Doğan güneşe kızıyorum gerçekleri aydınlatacak diye
O gerçekler ki can yakıyor, kan donduruyor
Ve gecelere, suçlara yataklık yapacak diye...
Dünyaya kızıyorum üstünde olanlara kayıtsız kalıp hâlâ Mevleviler gibi dönüp duruyor diye
Kadere kızıyorum canlılara yapılan eziyetlerin yazarı diye
Adalete kızıyorum haksızlıklara çanak tutuyor diye
İnsanlara kızıyorum hiçbir şey onlara ders olmuyor diye
Akıllara kızıyorum işletilmiyorlar diye
Hastalıklara kızıyorum genç yaşlı gözetmiyorlar diye
Ölüme kızıyorum yürekleri dağlıyor diye
Gözlere kızıyorum, görüp kötülüklere engel olmaya vesile olmuyorlar diye
Yaradan'a küsüyorum olanlara engel olmuyor diye
Aklım bir türlü ermiyor olanların hikmetine...
Ve yaşamaya kızıyorum, gördüklerim yakıyor içimi savaşlar, felaketler bazen...
Bazen bir kadının ölümüne, bazen bir yavrunun çaresiz hastalığına, bazen hayvanlar...
O sokaklarda yaşamları dar edilen, açlık ve susuzlukla sınanan, yaratılmalarından sorumlu olmadıkları halde...
Neredeyse insanlardaki tüm hastalıkların aynılarıyla kıvranan ve bir köşede ölüme yatan...
Ölmek istemiyorum bunun bir çıkışı olmalı, onu görmek...
Daha çok anlamak istiyorum sırları, mutlaka bir açıklaması olmalı
Cehenneme benziyor mu acaba burası?
Peki sonsuzluk ne? Bedeller var mı daha ödenecek oraya göçene kadar?
Ruh nereye kadar bizim?
Ne işine yarayacak öldükten sonra hepimizin?
Bedendeyken mi acı çeker sadece?
Yoksa kıvranır mı solucan gibi toprakta bedenini ararken?
Ruh, ölünce insan, gözü arkada mı kalır, sürekli gözler mi dünyada olanları?
Acıya mı mahkumdur canlılığı boyunca?
Peki yok olur mu zamanla yoksa mekan mı arar başka bedenlerde, doğasına ihanet ederek?
Araf'tayım, sonsuzluk tülü sardı varlığımı...
Yoruldum tüm olanları seyretmekten
Ve gözyaşlarıma kızıyorum, hala dökülmeyip tüm bedenimi ıslatmıyorlar diye
Size kızıyorum, belki de beni anlamama ihtimalinize...
Soruyorum Rabbim, adalet nedir senin hükmünde?
Peki, tecelli edecek mi kıyametten bir nefes önce
Dünya gözüyle?
Üzüntüler geçer mi, acılar diner mi o melun görüntüler hafızadan silinmeden?
Hayvanlar kadar masum ve korkak olmadan sıyrılır mıyız günahlardan?
Yoksa bundan ibaret mi gördüklerimiz, ötesi berisi bu mudur?
Ece Evren
22.05.2022 04.30 saatinde
Merhabalar.
YanıtlaSilKızmakta haklısınız.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar Recep Bey, aynı fikirde olduğumuza sevindim.
SilSelam ve saygılarımla.
Ne yazık ki birçok şeye kızıyoruz ama elimizden bir şey gelmiyor. İnsanlar akıllanmıyor 🥺
YanıtlaSilMaalesef Derya, tuttuğumuz elimizde kalıyor yavrum:((
SilKaleminize sağlık. Okurken gerçekleri tekrar tekrar gördüm.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Ziyaretinize de...
SilValla içimden geçenlere kızdığım her şeye tercüman olmuşsun. Tebrik ediyorum canım, yüreğine, kalemine sağlık. :)
YanıtlaSilSağ ol canım arkadaşım. Kalemlerimiz birbirine arkadaş, yüreğimiz de :)
SilBen de devamlı bu soruları soruyorum kendime.
YanıtlaSilBizdensin Cem :)
SilAslında en çok kendimize kızıyoruz...
YanıtlaSilTahammül edip hâlâ inanıyoruz diye...
SilKalemine kuvvet, yüreğine sağlık ablacığım. Diyecek söz bulamıyorum... Bilirsin; suskunluk, aklın isyanıdır olanlara. Susuyorum... Susuyor, seyrediyorum... Bazen kahkahalarla gülüyorum aymazlığımıza...!
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :)
Sil