Bebek |
Güneşe Hazır Değilim...
Yağmur Sızlanıyor
Bugün çok mutluyum. Dedemi gördüm, annemin babasını. İçim çok sevindi, söyleyemedim, biraz çığlık attım. Hastaymış ama belli olmuyordu. Beni çok sevdi, “Kızım, gözleri ne kadar güzel maviymiş…” dedi. Benim gözlerim maviymiş demek, babam “mavişim” diye seviyordu çünkü. Gözlerimi nasıl görebilirim acaba? Sonra dedem yaşayabilmek için bir makineye bağlanıyormuş. Yorgunmuş, annem onu küçük bir oda var bizde, oraya yatırdı. Yazık dedeme…
Annem, ananeme dışarıda işi olduğunu söyledi. “Tabii “ dedi ananem, "rahatça alış verişini yap “ dedi. Biberonuma mamamı da koyup ona verdi, sonra "biraz uyutursan iyi olur anne” dedi. O, annem gittikten sonra beni kocaman yatağımıza götürdü. Kucağındaydım, pencerenin önünde oturduk, aşağıya bakıyorduk. Biz beşinci kattaymışız. Aşağıda park varmış, çocuk parkı. Ananem dedi ki “Biraz havalar ısınsın, seni o parka götüreceğim” dedi. Ben park ne demek bilmiyorum ama öğreneceğim.
İşte; dışarı bakarken ananem daldı, biraz eğilip yüzüne bakmak istedim, ne göreyim, gözlerinden yaşlar akıyordu. Çok üzgündü. Üzüldüm ben. Neden ağlıyordu ki? Büyükler ağlarken bağırmıyorlar bizim gibi. Sonra gözünü hemen sildi, bana sarıldı. Ben elimi yüzüne değdirdim. “Ne güzel elleri var kızımın” dedi. “Hadi uyuyalım “ dedi. Ayaklarına yastık koydu, üstüne yattım. Bana ninni söyledi. Çok değişik sesi vardı. “Danalar girmiş bostana” dedi şimdi, o ne demek ki? Çok şeyi anlayamıyorum. Ama anne, baba diyorum. Daha küçüküm ben… Kafam çok karışıyor bazen. Mesela ben onlar gibi yürümek istiyorum. Ne zaman yürürüm ki?
Ananemle, annem gelene kadar uyumuşuz. Gece oldu, baba da geldi. Yemek yediler, bana mama sandalyesi diye bir şey almış bugün annem. Üstüne oturttular beni, ikide bir kayıyordum aşağıya, onlar benim sağıma, soluma bir şeyler sıkıştırdılar. İşte onların boyuna yetiştim. Ne güzel geceydi. Yarın gittiler onlar. Çok ağladım ben. Hep burada kalsalar ne olur ki? Hem annemi korurlar, o teyzeyle babaanne gelince.
Ben sekiz aylık olmuşum. Yine aşı olmaya gittik, çok bağırdım. Hiç sevmiyorum doktoru ben... Canımı acıtıyor çünkü. Annemle taksiye binip gittik, babam öyle söyledi. Babam bir de artık bu evden taşınmamız gerektiğini söyledi. Annemle karışık bir şeyler konuştular. Büyüyünce soracağım, o gece ne konuştular, çok merak ettim ben.
Ben emekliyor muşum biliyor musunuz? “Yürür yakında bu” dedi baba. Çok zevkli ama… Evin her yerini dolaşıyorum. Anneme babam çok tembih ediyor, “burnunu her yere sokuyor, dikkat et…” diyor. Anneyle baba çok seviyorlar birbirlerini. Babam hediye almış anneme bu gece. Çok sevindi anne, babama sarıldı. Onlar sevinince ben de hep gülüyorum. Yarın o teyzeyle oğlu, bir de babaanne gelecekmiş. O teyze benim yengem oluyormuş, babam söyledi. Anne önüne baktı hep. Galiba ananeyle dede geldi neşelendim diye bugün ağlamayı unutmuşum… Anne öyle yere bakınca ağlamaya başladım hemen. Çok ağladım, annemi üzdüm galiba ben. Beni ayağında çok salladı ama nedense uyuyamadım. Baba dedi ki “Annen alıştırdı bunu ayakta sallamaya ama şimdi burada değil, böyle olmaz” dedi. Ben o kadar çok ağladım ki, baba sustu. Ananeme laf etmesin lütfen… Büyümek ne kadar sürer ki acaba?
Bugün babaanneyle yenge bir de o yaramaz oğlan geldi. Babaanne beni çok sevdi. Anneme kızmazsa ben de onu severim. Ben emekliyorum diye o çocuk peşime takıldı, sanki o yürüyemiyor, neden benimle emekliyor sanki? Bana pis pis gülüyor. Elini boğazıma kadar soktu; ben de zaten iki dişim var, ısırdım onu. Sonra da ağlıyor, beni şikâyet ediyor yengeye. Bu gece bizde kalacakmış onlar. Annem, babam gelince, “Ev zaten küçük, aynı şehirde ne gerek var kalmalarına?” dedi. Baba yine “İdare et ya…” dedi.
Taşınacağımız için annem çok yorulacak. Şimdiden kutulara bir şeyler koyuyor. Apartmanı koruyan amcanın karısı anneme yardım edecekmiş. Dün kapıda konuştular. Gelecek hafta gidiyormuşuz. Yeşilköy diye bir yermiş. Nasıl bir yer ki orası? Önünde bahçe varmış. Bakalım neler olacak. Yine uykum geldi, annemi üzmemem lazım, misafirlerle rahat otursun biraz. Benim uyumam gerek...
Ece Evren/İstanbul 02.01.2018
Yine güzel bir yazı olmuş, emeğinize sağlık Ece Hanım
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Sevgiyle...
SilEvet gidiyorlar. Bakalım neler bekliyor bizleri ellerine sağlık Ece abla yazın için....
YanıtlaSilTeşekkür ederim Mayıs'ım. Notlar alıyorum devamlı.
SilSonu nereye varacak çok merak ediyorum. Kaleminize sağlık:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. İyi yıllar dileklerimle.
Silsekiz aylık olmuş da emeklemeye başlamış bebekcik..😀 bu bölümün konusu "emeklemeye başladım.. / sekiz aylık olmuşum.." vs olmalı herhalde.. 😑 aslında yapabilirseniz eğer "her bölüme konuyla ilgili bir konu başlığı koyarsanız,okuyucuların kafası karışmamış ve böylece bölümdeki konuyu daha iyi anlamış olur" diye düşünüyorum.. tabii size kalmış,nası rahat ediyosanız öyle yapın,benimki sadece bi öneri..yeni yılınız huzurlu,mutlu ve sağlıklı geçmesi dileği ile..sağlıcakla kalın..🙂
YanıtlaSilÇook haklısın Ertuğrul. İç başlıklar önemli, tıpkı kitaplardaki gibi. Bak ne kadar güzel şey yorumlaşmak, paylaşmak kardeşim. Yayınların mutfağında oynamaya bayılırım. Dur, fazla geç kalmadan yapayım bugün... Emojilerini bile yok etmiş benim site. Arızası ne acaba? Mustafa kardeşime bir sorayım.
SilÇok teşekkürler Ertuğrul. Bu bilmiş bebek daha neler yumurtlayacak bakalım bize...
anne baba birbirini seviyor o da iyi :)
YanıtlaSilEvet Meltem ama sevgi bazen hırslara yem oluyor. İlerleyen günlerde bunu üzülerek okuyup, izleyeceğiz. Onun için evliliklere müdahaleye o kadar karşıyım ki... Ben bir kız annesi olarak hep sessiz kaldım. İtiraz faydasızdı...
Silaile bence de karışmamalı
SilAnne biraz pasif biri.Pek fazla sesini çıkaramıyor.Benim anneme hiç benzemiyor :)
YanıtlaSilAnne korktu aslında. Zira güveneceği, daha doğrusu onların anladığı genel geçer tarzda bir ailesi yoktu arkasında. Anne ve babası, karışmasalar, müdahale etmeseler bile, erkek tarafının kriterlerine uygun değildiler. Sadece kocasının sevgisi, hepsi buydu.
SilBana hele hiç benzemiyor. Ama güven kaybını uzuuun uğraşlardan sonra telafi etti. Bakalım neler olacak Yurdagül'üm. Teşekkürler yorum için.
Nasıl güzel bir anlatı. Bir bebeğin ağzından. O anane ve babaanne ile çocuğun yaramazlığı...
YanıtlaSilBu arada teşekkür ederim.Yeni yılınız kutlu olsun.
Hoş geldin canım. Yorum için çok teşekkürler. Rica ederim ayrıca. İyi çalışmalar ve mutlu bir yıl dilerim yeniden. Sevgiyle...
SilBaba anneyi seviyor lakin, kendi ailesine karşı karısının bu denli hor görülmesini bu kadar sakin karşılamamalı. O sevgi yaslanabileceği bir sevgi olmaz o zaman kadın için. Ki sanırım ileriki günlerde de göreceğiz sevgilerinin durumunu yorumlardan anladığıma göre.
YanıtlaSilBebeğin ağzından hikaye anlatmayı gerçekten çok iyi düşünmüşsünüz. Saf ve temiz hem de masum her şey tüm çıplaklığıyla...
Devamını bekliyorum merakla;
Sevgiler :)
Teşhisin çok kuvvetli kızım. Baba anneyi seviyor evet, lakin hâlâ bu yaşında bile annenin etkisinden kendisini kurtarabilmiş değil. İlerleyen bölümlerde babaannenin sebep olduğu şeyleri belki çocuk anlatamaz ama ona yardımcı olacağım, değişik bir anlatı biçimi bularak.
SilÇok teşekkür ederim, yalnız bırakmadınız beni. Sevgilerimle.
Çook güzel eline sağlık Ece abla gelecek bölümleri merakla bekliyorum.3.şahıslar evliliğe karışmamalılar.Çoğu ailede bu gibi sorunlar çok fazla benim de yaşadığım şeyler.Kayınpederim öldü kayınvalidem yaşlandı karışamıyor artık ve inanırmısın Kocam çok değişti mükemmel bir adam oldu.Dolduruşlar,etkilemeler bittiği için diye düşünüyorum.Hikayeni okudukça kendimden parçalar buluyorum özellikle Annenin hali bana benziyor...Sevgiler
YanıtlaSilSaadet, işte birçok kadının düştüğü durumlar bunlar. Daha aşırıları da var, böyle durumlarda kaldıklarında çocukların, eğer destek görmezlerse mutsuz birer birey olmalarına sebep olabilecek yanlış davranışlar maalesef. Çok teşekkürler canım. Sevgilerimle...
SilYaramaz oğlanlarla bebekleri asla yalnız bırakmamak gerektiğini de hatırlatmış oldun ablacığım mazallah kıskanıp neler yaparlar bak elini neredeyse boğazına kadar sokmuş:( rahmetli annem anlatmıştı bakıcı tutmuşlar abime, ben daha dünyada yokken, bir de ne görsün annem bebek kadının ayak parmağını emiyor!!! Hemen kovmuş:)))dünyanın en savunmasızları onlar kıyamam...
YanıtlaSileline sağlık şimdi öteki bölüme geçiyorum:)
Evet Müjde'm, benim abim de çok yaramazmış. Bir gün kömür sobamızın kapağını açmış, çikolatanın aliminyumunu yakıp, yerde yatan benim suratıma bırakmış. Hâlâ iz var kaşımda. Yazık dayak yemiş babamdan. Büyüdüğümüzde kaşımdaki izi görünce sormuştum anneme. O anlatmıştı.
SilYağmur da nasibini çok aldı o haylaz çocuktan...Anlattığın anı çok ilginç, kadına bak ayak parmağını emdiriyor, yazıklar olsun. Hiç yalnız bırakılmayacak küçük bebekler.
Teşekkürler Müjde'm. Sevgimle canım.