Çocuk, Bebek |
Dedektifin Hüsranı... 9.Bölüm
Bebek meselesi
Anlatıcı ( yani ben), kara kara düşünmektedir. Onları hayalinde canlandırıp; yeni tanımış olsa da, haklarında az-çok malumatı olmuş ve bu hikâyenin, ne kadar uğraşsa da hiçbir taraf için mutlu bitmeyeceğini bilmek ve aktarmak zorunda olmak onu üzmüştür. Zira telafisi mümkün olmayan hatalar yapılmış ve asla gönlü alınamayacak mağdurlar dolmuştur hikâyeye. Bir an önce bu kâbus günler sonlandırılmalı ve herkes yoluna gitmelidir. Burada en etkili intikamı alan Aslı olacaktır. Ama en masum olan da Aslı’dır. Bir hamleyle üç kişiyi derinden yaralayacaktır. Kabul etmemiz gereken ise, aldatmak ve çapkınlık bir kişiden başlangıç alsa da; bu sürece aldatılmayı kaldıramayan kadınlar da dâhil olursa, bu daha büyük manevi yıkımlara sebep olmakta...
Hikâyenin kahramanlarının, şu ana kadar verdiğimiz karakter özelliklerinden ve olan-bitenden az-çok anlaşılan gidişata göre Aslı; Dedektif Suat Bey ile kafede buluşup konuştuktan sonra annesine gider ve olanları, onun düşünce yolculuğundan takip eder, bilgileniriz. Suat Bey’in son durumuna göz atarsak, bebekleri üç-dört yaşlarına gelmiştir. Dünya tatlısı bir kızları olduğu hâlde, karısıyla arasında esen soğuk rüzgârların nedeni olarak, onca olayı başarıyla çözmesine karşın, “Terzi kendi söküğünü dikemez” misali, hiçbir açıklama getiremez. Burada erkeklerin saf olduklarından bahsetmem gerekiyor. Onların çoğu, kadınlar gibi şeytani düşüncelere kapılmazlar. Hatta kadınlara olan zaaflarından mı, yoksa evliliğin büyüsünden mi nedendir, asla eşlerine toz kondurmazlar. Kadın istedikten sonra en zeki erkeğe bile külahını ters giydirir, istediği konuda erkeği mutlaka inandırır. Bunu da, Yaratıcı'nın ona bir korunma kalkanı vermiş olması diye düşünürüm. Suat, işte bu haldeyken, Aslı ondan eşini izlemesini ve rapor çıkartmadan karşına çıkmamasını istemişti. Aslı sadece ne olacağını bildiği o saati beklemektedir.
O zaman, Aslı’nın evliliği süresince yaşadıklarını anlatma zamanıdır. Aslı’ya evlilik teklifi, tedavisiyle ilgili bir seans sırasında gelmiştir. Öyle ki, Aslı'nın, ona nasıl olup da inandığı ve teklifini hemen kabul ettiği aklına geldikçe o kadar kızıyordur ki kendisine. Bunun sebebi nettir aslında. Deneyimsizdir ve karşısında profesyonel bir çapkın vardır.
Birdenbire yeşil gözlerini dikip Aslı’ya “ Bak Aslı, sana yeneceğiz demiştim, beraberce sende yerleşmeden öteledik depresyonu. Ömür boyu sana uğramayacağının garantisini vermeme iznin olur mu? Yine birlikte ve seni mutlulukla tanıştırarak… Benimle hayata karışmaya var mısın?” Aslı’nın “hayır” demesi düşünülemezdi, zira seviyordu Ergin’i. “Varım” derken o kadar mutluydu ki… Akif Beyin evlilik sözleşmesi dayatması Ergin’i şoklara soksa da, sözünden dönemeyecek kadar kıstırılmış hissediyordu. Bundan sonrası kariyerini tehlikeye sokacak olayları yaratırdı. Son derece lüks bir otelin balo salonunda iş adamları ve doktorların yoğunlukta olduğu şahane bir düğün töreniyle evlendiler.
Aslı güzelliğiyle Ergin’i büyülediği için, Ergin normal hayatını sürdürüyor, Aslı’yı da ihmal etmiyordu. Boş değildi ona karşı. Nikâhın kerametini de yadsıyamayız. Bir gün Ergin ona “Aslı sen korunuyor musun yoksa?” demişti. Evliliklerinin henüz beşinci ayıydı. “Hayır, ben de farkındayım ama ben senin birbirimizi tanımamızı ve bebek konusunda daha sağlıklı karar vermeyi beklediğini sanıyordum” derken gözleri doldu. İlk defa yüzleştiği bu durum, onun içine şüphe tohumlarını ekmekte gecikmedi. “Doktora gideyim mi Ergin?“ dedi. “Olabilir, git istersen ama hiçbir şekilde üzülmeni istemem canım” demişti.
Aslı doktorundan, uzun araştırmaların sonucunda, genetik bir nedenden dolayı hamile kalamadığını, tedavi görürse ancak çocuğu olabileceğini duyduğunda yıkılmıştı. Ergin’e o kadar uzun boylu anlatmadı ama geceler boyu gizlice ağladı. Tedaviyi isteyip istemediğinden de emin değildi.
İlk bir sene gayet mutlu geçti diye hatırlıyordu Aslı. Annesindeyken dinlenmeye çekildiği zamanlarda kitap okumak istiyor ama bir türlü kendini veremiyordu. Genellikle o saatlerde hep o günleri düşünüyordu. Hatırlıyordu. Ergin Bey çocuk konusunu da açmıyordu artık. Tedavi oluyorum diye geçiştirmişti Aslı. O da pek üstelememişti nedense...
Yalnız ikinci senenin sonlarına doğru, Aslı eşinin çocuk konusunu hiç açmamasına kırılmaya başlamıştı. Bir türlü cesaret edip kendisi de konuşmuyordu. Günler geçiyordu… Artık eşi sıkça yurt dışında ve başka şehirlerde seminerlere katılıyordu. “Profesörlüğe doğru bir yol var önümde, seni biraz yalnız bırakabilirim “ dediğinde, Aslı’nın yalnızlıkla tanıştığı günler de başlamıştı. İnanıyordu kocasına. Aslı o zamanlar annesinde kalıyordu. Aklına kötü bir şey gelmiyordu doğrusu, sorgulamıyordu hiç. Ta ki o dehşete düştüğü güne kadar…
Ece Evren 30.01.2018
İnsan güvenmek istiyorsa olanlara anlam yükleyemiyor malesef. Aslı da Ergine inanmak istemis ve inanmıs. Ama her seyin bir sonu oluyor. Ve yüzleşiyoruz gerceklerle...
YanıtlaSilEline saglik ablacm. 💕
Tamamen öyle Özlem'ciğim.
SilÇoook seneler önceydi. İstanbul'da kirada oturduğumuz bir evi boşaltmamız istenmişti. Eşim mahkemede, çocuklarımızın okulu yaz tatiline girdiğinde, karşı tarafa evi boşaltmak üzere söz vermiş. Ben bunu nice sonra, ev sahibimiz olduğunu öğrendiğim, evimizin zemininin de bayağı altında, gizli bir kumarhane işleten bir mafya adamının evi olduğunu, kapıya eşim yokken dayandığında öğrendim. Yaşadığım şoku anlatamam. Gerçekten ne kadar yanlış bir davranıştı. Sonra çocuklarım ve ben altı ay kadar neler yaşadık, anlatamam. Polis olmasına rağmen, toprağı duymasın, gerçekten çocukça ama bedeli ağır şeyler yaşatmıştı. Affettik gitti, nurlarda yatsın inşallah. Hiçbir şey gizli kalmıyor kızım. Sevgilerimle canım 😙
Gercekten cok zor bir dönemmis ablacım. Ve bu durumda kalan o kadar cok tanidiklarim var ki. Esinden gizli sakli yaptiklarinin bedelini bosanarak da ödeyen var. Dedigin gibi hic bir sey gizli kalmiyor. 😘 Ama gecmis de kaliyor. Sükürler olsun.
Silgenetik nedenden dolayı hamile kalamayacağını ve tedavi görürse ancak çocuğunun olabileceğini öğrenmek Aslı'ya çok dokunmuş olmalı..🤔üzücü bi durum,ergin bey profösrlük yolunda Aslı'yı nası yanlız bırakacak bakalım..emeğinize sağlık..🙂
YanıtlaSilAslı zaten şanssız bir kız. Bu hikâyede en çok onu sevdim. Hangi seminer? nerede, nasıl? Ah yaramaz Ergin Bey... Teşekkürler Ertuğrul, sevgilerimle kardeşim 😊
SilSeminerler,toplantılar başka kapılara açılıyormuş demek ki. Dedektif de kendi söküğünü dinlemeyen terzilerden galiba. Kaleminize sağlık:)
YanıtlaSilKapalı kapılar ardında; kültürü ve kariyerine saygı duyulan, hem de bir ruh doktorundan beklenmeyecek fiiller... Daha kendi özel hayatına düzen oturtamamış... Hikâyenin en suçlu karakteri.
YanıtlaSilTeşekkürler canım, sevgilerimle 😊
heyecan dorukta ablacım. o gün nasıl olacak? 😴
YanıtlaSilİnan kafam karışık, kıyamıyor insan ama mecburen bir şeyler olacak 😂 el mecbur...
SilSağ ol Büşra'cığım. Sevgiler kızıma 😊
Kalemine sağlık abla yine sabah kahvemin tadı kadar güzel bir hikayeydi:)...
YanıtlaSilSağol oğlum. Kahveyi de bir severim ki... Sevgiler Onur 😊
SilAraba ağır gidebilir ama sağlam gidiyor, sen merak etme.. :) süpersin.. artık yaklaşıyoruz sona..
YanıtlaSil😅 😅 Tatlısın, seviyorum arkadaşım seni 💖 Bugün araya ay tutulması girdi, üstelik aslan burcunda tutulduğu için, ona kendimi borçlu hissettim. Canımsın. Bu gece çok çalışmam lazım çooook 😟 Öpüyorum arkadaşımı.
Silya sen valla iyi bir dram yazarısıııın daha neler de olcak bakalııım :)
YanıtlaSilteşkür ederim canım. Deeep, sana bir haberim var. Gece K. ile barıştık. Kitabım çıktı, sana aslında göndermek istiyorum, zira ben o bissürü kitabı ne yapacam ki? Adı mı? Geçmişten Gelen Adam (Allah'ın cezası yani)
SilYorum yazabilmek için diğer bölümleri de tamamladım Ece Ablacım 😊Aslı şanssız galiba biraz..Aksilikler..Bu çocuk meselesi üzücü bir konu. Üstüne bir de Ergin Beyin kariyerini profesörlük hedeflerini ortaya dökmesi Asliyı yalnizlastiracak iyice. Bakalım bizleri daha neler bekliyor😊Sevgilerimle❤
YanıtlaSilKibar kızım. İnstagramda, her zaman giremesem de görüyorum seni 😊
SilEvet canım. Aslı en şanssız karakter burada. Aslında hiç baş vurmak istemediği yola girdi. Hayata karışması zor olacak...
Yorum için çok teşekkürler. Sevgilerimle kızım 💖
Sonra ne olmuş sonra 😉👍
YanıtlaSilBakalııım Cem? Bana geç malum oluyor😤
SilHep duyarız doktor milleti çok çapkın olur diye, Aslı da yazık acele karar verdi ve şahane düğünle evlendi ama ne derler analar kızlarının tahtını yapar ama bahtını yapamaz, o şahane düğünler, görkemli salonlar filan sonrası yine aldatacak sanırım profesör olma bahanesiyle....eline sağlık ablacığım, sevgilerimle öpüyorum. :)
YanıtlaSilEvet Müjde'm, bu da öyle. Eşim rahmetli olmadan önceleri, oturduğumuz apartmanımızın giriş katında İran'lı bir kadın doğum doktoru oturuyordu. Eşini ta Bulgaristan'da görüp, beğenip evlenmiş.. Aralarda bu kızcağıza ağza alınmayacak hakaretler ve dayak da attığını duyardık zira dört katlı ve arkası boş bir apartmandı, sesler olduğu gibi duyulurdu, üzülürdük. Kendisi de ağlayarak anlatırdı. Eşim polis emeklisi olduğu için akıl danışırdı ama çekimser kalırdık, karı-koca meselesine karışılmaz diye. Semti beğenmezmiş doktor bey ama Cerrahpaşa hastanesine yakın diye tercih etmiş haspam diyeceğim şimdi, kötü adamdı yani.... Daha bizim giriş katında otururlarken, yeşil gözlü güzel bir hemşire ile ilişkisi olmuş. Karısının üzüntüsü anlatılır gibi değildi. Oğulları da bebekken idrar yollarından ameliyat olmuş hırçın bir evlattı. Kaniş cinsi köpeklerine ne eziyetler yapardı, hep uyarırdım arkadaşımı ama nafile. Huzursuz bir ortamları vardı diyeceğim. Sonra doktorumuz özel hastaneye geçti, palazlandı. Güzel, sakin ve pahalı bir semte taşındılar. Arkadaşım hâlâ o hemşire ile ilişkilerinin devam ettiğini anlatırdı ev telefonundan. Cep telefonuna çok geç alışabildim ben...
SilBir sabah, onları bizim vesilemizle tanıyan ablamın kızı, yeğenimin haberi ile şok yaşadım resmen. Arkadaşımın yaşadıkları onuncu kattan kendisini aşağıya bıraktığını yazmış gazete haberi. Çok üzüldük. Aylar geçti bana bir telefon geldi. Açan ölen arkadaşımızın annesiydi. Bana sorular sordu, onların yaşarkenki hâllerinden falan. Dedi ki, eşi ona çok işkence yapıyordu, onun ittirdiğinden şüphedeyim. "Siz bilirsiniz hanımefendi, biz de kahrolduk, başınız sağ olsun" dedim, "o zaman gelin dava açın" demiştim kadıncağıza. Sonrasında ne oldu bitti bilemem ama şahitlik için çağrılsaydım giderdim. Ananın yüreği yanıktı. Bu işlerin sonu kötü bitiyor yani. Neden evlendin ki madem gözün doymadı? Çocuklarını hâlâ merak ederim, o zulüm gören köpeği de. Ne hikâyeler yaşanıyor şu anlarda bile kim bilir arkadaşım?
Başını yormadım inşallah Müjde'm. Sevgiler kardeşime 💕