Fırat'ın Engeli 2

Vatani Görev
Askerlik      


Fırat'ın Engeli

Bu bir aşkın hikâyesi değildi aslında. Bir gencin hayatında ilk defa yakaladığını sandığı sevginin kader tarafından yarım bırakılacak olmasıydı. Belki de hayır, daha doğrusu hiç yaşanamayacak olmasıydı. 
Onu düşünür düşünmez sanki hayali karşısına gelip otururdu. Güzel gözlerinde kaybolur, kalbinde sanki cennet çiçeklerini görürdü. Bakışlarıyla söyledikleri onların, belki de kendilerinin bile bildiklerinden haberleri olmayan sırlarıydı. Onlar sadece severlerdi birbirlerini. Zaten sevmek, sevgileri kavuşturmak değil miydi? Bir şeyler başlayabilse, kim bilir  kötü gitme ihtimali de olabilirdi. Ama böylesi bir birliktelikte sevgileri hiç zarar görmezdi. Hayal kurmaya  bu kadar ihtiyaç duymasını anlayamasa da, seviyordu işte. Hayal kuramayacağı günler olacaktı, gerçekleşmeyecek bir yığınları. Birden içinde bir korku peydahlandı. Ya onunla bir hayatım olmazsa, ben bunu kaldırabilir miyim? diye düşündü. Hayalini uyanıklığına teslim edip, geceye kendisini bıraktı. Askere gitmeye karar vermişti.
İşte sabah olmuştu bile. Kahvaltı masasındaki her şey güzel görünüyordu. Annesi:

_Günaydın oğlum. dedi. 
_Günaydın anne…
_Hadi kahvaltımızı edelim oğlum, baban gitti, rahatça konuşuruz dedi ve Fırat’ın bardağına tavşan kanı çayını doldurdu. Sessizce kahvaltılarını ettiler. Nihayet Fırat 
_Askere gideceğim anne, bugün müracaat için çıkacağım.
_İyi de oğlum, iyice düşündün mü? Sırf Aysel için mi?
_Hem onun, hem de vatanım için anne... dedi
_Arslan oğlum, haydi hayırlısı, babana da söyleriz akşam. Hazırlan git yavrum. dedi


Ertesi gün bayağı hazırlıklar tamamdı. Sıra Aysel’e bu kararı bildirmeye gelmişti. Okulun çıkışına gitti.  Bir süre sonra Aysel göründü, ona el salladı. Aysel adımlarını sıklaştırdı. Sarıldılar.

_Nasılsın Aysel?
_İyiyim, ya sen?
_Aysel ben askere gideceğim, karar verdim. dedi. Yüzünde bir memnuniyet belirtisi dolaştı Aysel’in. 
_Peki dönüşte hemen iş bulabilecek misin Fırat?
_Babamın yanında başlarım kendi iş yerimi açana kadar. Gece gündüz çalışırım Aysel. Sen hiç düşünme bunları.
Sonra Aysel’i evinin yakınlarında bıraktı. 

_Güle güle sevdiğim. dedi fısıltıyla. Gözden kaybolana kadar baktı ona. Başı önünde evine girdi. Annesi
_Yine o çapulcu arkadaşınla buluştun değil mi?
_Anne lütfen, Fırat çok değerli biri, ona böyle diyemezsin.
_Onunla bir hayat  kuracağını  düşünme. Aklından çıkar. Yoksa babana...
_Tamam anne .dedi


Fırat’ı elinde olmadan oyalıyordu. Ailesi  istedikleri ve uygun gördüklerinden başkası ile evlendirmezlerdi onu. Çok üzülüyordu, bu çıkmazdan nasıl kurtulacak bilmiyordu.


Doğuya gidecekti Fırat. Bazı arkadaşlarıyla aynı yere düşmesine sevindi. Ama yine de içinde bir sıkıntı vardı. Aysel ile vedalaştı. Ondan mektup yazmasını istedi. 
_Ancak senin elinin değdiği bir şey beni avutur, günler geçmez yoksa... diyordu. Aysel ağlıyordu, zira belki de artık onu hiç göremiyecekti. Ayrılmaları zor oldu. Sanki onu son defa görür gibi bir his kapladı içini Aysel'in... Dönüp ona tekrar sarıldı. İkisinin de gözleri yaşarmıştı. Fırat onun yanından ayrılırken ilk ve tek ayrılıklarını yaşadılar. Aysel sevdiğini uğurlarken
_Güle güle git sevdiğim, diye fısıldadı arkasından el sallarken.

Saçları gidince bir tuhaf hissetmişti ama olsun diye düşündü. Yeter ki sayılı ay ve günler geçsindi. Acemilik günleriydi. Annesine fırsat bulup da ilk mektubunu yazarken, her gün yaptıklarını  anlatıyordu. Aysel’e ise, onu şimdiden çok özlediğini yazdı sadece. Sabırla onu beklemesini istiyordu. İki mektubu da, acemiliği bitmiş arkadaşları çarşı iznine çıktıklarında onlarla yolladı.


Annesinden hemen cevap geldi. Dualarını gönderiyor ve onu çok sevdiğini yazıyordu anneciği. Ama Aysel’den bir satır bile yoktu. İçini yine bir korku kaplamıştı. Erken yatmalarına rağmen uyku tutmuyor, ertesi günü bitkin hissediyor, spor yaparken çok ikaz alıyordu. Bir sıkı tokat bile yemişti şimdiden. Annesine yazdığı mektupta saat saat ne yaptıklarını yazıyordu.

Her sabah beşte kalkıyoruz.
-tuvalet temizliği 
-mıntıka temizliği 
-yemekhane-koğuş temizliği 
-6,30 da kahvaltı
-7.30 da silahlar alınıp içtimaya gidiliyor.
-8.30 kadar spor. 
-Spor ise her gün değişiyor,
-silahlı hareketler 
-silahsız hareketler 
-pentatlon
-3000m yada 5000m koşu(silahlı çapraz koşu da var) İşte böyle anne, Biliyor musun Aysel bana hiç yazmadı. Annesi okurken gözyaşlarını tutamıyordu. Aysel’in okulu bitmiş ve hemen evlendirmişlerdi kızcağızı. Nasıl yazardı ? Allah vere arkadaşlarından biri haber vermeseydi oğluna işgüzarlık yapıp... Yıkılırdı Fırat’ı. 

O gece yorgun düşmüş yatarken yine ateş düşmüştü yüreğine. Aysel’den bir satır bile yoktu. Aklına kötü düşünceler akın ediyordu. Üzülüyor, kırılıyordu Fırat. Yapacağı bir şey yoktu maalesef.



Ece Evren   13.12.2016

Son bölümde görüşmek üzere. Sevgiler hepinize.





22 yorum:

  1. Ah Fırat... :( Sevginin asıl temeli dürüstlük değil midir, Ece Ablam?! İyi ya da kötü ne olursa olsun, gerçekleri anlatmak gerekmez mi? Hayatta bizleri en çok umutlanıp da beklediğimiz hayallerimizin aslında birer yalandan ibaret olduğunu öğrenmek yaralıyor belki de.... Yüreğimde hissettim her satırını. Ellerine sağlık ablacığım <3

    YanıtlaSil
  2. Blana'm, canım kızım. Bence de en kötü hakikat, emin olamamaktan iyidir. Fırat oğlumuz da aklı arkada, mahzun gitmişti. Bu hikâyeyi engelliler için yazmayı düşünerek başladım. Aşk sadece konuk oldu. Ama bedelli bir konuk. Sevgi değil mi içimizde az bir umudumuz kalmışsa bunun nedeni? Sevgiyle kucaklıyorum kızımı :)

    YanıtlaSil
  3. ne kötü aklının ve kalbının bir yerde kalıp hayata devam etmek ve hiçbirşey yapamamak..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tıkanmak gibi, genç yaşında maneviyatını çökertecek tüm etkilere göğüs germeye çalışmak.

      Sil
  4. Duygusal bi bir hikaye olmus bogazima dugumlenen yerler oldu.zaman zaman cevremizdede askere giden erkeklerin basina geliyor bu olay. Kotu bir durum askerlik doneminde hanimlarin erkeklere biraz yardimi dokunacagina! Yikima goturecek davraislara bilakis dikkat etmek gerek saygilarimla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle evet. Hanımların erkeklere destek olması lazım. Mesela ben ağabeyimi hiç mektupsuz bırakmamıştım askere gittiğinde. Hâlâ söyler. Acıklı oldu hikaye. Ama gerçekte hiç böyle durumlar yaşanmaz dilerim. Sağ olun yorum için :).

      Sil
    2. yazı dizisinn devamını da yayınlamışsınız hemen okumaya devam

      Sil
    3. Evet okuruz, daha bitemiyor, olaylar yoğunlaşıyor :)

      Sil
  5. Çok zor bir durum. Bir aşk kadını olarak, aşkı gerçekten çok güzel ifade ediyorsun ablacığım. Öyle ki okurken yaşadığını hissediyor insan. Ama tutamayacağın biz söz verip başkasının hayatına yön vermek ne denli doğru, bilemiyorum. Devamını merakla bekliyorum Ece abla. Kalemine yüreğine sağlık ❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında İlknur'um,işin başında bir engellinin kısa bir öyküsüydü amaçladığım. Ama kahramanlara rollerini dağıtırken ayrıntılara fazla giremedim. Odaklanamamamın ilk nedeni, yorumlardan bunun bir aşk hikayesi zannedilmesi oldu. Yani 'Fırat'ın Engeli' sadece Fırat'ın başına gelenden sonra zaten Aysel'ine kavuşamayacağı gerçeğiydi. Aysel Fırat'ı kandırmadı. Ama ailesiyle başa çıkamazdı. Aslında o ayrıntıya girersem hikâye uzayacaktı. Ben baştan mesajı tam veremediğim için ve amacım sırf bu aşkı anlatmak olmadığı için sonradan küçük tüyolar verdim.
      Aysel zorla evlendirildi. Ama bu onun hikayesi değildi. Ve annesinin dışardan geldiğindeki sert tepkisinden sonra, Fırat'tan koparılacağını hissediyordu. Bu nedenle de, onu yolcu ederken mektup yazma sözü vermedi. Bunu Fırat istedi ondan.
      İlgiyle ve değişik yorumunla beni mutlu ettiğini bil kızım. Hikayelerin tatlı yazarı, canım benim. Sevgiyle kucaklıyorum seni :)

      Sil
  6. Sadece derin iki üzüntü. Zaman her şeyin ilacı olabilseydi keşke. 'Fırat'ın Kötü Kaderi' bu hikayenin başlığı olmalıydı aslında. Deneme yanılma gibi bir şey :)

    YanıtlaSil
  7. Yani şu kızının duygusunun önemsemeyip kızını istemediği kişi ile evlendiren ailelere çok kızıyorum. Al işte Askerdeyken elinden hiç bir şey gelmeyen Fırat ne yapsın, annesi ne yapsın..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel yorumlamışsın canım. Çok yanlış bu tür evlendirmeler. Sevgilerimle :)

      Sil
  8. Hikaye çok güzel gidiyor ablacım. Yüreğine, aklına sağlık. Fırat'ın yaşayacaklarını merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Elif'ciğim. Yakında yayınlayacağım canım. Sevgiler kızıma :)

      Sil
  9. Eline sağlık ,yüreğine sağlık bakalım nasıl devam edecek.
    Dün arkadaşıma kahve içmeye gitmiştim bir tanıdığı daha geldi oğlu da benzer bir durum yaşamış o geldi şimdi aklıma.
    Dürüstlük çok zor görülmemeli:( sevgiler.

    YanıtlaSil
  10. Teşekkür ederim Hatice kardeşim. Bazen birinin yaşadığı şeyi hiç tanımadan, bilmeden aktarabiliyor insan. Az vakit geçince yayınlayacağım. Sevgilerimle arkadaşım :)

    YanıtlaSil
  11. Fırata güzel şeyler yaşat ihtiyacı olacak buna...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha düşünüyordum zaten. Geri dönüş zor ama imkansız bir şey yoktur. Yorum için teşekkürler.

      Sil
  12. Aa! Kızı evlendirdiler! Olamaz ya zavallı Fırat:((( duyarsa yıkılacak.....:(

    YanıtlaSil
  13. Canım bunu da okumuşun :) Eh aslında neler yaşıyor askerlerimiz. Terör korkusu en kötüsü. Sağol canım .Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la