Doğru mu Yapıyoruz?


Düşünmek, Değerlendirmek
Düşünmek




Doğru mu Yapıyoruz?

Benim amacım ne, neden buradayım?

Aşkımın içinde korunmaya aldım kendimi. Yazma  isteğim zarar görüyor, hevesimin kırılma tehlikesine girdiği ve saygımın giderek tükenmeye başladığı şu birkaç gün itibariyle bu yazımı, genele  hitap edecek saygın bir lisanla ve anlaşılır bir biçimde aktarma niyetindeyim. Önce hepimizi düşünmeye davet ederek başlayayım satırlarıma. Ben başladım bile. Çok bilmiş biri edasıyla değil ama çok görmüşlüğün tecrübesiyle kimseyi kırmadan, sadece kendisiyle yüzleşmeye davet edeceğim herkesi. Bazı sorularım olacak tabii...

Varsayalım ki hepinizi mimledim. Mim de #Benim amacım ne? olsun. Tam manasıyla kavrayamadığım şeylerin, benim saflığımı değiştirmeyi başaramadığı tarzımla yazacağım. Okur ve endişemi haklı bulursanız, benim için mutluluk vesilesi olur. Sizler çoğunuz zeki ve bilgisayar teknolojisinin diplomasız teknikerlerisiniz. Belki içinizde mühendis olanlarınız da var. En azından yüzünüzde bir gülümseme yaratma ihtimalinin mutluluğunu yaşamak istiyorum... Benden yolu geçenler, beni okuyanlar, yazdıklarıma katılan, katılmayan hepinizi bir bütün olarak düşünüyorum.

Eğer biraz kulak verirseniz bana, seyre sunulanları net olan bakış açımla değerlendirme ihtiyacı duyduğumdan söz edeceğim sizlere. Benim gördüklerimi siz de görüyor musunuz? ya da nelere takılıyorsunuz? Hangileri sizin düşünce ve hayat görüş engelinize takılıyor? Kalemimi, düşündüklerimin önünde saygı duruşuna geçirip, yazdıklarıma adayacağım. Bu yazı ve alabilirsem sonuçları, benim de bundan sonra izlemem gereken yolun mihmandarı olacak. Beni az da olsa tanımış olmanız umarım referansım olur. 

Hatırımı önünüze koyuyorum. Ve gerçek düşüncelerinizi duymak istiyorum. Bir defaya mahsus, isteğimi ya da ricamı kırmayacağınız ihtimalini düşünmek istiyorum. Değişmesi zor kalıplaşmış halleri olanlarla, burada olma niyetleri vakit geçirmekten öteye gitmeyenlerin amaçsızlıklarının ispatına ihtiyacım var. Eğer yazımdan sonra bir sessizlik hakim olursa çabamın gereksiz ve tüm bunların kontrole alınmasının güçlüğünü düşündüreceksiniz bana. Kabul görmediğini düşüneceğim haliyle. Bir-iki akıllı bloggerdan gelecek cevaplar bu olayı  mesele etmemem gerektiğini, abarttığımı kabul ettirebilme başarısı kazanacak ama...

Bu ihtimal de beni üzecek. Buna göre "Burada olmalı mıyım?" soruma, ancak kendim vermem gereken cevabı er geç bulacağım. Gereken inceleme sürecimde 'Neler kazandım, değişik fikirler bana ne kattı? nın cevabını bulmayı amaçladım. İkinci olarak ise: Arkadaşlarıma katkım oldu mu?nun cevabı. Üç. sorum ise "Ne işim var burada?" ki bunu hiç tercih etmem. Sanırım büyük ihtimalle, "Profillerinden  yüreklerine uzanan yolu gördüklerim  bana yeter" diyeceğim ve haliyle "DEVAM!"olacak cevabım.

Sık sık değişen profiller... Bu en rahatsız olduğum durum. Çoktan size uygun profili bulmalıydınız ve  tek olması yeğlenen çizginizi koyu bir hatta sabitleyip gözlere sunmalıydınız. Ve kadın mı erkek mi anlayamadıklarım. Neden böyle bir şeye gerek duyulur bilemiyorum. Bunun aslında, büyük  çoğunluğun ciddiye aldığı bu mecrayı inanılır bulmamalarından, saygı duymamalarından ya da hafife alma kaynaklı olduğunu düşünebilirim. Burası geçici hevesler durağı olmamalı. Birbirimizin hafızalarına ideallerimiz ve düşünce yapımızın keşifleriyle kazınmalıyız.

Burayı SANAL gören ancak bizim hastalıklı düşünce yapımızdır. Kimilerine guya açılan ÖZGÜRLÜK ÇAKMASI alana neden ihtiyaç hissettik peki? Herkes aynı düşünce ile mi başladı bu işe? Bir soluklanıp düşünelim. Eğer çoktan tutsağı olduysak bu alemin, görünmezliğin  saçma güveniyle birleştirip hangi adı konmamış amaca hizmet ediyoruz ki? Çoğunluk genç, siyaset ve koyu din söylemlerinin dışında bütün düşüncelerinizi paylaşıyorsunuz. Yorumlaşırken hakiki doğruya ulaşma şansına sahipsiniz. Sosyal ağ bir nimettir. Ancak gerektiği gibi kullanılırsa.

Bir bakışla da profillerin aldatıcılığıyla orta yerde yazamayacağınız şeyleri, arka odada paylaşmaya başlarsanız görünen yeşil ışıklarınızla düşündürürsünüz "Neredeyim?" sorusunda takılı kalmış beyinleri. Ama ışıkların bazıları size kötü düşündürmez. Zira az-çok tanımışsınızdır, niyetleri anlarsınız. Hangouts,ta bir nimettir. Doğru kullanırsanız. Güven esastır... Yazılarımızda çoğunlukla hayat tecrübeleri, bilgilerimizden doğruluğundan emin olduklarımız, yeni öğrendiğimiz şeylerin herkese faydalı olma düşüncesinden çıkışlı yayınlar, çeşitli  paylaşımlar, netleşmiş bilgilerin aktarımları, hikayeler, hayattan kesitler vardır. HEPİMİZİ MUTLU EDEBİLECEK, MALZEME SIKINTISI ÇEKTİRMEYECEK DÜNYA VE ONUN SINIRSIZ  MEMBAĞI VAR ÖNÜMÜZDE. SANATIN HER DALI, MUCİZELER DERYASI. Mutlu edecek o kadar çok ve temiz malzemeler var ki... Ama her şeyi saygı çerçevesinde yapmak gerekiyor. Birbirimize karşı sorumluluklarımız var. BÜTÜN MESELE BU. TEK ÇİZGİ VE TEK AMAÇ. BİZLER VE PROFİLLERİMİZ... EN AZINDAN  BİR  ASGARİ MÜŞTEREKTE BULUŞMALIYIZ.

HEPİNİZE MUTLU VE SAĞLIKLI  YENİ BİR YIL DİLEKLERİMLE. 


Ece Evren. 26.12.2015



14 yorum:

  1. Merhaba Ece Abla.

    Yazınızı okuduktan sonra sessizliğin çatallı sesi içime dokundu. Dile getirilmeye yemin etmiş gizli anlaşmalar sistemi belki de ve birçoğumuzun üzerinden atamadığı taşların ilk hamlesi bu yazı, kim bilir?

    Hatırınızın başımın üzerinde yeri var. Kulak vereceğinizi umut ediyor, dile getirmek istiyorum ben de fikirlerimi. Bence burada olmalısınız. Yanlış giden bir şeylere karşı doğru olan için, hassasiyetiniz için, samimiyetiniz için. Bir yazı yazardan çıktıktan sonra artık o yazara değil, okuyucuya ait derler ya ben yazılarınıza sahip çıkıyorum ve onlar burada nefes almaya devam etmeli diyorum. Muhtemel yanıtın devam olarak belirtmeniz, bir ohh çekmeme vesile oldu. Sonra iyi ki dedim…

    Vakit geçirmek ya da buna eş değer zaman öldürmek eylemleri hoşnut olmadığım söylemler oldu. Sadece söz konusu olan bu mecra için değil. Geçirmek, öldürmek… Çok mu değersiz bizim için zaman da böyle öldürüyoruz ömrümüzden kalanları ya da geçip gitmesine izin veriyoruz onların?

    Bu mecraya dönersek eğer, üç aya yaklaşan bir geçmişim var burada. İlk amacım içimi dökmekti buraya taşınırken. Ona göre seçtim eşyalarımı ve ona göre konuklarımı ağırlamak istedim. Sonra, çok konuşamam mesela günlük yaşantımda. Yazarsam anlatabilirim diye düşündüm geveze suskunluğumu. Bununla birlikte kendi gelişimimi görmek. Diğer yandan hissiyatıma eş ya da farklı olsa da kendimi bulabileceğim kalemlere rastlamak. İnsanın önce kendisi için yazdığına inandığım için yine kendime başka yerden bakmak için çizgisi kalın ve düz yazıları okumak amacım. Bu süreçte değişen ya da oturmayan profiller gözümden kaçmış ya da henüz uğramamış evime. Veya gizliliğin ardına kusursuz saklanım kapının ardını görmeme engel oldu. Böyle bir şey neden yapılır? Sizin de belirttiğiniz gibi haklı ciddiyeti göz ardı etme ve bununla beraber saygıda kusur etme… Bir de asıl benliğinden memnun olamama ya da asıl benliğiyle burada var olarak hislerini ifade edebileceğini düşünememe… Bunların hiçbiri de olabilir ya da fazlası da eklenebilir… Biraz kişisel tercih sanırım.

    Birbirimize saygımız ve sorumluluğumuz olmalı dediğiniz gibi. Bir de sevgimiz olsun. Her şeyde olduğu gibi burada da sevgi nefes alsın.

    Mutlu, bol kelimeli bir yıl dileklerimle…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Özlem.Artık kimse yorum yapmasa dahi,senin bu yazdıkların benim derin bir 'Ohh..'çekmeme vesile oldu bile.Herşeyin ilki kıymetlidir. Düşünceni gayet açık belirttiğin için sana çok teşekkür ederim.Bazen bir kişi yeter ihtiyacın olan destek için,bazen kalabalıkların hatırı yetmez onlara belki değmeyecek bir karar için.Tabii ki devam etmek niyetindeyim . Yeni senede ,yeni paylaşımlarda buluşmak üzere yavrum.Yeni yılın sana,ailene sağlık,mutluluk ve bereketiyle gelmesini dilerim.Sevgilerimle Özlem.Tekrar teşekkürler canım.Ece ablan:)

      Sil
  2. Bloğumda kenar çubuğunda şu yazı akarak kendini tekrarlıyor: Zaman 13,7 milyar yıldan beri devam ediyor. Ben ise yok denilecek kadar küçük bir zaman diliminde yani kendi zamanımda yaşama dair notlarımı bloğumda kaydediyorum.

    Hayal gücümüz, evrene ve kendimize, insanlara bakışımızı blogda yazmak insanlık kütüphanesine ya da insanlığın veri bankası olan internete bir şeyler kaydetmek güzeş olsa gerek. Düşünen insan yazar. Düşünmeyen ve eleştirip araştırmayan insan ise profil güncellemeleri ile sonra Facebook'ta saatlerce profil dikizleyip kavga etmekle; Youtube videolarında kaybolmakla zamanını geride bırakır. Ben bilgeliğe ve insanın iç dünyasına açılan bir kapı olarak görüyorum kişisel blogları.

    Tabii ki bazen yazmaktan çekinmiyor da değilim. İnsanlar yazdıklarımızla bizi eleştiriyor. Ama bir blogger bir diğerini yazdıkları için yerden yere vurup eleştiriyorsa zaten o bu işi bilmiyor demektir.

    Bence yazmaya devam etmeliyiz. Söyleyecek bir sözümüz olmalı, yaşam hızla devam ederken...


    Buradaki
    yazımı okuyup değerlendirmeni isterim. Neden yazdığımı anlamıştım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Mustafa.Aynı görüşte olduğumuzu tahmin ediyorduk ikimiz de.Ben senin yazılarından ve site'nden ne kadar edinimlerle çıkıyorsam,kendi işlediğim ve gelişimimi sürdürme niyetinde olduğum sitemde bir çok yazdığımı yetersiz bulmak ve daha da iyiye güzele yol almak istiyorum.Bize verilen ömrün dakikasının kıymetini vermek istiyorum.Yorumun için teşekkürler.Devam diyorum:))Eleştiriler müspet olmalı.Diğerleri için önlerine eklenecek sıfatlarıyla ne yapmak istedikleri zaten belli diyorum.

      Sil
  3. Merhaba Ece Hanım,

    İçinizden geldiği gibi yazın.. "Söz uçar yazı kalır"... Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Tülay hanım.Öyle yapmak tüm dileğim.Sevgiler,saygılar size.Yeni yılda mutluluklar temennilerimle.

      Sil
  4. Sevgili Ece (isminle hitap etmek isterim, kusura bakmazsan), iki oğlum da hasta, beynim birazcık durma noktasında, uykusuz ve yorgunum, ONDAN GALİBA ne demek istediğini anlayamadım. Soysal medyadaki varlığına birilerinin ihtiyacı var mı sorusuna mı cevap arıyorsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tekrar yazımı okudum,ifadem ne düşündürebilir diye.. öyle bir arzum tabii ki de yok.Bugün yayıncım beni ziyaret etti.Yazılarımı okudu,şiir üzerinde dur ve şiir kitabı çıkaralım dedi.Sitem düzelene kadar,başvurduğum ve izin verdiğim kişilerin içinde bir tek Gökhan temiz bir evlat çıktı.Bir çok kişinin eleştirisine maruz kaldım.Bir şey eklerken benden izin almadılar.Site kurarken(ki gerekli mi,değil mi ondan bile haberim yoktu.Bloğumdan asude bir şekilde devam edebilirdim.)Ama bunu yeni öğrendim.Sosyal medyada varlığıma birilerinin ihtiyacı olmasını düşünmediğim gibi,ihtiyaç olsa bile ben istemem.Acaip atipik,gururlu ve ters bir insanım.Sadece ortada sergilenen yapaylıklara bir tepkiydi yazım o kadar.İş zıvanadan çıktı zaten.Türkiyede olanlara ne kadar sessiz kalırsak,görmemezlikten gelirsek,ilerde bedellerini şu veya bu şekilde mutlaka ödeyeceğiz.Belki de çocuklarımıza fatura edilecek .Yani öyle saçma sapan düşüncelerim yok.Kafanı karıştırdığım için üzgünüm Elif.Dilerim çocukların sağlığına kavuşur.

      Sil
    2. Gün, ay ve saat ve an itibariyle bloğumun alt üst olmasından dolayı, düzenlemek niyetiyle yola çıkıp da sıra bu yazıya geldiğinde, hadi yorumlara da bakayım dedim. Yazdıklarını tekrar okudum, ancak hatırladım kırıldığımı. Acı olan şu ki, ben yayınlarıma bu vesile ile, yaptığım imla, yazım hataları, görsel vs. düzeltmek amacı ile girmiştim. Yani hala gelişmek öğrenmek ve uygulamak iştahındayım. Ben altmış altı yaşıma girdim Elif. Bu yorumu zamanın yardımı ile unutmuştum. Hala aklımdaki sorularıyla canlanıverdi birden kırgınlığım. Doğrusu ' Medyada birilerinin fark etmesi' aklımın ucundan geçmediği halde, nasıl böyle üşenmeden ve o yavrucaklar hastayken böyle kurşun gibi mesajı daha beni tanımadan niye bıraktın. Su uçtu, yazı kaldı. Hatta kalmadı, kazındı. Sen hiç düşündün mü Elif? Beni kırmaktan, o anki kızgınlığının bu yorumda şekillenmesinden hiç üzüntü duydun mu acaba? Sadece bunu merak ediyorum o kadar. Abla olma meraklısı da değilim ama neden bir tek sen?..

      Sil
  5. Tekrar Merhaba;

    Biraz evvel de yazdığım şeyi burada da anlatmak sanırım anlatmak istediklerimi daha iyi anlatmamı sağlayacak, çünkü yine tuhaf bir şekilde paralel düşünmüşüz. Nezaketen söylemiyorum, inanın samimiyim ; Ne mutlu sizinle karşılaşmış olmak...

    Yaşamım boyunca, pek çok insanla karşılaştım, tanıştım. İnsanların tesadüfen karşıma çıkmadığına, bilinmeyen kadim bir zamanda (tasavvufa göre Kal-u-Bela'da) ruhumun ruhunu tanıdığına ve bu dünyada da ruhumun ruhunu aradığına, bulduğunda ise bunun tesadüfi olmadığına, O ruhla, güzeli paylaşmam, güzeli yaratmam, Ruhumu daha güzele doğru devindirmem gerektiğini düşünüyorum.

    Bloğumun ismi her ne kadar Bir Münzevinin Heybesi olsa da gerçek adımla, Samime Bisi (evlendikten sonra Oktay oldu) ile yazmayı tercih ettim. Heybemin içine attıklarımı, yolda karşılaştığım güzel ruhlarla yani Yoldaşlarımla paylaşmak ve onların heybelerindekilerinden ruhumu beslemek amacım.

    Hakaretler, çalma çırpma, kapa tabirle ''copy paste'' cümleler, maskeler, yapaylık, diğeri üzerinden tatmin edilen egosal kompleksler, heybemden, heybelerimizden dilerim uzak olur.

    Tekrar Memnun oldum.

    Sevgi yüreğinden, ruhundan, çevrenden ve kaleminden eksik olmasın....

    YanıtlaSil
  6. İşte kalplerin aynı güzellikleri taşıması budur bence.Aynı anda gönder tuşuna basan parmaklar bile Ezel'deki tanışmışlığımızın ispatı değil midir?Heybelerimiz...Onlar hep gözümüzden kaçırdıklarımızın, sevdiklerimizin hatırlattıkları değerlerle dolsun.Allah razı olsun.Sevgilerimle Samime:)

    YanıtlaSil
  7. Sosyal ağ bir nimettir - eğer gerektiği gibi kullanılırsa. İnternet de bir nimettir, eğer gerektiği gibi kullanılırsa. Uzunca bir süreyi insanlarla chat yaparak, okey oynayarak falan geçirdikten sonra farkına varıyor insan bazen bunun. Dileyen dilediği gibi kullanır, ben kendi öğrendiklerim çerçevesinde kullanmaya devam edeceğim. Öğrenmek için, genel kültür için, farklı insan yapılarını ve görüşleri gözlemek için, iş fırsatları için, ek gelir sağlamak için vb...İnternette yapılacak çok şey var, isteyen herkes, kendi yapısına ve yeteneklerine uygun yapacak, yayacak, tanıtacak şeyler bulabilir burada. Ama birilerine ulaşmak, eserlerini - ürünlerini tanıtmak gibi amaçlar için çok çalışmak gerekiyor; çünkü ortam çok kalabalık, rekabet büyük ve bir şeyler değişip duruyor.

    Düşüncelerinizi biraz karışık ifade etmişsiniz bence. Profil karmaşalarına falan çok takılmayın derim; herkes kendince, kendisi kadar, kendi çapı ve amaçları nispetinde ifade ediyor kendini. Yazdığı yazıyı veya ördüğü kazağı satmak isteyen de olur kendini satmak isteyen de - buna yapacak bir şey yok. Biraz görmezden gelin öyle şeyleri - ki sinirinizi bozamasınlar. = )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artık hiç düşünmüyorum, yorumlara bakarken nostalji yaptım. Fikirlerim de yaşım ve geçen zaman gibi durmamışlar, değişmişler. Ama yazımı değiştirmem. O anki düşüncelerimi hatırlamaya ve bende de nelerin değiştiğini görmeye ihtiyacım var. Aynı yerde fakat daha esnek değerlendirmelerdeyim. Sevgiler, 03.10.2016 günü Ece Evren'den size :)

      Sil
  8. Merhaba,öncelikle başta şunu yazmalıyım ki,kitabımı unutmak istiyorum.Bir arkadaşımın siteye dönüş aşamasında ,aslında bir iyi niyet gösterisi ile eklediği''KİTABIMI ALDINIZ MI?''dilenci tarzı yazısı ve kapak resmini diğer bir arkadaştan rica edip kaldırmasını söyledim.Hani insan geriye dönüp''Vah ben ne yaptım..''der ve telafisi olmaz ya..İşte ben de o durumdayım.Hafta içinde çok heyecanlı ve beni gözünde büyüten bir hanım arkadaş bir tanıdığının stüdyosunda ,youtube da da yayınlanmak üzere ki, asla haberim yok bir video hazırladı.Ne yazık ki üstünde yine kitabın tanıtımını yapan reklamsı görüntüler var.Ben pişmanlık ve yapımı değiştirecek yaşı çoktan geçtim (buraya isminizi yazdım farzedin)kardeşim.Karışık bir kafadan,ancak önyargılı yazılar çıkıyor. Durduramıyorum kendimi.Fikrinizi paylaştığınız ki en gereken paylaşımlarıma yapıyorsunuz,çok teşekkür ediyor ve güzel bir yeni sene diliyorum.Hep mutlu olun dilerim.

    YanıtlaSil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la