Terör Kayseri'nin Ciğerini Dağladı...


Taziye
Taziye           


Terör  Kayseri'nin Ciğerini Dağladı...


Başın sağ olsun Kayseri. Başınız sağ olsun şehit anneleri, babaları. Yetimler. Vatanım. Türkiye'm.
Yine sarsıldık. Yine pire gibi zıplayıp sanki, bir sağdan bir soldan vurmaya devam ediyorlar kana doymazlar

İnsanları tanımanın zorluğunda, bir çok hayal kırıklıklarına uğradığımız gibi;  bir takım  hiç de zor olmayan gözlemler  sonucu tespitlerle, tıpkı küçük kalleşlikleri anlamak gibi, sanki aynı vatanda yaşayanlar değilmişiz de düşman mışız gibi üstümüze oturmaya az kalan hâllerimizden kurtulmamız gerekiyor. Bazı tavırları  görmenin şaşkınlığında, ihanetin her alanda zevk turlarını seyretmek , amaç ve sonuç  için kulis çalışması gereken ve tüm bunları  fark etmenin yorgunu artık beynim. İnsanın en çok kendisine dürüst olması gerekmez mi, değil mi yoksa ?

Zaten hep kısıt konmuş konuşmalarımız ve yazmalarda tıkanmak ve vazgeçmek kolay olanı. Ama hiçbir konuda vazgeçmek yok. Oysa düşüncelerim son günü beklemedi oluşmak için. Saatlerce izlemişliğim, gözleyip değerlendirmişliğim ve karar vermişliklerim var. Ben bu yaşıma gelene kadar yaşadıklarım gereği hep mazlumun yanında oldum. Bu yaşıma değin, inandığım , doğrularımla bezediğim son halini almış anlayışımı ifade edebilme özgürlüğüm var ve bunu hep kullanacağım. Zaten gereken tepkileri vermediğimiz, birlik olmayı ve vatanımız için aynı çizgiyi tutturamadığımız için sanki başka bir ülkede olanları seyreder görüntüsü veriyoruz. 

Öyle kısacık cümlelerin arasına serpiştirilecek şeyler değil yaşayıp şahit olduklarımız. Bu ifademi yine –her alanda- diye desteklemek zorundayım. Önemli olan genelde hep aynı karakterlere yakın kişilerin fark etmesi değil, fakat vatandaşlar olarak hepimizin tepki vermemiz gereken şeyler. Hissettirin vatanınıza duyduğunuz bağlılığı. Birliğe doğru adım atın. Kısıtlı konularda sabitlenmeyin. Yeterince üzülmeden üzmemeyi öğrenemezsiniz. Üzüldüğüm bazı hırslar var, olanca düşman sözler savuran. Bizler bu kadar kolay harcamamalıyız birbirimizi. En önemli olan ne bilir misiniz? Bizi yıkarsa da o yıkar, gruplara ayrılıp birbirimize karşı çok çabuk yapılanan, altı boş hırslara kapılmak. 
Hangi tesiri etkili alanlarda öğrenildi, bir masum fidandı da ne zaman köklendi, kocaman bir vücut kazandı da, hiç kimsenin doğruları aynı kültürle beslendiğimiz halde birbirine yakın bile olamadı? 

Büyük güçlermiş, gizli oyunlarmış, bir çok siyasi taklalarmış, şuymuş, buymuş... Dünyanın kaderi nereye doğru yol aldı? Kimler kaderlerle oynadı? Tüm olanlar akıllıca birinin son durumu ancak açıklayabildiği uzunca bir cümleden ibaret olmamalı. Daha son sözler söylenmedi. Ama şimdilik uzun olan o cümlenin tek bir kelimeyle sonlanacağı izlenimini veriyor. O da felaket. Dünyayı paylaşamayan egoların yarattıkları felâket. 

Dünya; sıradan insanların en çok kendilerini yakan lokal hırslarına benzer, ivmesi kıyas kabul etmez oranda yüksek egolarının o sarhoşlukla, bilim kurgu filmleri tadında çarpışmaları ve varlıklarımızı düşünmeden oyuncak ederek adeta bir maç sahası gibi  görülmemiz. Üzerimizde yapılan maçlar. Kaleler hayal meyal görülüyor da,  inanılmayacak şey hakem ortalarda yok. Tüm insanlığın üzerinde amansızca bir oyun dönüyor. Maçlardaki toplar ise, füzeler, bombalar, tüm gelişmiş teknolojik silahlar. 

Üstelik terör belasının en tehlikeli rol modelleri, kendi hayatından da vazgeçen, bir şekilde kimyasıyla oynamış uyuşuk kurban beyinler, patlarken kimlerin parçalanacağını dahi belki bilmeyen, sadece bir odaktan emirle bir yığın askerimizi, polisimizi sonsuzluğa gönderen, basit emelleri için kahpece bu oyunu kerelerce tekrarlayan hainler. Sizce dünya ve ülkemiz bu acımasız talana layık mı? Sonsuz kere “HAYIR…”

Daha yeni vermedik mi toprağa genç fidanlarımızı? Acı acıyı keser mi diyor bu vatan düşmanı kahpeler?
Altmış küsur sene dünyanın ve vatanımın gidişatını ve tarihini izledim. Zaman zaman endişeler duyduğum köşemde, artık olanlara akıl erdiremiyorum. Dün iyi olanın bugün neden kötü olduğunun daha evvel anlaşılmadığına. Bir sürü uçları kopmuş darmadağın düğümler oluşturmaya hazır sorunlar ve yine bu yanlışlardan  nasibini alan bizler. Bence var olan tek gerçek, bu güne kadar yapılan stratejik yanlışlar. Ve seyretmekten, duymaktan bizim arlandığımız siyasi çatışmalar. Partilerin demokrasiye uygun hareket etmemeleri. Tıpkı bizler gibi asgari müştereği onca senedir bulmamaları ya da bir amaçta sabitlendikleri için istememeleri. 

Bir çiftliğe ve ağaya ihtiyacımız yoktu bizim. Örnek olunmadı. Umut verilmedi, kurtuluşu göremedik, aslında biz her şeyi görürüz. Tam bir vatan sever olmadıkça, bizi yönetenlerin  menfaat kaygısı olmadan, demokrasiyi yaşatmadıkça  ve özgürüz diyemedikçe bizler fonksiyonları gömülmüş, etkisiz elemanlar olmak durumundayız. İçimiz isyan dolu. Allah’a dürüstlük borcumuzu kimse engelleyemez. Partiler üzerlerine düşen görevleri yapmadıkça, vatan için orta yolu bulamadıkça,  hakaretlerden başka anlaşma yoluna girmedikçe bir spor kulübünün başkanından daha başarılı olamamışlar  demektir. 

Sonuç diye başlık atacağımız bir gayret, etik amaçlar, sınırlarımız içinde bu vatanda doğan, büyüyen ve her hakları mahfuz olan insanların kafalarının rahatlamaya ihtiyacı  var. Tüm gençlerin yaşama ve güvenli yerinden hayata karışma emelleri var. Ve yaşlıların bu kadar üzülmelerine hele  hiç gerek yok. Bir bütünde birleşmek umuduyla diyor, şehitlerimize tekrar Allah’tan rahmet ve yakınlarına baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Sonumuz hayırlı olsun.


Ece Evren      17.12.2016



12 yorum:

  1. Çok üzgünüz ve ben bu acıyı anlatabilecek söz, cümle,i satır bilemiyorum, bulamıyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız kardeşim, ani ve şok ölümler ve failleri için bizlerin söylediğimiz her söz boşlukta kalır. Zira dönen oyunlar çok girift.

      Sil
  2. Merhabalar.
    Eli kanlı terör örgütü PKK'nın İstanbul Dolmabahçe'de geçen hafta cumartesi akşamı düzenlediği bombalı saldırının acısı daha dinmeden yeni bir saldırı haberi Kayseri'den geldi. İçimiz kan ağlarken, yüreklerimiz yanarken; ne söyleyebiliriz, ne diyebiliriz bilemiyorum. Şehitlerimize rahmet, acılı aileleri ile birlikte necip Türk milletine sabr-ı cemil dilerim. Her türlü terör eylemlerini ve onların işbirlikçi destekçilerini şiddetle lanetliyorum. Sözün bittiği yer burası olmalı.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Recep bey, gününüz aydın olsun. Seyircisi olduğumuz bu bedelli oyunların bir an önce son bulması ve aklıselimin hakim olmasını diliyoruz. Selam ve saygılarımla.

      Sil
  3. Vatandaş olarak, yurttaş olarak, insan olarak sadece birey olarak değil, top yekün bir millet olarak, hatat bütün dünya insanları olarak hakkın, adaletin yanınad olmalıyız. Ahlak ve vicdan sahibi olmalıyız. Uyumamalıyız, gaflet içinde olmamalııyz ve bilinçli olarak daha da güçlü ve dimdik durmalıyız. Bizi kıyım kıyım kıyanlara karşı ançak birlik ve aynı davada beraberlik içinde olduğumuzu haykıararak kötü niyetlilerin emellerini boşa çıkartmalıyız. İyiliğe, güzelliğe ve doğruluğa odaklanmalı ve insanlık idealinde kurgulanmalıyız.
    .........
    Bir yanlış bütün doğruları götürmemeli. Bir doğru bütün yanlışları örtecek güçte olmalı. Bir iyilik bütün kötülükleri caydırmalı, bir güzellik bütün çirkinlikleri ortadan kaldırmalı. Yeter ki biz; iyilik yapmayı birlikte kendimize şiar edinelim. Yeter ki biz; güzel olan her şeyi aramalı, bulmalı ve ruhumuzda yer vermeli. Yeter ki biz; doğruluktan ayrılmamalıyız. Zulümle hiç kimse abad olmaz. Zulüm bumerang gibidir; mutlaka sahibini de vurur.
    .........
    Makalenizi okuduğumda daha insani, daha vicdani, daha bilinçli bir bireyden toplum barışına kadar milli birliğin ancak dirlik getireceği inancımı güçlendirdim. Ne olursak olalım önce insan olalım. Aynı gemide olduğumuzu bilelim ve vatansever olalım. O zaman bizim milli ve manevi değerlerimiez hiç kimse göz koyamaz. Rabbim milletimizi ve bütün mazlum insanları kötülüklerden korusun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli yorumunuzu okudum Profesör kardeşim. Birlik olmak hep gündemde olmalı ve çoktan başarılmalıydı. Millet olarak, şiddetli depremlerden bir müddet sonra unutup normal yaşama dönmek gafletine, bu olayların üzerinden bir vakit sonra aynı unutma ancak vatanına ihanetin bir şeklidir. Bir sözü dinlenir güç oluşturamadık. Ne yazık ki yapamadık. Bu içerikli yorumlara dönüşlerin az olması bile bunu düşündürüyor. Vatanımızın kıymeti ya bilinecek, ya da bilinecek!
      Yorumunuz için çok teşekkürler. Farkındalık yaratma başarısını becerebiliriz. Selam ve sevgilerimle kardeşim.

      Sil
  4. Canım Ece'ciğim bir sorunu çözmek o sorunu ortadan kaldırmaktır diye ta lisede öğrenmiştim ama sorunu ortadan kaldıracak hükümet yok ortada. Nasıl kaldırsınlar ki, sorunun kendisi de zaten bu hükümet. Bir sorunu o sorunun kendisi çözebilir mi? 15 yıldır ülkeyi dedem yönetmediğine göre bunlar yönetiyor ve 15 yıl sonra bu haldeysek sorumlusu da bellidir. Layıklarını bulsunlar diyorum. Hepimizin psikolojisini bozdular, ben küfürbazın teki oldum çıktım, ölenler öldükleriyle kaldı:( Allah ailelerine sabır versin:(

    Sevgilerimle canım....kalemine sağlık unutmadan..

    YanıtlaSil
  5. Hepimiz öyle olduk. Çarpılmaktan korkar oldum beddua çeşitlemelerimden.. Dayanılır gibi değil Müjde. Sorun onların hiç önemsemedikleri şey. Kim ölmüş, kim kalmış...Psikoloji zaten bozuk, bir de bu durumları normal karşılayıp, bir şey olmamış gibi hayatını sürdürenlerle uğraşıyoruz. Teşekkürler kardeşim. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  6. Sonu gelmiyor bir türlü. Artik sinirlerimiz yiprandi.

    YanıtlaSil
  7. Evet Derya. Uzaktan daha da vurur üzüntü. Bir gram huzur.

    YanıtlaSil
  8. Bu tür yazıları yazmak zor olduğu kadar altına yorum yazmak da çok zor oluyor. Dilinizin ucuna gelen bütün sitemleri, küfürleri sıralasanız yeridir. Ama bunun kimseye faydası olmuyor. Sonra susuyorsunuz. En iyisi şehitler için bir fatiha okumak olmalı.
    Allah zalimlerin belasını versin.
    Çok daha güzel şeyler yazıyor olmalıydık şimdi değil mi? Bizi bu hallere düşüren her kimse Allah onların da defterlerini dürsün inşallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin...Korkar oldum yanlış anlaşılmaktan. Zaten hassas yapımız nedeniyle yeterince yaralanıyoruz bu gidişattan. Şiir girmeye korkuyorum. Bir hikayenin ki, tamamen biz ne kurarsak ne yazarsak odur, gerçek değil, herkes o kadar irite olmuş ki kötü sonlardan, keşke şöyle olsaydı diyorlar. Bu nedenle 'Fırat'ın Engeli' hikayemin sonunu getiremiyorum.
      Bütün dualarınıza amin diyorum. Kahrolsun vatana hainlik yapan herkes. Saygılar.

      Sil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la