Düğün Salonu |
Yoncalı Şalın Sihri 16.Bölüm
O gece mekânın ve davet sahiplerinin şanına
yakışır bir gece idi. Balo tadındaydı. Ceyda prenses tavırlarıyla eşinin
yanında masalara konuk oluyor, herkesin hayranlığını kazanıyordu. Önce hafif
müzikle başlayan orkestra, ritmini zaman zaman arttırıyordu. Vakit ilerlemiş
ve neredeyse sonlarına yaklaşırken, bir garson Umut’un yanına yaklaştı ve
kulağına bir şeyler fısıldadı. Umut, Ceyda ve ailesinden izin alarak,
duyduğu şeyin telaşını duruşuna yansıtmamaya çalışarak dışarı doğru yöneldi.
Bu gelen misafirler içeri alınmamıştı. Umut dış kapıya
geldiğinde birden arkadaşlarını gördü. Ona çok ters bakıyorlardı. En serseri
olanı, çirkin bir giriş yaptı
-Bu gece olmaz, uzak durun! dedi Umut. Emre bayağı
sarhoştu.
-İçeriye girip dağıtmamızı ister misin Umut, niye bizi
yoksaydın? Ya da salona girip âlemlerimizi mi anlatsam? Umut çileden çıkmış, yüzünü
bir sıcaklık kaplamıştı. Sesler yükselmiş ve güvenlik müdahale etmek zorunda
kalmıştı.
-Siz arkadaş mısınız da çağıracaktım, menfaat düşkünleri…
diye bağırıyordu Umut. Serkeş arkadaşları kötü niyetlerini birleştirmiş ve en
bıçkın olan Emre’yi elebaşı seçmiş gibiydiler. Aralarda sıkça tehditkâr sözler
uçuşuyordu.
Güvenliğin
tavrını sertleştirmesiyle geri adım atarlarken, bir yandan Emre “bedel Umut
bedel!” diye bağırdı. Umut geçmişinden ilk defa bu kadar pişman olmuştu.
Doğruydu bir iki gece madde almıştı ve zaten o geceleri tam hatırlamıyordu.
Hemen bırakmış ve almamaya tövbe etmişti. Aklı, mantığı o tür şeyleri almayı ve
sonra bilinçsizce sayılabilecek yaptıklarını hoş karşılamıyordu zaten ama
olmuştu işte. En son olarak Emre şöyle bağırıyordu
-Umut, seni arayacağım sakın telefonumu açmazlık etme!”
Umut perişan
haldeydi. Salona girmeden lavaboya gitti. Aslında yemekte çok az alkol
almıştı, birden midesi bulandı kusmaya başladı. Sinirleri harap olmuştu. En azından
içeriden kimsenin merak edip dışarı çıkmadığına sevindi biraz. Bitkin bir
haldeydi. Rezil olmuştu gecesi.
Eline yüzüne bolca su vurup salona gitmek üzereyken
görevli bir bey yaklaştı ona.
-Olur böyle şeyler Umut Bey, isterseniz polise haber
verelim. Şahit oluruz, gördüklerimizi anlatırız. Sizin için şu an
yapabileceğimiz bir şey var mı lütfen söyleyin, dedi. Umut kolonya istedi,
yüzüne sürdü, görevliye teşekkür etti ve salona doğru yürümeye başladı. Sakin
olmaya özen gösterdi. Teyzesi ve Ceyda onu merak eden iki kadın… İkisinin de
soru dolu bakışları karşıladı onu. Gülümsemeye çalışarak
-Sorun yok, anlatırım sonra size, dedi. Gece, sona doğru
yol alıyordu artık. Davetliler yavaş yavaş güzel dileklerini sunuyor,
gülen yüzlerle ayrılıyorlardı.
Ceyda, Umut dışarıya çağrıldığında bir
sıkıntı olduğunu hemen anlamıştı, güzel gözleri bulutlanmıştı ardından
bakarken. Nikâh memurun o sözleri yankılandı kulağında “İyi günde, kötü günde…
” Umut’a destek olma zamanıydı işte. Kocasının koluna girdi, teyze ve eniştesinin
arabalarına doğru yürürken birden üşüdüğünü hissetti. Umut bir şeyler arıyordu Ceyda’nın üstüne vermek için. Ceyda Umut’un teyzesine dönerek
“Teyze sizdeki şalımı verebilir misiniz?” dedi. Teyzesi hemen çıkarıp onun
omuzlarına özenle yerleştirdi.
Yonca desenli şalıydı bu. Yanına almayı unutmamış,
küçücük çantasına sığamayacağı için de teyzesinden çantasına koymasını rica
etmişti. Umut şefkat dolu bakışlarıyla süzdü karısını. Arabaya binmesine
yardımcı oldu. Arka koltuklar sırları saklarlardı. Gözyaşları sicim gibiydi.
Onları şalıyla silmeye çalışıyor ve Umut onun hislerini anlıyordu. Yorgun
başını Umut’un omzuna yasladı ve fısıldadı.
-Ne olur sana bir şey olmasın, dayanamam…
Ece Evren
"Yaşamın içinde yazılarınızı " beğenerek okudum.Bazi satirlarda kendimi buldum..Teşekkürler editor
YanıtlaSilÇok teşekkürler Sibel.Seni görmek ne güzel :)
SilBu seriyi kaçırdığım için yorum atamıyorum Ece abla. Bir "merhaba" diyeyim en azından diye uğradım. Sevgi ve selamlarımla :))"
YanıtlaSilMerhaba canım.Vakitler kısıtlı yavrum, hiç dert etme. Sevgiyle gözlerinden öpüyorum kızım :)
Silyoncalı şalın sihri yeni bir roman mı,16 bölüm olmuş..🤔 neyse hepsini okuyamadım ama harika roman dialoglarınız var,elinize sağlık..✔😊
YanıtlaSilYok roman değil Ertuğrul, şişman bir hikaye😊😊😊 İki bölüm kaldı, bitiyor zaten. Sevindim doğrusu beğenmene. Teşekkürler 😊
SilGeçmişimiz geleceğimizi de şekillendiriyor. Çoğu zaman silip atmak çok kolay olmuyor.
YanıtlaSilMuhakkak. Geçmiş diyoruz ama gelecek onun üzerine inşa ediliyor, bizler tarafından.Teşekkürler...
YanıtlaSil