Heyy! Ben De Varım Dünyada...8.Bl.
Yeşilköy denince bir duracaksınız... Sanırsınız evler bilmem kaç yüz bin dolara satıldığı için elit bir yer. Asla öyle değil. Belki de şansımız yine bize oyun oynamış ve böyle düşünmeme neden olacak şekilde, bu ruhsuz ve düzensiz apartmanda konuşlanmamızda dahli olmuştu. Bu nutuklar atıldıkça ve karşı bir ses çıkmadıkça bu Bey köpeksiz köyde değneksiz dolaşıyordu sanki. Biz epeydir sıkı bir göz hapsindeydik. Zira kediler onları son derece irite ediyordu. Aslında ne miyavlardı garipler, ne de dışarı çıkma gibi bir lüksleri vardı ve hiç olmayacaktı zaten. Onlar o derece hayvan düşmanıydılar ki, sokak kedileri cam içlerine oturmasın diye naylon iplerle, adeta içine sineğin geçmekte zorlanacağı ağ örmüşlerdi. Şizofren kardeşim de rahatsız olduğu komşuları için böyle tuhaf önlemler alırdı. Bir an düşündüm ve korktum.
Günler soru işaretlerimin çoğalmasıyla geçiyordu. Hayırdı inşallah. Bir gün yan taraftaki yatak odamın üzerinden bir paspas silkelendiğini fark ettim ve yukarı doğru 'lütfen odamın üstünden kapı önü paspasınızı silkelemeyin, ayrıca bu silkelenmelerinizden rahatsız oluyorum' sözüme derhal bir cevap geldi. Sanki beklermiş gibi. "Biz de sizin kedilerinizden rahatsız oluyoruz..." dendi. Ben 'yasak değil, siz hangi hallerinden rahatsız oluyorsunuz acaba?' diye sorunca aldığım "varlıklarından bile rahatsız oluyorum."cevabı beni tamamen bitirdi. Onları aşıya götürürken, dişçi olan kızları benim kızıma rastlayınca, kafese doğru iğrenme ifadesiyle bakarak "Ayyy nefret ediyorum, uzak durun benden." diyerek bence ilk tüyoyu vermişti. Daire 6.da oturur komşularımız saldırıların startını vermiş oldular. Sessiz kaldık...
Balkonumuzun üst camları gelmişti ve takılırken yine seyir devam ediyordu. Birkaç gün sonra bir tek yan kapılar kalmıştı. Ancak o zaman bu küçücük evdeki bir takım; zaman zaman ihtiyaç olan eşyaları oraya istifleyerek, bize az da olsa yaşam alanı açacaktık. Belki biraz ferahlardık. Esasen ben, kemik erimesi rahatsızlığım olduğu için biraz güneş görürüm, hem de yazılarımı orada yazarım diye seviniyordum çocukça. Bütün sevinçlerim hayal kırıklığına dönüşmüştü. Her gün gelişen ve artan rahatsızlıklarla. Kediler ve üst katımızdaki komşuların hırsları ne de çabuk büyümeye başlamıştı! Bir şeyler olacaktı fark ediyordum...
Ece Evren/İstanbul
Çok geçmiş olsun. Kötü komşu gibisi yoktur. Umarım kurtulursunuz ondan .
YanıtlaSilKediler sevilmez mi ya
Sağ olun. Hikâyemin sonlarına doğru bu kaosun sonundan bahsedeceğim. Kediciklerimiz artık altı yaşındalar:)
SilYorum için teşekkürler... Ziyaretinize geleceğim. Kedileri sevdiğiniz için mutlu oldum:)
Rica ederim . İade i ziyaretinizden dolayı teşekkür ederim
SilHayvan sevgisi olmayan insanlar için üzülüyorum.
YanıtlaSilCem senin de sevdiğini biliyorum kedicikleri :) Sağ ol yorum için. Bayramın kutlu olsun.
SilDünyayı sevgi kurtaracak derken nefret üzerine nefret söylemleri duyuyor,yaşıyoruz.Ne zaman birbirimize saygı duymayı öve birbirimizi kabul edebilmeyi öğreniriz bilemiyorum...
YanıtlaSilSevgilerimle ablacığım :)
Hoş geldin canım kızım. Sevgi ama tüm yaratılmışlara sevgi. Dünyamız böyle kurtulur ancak. Bayramınız kutlu olsun canım :) Sevgiyle kucaklıyorum.
Sil