Şikayetname 12.Bölüm devamı

Kıyamet Alametleri
Yoksulluk          

Şikayetname 12.Bölüm devamı 

Yarım bırakmak istemedim. 

Kıyamet Alametleri

31-Ani ölümler çoğalacak. (Zaten olan bir şey, yaşım ileri olduğu için çok şahit oldum. Birini bizzat, kendi canımdan ve gözlerimin önünde yaşadım.)

32-Cahiller ve dürüst olmayan sûfiler türeyecek.Sanırım bunlar da oldu.
( Kimlere sûfi denir? Yine hocamızın açıklamasına göre (Tasavvuf terbiyesinde, bir mürşit elinde manevî terbiyesini tamamlayan, gerçek takvaya ulaşıp kâmil mümin olan kimseye veli ve sûfi ismi verilmektedir.) 

33-Akrabalık bağları kesilecek. ( İstisnai durumlar dışında akrabalıklar; bozuşmalar olsa da devam ediyor bence. Ilımlı düşünmek lazım. Her şeyi düzeltmekten yana olmalı. Bu Allah'tan umut kesmektir bence ki doğru olmaz )

34-Kitapların sayısı artacak. ( Bu acaba önüne gelen kitap yazacak mı, yoksa yazacak şeyler çoğalacak manasında mı?)

35-Gasp olayları çoğalacak. ( Gaspın manasını ben çok geniş bir yelpazede değerlendirmeyi tercih ediyorum. Bildiğimiz manada yağma suçudur ama hürriyet, zürriyet, yaşam hakları, konuşmak, fikir beyan etmek hemen her şey gasp edilir. Allah ıslah etsin diyebiliriz. Günahlar iltimassız yazılır ) Maddeler bu kadardı.

***
Demek ki, bunlar olması gerekenler diye mi düşünmeliyiz? Yani yazılanlar, yani bunlar düzelme yoluna girse Kıyameti geciktirebilir miyiz? Yani insanların bu kadar bilgiye, güya gelişmeye ve bunca imkânlara rağmen, iyiye güzele başarıya doğru gitmek yerine geri geri gitmelerini nasıl anlamlandırmalıyız? Yani biz bu atıl hallerimizle sonumuzu mu bekliyoruz? Akıllarımıza ihanet edip, ahlaksızlık, hileler ve sapıklıklara neden önlem alınamıyor. Bizlere Allah'ın emaneti çocuklara kadar dayanmış, tacizler, tecavüz ve üstelik ardından öldürmeye varan suçlardan neden dehşete düşülmüyor? Sessiz ve tepkisiz kalarak kadercilik mi oynuyoruz. 

Yani, biz bunların tek tek gerçekleşmesinden sonra geleceği bildirilen Kıyameti sabırsızlıkla mı bekliyoruz. Yani hep böyle duyarsız, umarsız mı olacağız. Her birimiz bir ucundan tutup düzeltemez miyiz bu gidişatı. Yani biz kurban adayları mıyız. Peki Allah affedecek mi bizi? Yani bilim adamları boşuna mı kafa patlatıyorlar? Allah’ın oku, öğren, geliş, insanlığa yararlı işler yap emrine en çok da onlar uymuyorlar mı? Şeytani uygulamalar hariç. 

Yani doğrusu ne? Aslında biliyor ama söyleyemiyor, söylesek de hiçbir şey yapamayacağımız bahanesine mi sığınıyoruz. Yani, faydası olmayacağını düşünüyor ve haklarımızı bile yerinde kullanmayı beceremiyoruz. Böyle geldik, kabullendik, böyle de gideriz mi diyoruz? Çok yazık...


Ece Evren   13.05.2017


Bu haber  24.09.2015 tarihinde İnternet. Haber Galeri’den alınmıştır


9 yorum:

  1. Şikayetname 12 ve bu yazını şimdi birlikte okudum Ece Abla. Ben bu "kıyamet alameti" nezdinde anlatılara pek itibar etmiyorum. Çünkü insanlara sunuluş tarzı ve hakkında söylenenler (işte alametler kıyamet çok yakın vb.) insanları bir tür çaresizliğe sürükleme çabası içeriyor gibi. Yani tüm bunlar zaten yazılmış, yaşanacak, hiç bir şey yapamazsınız, kendinizi kurtarın, izleyin ve ses çıkarmayın, zaten elden ne gelir ki gibi anlayışların (nefsin kolayına geldiği şekilde) benimsenmesine yol açıyor. Bu tür anlatıların revaçta olmasının ardında da bence bu kolaya kaçma eğilimi yatıyor. İslam iyiye yönelişi, bu uğurda mücadele etmeyi, görmezden gelmemeyi emreden bir inanç. Yine de alamet olarak verilenleri ele aldığımda bir belirtiden ziyade kıyametin nedeni olabilecek şeyler gibi geliyor bana. Bunun dışında tutabileceğimiz maddeler de var elbette. İnsan ne ekerse onu biçiyor ve bu tüm insanlık nezdinde de aynı şekilde. Başka bir deyişle insanlar kıyameti kendileri yaratıyorlar ve onu engellemek de yine biz insanların elinde.
    İsra,13: " Ve biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık."
    Saygılar, sevgiler... Anneler gününü de her ne kadar senin için hüzün çağrıştıran bir yönü olduğunu bilsem de kutlarım Ece Abla. :)

    YanıtlaSil
  2. Serhat oğlum. Bu konuyu hâlâ nerelerdeyiz?i irdelemek için yayınladım. Zaten gençler her şeyin farkında ve düşünceleriniz benim için gerçekten çok önemli. Gayet mantıkla, düşündürmesi gerekenleri; insani mesuliyetlerinin bilinciyle yorumlamışsın. Yazdıkların çok değerli benim için.
    Yaşam ondan ne anladığımızla, beklentilerimizle şekillenen bir süreç ve biz geçmişteki sıkıntılara bağımlı yaşarsak, esirden farkımız kalmaz.İsra,13 de yazılan gibi, aklımızı kullanma hakkı bize verilmiş. Ama Allah aklını kendi menfaatine kullanma yetkisini ele geçirmişlerin, bizleri istemediğimiz ve müdahale şansımız olmayan düşürebilecekleri durumlardan korusun oğlum.
    Acılar, kayıplar çok geride kaldı. O nedenle kutlamanı gayet mutlulukla karşılıyor, ben de anneciğinin anneler gününü kutluyorum yavrum. Selam ve sevgilerimle:)

    YanıtlaSil
  3. "Kitapların sayısı artacak" okumayı, öğrenmeyi yaşama ve insanlığın ortak hafızasına katkıda bulunmayı da "kıyamet" belirtisi görmek tuhafdan da tuhaf bir durum. "Saat" elbet bir gün gelecek o kesin. Kıyamet zaten adı üstünde ayağa kalkmak değil mi? Bunu yazanlar bu iki ifadeyi birbirine karıştırıyorlar bu kesin. Kıyamet kötü bir şey değildir, ve anlatılan bu alametleri hepsi de tutarsız ve sadece insanları daha da cahil bırakmak için üretilmiş, realiteden uzak şeyler... Bazi şeyleri kavramak için din bilim okumak gerekmez biraz genel kültür ile bile çok şeyi aşabiliriz. Ama kitapların çoğalması yani her şeyi bilmek kıyamet alameti :)

    İlk bölümdeki yorumumda belirttim: bu anlatılanlar tarihin her döneminde vardı. Yani ne şimdiye ne de geleceğe ait özel haller değil.

    YanıtlaSil
  4. Zaten bugüne kadar mantığa ters düşmeyen, İslamın kolaylığını teyit eden, onaylayan, fikren ve fiilen uygulamalarda "İşte budur" diye onaylayacağımız nitelikte hiçbir veri yok elimizde. Korkudan başka, korkutmaktan başka bir şey getirmiyor akla, değil geliştirecek. Aslında rahatlatır diye amaçladığım bu yazı, irdelerken bile beni çok değişik düşüncelere ve isyana itti. Açıkçası pişman oldum bulaştığıma. Sağ ol Mustafa yorumun için.

    YanıtlaSil
  5. hem sizin hem de diğer yorumcuların yorumlarınıza katılıyorum.. yorumcu arkadaş ne güzel yorumlamış,"insanları bi tür çaresizliğe sürükleme çabası içeriyor" diye..daha önce de dediğimiz gibi hiç bir peygamber böyle cek,cak,la biten gelecekten haber veren kehanetlerde bulunmaz..inanmıyorum da..bunların hepsi olsa olsa cahil toplumları kendi kontrolleri altına almaya çalışan ve güce tapan kişilerin kehanet varsayımları olabilir..

    YanıtlaSil
  6. Evet Yıldırım. Senin yorumun tam toparlayıcı oldu. Kehanetten öte bir mana içermiyor. Teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  7. ha haa eğlenceli nostradamus :)

    YanıtlaSil
  8. Nostradamusa haksızlık olmasın :)

    YanıtlaSil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la