Yaz İçin Öneriler #Mim Etkinliği

Yaz Önerileri
Yaz İçin Öneriler #Mim Etkinliği

'Yaz İçin Öneriler' adlı mim epeydir 'ne önersem?' diye, düşüncelerimin önüne sürekli düşüyor. Yazları tanımam için fırsatlar yaratılmadı. Böylece kendisini sevdiremedi ve yaşayamadıklarımı haliyle özletemedi. Olsun varsın, şu son senelerde kavuştuğum imkânlar sayesinde biraz kaynaşmakla birlikte, önerilerde bulunacak kadar donanımlı hissetmiyorum kendimi. Geliriniz nispetinde, isteğiniz ve sevdiğiniz aktiviteleri yapmayı ihmal etmeyin. Geç kalmadan, pişman olmadan mutluluğunuz için gereken her şeyi yapın eğer mümkünse. Şimdi benim yazdığım yazı geliyor. Her ne kadar mevzuyla alakalı görünmese de bir yerlerinden konuyla ilintili olduğunu fark edeceğinize inanıyorum. Maksat mimlerle birbirimizi tanımak değil mi? O zaman size iyi okumalar diliyorum. Yaşama imkânınız olan hiç bir şeyi  ertelemeyin. Zira sonra, hiç yaşanma ihtimali olmayabilir.


Size bir önerim var adlı mim için ne yazabileceğimi çok uzun soluklu düşündüm. Neden aklıma bir şey gelmediğine anlam veremedim. Yaşım ileri olmasına rağmen onca tecrübe neden bana yardımcı olup; bu kendimce çıkmazımda benim elimden tutmadı bilmiyorum. Yoksa benim sevdiklerime, blog yazarı evlatlarıma önerecek hiç bir şeyim mi yoktu? Sekte vuran neydi? Mutlaka bir cevabı vardı bunun. Belki de hiç düşünülmemiş bir şey arıyordum. Önerecek şey bulamıyordum bir türlü. Hayatı örnek alınacak biri değildim. Hayat zaten örnek alınamazdı kader etkeni varken. Ben bu yaşa gelmeme rağmen, mutluluğu tam olarak tanımlayamamıştım daha. 

Çok seyahat edip ve de çok okuyup, 'hangisi daha çok bilir' sorusuna da hiç uygun biri değildim. İlerleyen yaşım süresince bilmem gerekenleri pek bilmiyordum. Zor evimden, bir mecraya ani geçiş yapmıştım.  Organik bir şekilde ve anaç tabiatım nedeniyle, bir meslek addedip; ancak evliliğimde başarılı olmaya çalıştım. Mesuliyet duygusunu; her hizmete koşmak gibi algılamamın, mutedil yapısı olan annem nedeniyle olduğunu sanıyorum. Yardım etmeyi kölelikle karıştırmış gibiydim. Zaten küçük yaşta evlilik yapmanın sakıncaları arasında evlendiğin kişiyle şekillenmek de söz konusuydu. Hele yaptırımcı bir kişilikse karşınızdaki. 

Kendi karakterimdeki isyanı ve memnuniyetsizliği görmemezlikten geliyordum. Ama bu iki duygunun içimde büyüdüğünü anlayacak zekaya sahiptim. Sadece çaresizdim. Ya bir meslek, ya ailemden akıl ve kuvvet alacak biri, ne de kader yardım etmiyordu. Emeksiz bir şey elde etmeye çalışmıyordum ama taktik bilmiyordum. Yaşadıklarım, bunlara karşı duruşlarım, girdiğim hâller, kayıp ve kazançlarım... Bunlarla ilgili son durumumu saptamak için, 'Neyi başardın' diye sormak geldi içimden kendime. Sordum. Ve şöyle konuştum iç sesimle.


'Yaşamının küçüklüğünden başlayarak, bu günlere gelene kadar senden, yapman istenen şeyler konularında hoşnut muydun?'

'Çoğunlukla hayır. Yapmam istenen şeylerin bana daha yumuşak dille ve benim fikrim de alınarak önerilmesini; hatta önce beni tanımalarını, karakterimi tahlil etmelerini ve ona göre seçenekler sunmalarını tercih ederdim. Tek bir madde olmamalıydı istedikleri.' 
'Bu başarını etkiledi mi?'

'Çok uzun bir süre hem de...Kimliğimi bulana ve cesaretimi toplayana kadar hayatım başarısızlıklardan ibaretti bence. İdealim ya da (lerim); aşık olmanın saçmalığında ortaya bile çıkamadı ve hiç olamadı demek daha doğru olur. Sadece iş yapmak istiyor ve etrafımdaki herkesi rahat ettirerek ancak mutlu oluyordum.' 
'Peki senin sürekli yardım etmenden memnun muydu herkes?'

'İş kullanılmaya dayanınca ki normaldi, ben rahatsız olmaya başladım. Zira gücüm yetmiyordu bu isteğimi gerçekleştirmeme artık. Çok kişiye yetişemiyordum. Ailemde genellikle sağlıksız kişiler vardı ve ben onlara müthiş acıyordum.'  
'Kendini başarılı buluyor musun?'

'Hangi konuda?'
'Her konuda'

'Her konuda sınanmam mümkün değil; zira icrası olmayan şeyler için başarı söz konusu bile olmaz. Aralarda iki kere iş denemem oldu. Birinde eşim emekli olduğunda, çocuğumu kaybettikten sonra sırf benim moral kazanmam adına ehliyet kursuna gittim. Ehliyetimi aldım fakat araba kullanmak nasip olmadı. Daha kendime gelememiştim ve oyalanamıyordum bir türlü. Kızım üniversiteye başlamıştı, eşim de bir işe girdi. Yine eşimin arkadaşı beni işe alarak bir doktor bürosunda sadece telefonlara bakmam ve randevuları ayarlamam gerektiğini söyledi. Hem para kazanacak hem de insan yüzü görecektim. İki sene kadar başarıyla yaptım o işi fakat eşim Kronik Renal Yetmezlik rahatsızlığından hastanelik olunca ayrılmak zorunda kaldım. Biri de yine hastane masrafları çok arttığında ev işine yardım ettim kızımın arkadaşına. Hiç eksiklenmedim. Uzmanlık alanımdı. O da, onlar taşınınca sona erdi.'

Sorularım bitmişti.

Ama hasta bakımı konusunda, benim ilgi alanım olduğu için mükemmeldim. Zaten çok dikkat gerektiren bir hastalıktı. Hiç bir şey gözümden kaçmıyordu. Diyaliz hastalarının konuk edildiği, sorunlarının ele alınacağı bir programda konuşmacıydım. Eşim çok gururlanmıştı. Konu, böbrek hastalarının yaşamlarının iyileştirilmesi ve onlara nasıl davranmalı idi. 
Aslında isterdim ki, refakatçilerin sorunlarından da keşke bahsedilseydi. Zira bir ayağınızın sürekli hastanede olması gerçekten çok yıpratıcıydı. Ah... yine dert yanmaya başladım 😒

Bu yaşıma değin kendimi ihmal etmekle yine kendime çok haksızlık ettiğimi düşünüyorum. Benim öneriden çok bir tavsiyem olur ki o da kendinizi sevin. Artık istisnalar dışında erken evlenilmiyor. Hatta gençler evlilikten korkar oldular. Hele bu konuda asla bir önerim olamaz. Pişmanlık kadar gereksiz bir söz yoktur, zira dönüşü yoktur. Keşke de öyle. Demek ki son durumumuzu baz alıp mutlu olmaya çalışmak lazımdır. Bir şiirle sonlandıracağım. Yaşamı sevmeye çalışmak, insanları sevmek tek önerim olur. Güzel bir bayram geçirmeniz dileğimle. 

Sevgili Özlem Kutlu kızıma beni mimlediği için teşekkür ediyorum.

Bu Sabah Aynaya Bakıp

Boş bir sayfa ararken defterimde
Tek ve kuru bir çiçek yaprağı düşüverdi önüme
Sevgiliden, o günlerden
Buydu, kurudu ve bitti diyordu
Ne gelirdi elden?

Daha dün işitmedin mi sen
Onca hakareti sevdiğinden?
Yaprak cansız, ben mahzun
Birimizde az bir umut, diğeri yapayalnız

Bu sabah aynaya bakıp
‘Seni seviyorum’ dedim
Sesimin yankısı olamazdı cevabı
“Sen kimsin yabancı?
Biraz düşüneyim
Çıkarırım belki adını”

Dikkatle baktı
Baktı, baktı…
“Evet, sensin ama tanınmaz hâle gelmişsin
Sen O’sun
Sen mi beni seviyorsun?
Bir de bana sorsana sen
Seviyor muyum ben de seni?

Üzülmüştüm, konuşamadım
Bakışlarımdan medet umdum
Anladı…
“Ben senden çıkalı çok oldu
Sevgilerin için,
Hep başkaları için harcadın sen beni…
Nasıl severim ki hâlâ?
Git!” dedi 

Hani o insanı olduğundan başka gösteren
Yalancı aynalara git!
Onlar tanırlar seni
Belki severler de kim bilir
Artık sen, sen değilsin ki…

Hem bak üşümüşsün zemheri
Gözlerin de yaşlı mı ne?
Sana bir hatırlatan mı oldu
Tümden kaçırdığını son devrini
Helalleşme miydi bu
Yoksa günah çıkartma mı?

Beni unut
Bir daha bakma bana
Ben sen isem eğer
Vazgeçerim inan kendimden!
Git…”
Ve çıktım içimden
Benliğimi işte o an kaybettim ben…
O an, benliğimi kaybettim ben...😢

Sevgili Daha Mutlu Bir Hayat Mümkün bloğunun sahibesi Yurdagül kızımın bir tavsiyesine istinaden yazdığım şiir. 

Ece Evren 24.05.2017

13 yorum:

  1. Ablacığım şiire bayıldım, kalemine sağlık çok hüzünlü ama şiir dediğin de zaten hüzünlü olacak:( kaçımızın hayatı başarılı ki? İnan milyonlarca, milyarlarca insan arasında çok az kişi gerçekten başarılı oluyor, kariyer yapıyor, evliliği iyi gidiyor, parmakla gösterilecek kadar az, bunların bir kısmı zaten şu 'ünlü' dediğimiz insanlar ki, onların da hayatlarında çok dramlar var. Hatalar yapıyoruz, sonradan farkediyoruz tabii...:( benim kızkardeşim severek, kaçarak evlendi ama sonrası mutsuzluk:((ya dediğin gibi o kadar çok kişi mutsuz ki, evlenip mutlu olan bir, iki tane ancak rastladım şu yaşıma kadar...hatta hep "Lan iyi ki evlenmemişim hiç" diyorum. :))))Kendimizi sevelim çünkü bizden bir tane daha yok.:)

    Sevgilerimle:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müjde'ciğim, yorum için çok teşekkür ediyorum, zira çok önemli benim için senin düşüncelerin. Ben o seneleri atlatsaydım belki evlenmezdim bile. İşkolik biriyim. Eğer bir mesleğim olsa dört elle sarılırdım. Hayatım bir dram öyküsü olmazdı böyle. Ama yazabildiğime şükrediyorum. Bazen şiirler hiddetli oluyor ama onun sebebini, yani neden yayınladığımı sana anlatırım. Beni anlıyorsunuz bunu biliyorum. Artık akşamdan akşama giriyorum nete. Geç kalırsam merak etme beni :( Bu günleri aşmam zor olacak ama başaracağım. Sevgiler kardeşime :)

      Sil
  2. Hani o insanı olduğundan başka gösteren
    Yalancı aynalara git!
    Mükemmel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel beğenmen Emre :) Nerelerde diyordum senin için :) Teşekkürler.

      Sil
  3. Kalemine sağlık Ece ablacım, iyi bayramlar :*

    YanıtlaSil
  4. Sağ ol Yeliz kızım. Çok teşekkürler ve sana, ailene iyi bayramlar canım. Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
  5. Belki de "refakatçiler" hakkında özel bir yazıyı burada paylaşman güzel olur. Yaptığın her ne varsa, idealize ederek çalışmışsın.
    Bayramın kutlu olsun, ablacığım. Bundan sonra güzel ve sağlıklı günler görmeni diliyorum. Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu gerçekten düşünmedim. Hazırlayayım. Şu an bile, o günlerdeki benim kaderimi yaşayan kim bilir kaçlarca refakatçi var. Hassas değerlendirmen beni çok mutlu etti. Senin ve ailenin de bayramınız kutlu olsun canım. Dileklerin için teşekkürler, sevgilerimle :)

      Sil
  6. Öncelikle mimi cevapladığın için çok teşekkür ederim Ece ablacığım, farklı ama bir o kadar da öğretici olmuş. Çok beğendim.
    Huzurun, mutluluğun peşinden koşturmakla geçiyor ömür malesef. Aslında kendimize değer vermeyi, öncelik vermeyi ve kendimiz için bir şeyler yapmayı ogrenirsek, bunu bencillik olarak gormezsek doğru bir yol tutturmuş olacağız belki de. İnsanlara bir türlü yaranılmıyor çünkü...

    Bir de, çevremizdeki insanlara faydamiz olması için önce kendimize faydalı olmamız gerekiyor. Uçaklarda, acil durumlarda oksijen maskesini önce annenin takması gerektiğini söylerler, çünkü çocuğun agzinda maskeyi tutabilmesi için kendisinin de oksijen alabilmesi lazım. Biz de bu hayatta önceliği kendimize vermeliyiz. Hiç kimse ve hiçbir şey senden ve senin hayatından daha kıymetli değil.
    Hayatımızın baş rolünü kimselere kaptırmamamız lazım:)
    Şiir de ayrıca çok güzel, yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Özlem. Geç saatlerde zamanını ayırıp yaptığın bu ziyaret ve yorum için çok teşekkür ederim.
      Ben maalesef kendimi düşünmeyi hep sona bıraktım. Sevdiklerimi ilgimle mutlu ederim ve haliyle ben de mutlu olurum sandım. Kimseyi suçlamıyorum.Kimse anlamasa da ben sevmeye devam edeceğim. Burada sizlerle mutluyum. Daha göremesek de birbirimizi, anlamak gibi bir lüksümüz oldu, dert ortağı ve ışık olduk birbirimize ve bazen de benim gibi hüsrana boğduk diğerini. Çok teşekkür ederim yavrum. Sevgiler ve iyi geceler dileğimle :)

      Sil
  7. Siirinede önerilerinede bayildi ece ablacim :) sen hep yaz yaa iyi geliorsun 😘😘 gecmis baytamn mbarek olsn ellerinden öpüyorumm kocaman da sarldim 😍😍

    YanıtlaSil
  8. Her zaman en kötüsü, insanın kendini ihmaş etmesidir. Eğer bu olmazsa her şey daha güzel olacak. Hayatından ufak kesitler ve yaralar duymak beni heyecanlandırdı annem :)

    YanıtlaSil
  9. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la