ÇOCUKLUĞUMA MEKTUP | MİM

Mim
Çocuk            


ÇOCUKLUĞUMA MEKTUP | MİM

Sevgili Birpembesever Tuğçe beni mimlemiş. Onun mimi ise burada 


Sevgili 10 yaşıma... 
Eğer 10 yaşıma vereceğim bir tavsiye olsaydı ancak ona “lütfen olan bitene fazla üzülme” demek isterdim.
Sevgili çocukluğum diye başlıyorum satırlarıma. Böylesi daha uygun zira…
Onlarca sene sonra seni ziyarete geldim. Genelde mutsuz görünüyorsun ve sebebini ikimiz de biliyoruz.
Aslında sen, daha küçük yaşlarda bile fark ettiğin şeylerden dolayı mutsuzluğu çoktan öğrenmiştin. Günlerin üzüntü içinde geçiyordu. Artık alışmış olman lazımdı ama çocukluk işte. Tüm olanlara anlam veremiyordun. Kurduğun hayallerin yanında evdeki yaşantın hiç güzel durmuyor ve seni umutsuzluğa sevk ediyordu. Sen huzursuz bir aile hayatıyla çok küçük yaşlarda tanıştın. Bunun için hala üzgünüm senin adına…

Bir çatı altında annen, baban ve kardeşlerinle yaşıyordun. Buraya kadarı eksiksizdi. Ama sıkça babanın yükselen sesini duymak seni çok ürkütüyordu. Bir aile içinde yaşamak tabii ki çok büyük bir nimetti, anne ve babasından ayrı büyüyen çocukları düşününce. Fakat o evde mutluluk yoksa beraber olmanın ne anlamı vardı ki? Aslında babanın çok sert bir mizacı olmasıydı bunların sebebi. Mesleğindeki ciddiyeti evinde de uyguluyor ve size sessiz olmanızı sürekli söylüyor ve korku içinde bir yaşama sürüklüyordu. Ne sen ve ne de kardeşlerin en rahat etmeniz gereken yerde diken üstünde yaşıyordunuz. Kurallar öyle dayanılmazdı ki beşkardeş hepiniz zorlanıyor, sesli gülmekten, hatta konuşmaktan çekiniyordunuz. Baban işinden dönene kadar rahattınız. Ta ki vazifesinden dönüp saati saatine eve geldiği ana kadar. Biriniz fötr şapkasını alır, bir diğeriniz terliklerini verirdiniz. Ona hep siz diye hitap ederdiniz. Anneniz melek gibi bir kadındı. Zaten bu hayat siz çocuklar için başka türlü çekilmezdi. 
Seni baban arada bir çalışma odasına çağırır “en akıllı çocuğum sensin” derdi ve sen içinden “bu haksızlık” diye isyan etsen de hiçbir cevap veremezdin. Bunun için teşekkür bile edemez, başını öne arkaya sallayarak cevap vermiş olurdun. Gülümsemek bile kardeşlerine ihanet gibi gelirdi. Zira onları çok seviyordun. Haksızlığa gelemezdin. Sen ortancaydın. Senden büyük ablan ve ağabeyin, senden küçük kız ve erkek kardeşin vardı. Anneciğimin bizlere verdiği emekleri ancak sen de anne olunca anladın.

Hatırlıyor musun, sen çok muzip bir çocuktun. Bazı geceler büyük oturma odasında toplanıp senin yaptığın taklitleri seyrederlerdi kardeşlerin ve annen. En mutlu anlarınızdı onlar. Katıla katıla gülerlerdi. Çok ihtiyacınız vardı ama mutluluğu adeta çalar gibiydiniz… Bunu baban da fark etmişti ama ne hikmetse engel olmuyordu. Neden seni daha çok seviyordu ki? Fiziki olarak kendisine benzediğin için olabilir miydi acaba? Senin kömür karası siyah ve kıvırcık saçların vardı. Hakikaten onun mavi gözleri dışında ona çok benziyordun. 
Sonraki senelerin sanki aynı düzende geçti, mutsuzluğa da düzen denirse tabii. Evde hala yüksek sesle konuşmak ve kahkaha atmak yasaktı. Her şeyde disiplinli olmak zorundaydınız. Zira en ufak hatanızda anneniz suçlanıyordu babanız tarafından. Böyle gergin yaşamak çok sıkıcı idi. Hepiniz özgür olmayı çok özlemiştiniz. Hatırladığım bunlar ve liseyi bitirip, on sekiz yaşına geldiğinde evlenmen. Çok erkendi evlilik senin için ama aile darmadağın oldu baban vefat edince… O artık yoktu ama hiçbiriniz yapınıza kazınmış o mutsuzluktan kurtulamadınız. Bundandır ki sen çocuklarını sevgi ile büyüttün. Evliliğindeki zaman zaman yaşadığın zor günlerden onları uzak tuttun. Halinden memnun ve mutlu çocukların oldu. Eğer mutsuzluğu tanımasaydın belki bu kadar özenli olmazdın.

O günlerden senin bana anlattıkların, aslında anlamlandıramadığın şey ise babanın neden sizleri böylesine mutsuz ettiğiydi.
Seneler onlarcasını kovalayıp geçti. Şimdi altmışlarındasın. Ama o günleri sen ve kardeşlerin hiç unutmadınız. İç âleminizde babanızı hala affedemediniz. Affedebilseydiniz eğer o travmaları da atlatmış olurdunuz. Zira baba sevgisine hep aç kaldınız. Bu nedenlerle “ah çocukluğuma tekrar dönsem…”diyemiyorum. Annemin bez bebek yaptığı ve bunun bile küçük de olsa seni ne kadar mutlu ettiği günlere. 
Kendimi kocaman bir mutsuz çocuk gibi hissettiğim bu günlerde hatırladıklarım bunlardı. Çocukluğuma veda ediyorum.
Hoşça kal çocukluğum,
Hoşça kalın o günlere dair acı günlerim ve sıkıntılarım.

Ece Evren 10.11.2019

Görsel Pixabay'dan alıntıdır.

32 yorum:

  1. Oldukça zor geçmiş, ben de bu mimi yaptığımda evdeki huzursuzluklardan bahsetmiştim. Bu huzur yoksunluğu olmasaydı bambaşka bir çocukluk geçirip şuan bambaşka bir hayatımız olabilir miydi diye düşünüyorum hep. Kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demek yalnız değilim ki, çok çocuk bu ortamlarda büyümüştür :( Ben de, eğer mutlu bir çocukluk yaşasaydık her şey bambaşka olurdu diye düşünüyorum. Yorum için teşekkürler. Miminize hemen bakacağım. Sevgilerimle...

      Sil
  2. Ah çocukluk.. kuş gibi uçup gidiyor işte, kimse tutamamış, tutamayacak da. Bir iki güzel anın varsa onların üstüne çarşaf gibi gereceksin çocukluğunu Ececiğim.. başka yolu yok çünkü. Sana illa ki kattığı iyi yanları göreceksin güzel arkadaşım. Her şeye rağmen iyi ki doğmuşsun canım :)) Kocaman sevgilerimle,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ ol canım arkadaşım. Her şeye rağmen o günlerin tadı unutulmaz. Annem ve kardeşlerimle geçirdiğim anlar çok değerli. Elbette güzel olan günlere tutunmak lazım. Sevgiyle kucaklıyorum seni :)

      Sil
    2. Sen de iyi ki doğmuş ve iyi ki varsın Sezer'im :)

      Sil
    3. Canım seni son yazımda mimledim.. mutlaka yap, eğlenceli müzikli bir yazı üstelik uzun olmasına gerek :)))

      Sil
    4. şimdi bakacağım canım. Çok teşekkürler arkadaşım :)

      Sil
  3. Aile için zoruklar bizleri ufak yaşta olgunlaştırıyor...
    Keşkeler çok ama malesef yapacak birşey yok..
    Ece Abla senin ne güzel bir kızın var.O çok şanslı ❤❤

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili kızım İnci'm. Keşkelerimiz olmasa doğruyu bulamazdık zaten. Önüne geçemeyeceğimiz şeyler oldu o günlerde. Yine de genellikle kardeşlerim ve annemle mutluyduk biz. Çok teşekkürler canım. Sevgiyle kucaklıyorum seni :)

      Sil
  4. Ece Ablacığım,
    Çocukluğunu okurken ben de hüzünlendim seninle birlikte. Keşke böyle olmasaydı diye geçiriyor insan aklından kalbinden ancak bunun da hayatta bir sebebi vardır diye düşünüyorum ben. Seni yüz yüze tanımasam da yazılarındaki o naifliği, güzel enerjileri, duygusallığı ve olumlu duyguları alabiliyorum. İyi ki varsın Ece Abla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen de iyi ki varsın sevgili Tuğçe'm. Keşke böyle olmasaydı ama çok kişinin başına gelen şeyler bunlar. Hatta daha da kötüleri... Geçmişe ancak bu vesilelerle dönerim. Şimdi mutluyum. Güzel düşüncelerin için sonsuz teşekkürler yavrum. Sevgiyle kucaklıyorum seni :)

      Sil
  5. Merhaba Ece ablam. Mektubunuzu üzüntüyle okudum. Çocukların mutlu büyümesi ne kadar önemli değilmi? Yoksa hayatın o en önemli kısmı büyük bir boşluk bırakıyor insanın içinde. Bütün hayatı boyunca o boşluğu bir türlü dolduramıyor. Mimi yaptığınız için çok teşekkür ederim. Hep güzel günler nasibiniz olsun. Sevgiler.❤

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Umman kızım. Ne kadar güzel bir mim konusu bulmuşsun canım. Seni kutluyorum. Biraz hüzünlü yazdım ama doğrusu bu. Allah her çocuğu mutlu bir ortamda yaşatsın. Sevgiyle kucaklıyorum seni canım :)

      Sil
  6. Bizim kuşak sizin çocukluğunuza benzer şekilde yetiştirildi. Babanın yanında yüksek sesle konuşulmaz, karşılık verilmez, saygısızlık yapılmaz... gibi pek çok davranışlar aslında bizim bu gün yaptığımız pek çok hatanın temellerini daha o zamanlardan attı. Kendi yuvamız ve çocuklarımızla baş başa kaldığımızda bocaladık. Biz mutlu olmadık çocuklarımız mutlu olsun dedik ve onların çok rahat yaşaması için elimizden geleni yaptık. Doğru mu yaptık? tartışılır. Sevgili Ece Hanım ne güzel konuşmuşsunuz çocukluğunuzla. Biran ben de gittim geldim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili arkadaşım. Çocukluğumuzda bir çok şey yaşadık. Büyüdükçe tam olmasa da unutuluyor. Biz çocuklarımızı daha hür bıraktık. Ama aldığımız terbiyeden de nasiplerini aldılar.
      Seni görmek çok güzeldi, çok teşekkürler canım. Sevgiyle kucaklıyorum seni :)

      Sil
  7. Yaşadıklarını o kadar içten anlatmışsın ki. Böyle iç döktüğün yazılar her zaman etkiliyor beni.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyorum Cem kardeşim. İnan yazarken bunu hatırladım :) Çok teşekkür ederim :)

      Sil
  8. Muzip çocukluğunu anlattığın paragrafa bayıldım.
    Bu mektup seni üzdüyse yırt at,omzunu silk ve yürü dimdik...
    Öpüyorum seni ablacığım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle evet Yurdagül'üm. İnan şimdi kendimi daha güçlü hissediyorum ve asla geçmişime sık sık dönmüyorum. Sevgiyle kucaklıyorum canım :)

      Sil
  9. Ne yazık ki ben de keske keske çocukluğuma dönseydim diyemiyorum. O zamanlara ait en güzel anım babaannem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyorum Derya'cığım. Yaşantımızdaki benzerlikler birbirimizi daha iyi anlamamızı sağlıyor. Dilerim ailenle hep sağlıklı ve mutlu yaşarsınız canım. Sevgiyle kucaklıyorum seni :)

      Sil
  10. Allah sağlık uzun ömür versin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin yavrum. Hepimize inşallah. Sevgilerimle :)

      Sil
  11. Mutsuz bir çocukluk dönemi geçirdiğiniz için çok üzüldüm Ece anne maalesef hayatta pek çok şey istediğimiz gibi olmuyor ama her şeye rağmen yine de hayata olumlu bakabilmeyi öğrenebilmeliyiz bence çok teşekkürler Bu güzel yazı için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili oğlum. Hayatın tüm zorluklarına göğüs gerdim. Ben kuvvetli bir kızdım. Evliliği bile küçük yaşıma rağmen başarıyla yürüttüm. Allah'a şükrediyorum bu yaşımda bana çok şeyler ve en önemlisi sağlık bahşettiği için. Gözlerinden öperim yavrum. Çok teşekkürler yorum için :)

      Sil
  12. Ne kadar hüzünlü yazmışsın 😢zor geçen bir çocukluk ...hep mutlu ol inşallah gönlü güzel Ablam ❤😊 canım benim 😊🌸 sevgiler 🌸😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel kalpli yavrum. Allah seni her türlü zorluktan korusun inşallah. Kim bilir kimler benden de beter çocukluk yaşamıştır. Onun için hep şükürden yanayım. Seni kucaklıyor, öpüyorum kızım. Anneni ve kardeşini de 😊

      Sil
  13. Sanırım dünyada geçirdiği günlerin sayısı orta yaş limitlerini geçmiş her birimiz disiplinli babaların, hani uyurken seven babaların çocukları idik. Belki de o yıllar, onların yetiştiği yılların travmasıydı bizlere yansıttıkları.

    YanıtlaSil
  14. insanın anavatanı cocukluguymuş..böyle diyor kimi psikologlar.. ben şanslıydım güzeldi o yıllar...içimden bir mektup da ben yazayım diye gecirdim.
    tesekkürler bu paylaşım için cok anlamlıydı..babalara ders olsun bu anlatılanlar.

    YanıtlaSil
  15. Bazen mimlerin konusu öyle güzel oluyor ki, içimizdekileri dışarıya dökebiliyoruz. Ben daha çok yazardım ama 2020 senesinin başından beri olanlar dışında başka şeylere odaklanamıyorum. Sadece üzülmek, hiçbir şeye müdahil olamama duygusu beni bitiriyor. Sanki bir arena var ve bence olmaması gereken şeyler bana ve hepimize zorla seyrettiriliyor gibi hissediyorum.Dilerim bu günler geçer ve vatanımızda her şeyin düzgün gittiği günlere kavuşuruz.
    Teşekkürler yorumunuza :)

    YanıtlaSil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la