Geç Kalan İtiraf – 11.Bölüm


Kaygı, Ders,
Düşünen Kız                                      


Geç Kalan İtiraf – 11.Bölüm - Ara Final

Hacer, aslında çok masum bir istekte bulunmuştu Yaradan’ından. 'Sevmek istiyorum, buna ihtiyacım var' diye dilemişti. Onun niyeti bir pazara gidip; aynı cins ürünün çeşitlerinden birini seçmek gibi bir şey değildi ki… Kader diye bir şey vardı. O, sevebileceği kişinin, karşısına öylesine plansız; hatta zamansız ve aniden çıkmasını isterdi. Zorlanıyordu arkadaşlarının arasına bodoslama dalmaktan. Ne düşünürlerdi ki? Ya “dört sene gelmedi, ne işi var, şimdi mi katılmak geldi aklına?” diye birbirlerine mırıldanırlarsa? Buna benzer; dillendirmeseler de, bir yığın olası düşünceler. 

Kız olmanın dezavantajlarını düşündü bir an... Derslerininse; bu konuya oranla; hiç baş edilmez olmadığını da ayrımsadı. Koca şehirde yalnız olmanın endişesi düştü yüreğine. Topluma açılan tek kapısının Lale olduğunu fark etti. Hayata karışmak için fırsatlar gerekiyordu. İşte burada ailenin önemini kavradı. Onların eksik yanlarının; gayet beklentisiz olmalarının; yeme içme ve günlük rutinlerinin dışına çıkmayı akıl edememelerinin; eve bir gazete bile girmemesinin ne büyük eksiklik olduğunu kavradı. Annesi ilkokul mezunu bile değil, babası ite kaka bir tek onu bitirmiş, sadece büyük ve küçükbaş hayvanlardan anlayan, gelişim nedir bilmeyen, neredeyse dünyadan haberi olmayan bir erkek… Basit maaile ziyaretlerden ibaret bir hayat; ne kazandırmış olabilirdi ki Hacer’e? Gerçeğinin bu kadar acıtıcı olduğu neden hiç aklına düşmemişti ki? Gerçi düşse ne yapabilirdi? 

Düşüncesine göre alt yapı sorunsalı vardı Hacer’in. Mesleğini icra etmeye başladıktan sonra, ne kadar tanınsa ve yükselse dahi; ilerleyen süreçte, bu başarıyı az da olsa destekleyebilmek için hamleler yapsa ve yardım alsa da, ya bunun için de geç kaldıysa? Bir an manevi çöküşe geçti. O ailede doğmayı hiç istemediğini düşündüren bir isyan kapladı yüreğini çepeçevre. Görgüsüzdü Hacer. Bunu anlamak ise onu çok acıtmıştı...

Özel hayatında; oturmakta geç kalmış kişiliğinde reform mu yapacaktı yani? Sadece okuyarak manasını öğrendiği; gelişimini gerçekleştirecek güce ve ne de buna yetecek işlenmiş zekaya sahipti. Yatağının üstünde otururken başını dizlerinin arasına sokup, hüngür hüngür ağlamaya başladı. Kendisini çaresiz hissediyordu. Belki de kadın olduktan sonra da, hayatı tam tanımadığı için buna benzer sorunlarla sıkça karşılaşacaktı. Kadınların başlarına gelenleri duydukça, hep hayırlısını isterdi Hacer. İçindeki; o arkadaşlarıyla bir geceye katılma hevesi de yerini umutsuzluğa bırakmıştı işte. Lale kırılır mıydı? Onunla konuşup karar alırım diye düşündü sonra. Söz vermişti zira… 

Birden, ders çalışmalıyım, şimdilik yapabileceğim tek bu diye söylendi... Yatağın üstüne tüm notlarını serdi ve kitaplarını da yerleştirdi. Çalışmaya başladı. Adeta kendisini unutuyordu çalışırken, deminki içten içe sızlanmalarından eser yoktu. Harıl harıl çalıştı. Artık tüm iş, sınavdan önce bir tekrara bakıyordu. Yorulduğunu hissetti, yatağını derleyip, topladı, başı yastığa düşüverdi. Tam iki saat geçmişti ki, Lale’nin yine merdivene çıkıp saçlarını okşamasıyla uyandı. İki, tipik renkli, birisi mor üstüne siyah, diğeri beyaz üstüne cıyak kımızı dik çizgileri olan at kuyruklarına bağladığı kurdeleler, onu öyle komik gösteriyorlardı ki, gülmekten kendini alamadı. 

-Ya Lale, sen bunları nereden temin ediyorsun?
-Dert etme Hacer, dayımın kumaş mağazası var. Kumaş toplarının uçlarından enine kesip yolluyor anneme. O da kenarına sürfile yapıyor, postalıyor bana; al sana bir tomar kurdele…
-Vay be, gerçekten düşünemezdim…
-Hukukçu oldun diye her şeyi bilecen mi sandın kızım? Doğaldır, zaten merakın da yok…
-Ay Lale, canım sıkıldı, çok ders çalıştım. Aşağıya inelim mi?
-Ben de seni bu kasvetli yerden çıkarmaya geldim güzelim. Gel hayata karışıp, bir iki insan yüzü görelim. Düzgün giyin, belki dışarı da sarkarız.
-Olabilir canım, gerçekten bunaldım. 

O akşamüzeri dışarı çıktılar, fast food tarzı yediler, sonra pastaneye gittiklerinde Lale, toplanıp bir yere gitme konusunu açtı. Zaten Hacer, ne zaman söz eder diye aklından geçiriyordu. İşte korktuğu an gelmişti. Ona gündüz aklından geçen şüphelerinden bahsetti. Lale kahkahayı basıp 
-Sen onlarda bunu düşünecek beyin mi var sanırsın?  Allah bize cazip gösteriyor onları da, hayat biraz neşeleniyor. Aslında benim sana çok şey anlatmam lazım. Deneyimliyim ne de olsa. Sen okuyarak daha iyi öğreniyorsun. Yazarım sana, oku, öğren canım. Kaçış yok, lazım olacak… 
-Eh, yaz bakalım… 

Neşeyle yurda dönerlerken dondurmaları ellerinde iki küçük şımarık kız gibiydiler. Lale, Hacer için bir şanstı… 

Eylül sonunda görüşmek dileğiyle...

Ece Evren/Halkalı 05.06.2018

12 yorum:

  1. Ece abla sezon finali yapmışsın, özleyeceğiz Hacer'i.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok anlayışlı ve incesin kızım. Yarını meçhul bir dünyada yaşıyoruz. Hacer'i de yanıma alıp geldim buraya... Dinlensem de aklım hep bloğumda. Kendi çapımda çalışmalara devam edeceğim. Ama önce vatanım diyorum ve ülkeme çok güzel bir gelecek diliyorum. Sevgilerimle...

      Sil
  2. Kız olmanın dezavantajları deyince düşündüm biraz üzerinde.Kolay değil kız olmak,kadın olmak,güçlüce ilerleyebilmek böyle bir dünyada.Dün eğitimde genç kızlarımız için bir sosyal sorumluluk projesi söyledi hoca.O projenin içinde ben de olacağım kısmetse.Desteklenmeye ihtiyaçları var.Sezon finali yapmışsın.Merakla bekleyeceğiz eni bölümleri :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ ol Yurdagül'üm. Gerçekten zor bence de. Hacer'i sevdim ben, elinden tutmaya çalışacağız artık. Sevgiyle kucaklıyorum seni:)

      Sil
  3. "Lale, Hacer için bir şanstı…" Biz kim yada kimler için şans olabildik acaba. Bizim için şans olanlara yeteri kadar değer verebildim mi, onları fark edebiliyormuyuz? Yazınızı bitirdikten sonra, son cümlenin izini sürüp dakikalarca bunları düşündüm. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten, burada Lale, Hacer'in tam zıttı gibi görünse de, bir nimet onun için. İnşallah Hacer onu hayatından hiç çıkarmaz. Çok teşekkürler, sevgilerimle :)

      Sil
  4. İyi ve mutlu bayramlar Ece Ablacığımm. :)

    YanıtlaSil
  5. Canım... Uzak kaldım, şimdi gördüm. Çok teşekkür ederim. Sevgiyle kucaklıyorum seni :)

    YanıtlaSil
  6. Aaaa... yaa niye yaa ? :)) ben tm okuyamadığım yazılarını biriktirmiş oturup okumuşken, şimdi eylülde gel sözcüğüyle çöktüm resmen ekran karşısında.. Aynı senin gibi ben de uzak kalmıştım blogdan.. yeni yeni ısınma turları yapıyorum canım.. çok heyecanlı gidiyordu.. eh napalım bekleriz :)) Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Az kaldı canımm. İnan nasıl yazıyorum bir bilsen... Zaten Eylüle ne kaldı ki? Sevgiyle kucakladım seni :)

      Sil
  7. Kiz oolmak, kadin olmak dünyanin her yerinde zor. Kendini kanitlamak icin hep iki kati caba gerektiriyor ileri ülkelerde bile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu bizlerin kaderimiz ya da yaradılıştan bize layık görülmüş olmalı. Onun için güçleniyoruz bence ama yazık ki bunu başaramayan, her konuda zorlananlar var. Her şeyden önce insan şanslı doğmalı... Teşekkürler canım :)

      Sil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la