Hipnoz |
22 Blogger 1 Hikaye aktivitesinden...
HİPNOZ..
Sürekli seanslar çoktan başlamıştı. Doktoru onun tüm yaşadıklarını hem hatırlayarak hem hiç saklamadan anlatması için, Rhett’le ya da Melanie eşliğinde muayenehanesine geldiklerinde bir başarıya ulaşamayacağını anlamıştı zaten ve çoktan kararını vermişti. Özel odalarda hipnoz seansları yapmak şimdilik ikinci alternatifti. Son geldiklerinde bunu düşündüğünü Melanie’nin kulağına fısıldamıştı. Rhett’den Lexi’nin etkilendiğini ve çeşitli kişilikleriyle tanıştığı için onun yanında garip hissedeceğini, teşhisinde menfi etki olacağını söylemişti. "Rhett’in haberi olmasın. Normal bir gezinti imiş gibi bana getir Lexi’yi dedi. Mell başını "Evet" dercesine öne doğru bir iki kere salladı. Kişilik sapmalarında o ismin altında yaşadıkları gerçek miydi, yoksa hepsi halüsünasyonlardan ibaret miydi? Bunu kesin öğrenmesi gerekiyordu. Ve tüm isimlerin altındaki gerçek yaşanmışlıkları da...
Ama Melanie’ye, bundan kardeşinin haberi olmasını ve onu ikna etmesi gerektiğini de ilave etti. Mell’e yine zor bir görev düşmüştü. Doktordan ayrılıp, kaldıkları yere giderken yol boyunca nasıl ikna ederim diye düşündü. Hangi kişiliğiyle karşılarsa nasıl anlatması gerekliliğini de tabii.
Rhett’in Lexi’nin hayatındaki yeri neydi, değişik kimliklerinin isim babası mı, yoksa onu bütün kimliklerine rağmen kabul edecek bir kahraman yürek miydi? Hepsi anlaşılacak her şey su yüzüne çıkacak mıydı Lexi ana kimliklerinde sabitlenince? Kendinden koşarak kaçıp diğerlerine, ilk önüne çıkan kimliğine sığındıklarında, kimbilir hangi bir üst rezillikte kendini oyalamış ve ortada olmadığı süreçte hiç kadınlığının tuzağına düşmemiş miydi? Doktor Hugg bütün bildiği bilimsel yöntemleri denemeye kararlıydı. Yeter ki baş ve yardımcı kimlik kalsındı karşısında. Onlarla başa çıkmak, sürüyle uğraşmaktan basitti.
Sözleşilen gün gelip çatmıştı. Bir gece evvelinden Melanie, allahtan hakiki Lexi’yle anlaşmış ve onu sakinleştiricilerle uyutmayı başarmıştı. Tetikte yattı yanında ama bir iki hıçkırığı ve kalkma hamlesinden başka kayda değer birşey olmamıştı. Lexi gözlerini açtığında "Yine mi hayattayım,lanet olsun!" diye fısıldadı. Melanie’yi görünce minik bir bebek gibi güldü. Melanie’yi şaşırtan birkaç söz çıktı, pembemsi dudaklarından ilaçlardan kuruyan dudaklarını diliyle ıslatmaya çalışarak. "Hatırlamam gerekiyor kardeşim. Çok yorgunum..."
"Hadi giyineyim ve gidelim. Rhett nerde?" Mell "Bugün arabanın bakımıyla uğraşacak, dönüşe yetişir." dedi. Lexi sırıttı.
Arkadaşının arabasını almıştı Melanie, arka koltuğa uzanmak istedi Lexi. Kabanını başının altına yerleştirdi ve yolculuk başladı."Hiç bir şey düşünmemeye çalış canım, bak tedavin bugün gerçekten başlayacak." Lexi ayrıntıları nedense hiç sormadı ve düşüncelere daldı arkada. O kendinde olduğu ve bilinci açık olduğunda hep düşünürdü zaten. "Yorgunum..." dedi ve iç sesi sahne aldı beyninde yankılar yaparak.
Kendisine travmalar yaratmaktan, birinden diğerine kaçmaktan hoşlanmıyor değildi. Yaşadığını hissediyordu kaçıp yakalanırken. Bir karakterde tükenip diğerinde sahne alıyordu ve ana karakteri kimseye vermiyordu.'Bu da bir başarıdır...'dedi seslice. "Ne?" dedi Melanie. "Boş ver, sen anlamazsın..." "Rahat mısın?" dedi Melanie."Sana bir yararı olacaksa evet." dedi usulca. Bak yine rahattan rahatsızlık duymaya başlamıştı. Çocukluk anıları, her tehlikeye açık beynine üşüşüyorlardı. Kalın bir örtü olsa beynimin içinde, hatırladıklarımın üzerine örtsem. Onları o battaniyeyle ezsem, ezsem geberip gitseler diye düşündü. "Amma uzaktaymış bu yeni yer..." dedi. Şuur altının limit artırmalarından sıkılmıştı, bu işkenceden de. Birden yaşlarla doldu, her yağmurlandığında daha da bir kızarıyordu gözleri. Çantasına elini sokup küçük aynasına uzandı gözlerine baktı. Ne düşündü bilinmez.
HİPNOZ SEANSI…
Ne zaman Doktor Hugg’ın karşısına gelmişti? Şaşırdı... Kendi gayretiyle hatırlayamayacağı belliydi artık. Rhett!.. Onu hatırlamayı çok istiyordu, hem de şiddetle. Hayatındaki rolünü, sık sık onu bir yerlerden toplamasını, onu hep "Neden? sorusuyla düşündüğünü ve ona dair her şeyi... O değişik isimlerle kendisine neden seslendiğini, o isimlerin içindeyken neler yaşadığını, hatta bir fahişe bile olup olmadığını öğrenmek, bu kişiliklerin onu yorduğundan evlaydı. 'Ama...'dedi içinden. 'Doğduğumdaki saflığımı asla hatırlamayacağım ne yazık...’ Doktor Hugg, Lexi’nin yatar bir koltuğa uzanmasına yardımcı oldu nazikçe. Ayaklarını da vücuduyla aynı seviyeye getirdi."Rahat mısın kızım?" dedi. Başını salladı Lexi. "O zaman gözlerime gözlerini dik ve hiç kımıldamamaya çalışarak bak, kendini; düşüncelerini gözlerime bırak Lexi." dedi. Lexi denileni yaptı. Yavaş yavaş yolculuk başlamıştı işte. Lexi’nin başı biraz ısınmış ve göz kapakları ağırlaşmıştı. Çok uzun bir süre geçmemişti. Bir cennet bahçesindeydi sanki... Karşısında bir uzun boylu güven veren beyaz saçlı ve sakallı bir adam duruyordu. Ona yumuşak bir sesle "Lexi..."dedi.
Bu hikayeyi sevgili Dreamella kızım başlatmıştı. Benim bölümümün başlığı HİPNOZ idi. 22 Blogger, 1 Hikaye. Sonradan 17 kişi olarak tamamladık. Logosu bir hatam sonucu sitemden silindi. Hikayenin adı KAYIP idi. Unutmadım o günleri. Link vermek isterdim ama yazmaktan başka bir şey almıyor aklım. Hepsine teşekkür ediyorum. Çok keyifli bir süreçti.
Benden bu kadar sevgili kızlarım. Ece ablanız.
Ece Evren 16.02.2016
HİPNOZ..
Sürekli seanslar çoktan başlamıştı. Doktoru onun tüm yaşadıklarını hem hatırlayarak hem hiç saklamadan anlatması için, Rhett’le ya da Melanie eşliğinde muayenehanesine geldiklerinde bir başarıya ulaşamayacağını anlamıştı zaten ve çoktan kararını vermişti. Özel odalarda hipnoz seansları yapmak şimdilik ikinci alternatifti. Son geldiklerinde bunu düşündüğünü Melanie’nin kulağına fısıldamıştı. Rhett’den Lexi’nin etkilendiğini ve çeşitli kişilikleriyle tanıştığı için onun yanında garip hissedeceğini, teşhisinde menfi etki olacağını söylemişti. "Rhett’in haberi olmasın. Normal bir gezinti imiş gibi bana getir Lexi’yi dedi. Mell başını "Evet" dercesine öne doğru bir iki kere salladı. Kişilik sapmalarında o ismin altında yaşadıkları gerçek miydi, yoksa hepsi halüsünasyonlardan ibaret miydi? Bunu kesin öğrenmesi gerekiyordu. Ve tüm isimlerin altındaki gerçek yaşanmışlıkları da...
Ama Melanie’ye, bundan kardeşinin haberi olmasını ve onu ikna etmesi gerektiğini de ilave etti. Mell’e yine zor bir görev düşmüştü. Doktordan ayrılıp, kaldıkları yere giderken yol boyunca nasıl ikna ederim diye düşündü. Hangi kişiliğiyle karşılarsa nasıl anlatması gerekliliğini de tabii.
Rhett’in Lexi’nin hayatındaki yeri neydi, değişik kimliklerinin isim babası mı, yoksa onu bütün kimliklerine rağmen kabul edecek bir kahraman yürek miydi? Hepsi anlaşılacak her şey su yüzüne çıkacak mıydı Lexi ana kimliklerinde sabitlenince? Kendinden koşarak kaçıp diğerlerine, ilk önüne çıkan kimliğine sığındıklarında, kimbilir hangi bir üst rezillikte kendini oyalamış ve ortada olmadığı süreçte hiç kadınlığının tuzağına düşmemiş miydi? Doktor Hugg bütün bildiği bilimsel yöntemleri denemeye kararlıydı. Yeter ki baş ve yardımcı kimlik kalsındı karşısında. Onlarla başa çıkmak, sürüyle uğraşmaktan basitti.
Sözleşilen gün gelip çatmıştı. Bir gece evvelinden Melanie, allahtan hakiki Lexi’yle anlaşmış ve onu sakinleştiricilerle uyutmayı başarmıştı. Tetikte yattı yanında ama bir iki hıçkırığı ve kalkma hamlesinden başka kayda değer birşey olmamıştı. Lexi gözlerini açtığında "Yine mi hayattayım,lanet olsun!" diye fısıldadı. Melanie’yi görünce minik bir bebek gibi güldü. Melanie’yi şaşırtan birkaç söz çıktı, pembemsi dudaklarından ilaçlardan kuruyan dudaklarını diliyle ıslatmaya çalışarak. "Hatırlamam gerekiyor kardeşim. Çok yorgunum..."
"Hadi giyineyim ve gidelim. Rhett nerde?" Mell "Bugün arabanın bakımıyla uğraşacak, dönüşe yetişir." dedi. Lexi sırıttı.
Arkadaşının arabasını almıştı Melanie, arka koltuğa uzanmak istedi Lexi. Kabanını başının altına yerleştirdi ve yolculuk başladı."Hiç bir şey düşünmemeye çalış canım, bak tedavin bugün gerçekten başlayacak." Lexi ayrıntıları nedense hiç sormadı ve düşüncelere daldı arkada. O kendinde olduğu ve bilinci açık olduğunda hep düşünürdü zaten. "Yorgunum..." dedi ve iç sesi sahne aldı beyninde yankılar yaparak.
Kendisine travmalar yaratmaktan, birinden diğerine kaçmaktan hoşlanmıyor değildi. Yaşadığını hissediyordu kaçıp yakalanırken. Bir karakterde tükenip diğerinde sahne alıyordu ve ana karakteri kimseye vermiyordu.'Bu da bir başarıdır...'dedi seslice. "Ne?" dedi Melanie. "Boş ver, sen anlamazsın..." "Rahat mısın?" dedi Melanie."Sana bir yararı olacaksa evet." dedi usulca. Bak yine rahattan rahatsızlık duymaya başlamıştı. Çocukluk anıları, her tehlikeye açık beynine üşüşüyorlardı. Kalın bir örtü olsa beynimin içinde, hatırladıklarımın üzerine örtsem. Onları o battaniyeyle ezsem, ezsem geberip gitseler diye düşündü. "Amma uzaktaymış bu yeni yer..." dedi. Şuur altının limit artırmalarından sıkılmıştı, bu işkenceden de. Birden yaşlarla doldu, her yağmurlandığında daha da bir kızarıyordu gözleri. Çantasına elini sokup küçük aynasına uzandı gözlerine baktı. Ne düşündü bilinmez.
HİPNOZ SEANSI…
Ne zaman Doktor Hugg’ın karşısına gelmişti? Şaşırdı... Kendi gayretiyle hatırlayamayacağı belliydi artık. Rhett!.. Onu hatırlamayı çok istiyordu, hem de şiddetle. Hayatındaki rolünü, sık sık onu bir yerlerden toplamasını, onu hep "Neden? sorusuyla düşündüğünü ve ona dair her şeyi... O değişik isimlerle kendisine neden seslendiğini, o isimlerin içindeyken neler yaşadığını, hatta bir fahişe bile olup olmadığını öğrenmek, bu kişiliklerin onu yorduğundan evlaydı. 'Ama...'dedi içinden. 'Doğduğumdaki saflığımı asla hatırlamayacağım ne yazık...’ Doktor Hugg, Lexi’nin yatar bir koltuğa uzanmasına yardımcı oldu nazikçe. Ayaklarını da vücuduyla aynı seviyeye getirdi."Rahat mısın kızım?" dedi. Başını salladı Lexi. "O zaman gözlerime gözlerini dik ve hiç kımıldamamaya çalışarak bak, kendini; düşüncelerini gözlerime bırak Lexi." dedi. Lexi denileni yaptı. Yavaş yavaş yolculuk başlamıştı işte. Lexi’nin başı biraz ısınmış ve göz kapakları ağırlaşmıştı. Çok uzun bir süre geçmemişti. Bir cennet bahçesindeydi sanki... Karşısında bir uzun boylu güven veren beyaz saçlı ve sakallı bir adam duruyordu. Ona yumuşak bir sesle "Lexi..."dedi.
Bu hikayeyi sevgili Dreamella kızım başlatmıştı. Benim bölümümün başlığı HİPNOZ idi. 22 Blogger, 1 Hikaye. Sonradan 17 kişi olarak tamamladık. Logosu bir hatam sonucu sitemden silindi. Hikayenin adı KAYIP idi. Unutmadım o günleri. Link vermek isterdim ama yazmaktan başka bir şey almıyor aklım. Hepsine teşekkür ediyorum. Çok keyifli bir süreçti.
Benden bu kadar sevgili kızlarım. Ece ablanız.
Ece Evren 16.02.2016
Aaa.. Ne güzel olmuş işte Ece Abla! Eline sağlık!
YanıtlaSilSende de görmek mutlu etti beni :))
Teşekkürler!
Teşekkürler canım.Ben de mutlu oldum.En azından iyileşip yazabildiğim için içim de çok rahat.Sevgiler yavrum.
SilKalemine sağlık Ece Abla! Süer oldu böylesi ;)
YanıtlaSilSağol canım,benim için emek verdin,çok teşekkür ederim.Sevgilerimle.
SilBölüm de süper oldu! Tanılar sonrası hipnoz da güzel gitti :))
YanıtlaSilSağol canım.İnan heyecanlandım çok ve bu yaşta çok iyi geldi bana.Ben yaşıtlarımla hiç olmadım.Kızımın arkadaşlarını kapmışlığım vardır:)))''Ah anne sen yok musun !''der gülüşürüz.Mutlu bir gün dileklerimle.Sevgiler yavrum.
SilÇok güzel bir yazı olmuş ben zaten bana geleceğini biliyordum :)
YanıtlaSilİçime doğduydu sona denk gelmek zor diye düşünüyordum ama iyi oldu tam istediğim zaman da denk geldi Allah yardımcım olsun :)
Bende iyi bir şeyler ortaya çıkarıyım.
Esra yavrum.Öncelikle teşekkürler.Evet bana da sıra gelince çok heyecanlandım.Kolay gelsin canım.Yorum için ayrıca teşekkürler .Sevgilerimle güzel bir gün dilerim:)
SilRhett'in hikayesi ablaların en tatlısında devam etmiş! Kalemine sağlık canım Ece Ablam. Altına bir de not düşmüşsün "Ece Ablanız" diye. Bayılıyorum sana Ece Abla inan tüm samimiyetimle söylüyorum :)
YanıtlaSilTatlı kızım benim.Ablasına ziyarete gelmiş.Yazdık işte bir şeyler,kızcağızı bu sıkıntıdan kurtarmak gerek.Aslında hipnoz sırasında Lexi neler söyleyecek,meraktayım.agüzel bir gecenin içinde olmanı dilerim Dilek'ciğim. Hoşcakal,sevgilerimle yavrum.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilEvet canım.Bakalım nasıl devam edecek:))
YanıtlaSilAy en sona kalmam umarım. . Çok güzel bir bölüm daha
YanıtlaSilTeşekkürler sevdicann,inşallah canım,bayağı yazar kaybımız da olmuş.kolay gelir inşallah yavrum.Sevgimle.
SilÇok güzel olmuş bence Ece Abla.Sevgilerle :)
YanıtlaSilCanım özledim seni.Hoşgeldin.Teşekkürler,öyle yazdım işte ama korktum iyi olmaz diye.Sevgiler canım.
SilEce teyzeciğim,
YanıtlaSilÖncelikle blogum da yapmış olduğun samimi, özverili bir yorumlarda bulunduğun için teşekkür ederim. Yazılarını keyif alarak okuyorum. Hipnoz etkisi yaratıyor. Her şey gönlüne olması dileğimle.
Saygılarımla...
Abdullah ,hoşgeldin yavrum.Öncelikle yorum bıraktığın için sağol.Saat 02.05 de yazmışsın.O saatte hala ayaktasın.Sana bıraktığım yorum insanlığımın kendime bir ispatı idi.Velev ki seni görsem ve seni daha iyi anlasam ben senin ruhuna işler ve bir kitap yazarım.O kadar insan hallerini anlama gönüllüsüyüm.Ama keyif sınırını aşmış kişilerden kaçarım. Çünkü ne çenemi,ne kalemimi böyleleri için asla yormam.Hiç bir yazının seni teselli etmeyeceğinin bilincindeyim.Ben senin yüreğine sığınıp ağlamak isterim.Ama hepimiz sanırım kendi yaşantımızı sürdürebilmek için o ego denen olgudan yardım istemek zorunda kalıyoruz.Bir mucize isterim senin için.Hayal kuruyorum şimdi,diyelim ki bana Allah'ımdan bir nida'Üç gün kör olmayı göze alır mısın bu evladın iyi olması için?'Bağırarak 'Eveet 'derdim.Bu seni kahreden acının ortağı da olurdum.Ama her şey kişisel.Maalesef ki depresyon hastalığımın atağı bol zamanlarında günlerce konuşmak istemedim.Ama yakınlarım bile bunu tavır olarak algıladılar.İşte birbirimiz için yapacaklarımız o kadar sınırlı ki,tekiz bu dünyada.Sana senin için dileğim,içine öyle bir huzur versin ki bazen halini unutturabilsin.Sevgilerimle oğlum.Ece teyzen.
SilÇok güzel olmuş Ece abla ellerine, kalemine sağlık. Etkinlikte bizi yalnız bırakmadığın için de çok teşekkürler.
YanıtlaSilTeşekkürler canım.Hiç bırakırmıyım ?Ayrıca çok keyif aldım.Sevgiler sana:)
SilLexi'yi özlemişim :)) Çok keyifli bir bölüm olmuş, ellerinize sağlık :))
YanıtlaSilSağol canım kızım.Hakikaten bir aile gibi sahiplendik.Ben de özlüyorum.Sevgilerimle yavrum.
SilEce teyzeciğim geç cevap yazdığım için kusura bakma şu iki gün gerçekten çok yoğun yorucu bir okadarda mutlu idim. Hala ayakta durmaya hala bir şeyler üretmek için çaba harcıyorum. Senin o güzel yüreğini buralardan hissedebiliyorum. İnan bende kendim için bir başkasının zor durumda olmasını istemem. Özelliklede ne kadar kısa zaman içerisinde tanışmış olsakta başka diyarlarda olsak da hiç sorun değil sizi bir teyze olarak gerçekten görüyor. Belkide aynı hayat tarzılarını benzediğimiz için daha bir yakın hissediyorum. Siz de inanıyorum ki beni anladıktan sonra kitap değil okyanusları yazarsınız. Ben tam sekiz yıl bir odanını içerisinde yaşadım. insanlar tavır sanmadılar. Deli ve kafayı bozmuş bu diye konuşuyorlardı. Son iki senedir. Çok iyi olduğumu ve pozitif olduğumu söylüyorlar. Aslında değişin hiç bir şey yoktu benim adıma. yine doğru bildiğim ve doğru olduğunu düşündüğüm şeyleri söylüyor yapıyorum. Sadece o kişilere bir şey yapmalarını istemiyor minnet etmiyorum. Bu aralar benden iyisi yok sanırım. Dediğiniz gibi tekiz ve tek olduğumuz da bizden iyisi yok bu dünyada. 16 Yıllık engelli olarak yaşadığım sonuç bu. Tekiz bu dünyada. Temenniniz ve o güzel yüreğiniz için çok teşekkür ederim. Allah razı olsun. Selamette kalın Ece teyzem.
YanıtlaSilYürekte engel yoksa ancak, hiç bir güzelliğe de hiç bir acıya da kayıtsız kalmaz insanoğlu.Bak yazınca öğrendim.Hangi genç onca eziyetlerden ve sonuçtan sonra belli bir süre,ya da senelerce küsmez ki hayata.Hayat adaletsizdir deyip,inancıma ters düşsem bile ,günahlarını yüklenirim,vazgeçmem asla acıtan şeyleri düşünmek ve söylemekten.Görünen gerçekler,kaldırılması zor haller var.Üstüne bir de görenlerin ''Yazık ...''diye acıyıp belki dönüp çare olacakmış gibi yüzsüzce bakmaları var.Öyle bir şey olduğunda gözlerini ayırma o insanın gözlerinden ve en güvenli hissetmeyi oturt bakışlarına.Dik dik ve bakışlarını kaçırmadan,gözünü hiç kırpmamaya çalışarak bak.bak devamlı bak,hatta onlar bakmaya yeltendiklerinde başla buna..Eğer bir gram nasipleri varsa insanlıktan,başlarını öne eğip utanırlar.Sekiz sene kapanmak ne demek,kolay mı yaşadıkların.Nasıl geçti o zamanlar.Sessiz çığlıkların,hayatın kırdığı gururun,yardım edilmesinin seni incitmesi,çok zordur bunlar.İnşallah biraz biraz derken yaşam senden özür dileyecek ve dilerim yaşam dünya hayatından ibaret değildir,olmamalı,yoksa yarım kalmış hesaplar..... Bundan öte yazacaklarım durur.ucunu boş bırakmalıyım,günah her an peşimizde,zira benim de alacaklarım var ve ayrıca senin yaşadığını öğrendiğim an itibariyle,sana sunulacak mükafatı görme hakkım var.Seni daha fazla yormadan gözlerinden öpüyorum yavrum.Huzurla ve sevgiyle kal.Ece annen.
YanıtlaSilO kadar baktım ki hiç usanmadan her bakışa onların bakışlarına katma değer vergisi ekler gibi ekledim. Seni anlamaya niyeti olmayanlar için hiç fark etmiyor. Onun için şimdilerde gülüyorum gülümsüyorum biraz da konuşuyorum. Dediğiniz gibi sekiz sene hiç kimseyle konuşmadan birden konuşmaya başlıyınca millet ne olduğunu hala kavrayamadı. Hala bakıyor hala konuşuyorlar arkamdan. Öğrenmek hayatın her köşesinde şu bir aydır ne çok şeyler öğrendim anlatamam. Ben bile kendime şaşırıyorum bazen. Ben de Ece teyzem ellerinden öperim. Sağlıkla ve mutlu kalın.Saygılarımla.
YanıtlaSilKonuşanları ve konuşanları ulu adalete havale et yavrum.Dualarım hep seninle.Bunu unutma.Ece teyzen.
SilBen de öyle yapıyorum. Allah razı olsun Ece teyzem. Allah her şeye gönlüne göre versin.
YanıtlaSilSaygılarımla.
Merhaba, hikayenin takipçisiyim Ece abla. Hikaye bazen fantastik bir havaya bürünüyor, bazen de gerçek dünyadan sesleniyor okuyucuya. Kahramanımızın doktora ulaşmasını bir süredir bekliyordum. Bu bölümde gerçekleştiğine sevindim. Ayrıca keyifle okudum. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilÇok yerinde teşhis.Yazanın da bir danışana gitmesi gerek diye düşündürür böyle bir hikayeyi tek kalem yazsa..İlk bölümler zaten acaip güzel fantastik.Anonim tarz olduğu için hepimizin hayal dünyasındaki yolculuklarımızın birer tüyosu tadında.Teşekkürler Zülal kızım. Sevgilerimle.Ece ablan:))
Sil'Hayal dünyasındaki yolculuklarımızın birer tüyosu' Bu sözünüz çok hoşuma gitti :)
SilMerhaba Zülal,hoş geldin yavrum.Beğenin için teşekkürler.Paylaşımlarda buluşmak üzere, güzel bir gün dileklerimle:))
SilHayırlı akşamlar abla, Dream'in blogunda okumuştum zaten yazını. Ama buradada yayınladığını görünce yorum bırakmak istedim :))) kalemine sağlık
YanıtlaSilHayırlı akşamlar yavrum. Biraz siteyi düzenliyordum.Baktım yorumun... Ne güzel olurdu sayfalarımızda gönüllerimizin buluştuğu gibi biz de tüm canlılığımızla birbirimizi görsek canım.Değil mi?Kim bilir bir gün bir etkinlik olur ve sohbet ederiz.Hikayede sıra sende Şeyma'cığım.Baş ve son zordur.İnşallah esinler gelsin canım sana hiç ummadığın kadar çok hem de. Kolay gelsin yavrum.Sağol. Sevgilerimle :)
YanıtlaSilAhh ne güzel söyledin abla inşaALLAH hemde ne hoş olur. Çok isterim teker teker hepinizi yakından tanımayı
SilBu arada ben yazdım yayınladım son bölümü :)))
Duaların için çok teşekkür ediyorumm
Blog adresim bu; buyur gel abla
Symcouture.blogspot.com
Saygılarımla :)