Şikayetname 14.Bölüm

Sorgulama Dünya
Gökyüzü           

Şikayetname 14.Bölüm

Biz dünya bölümünü seçeneklerimiz arasında işaretlemiş miydik? Diğer seçenekler arasında ancak tahmin edebildiklerim, hiç yaratılmamak (ama bunu seçmek için de bir yaratılışa ihtiyaç olduğundan bunun üstünü çiziyorum), diğer bulup yazma ihtimalimiz olanlar da bunun gibi bir şekilde yaratılmış olmayı gerektiriyor. Demek ki boş da olsa bir başvuru, yani tek seçenek yaratıldığın ve dünyaya gelmen. Biz, isteğimiz üzerine yaratılmadık, biz olması gerekenlerdendik. Belki ruhlar vardı ezelde Allah’ın herkese üfleyeceği belli olan, onlar da Allah’ın bütünlüğünü oluşturmuyor muydu? Eee, Ulu Rabbim kendine mi sordu yani? Ya da neden yaratıldık? “Gönüllü müsünüz bu dünya denen tatlı mı tatlı ama illet yere? diye. Bizim; olmayan bedenimize daha yerleşmemiş akıllarımızın işlemek için ruha ihtiyaçları olduğu evrede ‘Evet, talibiz…’ deme ihtimalimiz var mıydı sizce? Dedik mi yoksa? Zira bu zorlu ve çetin bir bölümdü. 

Kötülük, vicdansızlık ve sadizm eşliğinde, kan gölleri, kurban canlar, eziyet içinde insan, hayvan ve tabii ki doğadan oluşan zeminde, aklı başında iyi hasletlere sahip hiç kimsenin rahat ve huzurlu olması imkânı olmayan bir yaşamı, sırf yaşamış olmak için kabul eder miydik? Böyle olacağını ya da nasıl bir şey olduğunu bile bilmediğimiz için sanırım bu soru sorulmazdı bile. Tabii bilgimiz olsaydı, ilgimiz de olurdu muhtemelen. Nefs, tüm nimetlerle birlikte verildiyse eğer. Ama ruhlarımızın; bize ait ve Rabbimizin ruhundan parçalar olduğu için, bunun önceden belli olması ihtimalinde, çok şeyden haberdar olması olasıydı. O zaman farkında olmasak da gerçeği biliyorduk. Bu gerçeği bilme ihtimalinde bize getirisi ve götürüsü ne oldu acaba? 

Otomatik işleyen, bu bizler için mucizevî sistem; olmak ya da olmamak gibi şansa sahip olmadan, bizleri yaşama dâhil etti. Yani bence seçenek diye bir seçim hakkımız yoktu. Metazoriydi yaşamak ve kaderlerimiz de ayrıydı. Hepimizin bu en önemli konuya dair algılarımız birbirine, ezberler dışında nadiren uyardı.
Birbirine sanki hiç müsavi olmayan, grup grup, ezilenler, telef olacaklar, hiçbir zaman huzur bulamayacaklar ve her şeyi anlayıp kahrolanlar, bir de kahredenler… Alt zemin bundan ibaretti. Gören göz bu! Anlayıp, değerlendirense akıl. 
Üstte tüm zalimlikler, ipini kopartmış canavarlar gibi hükümlerini dünyanın yaratılışından beri sergiliyorlar.  Kısa süren Lale Devri tadında geçen zamanlarda ise zaten üst tabaka nemalanmış. Alt tabaka sadece doğru idare edildiklerinde mutlu olmuşlar. Sırf Ortadoğu’nun hâli bunları yazmam için yeterli bana. (Gün itibarıyla ABD PKK’ya bilmem kaç milyon dolarlık silah yardımı yapmış. ) Böyle yer altı işlere akıl ermez zaten.  Onları anlayanlar zaten yorumlar. Biz düşünmeye devam edelim.
Şu kainatları, gezegenleri, havada sabit duran bu devasa sistemin minicik bir noktasının üstündeki bizleri şöyle bir hayal edin. İşin dehşetini hemen kavrayacağız. KARINCALAR KAYNIYORLAR. 
Ama insanın önünde meleklerin secde etmelerini söylediğine inanırız dinimizce. Değer miyiz sizce? 
Tüm bu pis ve karışık zeminin üstünde seyirci koltuğunda oturmamız bizim bu zalimliklere yem olmayacağımızı göstermediği gibi, olacağımızı da göstermez ama asla ikisinin de garantisi yoktur.  Burasının bir sınav yeri olduğuna inanırım da, bu sınavların çeşitliliğinden dolayı eşit haklara sahip olduğumuza aklım inanmaz. Eldeki veriler bir felâket senaryosunu gösteriyor bence. Kötü bir durak dünya. 

Tek ortak hissimiz canın gerçekten tatlı bir şey olduğu. Canlarından vazgeçenlerin o anlardaki duygu durumları hakkında hiçbirimizin tek kelam etmememiz gerekir. 

Tüm bu zalimlik ve gaddarlıkları seyredip tepki vermeyen, üstelik bundan anlaşılmaz bir haz duyan insan tipleri, icraatları gerçekleştiren sadist canilerinden bir tık evvelidirler. Bir gün arabada sıkışıp kalmış ve canının derdine düştüğünde seni görmek ve telefonuna çekim yapmaya çalışan atık insanların beyinleri nasıl temizlenir? Neden bunlar varlar, çekilen acı yetmezmiş gibi?
Malum olayların dehşetini içlerinde hissedip, hiçbir şey yapamayanların çektikleri eziyet? Manevi şiddet mağdurları onlar, insanlara ve hayvanlara yapılan işkenceleri; derileri resmen sızlayarak, çaresizlik duygularıyla izliyorlar. 

Kötülük hâkim oldu dünyaya, bunu anlamak zor değil. Sadece kötülük değil, ahlaksızlık, namussuzluk, ve tüm kötü sıfatları hak eden bir yığın insan sürüsü oldu. İnsan haklarını yok sayma, varlıklı ve güçlünün; etrafında at sineği gibi birikenleriyle birleşip, taş silindirle ezmeye benzer fiileri yapanlar. İhanet, hıyanet, hürriyetten men, düzeni tersine çevirme, adaleti manasından çıkarma, daha ne sayayım ki?  Bir dünyada, bir vatanımda düşüncelerimle geziniyorum işte…  

İnsanın ruh sağlığı tabii ki önemlidir ama “Önce kendimizden başlamalıyız düzelmeye” gibi sözler bizim için çok geç artık. Bir gafletin içindeyiz. Bizim yapacağımız sadece beklemek ve dua etmek, hepsi bu. Öğretilmiş gaflet, durumun vahametinden kaçma ve tabii ki çaresizlik. Ben bu devre kadar bu kadar çok hain siyasetçi olduğu bir dönem hatırlamıyorum. 

Gelelim olayların inancımıza göre hikmetlerine. Bunu herhangi bir insan söylediğinde kızmıyorum. Tabii ki Rabbimizin hikmetlerinden sual olunmaz. Sual etsek, zaten cevabı bulunmaz. Benim kızdığım, hiç denecek kadar acı değmeyen (vardır, vardır, yok demeyin, benim tanıdıklarım da var). Namazın, orucun ve ezberlerinin onları kurtaracağından emin olarak Cennet’i garantilediklerini sananlar söylerse çıldırıyorum.  

Tüm bu yaşananların acı çekenler ve haksızlık olduğu ayan beyan olan tarafında yaşayan, ölen, telef olan, tutsak olan kişileri bu söz teselli eder mi peki? ETMEZ. Dünya bize bir defalık verilen hediye ve nimetse eğer, birilerinin onu gasp ve talan etmelerinin hikmeti ne ola ki? Ne zaman eşit olacağız biliyor musunuz? Ay değil, Güneş değil, ancak Dünya tutulduğu ve artık dönecek gücü bulamayacağı zaman. Sonrasını birlikte göreceğiz. Ve ancak o zaman tüm olayların, haksızlık görenlerin leyhine döndüğünde biz “Her şeyde hikmet vardır”ı anlayıp gerçek manada inanmış olacağız. İnanmak; kalbinle Allah’ı hissedip, başımıza gelenlerin, daha çok çekenlerin yanında daha katlanılabilir olduğunu anlamak, yaratıldığımıza şükredip, teşekkür etmek ve bir tek iyi insan olma şartı olan en yüksüz durumdur. 

Dünyanın üstünde olanlara akıl erdirmek gerçekten çok zor. Sanki durdurulması imkânsız bir tsunami gibi. Birbirine bağlantılı ve bir fitil bekler gibi bazen facialar
Gittikçe artan, ya da şimdilerde iletişim zirve yaptığından çoğalmış görüntüsü veren gasp, tecavüz, insanlara ve hayvanlara işkence ve katletme ve bir kısım insanın da bunlardan zevk alma durumlarını görmek; insanca hayatını sürdürenleri cevapsız bir yığın soruyla baş başa ve çaresiz bırakıyor.  

Ya Rabbim, senden başka bu gidişatın nedenini bilen yok. Bizi; inancımızı sorgulamaya götürecek ve günahlara sokacak kadar çaresiz bırakma... 

Ece Evren 21.08.2017




24 yorum:

  1. Evet ablacım bazı şeyleri biz bilmiyoruz, belki dünyaya gelmeyi kendi rızamızla istedik kalu belada belki tamamen Allah'ın takdiri ama her ne olursa olsun biz yaratılanız ve yüce bir yaratıcımız var. Sondaki duan güzel bir dua ben de amin diyerek katılıyorum, iyi geceler selam ile :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ez cümle özetinde olduğu gibi oğlum. Teşekkürler, zaten Allah'a inanmazsak işimiz çok daha çetin. Selamı başımın üstüne, benden de selam oğlum.

      Sil
  2. Tebrik ediyorum ablacığım bu yazının üzerine yorum yazılmaz. Keşke seçeneğimiz olsaydı bu dünyaya gelmeme şıkkını seçseydim.Onca - senin de bir kısmını yazdığın- kötülüğü seyreden bir tanrıyı benim mantığım almıyor.
    Sevgilerimle kucakladım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müjde'ciğim, çok tatmin edici cevaplar olmalı. Vicdanımız bu kadar fazla zorlanıyorsa mutlaka bizi rahatlatacak bir şeyler olmalı. Sevgilerimle kardeşim.

      Sil
  3. Aman yanlış anlama olmasın diye yazar yazmaz eklemek istedim yorum yazılmaz derken yani o kadar açık, net, güzel anlatmışsın ki, o bakımdan...:))söylenecek her şeyi söylemişsin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anladım canım. Hiç öyle düşünmedim zaten canımsın.

      Sil
  4. bu yazınız daha çok "insanın yaratılışının ve dünyadaki yaşamının sorgulanması" ile alakalı çok önemli tespitler,bilgiler olmuş..aslında çok mantıklı ifadeler ve bir o kadar da harika bir makale bölümü olmuş..son cümlenize yürekten katılıyorum..ellerinize sağlık.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ ol Ertuğrul. Bu konular yanlış anlaşılmaya müsait ve kritik konular. Ama ben hep içten olmayı seçerim. Yorum için çok teşekkür ederim. Selam ile.

      Sil
  5. Emeğine sağlık Ece ablacım..

    YanıtlaSil
  6. öyle bir dünyadayız ki günahların bedeli mi iyiliklerin bedelimi yoksa din bedelimi ödüyor insan bilmiyor inançların bile inançsızlık hale geldiği zamanımızın yok ki ilhamı ve yok oluyor insanın insanlığı ... doğru bir konuya mükemmel bir yorumlama olmuş teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  7. İnançlarımızı yaraladılar. Tüm olaylar ve halen olanlara akıl erdirmek ve kabul etmek imkânsız hâle geldi. Velhasıl gördüklerimizden anladıklarımızla baş etmek iyice zorlaştı.
    Ben de teşekkür ediyorum düşüncelerinizi paylaştığınız için.

    YanıtlaSil
  8. amin ablacığım.
    Bu sorular hem tehlikeli hem de kurt gibi beynimizi kemiren şeyler zaman zaman. Allah bir irade, aklıl verdiği için sorgulamak en doğal hakkımız ama bir yere kadar ilerleyebiliyoruz bir yerde tıkanıyoruz işte.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tıkandığımız yerin biraz ötesinde gerçek. Ama öğrenmemize izin olmaz. Zira Ayet-el Kürsi'yi Türkçe olarak ezberledim Arapçasından sonra. Orada der ki: O’nun bildirdiklerinin dışında insanlar, O’nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler.
      Biliyorum, gerçekten tehlikeli. Allah yanlış algılardan korusun hepimizi kızım. Teşekkürler yorum için, sevgiler canım.

      Sil
  9. Merhabalar.
    Şİkayetnamenizi okuyup bitirdikten sonra, aynı şeyleri yorum içinde tekrarlamama gerek olmadığını düşünerek, dualarınıza amin demekle yetiniyorum. Cenab-ı Hakk bizleri hayatın sırrını anlayan ve hayatını su-i istimal etmeyen kullarının zümresine ilhak eylesin.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Recep bey, bir Hadis-i şerifte Su-izan, yanlış karar vermeye sebep olur. Allahü teâlâya da suizan etmemelidir. (Kötü zanda bulundunuz. Bu yüzden helake mahkum kavim oldunuz.) [Feth 12] (Rabbinize olan [ümitsizliğiniz, kötü] zannınız sizi helak etti.) [Fussilet 23] Ben korktuğum için sevmek değil ama inandığım için Allah'tan korkarım.
      Tüm yanlış ve haddimi aşan düşüncelerden Allah'a sığınırım.
      Düşüncem sadece bunca haksızlığa biz dayanamayız, zira biz tüm bunların hikmetini bilmiyoruz. Ama görünen o ki, bence dünya kötü bir duraktır. Buna inanıyorum. Gerçeğin zerresini öğrensek mutlaka dayanamayız. Seçilmiş kişiler ancak o mananın yükünü kaldırabilirler.
      O yüzden son cümlem, bu devinmelerimden sonra sadece Allah'a sığınma ihtiyacındandır. Dilerim bizi hayatın sırrını anlamaya layık olan kullarının zümresine katar. O zaman belki mutlu oluruz. Ama bu görünen ahvalde şahsen ben asla mutlu değilim.
      Duanıza yürekten 'Amin' diyor; selam ve saygılarımı sunuyorum.

      Sil
  10. Bu tip sorgulayıcı yazıların çok güzel oluyor 👍

    YanıtlaSil
  11. Emeğinize,kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  12. Teşekkürler İnci, sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  13. İnsanın kendini ve gidişatı sorgulayacağı bir yazı.Ben yine de öncelikle şapkamızı önümüze koyup düşünelim istiyorum.Bir iki gündür yoğundum.Yeni okuyabildim yazını.Öpüyorum seni :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii Yurdagül, şapkalar hiç olmazsa yeni nesillerin ferahı ve sağlıklı, mutlu, güven içinde yaşamaları için gerekli. Ben laf anlamaz insanları şöyle bir silkelemek için yazdım. Hayat devam ediyor ve kim bilir ne yatırımlar yapmak gerekiyor?Ben de seni öpüyorum. Vaktin olduğunda oku canım, sen faalsin, ben kırılmam tamam mı canım.

      Sil
  14. Dunyadaki butun savaslara su siir gelsin. Az once siirine de ekledim bu siir

    Arzulu mudur acaba
    Bir tank, rüyasında
    Ve ne düşünür tayyare
    Yalnız kaldığı zaman

    Hep bir ağızdan şarkı söylemesini
    Sevmez mi acaba gaz maskeleri
    Ay ışığında?

    Ve tüfeklerin merhameti yok mudur
    Biz insanlar kadar olsun?

    Orhan Veli
    Bizim Gibi

    YanıtlaSil
  15. Güzel bir şiir. Kırıcı, vurucu aletlerin ruhları var gibi hissettirmiş.

    YanıtlaSil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la