Haklı Çıkma Sanatı.
BU BİR DENEME YAZISIDIR.Olaylar ve şahıslar gerçektir. İcraat uygun bir zaman dilimi beklemekte, ancak buna beni sürükleyen bir dış niyet vardır. Niyet direkt olmasa da zorlamakta. Fakat dünyada çok anlaşılamamış bu uygulamayı, gönül ferahlığıyla yapmak hiçbir zaman hoş karşılanmaz ve acizlik olarak telakki edilir. Mesela Japonya’da doğal karşılanır. Çünkü japonlar haysiyetli, şerefli, saygılı, sabırlı, savaşmayı bile hakkıyla uygulayan terbiyeli insanlardır. İyi ki putları varmış, ona ne gözle baktıklarını neden onlara taptıklarının sebebini ancak Allah bilir. Herkesin dini kendine, bizi sadece insan oldukları ilgilendirir.
Bizim gördüğümüz, Allah’ı garanti belgeleri gibi görenler ve müslümanlık başlığı altında nice şerefsizlikleri kendilerinden gayet emin olarak yapan insanlardır. Ben bu dünyada yaşamayı hiç sevemedim. Son olarak gururumla oynanması benim gözlerimi sona diken sebep oldu. Şimdilik buradayım. Günümüzde, gençlerden başka değer verdiğim bir nesil yok. Ben hep genç arkadaşlar istedim. Burada en içten ve beni kırmayan yorumları onlar bıraktılar. Onlara kötü örnek olmak en son dilediğim şey bile olamaz. Ama onlara bir kadın olarak gururlarından ödün vermemelerini ancak önerebilirim.Yaşamın zaten kendisi egoist. Ona direnin. Ben tüm yolları denedim.
Arthur Schopenhauer’in önce 'Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine' kitabını okumaya başladım.
Der ki çevirmenimiz tam da burada: İnsan nisyan içinde bulunduğunda, ünsiyet kurandır.(İnsan nisyan içinde bulunduğunda ünsiyet Kur’an-ı Kerim yazılır hatta…)
(Yazının tam da burasında, bir alman filozofu anlamaya çalıştığım esnalarda bu cümle beni çok rahatsız etti. Yazar, üstelik dünyaca (her ne kadar eleştirilere açık olsa da) kabul görmüş bir filozofun çeviri metninin arasına, aslında doğru olduğuna iman ettiğim bir cümleyi, uygun yer burasıdır dedi de mi ekledi? Ben yerinin burası olmadığını düşünüp derhal kitabı okumayı kestim. Zira bu bir dini eser değildi! Nisyan: unutma, unutuş. Ünsiyet: 1-arkadaşlık, ahbaplık, tanışıklık.2.alışkanlık, alışıklık.
(Yazının tam da burasında, bir alman filozofu anlamaya çalıştığım esnalarda bu cümle beni çok rahatsız etti. Yazar, üstelik dünyaca (her ne kadar eleştirilere açık olsa da) kabul görmüş bir filozofun çeviri metninin arasına, aslında doğru olduğuna iman ettiğim bir cümleyi, uygun yer burasıdır dedi de mi ekledi? Ben yerinin burası olmadığını düşünüp derhal kitabı okumayı kestim. Zira bu bir dini eser değildi! Nisyan: unutma, unutuş. Ünsiyet: 1-arkadaşlık, ahbaplık, tanışıklık.2.alışkanlık, alışıklık.
Bu arada dönüp Vikipedi’de Arthur Schopenhauer'i biraz tanımak istedim. Aykırılığa sık düşmüş bir filozof olduğundan biraz bilgim vardı. Şu cümle Vikipedia’dan alıntıdır."Schopenhauer eserlerine tinsel bağıntı tarihselliğinde tamamıyla açıktır ama kitaplarının okunması boyutunda, hayatta kaldığı süre boyunca bu başarıyı elde edememiştir.”
Ama bu büyük düşünürü yok saymamız anlamına gelmez. Aynı düşünce çizgisinde olan onu okur ki, ben bu takıldığım cümleden sonra, derhal okumayı bırakıp, başka bir çevirmen arayışına girmişken, birkaç tane aldıklarımdan şimdilerde okuduğum 'Eristik Diyalektik' eserine başladım.
Sel Yayıncılık tarafından basılmıştı ve Ülkü Hıncal tarafından çevrilmişti.
'Eristik Diyalektik'Haklı Çıkma Sanatı.
Okuduğum sayfalarda anlatılanlar tam da benim çıkmazlara girdiğim durumun özeti gibiydi. Sevindim. En azından nerede hata yaptığımı öğrenecektim. İnsan ilişkilerinin çıkmaza sokulması nasıl fikri sabitlerden sonra olurmuş? Ben anlardım da, sıradan olmasını akılsız olmasına yeğlediğim insana bunu nasıl anlatırdım? Sevgilerimle...
Ece Evren 30.07.2016
Bu kitabi cok merak ettim.Alman filozoflarini genel olaram seviyorum.
YanıtlaSilBen yorumlarında anlamıştım gençliğe değer verdiğinizi biz gençlerin de sizin gibi dürüst ahlaklı büyüklere ihtiyacı var.
Haklısın, adamlar puta tapıyor, ama ne yaparlarsa hakkını veriyorlar.
Bizse munafiklik yapiyoruz. Icimizde durustler adaletliler var lakin zalimler de çok. Allah bizi gerçek kul etsin.
Bir de nice alım insanlar vardır ki değerleri bilinmez sonradan haklı oldukları anlaşılır.
Senin dalın değil mi canım.Ben sıradan hepsini okuyacağım.Tasavvuf ve felsefe en sevdiğim iki dal.Sevgilerimle canım :)
SilYazını büyük bir dikkatle okudum ablam.Objektif bakarak şunu söylüyorum;bakış açımız aynı resme bakıp yapacağımız eş yorumlar kadar aynı.Senin değindiğin doğru noktaları anlayamayan tepki gösteren olacaktır.Aldırma ablam ben daima yanında duracağım.Kitaplar mesaj vermek istese de insanlar buna engel olabiliyor.Seni gayet iyi anlıyorum ablam.Sevgi ve saygılarımla.
YanıtlaSilEmre seni burada görünce nasıl sevindim anlatamam.Tepki gösteren olsun, farketmez, zira benim hangi çıkıştan giderek yazdığımı bilmez.Yanımda olman beni sevindirir, gururlandırır Emre oğlum.Kendine iyi bak.Selam ve sevgilerimle.Ablan :)
SilDaha iyi misin bilmiyorum ablacığım ama sadece senin güçlü olduğunu bilmek içimi ferahlatıyor biraz.Sevgiyle öpüyorum seni...
YanıtlaSilCanım kızım.İyi olma grafiğimi keşke kendim ayarlayabilsem :( Ama galiba bende bağımlı olma sorunu da var .Üst paragraf genel düşüncem olmasa da, kayda değer bir hal almaya başladı, korkuyorum.Ama sanırım o hatayı yapmam.Şimdi hayatımın bundan sonrasının senaryosunu hayal ediyorum.Eskiden bunu da yapmazdım.Ben de seni seviyorum.Benim için endişelenmen, başımı okşamışsın terapisi gibi geliyor.Sağol canım :)
SilBence haklı çıkma bir sorun değil hastalık. İnsanlar söylediğinin yanlış veya hatalı olduğunu bile bile hala haklı olduklarında ısrarcı olabiliyorlar. Bu hastalık değil de nedir? Aslında Ece abla işaretlediğin son paragraf durumu özetlemiş :)
YanıtlaSilBence de hastalık.Filozof ters mers ama acaip saptamaları var.Sağol yorum için Oktay.Sevgilerimle oğlum :)
SilÇevirmenler gerçekten önemli bazen yazara mı çevirmene mi ait söz anlamıyorsunuz.
YanıtlaSilGerçekten gençlere sahip çıkmak gerek, geleceği inşa edecek olan onlar çünkü.
:)
Gençlere sahip çıkmak, zaten gerekli olan bir şey.Ben yaşını başını almış nasihat ve eleştiriden başka bir hal sergilemeyen yaşlılara o kadar kızıyorum ki.Sağol Esma.Tanıştığımıza sevindim canım :)
SilUnutmuşum, çevirmenlik, eserin aslına sadık kalmaktır bence.Sevgiler Esma kızım :)
SilBu tür kişiler haklı olmayı tapılmak gibi görüyor galiba bilmiyorum,onlar için hayat memat meselesi gibi davranıyorlar...
YanıtlaSilKafalarının değişik işlediği belli.Egoist birine laf anlatılmıyor Kübra kızım.İlk sayfalarında benim içinden çıkamadığım zorlanmanın sebebini öğrenmem iyi oldu.Sevgiler kızım :)
SilBiraz esnek olmayı becerebilsek, tek doğru bizimki değil diyebilsek. Empati sözünü çok kullanıyoruz da kimse kimseyi anlamıyor. Anlamak istemiyor, yeter ki haklı çıksın. Teşekkürler paylaşım için . Bu arada sayfa da bi değişiklik var, çok çok hoşuma gitti .
YanıtlaSilEmpati de yoruyor bazen.Ne halin varsa gör deyip anlaşmaktan vazgeçebiliyoruz. Tabii bu kabul etmek değil ama anlamıyor ki.Aynı lisanı konuşup anlaşamamak.Çok tuhaf geliyor bana.Hoşunuza giden değişikliği sanki tahmin ediyorum gibi.Yorum için çok teşekkürler.Sağlıcakla kalın.
YanıtlaSil