Ecele Beş Kala 7.Bölüm

Eşim Ben Çocuklarım
Bir Zamanlar Ailem

Ecele Beş Kala 

Hafızam bana yardım ediyordu. Görmeden dinlediğimiz için hayallerimiz güçlüydü bizim. Beşkardeş aynı odada olduğumuz anlarda ise yunan radyosu açardık. Sinemaya da güç bela izin alıp giderdik. Ben Aliki Vuyuklaki’ye hayrandım. Genelde onun olduğu filmlere gider, soluk almadan izlerdim. Aliki Vuyuklaki'nin film şarkıları çalınca radyoda, odamızdaki sandığın üstüne çıkıp dans ederek playback yapardım. Taklit yeteneğim iyiceydi. Ablam, kardeşlerim ve annem zevkle ve çok gülerek seyrederlerdi. Bütün güzel anlarımız neredeyse bunlardan ibaretti. Bir sert zemine vurularak ' Bu kadar yeter' dercesine çıkan ses tüm bunları kesecek güçteydi.

Babam akşamüzeri beş buçukta gelir, biz de hazır ola geçip, sırayla "Hoş geldiniz baba" derdik. Birimiz paltosunu birimiz fötr şapkasını alır, diğerimiz de terliklerini saygıyla verirdik. Sonra ikinci bir emre kadar odalarımıza, ben de mutfağa anneme yemek hazırlığında yardıma giderdim. Çok muziptim. Anneciğim ne söylerse ardından tekrarlardım. Gülmelerine ve çıkardığı en küçük seslere kadar… Çileden çıkarırdım kadını. Tek yardımcı olan kızı bendim ama. Daha on üç yaşımda ona yardım etmem gerektiğinin bilincine sahiptim. Bence kadın olunmaz kadın olarak doğulur diyorum bugünkü düşüncemle.  09.01.2015’i yaşıyoruz ve bugün itibariyle altmış beş yaşımdayım. Ruh sağlığımın dışında belirli bir rahatsızlığım yok gibi. Ama aşkı hastalık olarak değerlendirirsek ben hastayım. Nasıl grip olunca ateşlenir, tatlı bir uyuşuk ve sersemlik hissedersiniz, aynen öyleyim. Bu aşk beni, yavaş yavaş hayattan vazgeçmeye başladığım günlerde bulup, neredeyse hayata bağladı bağlayacak. İşte sevginin mucizesi. Bu yaşta aşk yaşamak gerçekten ağır geliyor ama kocaman bir boşluğa takılı kalan gözlerim, şimdi sevgiliyi görmek için sabırsızlanıyor.

Şimdi tekrar geçmişe gidelim. Ben on altı yaşında eşimin ve onun nasıl olduğunu bilmediğim hayatının peşine takıldığım günleri anlatayım. Önce tanışmamız ve sonrası. Evin belki en sessiz ama içten içe marjinalliğe yol alan kızı bendim. Suç işlemek ve babamı rezil etmek istiyordum. Anneme zaman zaman özellikle bana dikkat etmesini söylermiş. Tespit doğruydu. Ama asla engel olamazdı. Tam buluğ çağımdaydım. Ablam ve ağabeyimi önüme paravan etmiştim. Ablamı ‘itidal unsuru’ diye payelendirdiğini sanarak, annemi terbiye etmesini istiyordu. Hem de hayatını zehir ettiği melek gibi bir kadını. Genç bir kıza, üstelik de hasta bir kalbe nasıl bir yük bindirmekti bu? Ablam daha on dört yaşında kalp romatizması olmuştu.

Ablamın babamın odasından, saçlarını tutamlar halinde çekerek ve güçlü bir fısıltıyla "Allah belanı versin" diyerek çıktığına çok kereler şahit olmuştum. Hayatımız kısa teneffüsleri olan kaos dolu günler halinde devam ediyordu. Ablam, babamın mecburi hazırlık eğitiminden sonra sürekli başarılı olmuş, nihayet İstanbul’a kapağı atmıştı. Önce bir sene Fransız Filolojisinde, sonra da Edebiyat Fakültesinde okumaya başlamıştı. Ağabeyim başarısızlıklarının sonucunda askere gitmek zorunda kalmıştı. Ağabeyimle çok severdik birbirimizi. Ona sürekli mektup yazıyordum, askerde kendisini yalnız hissetmesin diye. Vefalı bir kız kardeştim.

Dediğim gibi, onlar gidince birdenbire odak noktasına oturmuştum. Gözler ve tüm dikkatler üstüme çevrilmişti. Çalışkandım ve çok gayret sarf etmiyordum bunun için. Fransızcayı babamın sayesinde çok iyi öğrenmiştik. Ağabeyim hariç hepimiz, ilkokula ikinci sınıftan başlamıştık. Fransızca derslerinde Harit Tanrıkulu hocam beni masasına oturturdu, zaten tıkır tıkır cevaplardım soruları ve hocam zaman zaman benden öğretmenler odasına gidip ona su getirmemi rica ederdi. Gururlanırdım istediği için.  Yalnız bir gün, hiç olmaması gereken bir şeye şahit olmamla oradan ışık hızıyla uzaklaşmam bir oldu. İkisi de evli olan öğretmenlerim maalesef öpüşüyorlardı. Bu içimde dert ve sır olarak, bugüne kadar benimle geldi. Adlarını bile unuttum. Ama biri tarih biri de coğrafya öğretmeniydi. İyi bir karışım diyorum şimdiki aklımla. Ben sanırım onların utanmadıkları kadar utanmıştım. Ve daha hatırlayamadığım birçok anı…

Velhasıl babam beni nakış gibi işlemeye başlamıştı. Ben romantik ve aşka âşık bir kızdım. Tipim öyle göstermese de, sevilmek ve bunu hissetmek istiyordum. Bu yoğun sıkıntılardan ancak beni âşık olmak kurtarır diye de düşünüyordum. Tabii ki düşündüğüm için âşık olmadım ama beklenti içindeydim. Zevkli bir kızmışım ki şehrin merkezinde oturduğumuz evle arasında on metre kadar boşluk olan alandaki merkez karakoluna tayin olan, görevinin daha ilk günü olduğunu sonra öğrendiğim Çetin’i fark etmem uzun sürmedi.

En yakın arkadaşım Ümran, Uşak Şeker Fabrikasında şoför olarak çalışan bir babanın ve ev hanımı bir annenin kızıydı. Onu çok seviyordum. Babamın verdiği harçlıkla ki her zaman fazla olmamasına özen gösterirdi. Bir gün okulun kantininden aldığımız minik, nefis çikolataları, tarih dersinde masanın altına parlak ambalajlarını atarak zevkle yerken, Aysel Baygın hocamızın dikkatini çekmişiz ki sınıftan derhal çıkmamızı istemişti. Sevindik, gençlik işte, ders bitene kadar liseye yakın bir yerlerde aylak aylak dolaştık. Onunla birçok anım oldu. 

O albenisi olan bir kızdı. Güzel, kumral ve kıvırcığa yakın saçları fındık gibi burnu, hafif toplu vücudu ve güzel yüzünün her yerinde çilleri vardı. O çillerini sıkıntı yapardı ama çok yakışıyordu ona. Vücudunun hatları yuvarlaktı. Peşinde çok erkek vardı. Eğer onlara kendisini kaptırsa ve bu ailemin kulağına gitse anında arkadaşlığımıza engel olurlardı. Evimize o senelerin Uşak valisi Musa Eran’ın kızı Ufuk’tan başka bir tek o girebilirdi. Ufuk ile Ümran’ın arasında onları birbirine ısındırma görevi yapıyordum. Ben sınıf farkı gözetmeyen bir yapıya sahiptim. İkisini de seviyordum, paylaşımlarım değişik olsa da. Ümran bir gençle nişanlanmış ve babam bu ufak törene gitmeme izin vermişti.  Maalesef eğitimini bırakıp, o gençle evlendi. Seneler sonra Ümran, kocası ve minik çocukları arabalarıyla, Uşak – İzmir yolunda bir kamyonun altında kalarak ölmüşlerdi. Bunu duyunca ne kadar çok üzüldüğümü ve günlerce ağladığımı unutamam. O zamanlardan beri sevdiklerimi üst üste kaybettiğime göre galiba bu benim alın yazımdı.

Ece Evren/İstanbul

22 yorum:

  1. merhaba ece hanımher yerden size ulaşmaya çalışıyorum ancak bir türlü ulaşamadım, size google hangouttan mesaj isteği göndermiştim birkaç gün önce ancak siz kabul etmemişsiniz umarım size karşı bir hatam olmamıştır bana en kısa zamanda geri dönerseniz sevinirim teşekkürler, iyi günler :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hangouts hiç kullanmadığım bir yer oğlum. Bildirim bile gelmez. Ama yarın bakayım gelmişse cevap veririm. Ne hatan olacak Barış. İçini rahat tut. Yarın tekrar gönder bakayım oğlum.

      Sil
  2. Gözümün önüne geldi ya nasıl bir otoriterliktir bu, sıraya dizmek çocukları, çocukları asker gibi görüyormuş:( insan o yaşta evlenince hayatı iyi yönde değişecek diye umuyor, bekliyor:( yine de güzel hatırlar var ya sadece iyisi mi o güzel anları hatırlamak:) fotoğraf çok güzel...kalemine sağlık ablacım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Müjde'm. Ben eğer şehit olayını duysaydım yayınlamazdım bunu. Bir tane dizimiz var zaten, onu seyrettim hemen halk tvye döndüm, duydum ve şoke oldum.

      Öyle bir şeyler yaşadık bir zamanlar, Allah affetsin diyorum atamdır, babamdır ama bizi mutsuz bıraktı. Evet foto ancak bunu bulabildim. Dördümüz, rahmetli oğlum öndeki, nur içinde yatsın yavrum. Hayat Müjde'm. Bugün de yine analar ağlıyor. Allah hepsine sabır versin. Teşekkürler kardeşim.

      Sil
  3. Ne kadar hüzün dolu kareler barındırıyor içinde bu yazı.Okurken her an'ı gözümde canlandırmaya çalıştım. Ve benim payıma hüzün düştü.Daha güzel günleriniz olur umarım.Sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım, hüzünlendirmek asla istemem. Başlamış bulundum. Mutlu yerinde bırakacağım hikayeyi. Zira zaten sıkıntılı günler yaşıyor herkes. Dilerim siz de hep mutlu olun. Böyle şeyler yaşayanlar varsa hâlâ Allah yardımcıları olsun. Sevgilerimle.

      Sil
  4. Çok tuhaf, yazdıklarınız senaryo yazımına ne kadar yakın.
    O zamanın çocuk yetiştirmesinde, genç kız yetiştirmesinde ki katılık mı yoksa gelenek diye takınılan tutum mu bilemedim.
    İnsanın yüreğine bir şey oturuyor.
    Muziplikleriniz kız kardeşimi hatırlattı.
    Merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazmayı alışkanlık edindiğim ve elimde malzeme çok olduğu için bir üslûp oturdu sanırım. Senaryo yaz deseler daha ekleyeceğim bir yığın sahneler var canım. Ama burada fazla ve abartılı durur.
      Ben hâlâ her şeye rağmen güldürmeyi çok seven biriyim aslında. Karşımdaki mutlu olduğunda inanılmaz bir duygu yaşıyorum. Belki de bu beni kuvvetli kılan. Çok teşekkürler yorumun için. Sevgilerimle canım :)

      Sil
  5. Ece ablacım yaşadıklarınız beni derinden etkiledi. Babanızın zor bir insan olup çocukluğunuzu doya doya yaşayamamış olmanız, en sevdiğiniz arkadaşınızın ölüm haberi ile yıkılmanız beni çok üzdü :( Yaşadığınız onca sıkıntıya rağmen hala güçlü olduğunuzu hissedebiliyorum . Umarım zorluklar yaşamınızın gerisinde kalmıştır ve geleceğiniz mutluluk doludur. Bu mutluluğu gerçekten hak eden insanlardan birisiniz ki; içten, vefalı, vicdanlı, hassas, ... diğer yaşadığınız bölümleri merakla bekliyor olacağım. Kucak dolusu sevgiler 😘

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Meltem o kadar teselli ettin ki beni, paylaşmak sizleri üzse de beni anlayışla karşılıyorsunuz. Minnettarım size. Sevgiyle kucaklıyorum seni canım :)

      Sil
  6. gene hüzünlü bi hikaye olmuş..Aliki Vuyuklaki ilk defa sizden duydum...google resimlerine baktım,o dönemlerde gerçekten harika bi kadınmış..youtubeden "arabacı 1963" ( https://www.youtube.com/watch?v=9e_zdq5kEK8 ) diye şarkısını dinledim,çok iyiydi..sayenizde onu da tanımış olduk..elinize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gençliğimin o zor günlerinin neşe kaynağıydı. Bunları araştırman o kadar hoşuma gidiyor ki, çok teşekkürler. Şimdi dinleyeceğim, yani seyredeceğim. Bu bana hediye, kim bilir nasıl sevineceğim :)

      Sil
    2. Ah ne güzel olmuş bu video :)) bayıldım.. Biraz önce 8. bölümü de okudum. Aslında ne kadar romantik başlamış ama hayat işte bizi nerelere götürüyor. Eline sağlık canım.

      Sil
    3. Benim için sürpriz oldu Momentos :) Öyle işte, sağ gösterip sol vurabiliyor hayat canım. Teşekkürler yorum için. Sevgilerimle :)

      Sil
  7. Baştan itibaren bir solukta okudum, çok kadar sürükleyici ve merak uyandırıcı bir hikaye... Okurken bu kadar etkileyen şeyleri yaşaması çok daha zordur elbette ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geşmişte kaldığı için ince bir sızı kaldı sadece içimde. Ben geçmişimle yüzleşiyorum Özlem :) Okuduğun için çok teşekkürler canım :) Sevgilerimle :)

      Sil
  8. Arkadaşın Ümran'ın ölmesi trajik olmuş.Devamını bekliyorum bakalım daha neler yaşanacak?Bir de aşkın yaşı yoktur yaaa.İnsan 70 yaşında 80 yaşında ölene kadar aşık olabilir bence :)Sevgilerimle :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hikayenin sonunda o var değil mi canımsın. Aşk her acıyı bir nebze bile olsa unutturuyor. Muhteşem bir duygu. İyi ki bende potansiyel varmış değil mi kızım ? Sevgiyle kucaklıyorum seni :)

      Sil
  9. bazılarımızın imtahanı diğerlerinden daha zor bu hayatta ...

    YanıtlaSil
  10. Ece abla neyi merak ettim biliyomusun? Baban hiç mi sarıp sarmalamazdı sizleri hiç mi başınızı sıvazlamazdı? Hadi büyükken sevmedi diyelim bebekken çocukken de mi alıp sevmezmiş sizleri? Gerçekten babanın otoritesinin karşısında diyecek söz bulamadım. Çok üzüldüm. Bu kadar sevilmeye ihtiyaç duyduğun halde hemde :((
    Ümran'ın hazin sonu çok üzücü gerçekten de ne acılar ne sırlar.Yazsam roman olur cinsinden bir hayatta sen de varmış ablacım...

    YanıtlaSil
  11. Canım. Babam okşamadı bizi. Ancak karne aldığımızda takdir de aldıysak hele alnımızdan öperdi. Ama ağabeyim sürekli azar ve dayak. Ablam nutuk dinleyici ve bizi onun şiddetinden koruyucu. Ablamı okşadı mı bilmem. Ama iki küçük kardeşimi sevdi, yani kucakladı, öptü. Yaşlanmıştı kendine göre. Çünkü genç öldü. Hep sessizlik hâkimdi eve.
    Ümran'cığım... Nur içinde yatsın arkadaşım. Ben de roman gibi yazıyorum ama içim rahatladı biliyor musun? Canım beni yalnız bırakmadığın için tekrar teşekkür ediyorum. Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la