23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı


Çocuk, Bayram, Atatürk
Çocuklarımız    

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Çocuklar... En çok onlara borçluyuz kabul ederseniz. Onlara sevgi, ilgi, her ortamda sağlıklı iletişim kurmaya hazırlamak için emek, belli bir yaşa gelene kadar güven aşılamak, onlara; iyi, doğru, dürüstlük ve erdemli birer birey olmaları için çok şey borçluyuz. Bugüne değin olanlar oldu... Her Türk kadınının görevi; inancı dengeli, etrafa saygılı, toplumda kendisine ve etrafına zarar getirmeyecek, cesaretli ve yürekli, vatanını sevmenin ne demek olduğunu anlayan, bu yolda ne yapması gerektiğinin bilincinde çocuklar yetiştirmeliyiz. Ne demek istediğimi pekala anlıyorsunuz. Anne denilen kutsal varlığın; eğer isterse başaramayacağı hiçbir şey olamaz. Artık günümüzde duyarsızlık, bence affedilmeyecek bir zafiyettir.
Sevgili ve kıymetli evlatlarımızın '23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarını en içten dileklerimle kutluyorum. Gerçi resmi olarak eskisi gibi coşkulu kutlanmıyor ama inanıyorum öyle bir zaman gelecek ki, yeniden layıkıyla ve tanıdığımız o heyecanla kutlayacağız.

Hayırlı Olsun...

Her olayın duygusal tahlilini yapmak bende alışkanlık haline geldi. Kendime engel olamıyor, yazıyor ve sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu ise hepimiz için hayati bir konu. Aceleye getirilmiş, hazinemizde kocaman delik açacak, hırsları eritmeye yetmeyecek, "kapanın elinde kalacak" şey bu defa, iştah edilmekten hiç vazgeçilemeyen taşı toprağı delik-deşik edilmiş ve hâlâ somurmaya devam niyet edilen vatanımız. Bir takım etik düşünceli insanların sırf organize kabiliyeti ve azimden yoksun, atıl hallerinden ötürü zorda kalmalarımız var... Yine bize kahırlı seyirler hazırlanıyor anlaşılan... Ben siyasetten hiç anlamam, anlamak da istemem ama o derece orta yerde; en hararetli ve filtresizinden karalamalarla dolu siyaset yapılıyor ki, senelerdir bıktık bizler ve bayağı zehirlendik. Sadece kızmakla kalmayıp, beddualar eder olduk ve biz de insanız... Bizim de hırslarımız ve dizgin vurulmaya isyan etmek isteyen gururumuz ve Türklük onurumuz var.

Düşünün bir yol; bir apartmanda bir çok komşu olur. Ortak olan bir çatı altında yaşarken bizler; aile yapılarımız, belki inançlarımız, yaşama tarzlarımızın uygun olmaması ve bir çok nedenlerden dolayı, aramızda zaman zaman sorunlar ve giderek çatışmalar yaşamamız olasıdır. Bu örnekteki gibi, aynı vatanda yaşayan, lakin siyasi düşünce ve tercihlerinden çok ve artık; vatana hizmeti asgaride tutup, menfaat kaygılarıyla hareket ettiklerini anladığımız kişiler oldu bizim gözümüzde siyasetçiler. Kimi komşumuzu severken, bazılarına sempati duymayız. Bu örneğim güne ve zamana aykırı bir şey değil... Siyasetçiler, aynı vatanın; yaşları olgunlaşmış evlatlarının; halkı oluşturan çeşitli zihniyetteki insanlarının tercih oyları sonunda seçilmiş ve mevki sahibi olmuş kişilerdir.

Vatanına, atasına, cumhura saygısı olmayanın Allah'a saygısı ve 'O'nun gazabından dahi korkusu yoktur. Milletini susturan kendisini ömür boyu ve sonsuzlukta da dilsizliğe mahkum etmiş demektir. Hâlâ anlamadığım siyasetin, pek de anlamaya değmez, öz saygılarını yitirmiş siyasetçilerinin ağız dalaşını dinlemek ve haliyle hırslarının yüzlerine aksetmiş kötü görüntülerini- haber almak niyetiyle açtığımız televizyon kanallarından- seyretmek zorunda bırakılıyor ve aşırı manevi  çöküntüler yaşıyoruz. Hayatlarımızın bu tek idare sistemiyle hep kötüye gittiğini, basit laf atışmalarından geri duramayan, hırs tutkunu siyasetçileri seyretmekten son derece rahatsız olduğumuzu, sanırım tahmin yetisine sahiptirler. Vatanımıza, ilkelerimize, kendimize ve atiye duymak zorunda olduğumuz güven duygularımız tehlikede. Onları, sanki sıradan bir maçtaymışçasına ve birbirinize bilerek kötü paslar verir gibi oyuncak ediyor, bizleri o topun serseme dönmüş haline çevirip hâlâ utanmadan oynuyorsunuz. 

Kör, sağır, dilsiz, akılsız, saf, duygusuz, ruhsuz, hadsiz ve küstah değiliz biz... Bu vatanda en az sizin kadar at koşturmaya hakkı olan Türk vatandaşlarıyız. Bir korku hükümdarlığı bizi bitirir belki ama sizin o "ALLAH"ı; sadece kelâmda andığınızı düşündüren, imandan uzak uygulamalarınız ve hâlâ yanlışlarda ısrar etmeniz, her iki dünyanızı kaybetmenizle sonlanır. Lütfen bir durun. Yanlışta bu derece inat etmeyin. Biz karşıdan dehşeti sarih olarak görüyor, Türklüğün bekasına zarar gelecek diye  kahroluyoruz. Rahat mı battı acaba? Ne ile ne kadar doyulur? Bizler, akıllarımız durmuş hallerimizle; fakir mi orta halli miyiz, bunu bile artık kestiremez olmuşuz. Nefeslerimizi tuttuk, her an şehit haberi almaktan tükenip, bir de daha neler kaybedeceğiz kuşkusuyla yaşıyoruz. Yetki iki yanı da keskin bir bıçaktır aslında, ve " keser döner, sap döner ...." misali tutan eli de keser...

Atatürk    

Siyasetçiler, yaşadıkları vatanın, yaşlarını almış evlatlarının; halkı oluşturan, çeşitli zihniyetteki insanlarının tercih oyları sonucunda seçilmiş, bir mevki ve haliyle bir süreliğine yetki sahibi olmuş kişileridir. Biz 2002 yılından beri tek parti tarafından yönetiliyoruz. Bu hiç de hoş bir şey değildir. Zira demokrasi; çok partili idare sistemidir. Her kesimden halkın sözcüsü olmak üzere seçilmiş milletvekilleri mecliste bizi temsil ederler. Hak bizlerin, görev onlarındır. Yine çeşitli partilerin, özgürce fikirlerini söyleyebilecekleri, bir takım kararların yasallaşması için yapılan oturumlarda, oy çoğunluğunun bu çeşitlilik içinden çıkması tercih nedeni olan bir yönetim şeklidir. 

Siyasi partilerin her biri; belli ilkeleri ve benzer düşünce yapıları olan çeşitli adlar altında toplanmış aydınlardan oluşmalı. "Ben/biz istedik oldu ve hep de böyle olacak " demek; yönetmek değil, dayatmaktır. Vatanı ve milleti idare etmeleri için onlara çeşitli görevler, mesuliyetler ve maaş verilen milletvekilleri, mecliste bizlerin istek ve menfaatlerimiz doğrultusunda hareket etmek şartıyla bu görevlerine yemin ederek başlarlar. Tek başına iktidara gelen bir parti, "dediğim dedik" üslubu ve sınırsız yetkisiyle bir yığın hayal tadında düşüncelerini hayata geçirmiştir. Bizi temsil eden partiler ve inanın hiçbirimiz onlar kadar birlik ve organize olmayı bir türlü beceremedik. İçimizde istek var ama azimli değiliz. Sanırım inandık ki, bizim seyretmekten başka şansımız ve söz hakkımız da yok... Vatanım için dua ediyorum, sizler de edin. Bilin ki Allah, son sözün sahibidir. Hepinize huzuru diliyorum.
Bazılarınız hatırlar belki, kaybettiğim oğlum 23 Nisan doğumlu. Onu rahmetle anıyorum...

Ece EVREN/Milas 21.04.2018 günü...     




16 yorum:

  1. Ece Ablacım nasılsın her şey yolunda mı diye sormak istedim öncelikle..
    Çok güzel bir konuya değinmişsin:)Çocuklar bizim herseyimiz geleceğimiz.Onlara borçluyuz daha güzel ve sevgi dolu bir dünya bırakmak hepimizin görevi.. Ben de bütün çocukların Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyorum❤
    Ben de sevgili oğlunu rahmetle anıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım, duygulu kızım. Bu soru öyle mutlu etti ki beni, anlatmam mümkün değil. Ben tam mutlu olma şansını kaybettim ama küçük mutlulukların tadını almaya başladım. İstanbul'dan biraz uzaklaştım. Daha iyiceyim. Çok teşekkür ederim sana 😊
      23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız tüm yavrularımıza ve hepimize kutlu olsun Sevil'ciğim. Oğlum için de teşekkür ederim yavrum. Sevgiyle kucaklıyorum 💙 💚 💛 💜

      Sil
  2. Yüreğine sağlık ablacığım ,duygularımız ortak. Nurlar içinde olsun evladın .

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir yazı olmuş Ece Abla. Siyasi olarak çok karmaşık bir süreç içerisindeyiz. Benim eşim de 23 Nisan doğumlu. Oğlunuz için de 'Allah rahmet eylesin' :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin Arif, eşinin doğum gününü kutlarım.
      O kadar karmaşık bir süreçteyiz ki ama ben umutluyum. Biz dinlerken yoruluyor, bıkıyoruz. Onlarsa gece gündüz hırs içinde konuşuyorlar. Aslında bıktık oğlum. Çok teşekkürler yoruö için. Sağlıcakla kal kardeşim .😊


      Selametle kardeşim.

      Sil
  4. Tüm cocuklar hayati bayram tadinda yasasin. Oglunuz da nurlar icinde yatsin. Siyasilere gelince, artik insanin sabir tasini catlatiyorlar 🤨

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin Derya 😯 Hayat işte...
      Çocuklarımız için asıl üzüntümüz. Nesillerimizin ferahı için dilerim vatanımız huzura kavuşur. Teşekkürler canım...

      Sil
  5. Işıklar içinde uyusun oğlun ablacığım...Nerede o eski coşkulu kutlamalar?Yinede değerlerimizi unutmamak gerek.Sevgiyle kucaklıyorum seni :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ ol Yurdagül'üm. İnşallah her şey düzelir vatanımızda yavrum. Ben de kucaklıyorum 😊

      Sil
  6. Ne kadar da anlamlı bir yazı olmuş Ece Ablacım. Ama şunu hiç bir zaman unutmayalım ve umudumuzu kaybetmeyelim ki; Atamız bu ulusun geleceğini çocuklara emanet etti. Bizler Atamızın yolunda giden çocuklar yetiştirdiğimiz sürece ülkemizin sırtı yere gelmez.
    Oğlunuzun yattığı yer nurla dolsun. Oğlunuza Allah'tan rahmet, size de sabır diliyorum.
    23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu ve daim olsun..
    Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Nesli. Umudumuzu yitirmek yok yavrum. Ben de her şeyin düzeleceğine inanıyorum. Yavrunu ve seni öpüyorum. Sevgilerimle kızım...

      Sil
  7. Abalacığım oğlunun mekanı Cennet olsun inşallah. Nice 23 Nisan bayramlarını hep birlikte kutlamak dileğiyle...

    YanıtlaSil
  8. Amin Beyda kızım. Bir gün elbet eskisi gibi kutlayacağız bayramlarımızı. Seni ve oğlunu öpüyorum. Sevgiler canım 😍

    YanıtlaSil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la