Anlaşma |
Ne kadar zaman geçti, üstünü örtemedi değil mi? Beceremedi. Yazılarda
kaynaşma, müştereğe yakın düşünce yapılarında anlaşma ve zaman zaman, ’’Bu olmadı, yakışmadı ‘’diyerek
ikaz ve itirazlarımız vardı. Gururların
savaşına benzer bir kısır çekişme sanki...’Biz’ vardık, bazen tilkice, çoğunlukla dürüstçe
karşı çıkmalarımız vardı. Ve sevgi denen mucize vardı temelde. Hırslandık, büyüklendik zaman zaman. Lakin sevgi de severdi, adı üstünde. Sadıktı kendisini
yaşatanlara. İzin vermezdi yapay kaçışlara. Sevginin değerini onaylamada ortaklık vardı. İtiraz etmenin saçma olacağını
biliyorduk, dünya sona erse de varlığını sürdürecek tek değer olan sevgiye. Ne nedensiz sevme
olurdu, ne de seveyim niyetli sevgi. Aslında iki keçi karşılaşmıştı bir köprüde. Yaşlısı
yorgun olduğunu anlatamıyor, emir almıyor, yine de inatlaşıyordu. Genci ise diğerinin gururuna
dokunuyordu.
Farketmezdi bir aşk, ya da bir kardeş sevgisi. Her birisi hakkını
isterdi. Sonunda ‘Çağrı’geldi. Reddetmezdi benim eski zamanlara olan sadakatim,
emeklere saygım. Hayatlar zordu, yarım kalmış layığını bulmamış, ya da hayırlı
olmayan yaşanmamışlıklar asıl
çırpınanlardı. Üstlerine gidip kaçırılan aşklar vardı. Ayrı ayrı hasret ve
hüzünlere gömülmüştü yüreklerimiz ayrı insanlar için ayrı ayrı yerlerde. Ne
acılar çektiğimizi bilmeden, ama az da olsa tanımanın destek olduğu tahminlerimiz vardı. Yaşayabileceklerimize
dair tahminler... Demek umut vardı yaşamdan yana. Sevgiden çok sempati
vardı. Biraz hırpalanmış lakin ölmemişti.
Zira biz sevginin anlamını, kıymetini, nelere kadir olduğunu ayrı ayrı ikimiz de biliyorduk.
Biri mutluluktan yanaydı genelde. Hayatın güzelliklerine hayrandı. Diğeri
kadındı. Onu güzellikler ve mutlu olmak sanki rahatsız ediyordu. Elbette nedeni
vardı. Geçmiş, inkar edilemeyen bir bugünün kötü de olsa mimarıdır. Fikirler yaş geçtikçe
sabitlendi. Pire için yorganlar yakıldı.Yanlış sürerken, sadece yapana geçici
mutluluk yaşatır. İnsanların doğruları genelde farklıdır. Aslında doğru tektir. İnsanlar
arasındaki muhalefetin nedeni, aile yapısının hiç eğitimsiz, ya da eğitimli olmasına
bağlı gibi görünmesine rağmen, çok özel insanlar vardır ki kendilerini
yetiştirirler. Eğitimli ailede mutlak kurallar vardır. Aile bu kuralları
işletmesinin yanısıra, esnek bir
görüşü de aşılarsa bizlere, hoşgörülü bireyler olabiliriz. Kimseyi aşağılamaz, gururuyla
oynamayız.
Hem sanal deyip aşağıladığımız, hem de neredeyse tutsağı olduğumuz bu
cazip ve tersini söylesek bile gerçekten ciddiye aldığımız bu yerde; aynı
hayatın içinde olduğu gibi birilerine kırılıp, olanları unutamıyoruz. Vicdanımız
bile devreye girebiliyor sanal dediğimiz
siber alem için. Bir gerçek var yadsınmaz. Birden elimizden alınırsa büyük
ihtimalle boşluğa düşeceğiz. Zira artık çok yalnız insan var dünyada. Cismine tahammül edemediğinin beynine, düşüncesine ihtiyaç duyan. Ya da bunu ulaşmak sanan ve ya da böyle iletişim
kursa da nimet sayıp yetinmek zorunda
kalan. Ez cümle insanların daima birilerine ihtiyacı vardır.
İnternet büyük bir buluştur. Yani nimettir. Bazı şey, ya da insanların
varken pek kıymetini bilmeyiz, hepimiz yaparız bunu. Ama değerlerini ancak
kaybedince anlarız.
Hepinize bir tatil gününden selamlar sevgiler. Güzel, huzurlu bir gün geçirmeniz dileğiyle.
Ece Evren 24.07.2016
Sosyal medya artık hayatımızın içinde.Ben de blog yazarlığı yapmaya başladığımdan beri sizleri tanıdım.Tanımaktan mutlu oldum.Sizlere yüklemiş olduğum bir değer var.Siz mesela bir gün yazı yazmazsanız sizi merak ederim :) Ben sanal ortam da olsa buradaki bazı arkadaşlıkların robotik olmadığını düşünüyorum.Sonuçta illa ki yüz yüze görüşmek gerekmiyor.İnsanız ve düşünsel olarak duygu yüklüyoruz.Sevgilerimle :)
YanıtlaSilBen de canım, yani merak ederim.Hatta karşı karşıya gelmek beni korkutmuyor ki, bir kaç bloggerla tanıştım.Hatta birini siz de tanıyorsunuz.İnsan bu kadar mı asil olur, hayran kaldım.Onun gibi bir oğula sahip olmak isterdim.Ben seni çok sevdim mesela.Yorumunu hiç ihmal etmedin canım.Kendimi bana tekrar sevdirebileceğini bile düşünüyorum.Aslında çok iyi program yapmam lazım.Kitap okumak, esin geldiğinde hemen not almak, bunlar vakit istiyor.Evdeki mutfak işlerini daha erkene alıp, bir kenara çekilmem gereken temiz zamanlara ihtiyacım var.Zira her yayınını okuyamıyor, vicdan azabı çekiyorum.Seni tanımaktan çok mutluyum. Üstteki yazıyı ise, aramızda barış ilan ettiğimiz bir topluluk sahibine ithafen yazdım.Gerçekten ister istemez bir bağ oluşuyor ve kırıldığınızda bayağı üzüntü çekiyorsunuz. Sevgilerimle canım :)
YanıtlaSilCanım Ece ablammmm. Bana kırgın değilsindir umarım. Geçen yorum bıraktım diye yazmışsın. Aradım taradım yorumunu bulamadım 😞😞
YanıtlaSilHayıııır Tigris'im.Asla öyle bir şey yok.Aklına bile getirme canımsın.Kitapları neden gönderemediğimle ilgili bir açıklama idi.Tekrar yazamadım.Sevgilerimle öpüyorum seni canım :)
SilOkudum bir kitapta internet mecrasının "çevrim içi bir köy" halini aldığını ve burada sadece doğru işler yapanların ayakta kalacağını yazıyordu. Kitabı tanıtırken yazımda paylaşmıştım, senin de çok hoşuna gitmişti Ece Abla, o aklıma geldi birden. Tuhaf şekilde hayatımızın orta yerinde yer alıyor şu internet ve devamında gelen türlü mecralar. Bana kalırsa blogger bunlar arasında en seviyelisi ve bir şeyler kazandırma potansiyeli bulunduranı. Yazarın tabiriyle yola çıkarsak burası bizim köyümüz, istesek de istemesek de her çeşit insanla karşılaşabiliyoruz burada, kimini görmezden gelmek, kimine de uygun şekilde karşılık vermek gerekiyor sanırım. :) Bu yeni bir yaşam biçimi, bir şekilde ayak uydurmak gerekiyor, kaçmak yerine verimli kullanmak ve faydalı hale getirmek gerekiyor sanırım. :)
YanıtlaSilBiraz konu dışı gibi oldu yazdıklarım ama okuduktan sonra aklıma gelenler bunlar oldu, yazdım gitti. :)
Senin ne demek istediğini anladım Serhat.Gayet de uygun bir yerden ele almışsın.Aklıma 'Orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür'şarkısı geldi.Allahtan köyün içindeyiz ve ben mutluyum sizlerle.
SilBu yazıyı yazarken gerçekten çok içten ve hislenerek yazmıştım.Muhatabı sessiz kaldı.Olmadı.İşte ben yine bu yaşıma rağmen her şeyi sevgi adına yaptığım için yanılabiliyorum.Hesap kitap bilmeden, mutlu ederim sabırsız niyetimle erken davranıyorum.Pişman değilim ama oyuncak hiç değilim.Bence de biz fahri çalışmalıyız.Bloggerlık, istekli olduğun konularda en iyisini sergilemeye çalışmak, sadece bu niyette olanları izlemek, bir şeyler öğrenmek ve yorumlaşmak. Sanırım seçici olmayı öğrenmem gerekecek. Sevgiler oğlum :)
ablacım yorum yapmak değilde, altına imzamı atmak istiorum :)
YanıtlaSilMeltem, ne kadar sevindiriyorsun beni anlatamam.Tatlı kızıma teşekkürler ve sevgiler :)
SilEce Ablacığım, sanal dediğimiz bu dünyada bile ne kadar kırılabiliyoruz. Hayat zaten yeterince acımasız ve zorken, burada hoşgörü, anlayış göstermek kimilerine göre zor demek ki... Oysa ki burada sadece kelimeler var, mimikler ve ses tonu yok, yani daha hassas olmamız gereken bir yer bence...
YanıtlaSilBen çok mutluyum seni tanıdım, görmeden sevdim. Gerçekten bir bağ oluşuyor, bu çok güzel... Bir aile gibi olduk. Hayatta tutunacak bir şey lazım ablacığım. Benim de sığındığım, kaçtığım yer sizlersiniz bir süredir. Ellerinden öpüyorum. :)
Blana canım.Yapılarımız gereği tabii ki kırılabiliyoruz.Ama özen göstermek lazım.Yüreklerimiz dolaşıyor burada, düşüncelerimizin illaki uyması gerekmez.Ben de, sen ve genel olarak çizgisinden çıkmayan az çok fikirlerini tahmin edebileceklerimden asla kopmak istemiyorum.Çünkü sevdik birbirimizi.Bunun kadar güzel bir şey olabilir mi?Görmeden de sevilirmiş. Bunu öğrendik.Her zaman kalbim ve sevgimle buradayım canım.Huzurlu günler dileklerim ve sevgimle kızım :)
Silay birisi mi üzdü yaaa ama geçmiş di mi şimdiii :)
YanıtlaSilGeçti canım, çok tatlısın :)
SilEce ablam kalemine sağlık. İnternetsiz bir hayat düşünemiyorum gerçekten, hele ki blog benim sığındığım ikinci evim oldu sizler ise ailemsiniz hep beraber nice mutlu yazılarda buluşmak dileğiyle...
YanıtlaSilYelizciğim, aynen öyle oldu.Ben de çok mutluyum sizlerle.Kendimi iş güç sahibi bir kadın gibi hissediyorum.Görüşmek üzere canım :)
SilEce ablam nasılsın? İş yoğunluğundan dolayı sayfana yorum yazamadım.Ama herzaman aklımda olan değerli insanlardansın benim için :))) Sanal ortamda, görüşmesekte öyle arkadaşlıklar ediniyoruz ki bazen kırılabiliyoruz yazdığın gibi. Yine severek okudum. Sevgilerimle canım ablam.
YanıtlaSilBanu, tabii ki hayat her zaman boş vakit bırakmıyor insana.Hiç dert etme canım kızım.Sevgilerimle :)
Silyazını okuyunca aklıma sanal gerçeklik sözü geldi ablacığım. kimileri için sanal dünya fişini çektiğin an kurtulabileceğin kişilerden ibaretken, kimlilerine göre gerçeklik ile eş değer. şahsen ben birine bir kelam ettiğimde, -sadece bloggerda değil, genel olarak- karşımdakini monitörün tuşuna bastığım an kaybolacak birisi olarak görmem. ama; beni öyle gören kişiler ile tanışmadım değil. ha, bu durum kırılmama ve net üzerinde insanlara mesafeli oluşumu meydana getirse de, şu durum var ki, zaman içerisinde şahsen blog ile haşir neşir olurken bu huyumun eskiye nazaran kaybolduğunu hissettim. zira senin ve diğer arkadaşların yazdıklarını okurken kişinin kendinden bir yansıma olarak gördüm kelimelerini. ve bu benim çok hoşuma gitti. satırlarını bir tatil gününden yazmışsın ablacım, umarım güzel bir tatil geçirmişsindir o an. şimdi okuma fırsatı yakalayabildim. ve tuhaftır ki, yine bir tatil günü yazdıklarını okuyorum. umarım haftasonun bol neşeli geçmiştir, vede geçmeye de devame eder. (:
YanıtlaSilÖzlemiştim seni River, tam da ilgiye ihtiyacım varken geldin.Benim genç arkadaşlarım.Ben görmeden sevmişsem birini, onu görmem bir şey değiştirmez diye düşünüyorum.İnsanoğluyuz, bazen irite olabiliriz.Hepsi normal hayatta da olabilen şeyler.Sevdiklerimi ölene kadar seveceğim,zira ben bağlanıyorum.Aramızda olmana sevindim.Tatil güzel geçti canım.İnşallah seninki de mutlu geçmiştir, daha pazarımız da var...Sevgilerimle River :)
SilKlavyenize sağlık, "Geçmiş, inkar edilemeyen bir bugünün kötü de olsa mimarıdır."
YanıtlaSilTeşekkür ederim Oğuzhan, öyledir ben de aynı düşüncedeyim.
YanıtlaSil