Biz De Yaşıyoruz Bu Dünyada 11. Bl

 







Heyy! Ben De Varım Dünyada... 11.Bl.

Günler geçiyor fakat bahçe kapaması ile ilgili dedikodular ise bahçede, bloğumuzun merdiven boşluklarında sayısı değişen sakinlerle dur durak bilinmeden devam ediyordu. Sanırsınız adi bir suç işlemişiz ve kendilerine zarar gelmemesi adına huzursuz oluyorlar. Apartmanımızın kültür düzeyinin bu kadar düşük olması beni üzüyor ve rahatsız ediyordu. Kafamıza takmamaya çalışıyorduk. Bu arada daire 6 da oturur Yusuf Bey, bahçe kapamasının yıkımı için ev sahibimize protesto çeker. Bize anlattığına göre kendisi de cevaben "Siz bilirsiniz, eğer bahçe yıkımına karar verilirse, bütün izinsiz yapılan diğer kapatmalar ve üst dubleksler de yıkılır, bu kadar kişiye ters düşmeyi göze alıyorsanız çekin protestonuzu!.." Aman ya Rabbim. Üstümüzde poker oynanıyordu sanki. Restler çekiliyor, sesler yükseliyor, biz sadece endişe duyuyorduk. Balkon keyfim bir hafta bile sürmemişti.

Bu yaşlı fakat dinç adam, enerjisini üç kadın cinsi ve iki- üç kedide denemeye kararlı, hatta hırsını bu kapatmaya yaptığı, yapmayı düşündüğü saldırılarda sabitlemiş ve harcamak için sabırsızlıkla bekliyordu. Eve giriş ve çıkışlarımızı perde arkasından gözetliyordu. Kapının tam önüne geldiğimizde, daha biz anahtara yeltenmeden otomatiğe basılıyor ve resmen bizimle dalga geçiliyordu. Ben zor sabrediyordum. Fakat kızım "Ne olur tepki gösterme anne!" Diyordu yalvarırcasına. Haklıydı çocuk. Bu yaşta çok ağırıma gidiyordu. Onlarla konuşulabilecek tarza dair en ufak bir deneyimim yoktu. Benim söylediklerimi anlayacak kapasiteleri ise hiç  yoktu ne yazık ki. Anlaşılmıştı...

Bu akıldan, insaftan ve terbiyeden yoksun kişiler dışarıdan ev sahibi ile, içerden de bizlerle uğraşmakta kararlıydılar. Bu takıntıyı geçtik, sabit fikir haline gelmişti onlarda.

İlk ve sert saldırının gerçekleştiği gün saat 16.40 civarları idi. Torunum Şişli'deki okulundan yorgun argın eve gelmişti. Hemen mutfağımıza aldı annesi, ben de biraz ayaklarım dinlensin diye  bahçeye bakan odamızda uzanmıştım. Bir an uyuyacağımı hissettim. İyi de olurdu zira torunumun dersleri çok ağır ve ev ufacıktı. Sessizlik gerekiyordu. Bir anda yukarıdan gelen dehşet verici seslerle hepimiz şoke olduk. Korkarak balkona doğru koştuk. Elinde metal bir sopayla Yusuf Bey şiddetle bahçe kapamasının üst camlarına defalarca vuruyor, bir yandan da "Yıkın bunu, defolup gidin buradan!" diye bas bas bağırıyordu. Kızım panik içindeydi. Hiç bir komşu "Ne oluyor ?" diye merak bile etmedi o gün. Asıl dehşetli olan buydu...


Ece EVREN/İstanbul

7 yorum:

  1. Çok kötü bir durum. Umarım tez vakitte kurtulursunuz bu durumdan.

    YanıtlaSil
  2. Ah o sopayı o Yusuf denen iblisin kafasında kırmak lazım, Ececiğim biz hayvan severler bu pisliklerden bıktık, bunlar şeytanından bulsun - tabii varsa öyle bir şey- corona olsun, gün yüzünü görmesin .....kötülerden bıktık:(
    Canım iyiliklerin sana iyilik olarak geri dönsün♥
    Sevgiyle kucaklıyorum♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni güldürdün Müjde'ciğim :))
      Amin kardeşim. Sürekli hayvan hikâyeleri paylaşacağım bundan sonra. İnsanlardan umudumu kestim artık.
      Sevgiyle kucaklıyorum :)

      Sil
  3. Ne zalimce. Bir insan nasıl bu kadar yoldan çıkar. Saldırmaya bahane arıyorlar resmen. Kimsenin ses etmemesi de garip. Sonrasında ne olacağını düşünmek bile geriyor beni.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Duygu, bugün yeni bölümü paylaşacağım. Teşekkürler yorumun için. Sevgilerimle :)

      Sil
  4. Hayvanları severim onlara ayrı bir merhametim vardır. Kedi ve köpekleri de öyle kedilerin resimlerini görmek bile insanın içini ısıtıyor blogunuz çok güzel :)

    YanıtlaSil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la