Yoncalı Şalın Sihri 18.ve Son Bölüm
Ertesi günleri neşeyle geçiyordu. Akıllarından uçup gitmişti yaşadıkları menfi olayların tümü. Evde bile diğer odalara geçip biraz ortadan kaybolduklarında biri diğerine sesleniyor, bir yandan da telaşla aranıyorlardı. Görünce gülüşüyorlardı. Mutluluk sığmıyordu, taşıyordu içlerinden. O gece Nesli ve erkek arkadaşı geleceklerdi onları kutlamak için evlerine... Değişiklik olacaktı. Ufak tefek hazırlıklar yapıyorlar, bir yandan da balayı için yanlarına alacaklarını hazırlıyorlardı. Oturma odasındaki divanın üstündeki bavul, ikisi eşyalarını ilave ettikçe gittikçe doluyordu. Umut
-Kapatamayacağız korkarım Ceyda... diyordu. Ertesi gündü yolculuk. Nesli ve arkadaşı gittikten sonra sıkı bir hazırlık vardı...
Neşeli saatler geçirdiler. Nesli ve Ceyda nasıl seviyorlarsa birbirlerini, Umut ve Ayhan da bayağı ortak noktaları olduğunu fark etmişlerdi. Balayından döndükten sonra görüşmeye söz vererek ayrıldılar… Saatler su gibi geçmişti ve evde hummalı bir çalışma vardı şimdi. Birbirlerine alacakları eşyalar için" Şunu da alsam mı?", "Bunu götürmesem olur mu?" gibi sorular soruyorlardı. Uçakları öğlen kalkacağı için uykularını alırlardı. Telefon ederek, bir bir yakınlarına veda ettiler. Neşeyle yataklarına girdiler. Çok güzel bir beldede tam on beş gün. Hayallerinden söz ederek uykuya teslim oldular.
Nihayet sabah oldu. Ceyda sanki zıplayarak indi yatağından.
-Hadi Umuuut... diye sesleniyordu. İki genç hızla hazırlanmaya başladılar. Yanlarına alacakları bir iki çanta ve bavulu bir an önce arabaya yerleştirmesi lazımdı Umut'un. Ceyda sıkı bir kahvaltı için harıl harıl çalışıyordu. Hâlâ Umut'la evlendiklerine inanamıyor, içinden sürekli şükrediyordu. Umut bavulu indirmek üzere harekete geçti.
-Ben gelince kahvaltı ederiz Ceyda, ben iniyorum
-Tamam Umut, birazdan hazır olur zaten.
Aradan beş-on dakika geçmedi bir silah sesiyle irkildi Ceyda. Neydi ki bu? Mahallede bir olay var galiba diye düşündü. Pencereye doğru hızla koştu, aşağıya baktı. Gördüğü şey onu perişan etti. Umut vurulmuştu. "Allah’ım yardım et " diye sürekli sayıklıyor, bir yandan da hıçkırıklarla ağlıyordu. Hemen hem ambulansa, ardından da Umut'un babasına, teyzesine haber verdi. Kan gölü görüyordu. Kanayan yeri baskılamak gerekirdi, yardım gelene kadar. Ortaya bıraktığı şalını aldı ve aşağıya doğru merdivenleri üçer beşer atlayarak indi. Sedef hanım ve babası hemen gelmişlerdi. Yakındaydı evleri. Umut'un şuuru kapalı değildi. Ceyda çırpınarak soruyordu
-Kim yaptı Umut, kim? Bir yandan tam omzunun altına, ciğerinin üst köşesine isabet eden kurşunun fışkırttığı kanları bir nebze durdurmak için şalıyla basıyordu Ceyda ağlayarak. Babası sordu bu defa oğluna
-Kimdi Umut, söyle... Kendinden geçmesinden korkuyorlardı. Umut'un ağzından zorla dökülen isimle irkildiler
-Emre baba, Emre...
Hastane günleri başlamıştı. Tam üç ay kalmıştı Umut hastanede. Kurşun aslında kalbine hedefliydi besbelli ama Umut ani bir dönüş yapınca omzuna yakın yerden ciğerinin sağ üst kısmını da delip geçmişti. Ameliyat uzunca sürdü. Zira kaburga kemiği de parçalamıştı. Zor günlerdi. Emre ve arkadaşları göz altındaydılar. Nöbetçi mahkemeye çıkarılacaklardı. Her şey ortadaydı ve şahitler çoktu. Yeter ki Ceyda'nın Umut'u iyileşsindi. Karısı onu hiç yalnız bırakmadı. Başucundan ayrılmıyor, yonca desenli şalını yanından ayırmıyordu. Çok değerliydi şalı. İyi günde, kötü günde hep yanında olacaktı eşinin. Bir gün, teyzesi nöbeti devralmak üzere hastaneye geldi ve dinlenmesi için Ceyda'yı eve gönderdi. Bir gecelik uyku yetmişti ona. Koşarak hastaneye giderken yine binlerce şükrediyordu Allah'a. Umut iyileşiyordu. Kaldıkları yerden devam edeceklerdi hayata...
Bir hafta sonra Umut hastaneden taburcu oldu. Şimdi bol bol dinlenmeye ve Ceyda'nın sevgisiyle sağlığına tam kavuşmaya ihtiyacı vardı. Evlerinde kaldıkları ilk gece o berbat rüyayı sanki yaşarmışçasına görmüştü. Umut'u ölmüştü, nasıl da canlı bir rüyaydı. Şimdi Nesli, Ayhan ve tüm aile fertleri onları hiç yalnız bırakmıyorlardı. Bu maalesef kötü bir anı olarak kalacaktı...
Emre tutuklanmıştı,arkadaşları hâlâ göz altındaydılar. Mahkeme devam ediyordu.
Hayatlarınızın en mutlu hikâyeler tadında geçmesi dileklerimle...
Ece Evren
Hemennn yeni hikaye gelsiin ama cok neseli olsun 😊
YanıtlaSilTamam Deryacım 😊 Çalışmaya başlayayım o zaman.Sevgilerimle 😊
SilHarika betimlemeler ve imgeler...Kalemine yüreğine sağlık..Yaşamdan yazıların devamını bekliyoruz.
YanıtlaSilTeşekkürler güzel görüşün için Sibelciğim. Hazırlıyorum bir şeyler.Sevgilerimle 😊
SilBir hikayenin son bölümünde güzel bir dilek "Hayatlarınızın en mutlu hikâyeler tadında geçmesi dileklerimle..." Bu hikaye ve bu dileğiniz için teşekkürler.
YanıtlaSilAsıl ben teşekkür ederim. Motivasyonumu etkiledi yazdıklarınız. Ben de yeniden yazsam mı diye düşünüyordum...
SilÇok güzel ve anlamlı bir hikaye ellerine saglik Ece abla 😘😘🤗🤗😚
YanıtlaSilTeşekkürler canım benim. Sevgiyle gözlerinden öpüyorum 😚😚
Silsonu kötü bitti ama neyseki Umut ölmemiş..rüyada ölmesi bile kötüydü zaten..ilginç bir hikaye/roman olmuş,gerçekten tebrik ederim..✔😊
YanıtlaSilTeşekkürler Ertuğrul. Seni görmek sevindirdi beni. Sağ ol 😊
SilMerhabalar.
YanıtlaSilHikayenize isim olan o şal, Umut'un silahla vurulduğunda kanayan kurşun yarasına bastırılan şal mıdır? Hikayenizin baştan sona kadar tamamını okumadığım için, tek bir bölümün okunarak hikaye hakkında sonuca ulaşmak mümkün değildir. Teammüden silahla tam öldürmeye teşebbüs girişiminden, sadece yaralı olarak kurtulmak her zaman mümkün değildir. Ancak, saldırıya uğrayan kişinin vadesi yetmediyse, bir şeyler bahane oluyor ve yaşam ile ölüm arasındaki o incecik çizginin durduğu taraf galip geliyor.
Mutlu bir sonla biten bu güzel hikaye için kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar, hoş gelmişsiniz Recep Bey.Evet o şal. Kahramanımız arkadaşı ile o şal sayesinde tanıştı.Bu başlığı ondan kullandım.
SilZiyaretiniz ve yorumunuz için çok teşekkürler. Selam ve saygılarımla...
Merhabalar, bloğunuzu yeni keşfettim ve harika görünüyor sadece ve hoş tasarımı göze gelen en önemli etkenlerden bir tanesi umarım attığınız her adımda başarılı olursunuz.
YanıtlaSilBende sizin gibi blogspot sitesi oluşturdum adıma tıklayarak uğrıyabilirsiniz ve sizi takibe de aldım.
Umarım tekrardan söyliyorum başarılı olursunuz.
Yaşım itibarıyla çok büyük bir hedefim olmasa da, blog tutmanın maneviyatımda çok pozitif etkileri oldu. Sorumluluk hissediyor ve bloğumu yazısız, şiirsiz bırakmamaya çalışıyorum.
SilTemennileriniz için sonsuz teşekkürler. Bloğunuz hayırlı olsun. Tabii ki ziyaret edeceğim. Güzel ve başarılı bir yıl temenni ederim.
Veeeee mutlu son.Vurulunca korkmuştum biraz ama neyse ki iyileşti :) Teşekkürler ablacığım :)
YanıtlaSilRica ederim canım. Mutluluk güzel şey. Hele sevgi, her şeyin üstesinden geliyor. Ben teşekkür ederim canım. Sevgilerimle 😊
SilNeşeli, mutlu hikayeler de bekliyoruz Ece abla zira bu aralar mutluluğa ihtiyacımız var. Milletçe ve kişisel olarak.. Emeğine, yüreğine sağlık hikayeni başından okuyacağım ona göre yorum yapmak istiyorum. Sevgilerimle 😊
YanıtlaSilÇok haklısın Saadet'ciğim. Hepimizin ruhunun şifaya ihtiyacı var. Ben de mutluluk hikâyeleri yazmayı düşünüyorum.
SilYorum için teşekkürler canım. Sevgilerimle 😊
Merhabalar.
YanıtlaSilYeni yılda umutlarınız gerçek, mutluluklarınız sonsuz olsun, mutlu yıllar dilerim.
Merhabalar Recep Bey. Vatanım, dünyamız ve tüm insanlar artık bir durup neler oluyor? diye düşünseler. İlk dileğim, vatanımın selameti ve bu.
YanıtlaSilBen de size ailenizle birlikte sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yıl dilerim. Selam ve saygılarımla...
Çok şükür, yaşam gerçek anlamıyla onlar için başlayabilir artık. Kanla temize çektiler geçmişi. Umarım bundan sonra tekrar yaşamazlar buna benzer kabusları. Emeğinize sağlık nefisti yazı dizisi.
YanıtlaSilÇok mutlu oldum beğenmenize. Teşekkürler, sağlıcakla kalın...
Silson bölümden başlayarak biraz yanlış yapmış olabilirim ama bloğunuzu yeni keşfettim takipteyim :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Ben de takibe alayım sizi:)
YanıtlaSil