'na 600+800 ödedik. Bundan ibaret sandık. Ben anlamadım diyelim, kızımın beton gibi aklı var, o da mı anlamadı? Yaşar Hız'dı galiba tanıyorum. Biraz iletişim kopukluğu oldu. Açar konuşurum. Yazarım buradan canım. Şimdi yeni bir girişim yapalım o zaman. Teşekkürler kızım :) Haber vericem sana .Sağ ol :)

      Sil
  11. Kalemine sağlık Ece Ablacım. Yazını görünce hemen merakla okudum.
    ''Gözlerimin yerini keşfedemedi hala'' bu laftan ötesi yok zaten.
    Sen iyi ol. Güzel ol. Özletme kendini.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım, tatlı kızım. Artık bilgisayarımı açtım bugün. Çalışmaya, takibe, yorumlara başlıyorum. Çok teşekkürler yorum için. İyiyim, değişiklik iyi gelecek. Sevgiyle öpüyorum canım :)

      Sil
  12. Ece ablacım en kısa sürede bekliyoruz sizi. Bloggerlar annesiz ne yapar şimdi? Sizi seviyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece biraz uzaklaştım, ama sizleri özlerim ben tatlı kızım. Yarından tezi yok takipteyim. Çok teşekkür ederim. Sevgiler canım :)

      Sil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la