Stephen Hawking |
Dünyanın Kaderi
Her birimizin kaderlerimizden, memnun olma ya da sürekli sızlanmalarımızdan geçtik, şöyle bir düşünürsek; dünyanın kaderinin de çok da iç açıcı olduğunu söyleyemeyiz, belki de gerçekte çok daha kötü. Bazı bilim adamları (Yaratanın kendilerine izin verildiği kadar) bilimin o yüksekliklerindeki çalışmalarına canla başla devam ederken, bu rafine bilgileri kendilerine özel sanıp, dünyayı hafife almış ve oyuncak etme, düzenini değiştirebilecekleri ütopyalarıyla telef etme düşüncesine ulaşıp, şirk batağına düşmüş bir hâlde, dünyayı ve bizi kobay olarak kullanıyor olamazlar mı? Onlar için yaradılışın ve dünyanın, sadece üstünde tepişilecek, her istediklerini uygulayacak bir alan olarak düşündükleri için bir üstünlük sarhoşluğunda olmaları siz de muhtemel görünmüyor mu? Tabii ki bazı okuduklarımdan bilimi şeytanlık için kullananlar var diye şüphedeyim.
Allah’ın tümden sırlarını asla vermeyeceği ve dünya aklıyla ulaşamayacağımız, mümkün değil akıllarımızın almayacağı için; sadece meraklarımızda kalan kâinatla ilgili bilgilere ne kadar sahip olduklarını bilemediğimiz onlar” seçilmiş insanlarız” kibirli düşüncesine kapılmış olabilirler mi? Ama beynimizin daha kullanamadığımız kara kutusundan onlarda da var.
Tam burada durdum ve benim hep aklımda olan Stephen Hawking’i, hayatını, çalışmalarını araştırma ihtiyacı hissettim. Aslında Nasa’da neler oluyor, nasıl gelişmeler var, bizlerin bunları öğrenme şansımız olacak mı, bunu da çok merak ediyorum.
Çok özel bir örnekten, kâinatla ilgili tespitlerine inanacağımı bildiğim şeyleri okumak istedim. Stephen Hawking… Bugün yazımı yarım bırakıp onun hakkında araştırma yaptım. Tabii ki çok hassas yüreğim, onun hayatının anlatıldığı videoyu sonuna kadar seyretmeme mani oldu. Daha küçük yaşında dehası fark edilen; genç yaşta kötü bir hastalığın pençesine düşen ama insani yaşama hep dâhil olan, büyük bir azimle yaradılışın sırrını çözmeye çalışan, nüktedan, başarılarıyla hep adını duyuran bir deha. Hastalığının daha yirmili yaşlarda belirti vermesine ve tüm gerçeği öğrenmesine rağmen, hayata dört elle sarılır. Evlenir ve çocuk sahibi olur ama aklı sürekli uzayda ve sırlarındadır. Birçok onaylanır keşifleri ve başarıları olur. Ödüller kazanır. Ama sağlığı gittikçe bozulmakta, yine de sürekli aklı ve zihni hâlâ büyük patlamadadır. Çok önemli tespitleri olur. Seyrettiğim ilk videoda soruların cevaplarını vermiş. Engelli sandalyesinin, biraz mesafeyle önüne sabitlenmiş ekranda birtakım yazılar çıkıyor. Yardımcı olan biri okuyor. Tabii bir sistemle ekrana yansıyan yazıları, okunanları aldığım notları yazıyorum
Stephen Hawking |
*Yalnız mıyız, kâinatta başka yaşam var mı?
*Ben hayatın kendiliğinden çıktığını, böylece başka gezegenlerde hayat olabileceğini düşünmüyorum.
*Bu tip gezegenlerin sayısı galakside bayağı fazla…
*Fakat hayatın ilk nasıl oluştuğunu bilemiyorum.
*Hayatın oluşma ihtimali ile ilgili elimizde gözlemleyeceğimiz delil var.
*İlki 3,5 milyar yıl öncesinden alg fosilleri (su yosunu)
*Dünya 4,6 milyar yıl önce oluştu
*Ve büyük ihtimalle ilk yarım milyar yıl çok sıcaktı
*Yani Dünya’da hayat yarım milyar yılda oluştu. Bu süre Dünya gibi bir gezegenin ömrü olan 10 milyar yıla göre çok kısa.
*Bu da hayatın oluşma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor. Eğer düşük olsaydı 10 milyar yılın çoğunluğu hayatsız geçerdi.
*Diğer taraftan biz uzaylılar tarafından ziyaret edilmiş gibi durmuyoruz.
*Ufo raporlarını saymıyorum. Neden krank ve acayip şeylerle gelsinler ki?
*(Buraya dikkatinizi çekerim)Der ki, Eğer devletin; raporları örtbas edip, uzaylıların getirdiği bilimsel bilgiyi kendine saklama gibi bir komplosu var ise bunun çok verimsiz bir politika olduğu görülüyor! SETI projesi kapsamındaki detaylı araştırmaya rağmen televizyonda hiç uzaylı yarışması görmedik! (Devlete güvensizlik söz konusuymuş demek.) Bilim adamlarına destek çıkmak gerekirken…
SETI Projesi (Dünya Dışı Zeka Araştırması )
<Uzayın derinliklerinde bulunan ve başka gezegenlerde yaşayan varlıklarla iletişim kurabilmek için insan oğlu çok uzun yıllardır çeşitli yollar denemektedir. Bunların en başında da radyo frekanslarını kullanarak uzayın çeşitli noktalarına güçlü sinyaller göndermek gelmektedir. Bu tarz bir iletişim tekniğini ilk kez Marconi ve Tesla gibi ünlü bilim adamları gerçekleştirmiştir. Bu çok önemli araştırmacıların her ikisi de kendi dönemlerinde Dünya dışı kaynaklı radyo sinyalleri aldıklarını açıkça ifade etmişlerdir. O zamanlar yapılan tüm bilimsel çalışmalar kamuoyu önünde halkla açıkça paylaşılırken, şimdilerde ise bu tarz tüm bilimsel çalışmalar artık tamamen halktan saklanıyor.
Niçin tüm insanlığı ve evreni yakından ilgilendiren bu tarz çalışmalar günümüzde kamuoyundan neden ve niçin saklanmaya çalışılıyor bu da henüz tam olarak açıklanabilmiş değildir...>Alıntıdır http://ufouzayevrenbilim.blogspot.com.tr/p/seti-projesi.html blog
Devam ediyor bilim adamının tespitleri.
*Bu büyük ihtimalle birkaç yüz ışık yılı uzaklığında, bizim kadar gelişmiş bir uzaylı medeniyetinin olmadığını gösteriyor.
*Uzaylılar tarafından kaçırılma sigortası güzel bir işe benziyor.
Bu da beni son büyük soruya getiriyor. İnsan ırkının geleceği galaksideki tek akıllı yaratık biz isek, hayatta kalabileceğimizden emin olmalıyız. Fakat tarihimiz de çok tehlikeli bir döneme giriyoruz. Nüfusumuz ve Dünya’nın kısıtlı kaynaklarını kullanmamız ve çevreyi iyileştirme ve kötüleştirme yeteneğimizle birlikte üssel olarak artıyor.
*Fakat genetik kodlarımızda geçmişte hayatta kalmamızı sağlayan kıskanma ve saldırma içgüdülerimizin sahibiyiz hâlâ.
*Bırakın bin ya da milyon yılı gelecek yüzyılda felaketi önlememiz zor olacak. Uzun dönemde hayatta kalabilmemiz, Dünya’ya gizlenmek yerine uzaya yayılmaktır.
*Bu büyük sorular son yüzyılda kayda değer gelişmeyi gösteriyor. Fakat gelecek yüzyılın ötesine de gitmek istiyorsak geleceğimiz uzayda… O yüzden ben insanlı uzay uçuşlarından yanayım.
*Ben tüm hayatım boyunca kâinatı anlamaya ve bu soruları cevaplamaya çalıştım. Engelli olmamın benim için bir handikap olmadığı için çok şanslıydım. Aslında engelli olmam bana bilgiyi avlamam için diğer insanlardan daha fazla zaman sağladı. En son hedef tamamlanmamış kâinat teorisi ve bu alanda güzel gelişmelere imza atıyoruz. “Dinlediğiniz için teşekkürler” demeyi ihmal etmemiş. Hayran oldum bu insana. Ayrıcalığını, bilim dünyasının ona teslim etmek zorunda olduğu bilim adamı.
Bilimin şu ana kadar gerçek olduklarını bizim de aklımıza yatıp onayladığımız buluşlarının, dünyanın selametine ve insanlığın, toplumların yararına kullanılmadığı sürece, bence hiçbir cazibesi yoktur. Kurtuluş sandıklarımız bizim felâketimiz olacak bir gün.
Bunları bilim sahibi olmalarının onlarda yarattığı, ulaştıkları o yükseklikteki egolarının hasta düşünce yapılarına dönüşüp, deney limitlerini aştıkları ve dünyayı böyle sallayıp, eksenini kaydırmakla ve felaket geldiğinde ise, bu ayrıcalıklarının onların menfaatine olmayacağını, felaketlerden muaf tutulacaklarını mı beklerler. Ne saçma ve boşa bir bekleyiş olur, akıllarını şaşırtan sadece Allah’ın gücüdür. Dünya Allah’ın tasarrufundadır. İdaresi, gidişatı sadece onun yazdıklarını uygulanmasını sabırla bekleyen zamandır.
Ben dünyanın son günlere dayanan tüm felâketlerine rağmen, başa geleceklerin hiç de bunlardan ibaret olduğunu sanmıyorum. Dünyanın kaderini etkileyen devlet adamları, kafalarda küçük ve kısıtlı kullanma gücü olan beyinlerin olabildiğini epeydir ispatladılar. İdare yetisinden, ileri görüşten ve bu işin mühendisliğinden bihaber oldukları düşüncesindeyim. Bence hiçbir devlet ve söz, yetki sahibi olanların; şu anda dünya için uyguladıkları doğru ve anlaşılır bir politikaları yok. Daha yüksek ve potansiyel akıllı yöneticilere ihtiyaç var dünya bazında. Bu arada Birleşmiş Milletlerden haber var mı? Bir duyanınız varsa ne olur yazsın… O ne işe yarıyordu ki? Unutturdu da…
Dileğim; Allah’ın; bu dünyanın kaderine müdahale edenlerin yararlıların dışındakileri saf dışı etmesi. O ne eylerse güzel eyler. Dualarımla, sevgiler hepinize…
Ece Evren/İstanbul 06.10.2017
yazınızı ilgi ve merakla okudum Ece Hanım. Zaman zaman içim cız etti okurken. epeyce geçmişte bizim memleketin gayri safi milli gelirinin yüzde doksan yedisini, yüzde 3 insan kontrol ediyordu ve 40-50 yıl sonrasında yani şimdi yüzde 99'unu yüzde 1 kontrol ediyor. Dünyada da farklı değil bu durum. Liberallik her şeyi talan etmeye devam ediyor ve bu işin sonu görünüyor aslında. bu görüntü geçmişte kaybolan uygarlıkları tekrar başka bir açıdan düşündürmeye başladı bana. Hümanizm belki de bu yüzden ortaya çıktı, kim bilir? Biraz daha, insanların insanlara ve insanlığa değer vermesini sağlaması umuduyla ortaya atılmıştır. Kısmen de başarılı aslında ama yeterli değil henüz. :)
YanıtlaSilEmeğinize sağlık.
Ben de bugün size uğramaya yeltendim hep ama evdeki hareketlilik, sağlıklı okuyamam düşüncesiyle erteledim. Hümanizm dilerim yayılır ve bizleri ancak kendi değerlerimizi hatırlamak ve başkalarının da değerlerini teslim etmek kurtarır. Birlikte bir hareket tarzı belirlememiz en azından şimdilik genel zararlardan kurtarır. Çok güzel bir yorumdu, teşekkür ederim. Selamlar ve huzurlu bir gece dileklerimle Halil Bey.
YanıtlaSilStephen Hawking'in gençken, hasta olmadan önceki, sağlıklı fotoğrafı içimi burktu, neydim dememeli, ne olacağım demeli deriz ya hep. İşte bir örneği. Yine de azmiyle parmak ısırtıyor. Uzayda milyarlarca galaksi olduğuna göre tek akıllı canlı türü biz değilizdir diye düşünüyorum yani olasılık hesapları yapılınca zaten bu ortaya çıkıyor ama geçenlerde yine kendisi demişti, eğer bizden çok akıllı, çok gelişmiş canlı türleri varsa, gelip bizi işgal da edebilirler diye. Bazen düşünmeden edemiyorum, bizi 'böcek' gibi görecek, ezecek canlı türleri olabilir, biz şimdi nasıl bizim gibi bir canlı türü olan inekleri, koyunları "protein" olarak görüp, öldürüp, yemekte sakınca görmüyoruz? ONlar da bizi öldürmekte hatta belki ölümüzden bir şekilde 'etinden,yününden' faydalanır gibi mesela kromozomlarımızdan veya proteinlerimizden faydalanmayacakları ne malum? Tabii vicdanlı, merhametli bir canlı türü iseler bunu yapmazlar. (Hoş, insanlara da sorsak çok vicdanlı, merhametli olduklarını iddia ediyorlar).
YanıtlaSilDünyayı akıllı, vicdanlı insanlar yönetmiyor ablacığım ne yazık ki, senin de isyanın buna zaten yazmışsın. Para yönetiyor. Para kimdeyse, güç onda, petrol vs. bak işte tarihe tanık olduk son 10, 11 yıl içinde önce Irak, sonra Libya, sonra Suriye, Amerika nasıl sırayla üçünün de - affedersin- ırzına geçti, hem de onlara "demokrasi ve özgürlük" getirme ayağıyla. Ama daha o ülkelerin kendi halkı bunu görmekten aciz? Bir hafta kadar önce bizim sokakta Suriyeli bir kadın gördüm, Esat'ı kötülüyor. "Senin ülkeni Esat mı bu hale getirdi?" dedim. Salakların çoğunlukta olduğu ülkeler, güçlüler tarafından her zaman yutulacak, Atatürk bunu ta kaç yıl önce demişti, geleceğin göklerde olduğunu da demişti, ne dediyse çıktı, Gençliğe Hitabe dahil, işte ne ordu kaldı? Ne liman, ne bir şey...hepsi yabancılara satıldı, ordu desen güya bir ordumuz var ama içler acısı halde, umudu olan gençliğin bir kısmı videodan Atatürk'e küfrediyor, o zaman yakında Suriye gibi olacağız demektir. IQ lazım ablacığım insanlara. Ama olmayınca olmuyor işte.
Emeğine sağlık. Sevgilerimle....:)
Sevgili kardeşim, rahmetli ablamın lise tarih öğretmeni olduğundan belki bahsetmişimdir sana. Senin gibi kaliteli yorumlar yapar tarih bilgisi desteğiyle ve siyaseti çözdüğü için onu dinlerken aldığım hazı, seni okurken de alıyorum.
SilŞu son halimize bakınca ülkemize bu kadar kötülük yapanların ancak vatan hainleri olduklarını düşünebilirim. Zaten çökertmeye yemin etmişçesine hâlâ akıl almaz şeyler yapmaya devam ediyorlar. Sanırım tohumlar çok karışmış Kurtuluş savaşında.
Atatürk çok özel bir insandı, aslında şimdi de lazımdı bize. Büstüne bile tahammül edememek nasıl bir ruh hâlidir? anlamak çok zor. Feci sarmal olduk. Dilerim bu halden bizi kurtarmak için çabalayanlar başarılı olurlar. Ortalığı önce allak bullak edecekler. Üstümüzden bu bela nasıl kalkar bilmem ama saltanatların uzun sürmediğini biliriz. Bu kadar çok vatan haini ile nasıl başa çıkılır, onu da aklım almıyor.
Uzay ve kainat hakkında daha keşfini bekleyen neler var kim bilir? Bazı şeyleri bilip de açıklamıyor olabilirler. Aman gelip bu kadar sıkıntının üstüne etimizden sütümüzden yararlanıp bizi telef etmesinler de. Yerlerinde uslu uslu dursunlar. Ama seyrediyorlarsa dünya ve üstünde dönenler için yorumları ne olurdu bilmek isterdim.
Bunlar daha vatanımızı somurmaktan ve neye niçin hizmet ettiklerini bilmeden ötüp dursunlar. Halk da etkisiz elemanlar gibi seyir halinde. Dileğim adalet çocuklarımızı korusun, muhafaza etsin. Gerçekten şu evrede filmi zorla seyretmekten başka çare görünmüyor. Muhalefet etkili olamadı hiç. Ama onlar her dakikayı kâr saydılar, organize oldular. Birlikleri paramparça olur dilerim. Çok teşekkürler Müjde'm, sevgiler canım.
Bu adamın aklına nedense cok güveniyorum abla. Dedikleri bir şekilde gerçek olacak gibi geliyor ama bakalim hayrlisi olsun... ama azmine hayranım herkes böyle olabilse keske 💕
YanıtlaSilEvet Özlem, onu da yaşatan bence bu. Öğrenme azmi nadir insanlarda çok fazla oluyor. Ben de çıkarımlarına güveniyorum. Sağ ol kızım. Çok teşekkürler yorumun için. Sevgimle.
YanıtlaSilBilimle uğraşan insanların çeşitli öngörüleri arasında Stephen Hawking en güvendiğim isimlerden biridir. Tahminleri, varsayımları dahiyane bir biçimde ispatlandı. Konu ilim ve bilim olsa dahi bir de şöyle bir durum var ki gördükleri ve inandıkları arasında denge kurabilmek. Çünkü insanların cüzü iradeleri çoğu şeyi anlamlandırılamayacak kadar yetersiz. Zaman her şeyin ilacıdır ve değişimler ancak pozitif duyguların artmasıyla mümkün olacaktır. Paylaşım için teşekkürler, sevgi ve selamlarımla...
YanıtlaSilNe kadar rafine açıklamışsın Mukaddes kızım. Ben de öyle düşünürüm. Gördüklerin ve inandıkların arasında denge kurmak. Dünya hayatı hiç ama hiç boş değil. Bir mucizenin içindeyiz ama çokları bunu sıradanmış gibi algılıyor. Teşekkür ederim canım bu güzel yorum için. Selam ve sevgilerimle.
YanıtlaSilStephen Hawking hakkında bir bilgim yoktu bu bilgi dolu yazı için teşekkür ederim :)
YanıtlaSilAslında insana tek engel düşünceleri o aşılınca her şey başarılabiliyor Stephen Hawking bu durumun güzel bir örneği. Sevgilerle Ece Abla.
Çok sevindim Atakan oğlum. Ben bile yeni inceledim düşün. Sizlerin ufkunuz açık, dilerim vatanımızda huzur hâkim olur ve sizler layık olduğunuz gibi eğitimlerinizi sürdürür, güzel yerlere gelirsiniz. Sevgilerimle oğlum.
YanıtlaSilçok iyi düşünülerek derlenmiş bir yazı..elinize sağlık.. Hawking,bilimsel ve felsefi olarak ortaya attığı mantık fikirleri açısından inanılmaz biri..uzaylılar varsa eğer neden saklanılıyor bu insanlıktan? sanmıyorsam hawking bunun saçmalığını dile getirmek istemiş..Birileri insanlıktan bir şey mi saklıyor yoksa hepsi düzmece bir oyundan mi ibaret? bakalım bunu zaman gösterecek.. sağlıcakla kalın.. :)
YanıtlaSilSeninkiler gibi olamaz Ertuğrul kardeşim. Ama bayağı öğrenme isteğim vardı. Ancak her şeyin gelip bir noktada tıkanması, bir sürü ihtimali de birlikte getiriyor ve Hawking hâlâ düşünüyor. Mutlaka yakalayacağı yeni verileri olur diyorum. Bunları öğrenmeyi umutla bekliyorum. Sağ ol yorum için Ertuğrul (gülen surat)
SilStephen Hawking'in hayatını ilk kez lise 1'de matematik hocamız anlatmıştı. Çok etkileyici bir hayatı var gerçekten. Öylesine zorlu bir hastalığa rağmen hala bilimle uğraşıyor ve hayattan zevk alıyor. Yaşamın nasıl oluştuğu ve yaratıcıyı sorgulayan bazı yazıları islamla çelişiyor diye tepki aldığı olmuştu. Adam en azından bu haliyle bir arayış, doğruyu bulma gayreti içinde. Sorgulamak hep negatif algılanıyor kültürümüzde. Biz mi halimize şükredelim Hawking mi bilemedim! Size de yazı için teşekkürler, güzel bilgilerdi.
YanıtlaSilEvet Mustafa, bilimle İslam arasındaki ilinti çok kritik. Ama araştırmak, hatta sorgulamak bence de ne inkardır, ne de günah. Akıl çalıştırılsın diye verilmiş bize. Bazı yerlerde ters düşmeler gayet doğal bence. Hawking eğer mutsuz olsaydı yaşamazdı. O hâlâ düşünüyor, aklı ve azmi yaşatıyor onu. Ben teşekkür ederim ziyaretin ve bu güzel yorumun için.
Sil