![]() |
Veda |
Sona geliyorduk.
Ve babamın sıra dışı ölümü…31 ekim 1968.
Aslında her günümüzü sıkıntıyla geçirten babam o gün, yani 31.10.68 günü hakiki şoku yaşatmıştı bize... O sabah İstanbul’da Edebiyat Fakültesi'nde okuyan ablam ve polis memuru nişanlım onu hastaneye götürmek üzere beklerken, salonumuzdaki masanın etrafında bizimle birlikteydiler… Sohbet ederlerken, babamın, tuvalete traş olmak üzere geçtiğini buzlu camdan görmüştüm. Ben öyle her sohbete katılmaz, dinler fakat çok sıkı izlerdim etrafımı. İçim sıkıntılıydı. Konuşmalara katılmaya çalışıyordum ama aklım babamdaydı. Babam kör gururunun kurbanı olacak ve asla o kapıdan salona girmeyecekti. Düzelmeye çalışıp, başımızda durmayı beceremiyecekti. Bizi korkutma gücünü bulamayacak, ama neyle karşılaşacağını bilemediği ve içkiyle beynini uyuşturamayacağı için, o psikolojiyle karar bile denmiyecek şeyi uygulayacaktı. Zaman bayağı ilerlemiş ve sabrım tükenmişti. O zamanlar alafranga tuvalet falan yok, küçücük bir alaturka tuvalet vardı ve babam oradan çıkmakta çok gecikmişti.
Hala hislerim çok kuvvetlidir.Sonraki senelerde eşim hasta ve evden hiç çıkmazken iki sokak ötede yalnız yaşayan kardeşimle hiç vakit geçirmek istememe rağmen birden zıplar gibi kalkıp eşime ’’Ben Yüksel’e gidiyorum teyzemle ‘'dedim. Misafirdi bizde teyzem. Koşar adımlarla kardeşimin evine geldik. Kapı bayağı geç açıldı. Bana aralık tuttuğu kapıdan’’İşime karışma!’’ dedi. Ne demek istediğini hemen anlamıştım. Onu teyzemin yanına oturtup, rol yeteneğimi devreye soktum.’’Ben Odhan’a (rahmetli oğlum)bir bakıp geliyorum, sonra oturalım kardeşim"dedim. Ama zaman zaman gözleri kayıyor, kontrol edemiyordu vücudunu. Hemen ablamı aradım telefonla, zira gerisini halledemezdim. Hastam vardı. Ablam, oğlu ve arkadaşları hastaneye kaldırdılar.Yüklü miktarda ağır ilaçlar içmişti. On beş gün solunum makinesine bağlı kaldı. Aylar geçti bana bir gün hırsla "Sen yaşat hadi beni, neden kurtardın?" deyiverince hayatın ne kadar zor olduğunu yine teyit ettim yüreğimin yangınında.
Ona iyilik mi yapmıştım, kötülük mü bilemedim. Hayatı bitene kadar yalnız ve sorunlu yaşadı.
Dayanamayıp hırsla “Anne! babama baksana” dediğimi hatırlıyorum.Zavallı annem bizim tarafımıza çıkışı olan koridora yönelerek babama bakmaya gitti ve az sonra duyduğumuz çığlıkları asla unutmam… Resmen büyük bir faciayla karşılaşmıştı ve ben anladığım kadarından fazlasına tahammül edecek halde değildim. Arkamdaki odaya kaçıp, koltuğa ayaklarımı göğsüme çekip oturdum ve kulaklarımı sıkıca kapadım. Ne kadar bu halde kaldığımı bilemiyorum. Sonra konuşulanlardan o küçücük tuvalette babamın şah damarından fışkıran kanları durdurmaya çalışıyor ve son anlarında ismiyle ona seslenerek hakkını helal ettiğini haykırıyormuş annem. Traş olurken ustura kullanırdı babam… Adli bir vaka olduğu için tuvaletin incelenmesi süreci.
Nişanlımın polis olması ve olaya şahit olması, babamı ablacığımla hastaneye götürmeleri ve akıp giden zaman. İşte o anlardan biri...Sabahçı olduğu için her şey olup bittikten sonra okuldan gelen en küçük kardeşimin soru dolu bakışları… Daha biz sorularımıza cevap bulamamışken. Sapsarı kıvırcık saçları, ela gözleriyle bana doğru bakışlarını sabitlemiş. Onu kucağıma alıp hıçkırarak ağlamam. Ne söylenirdi ki? Babam soruların cevaplarını da götürmüştü giderken. Bizi çaresizliklere boğup gitmişti. Ecelini beklemeliydi. En azından buna hakkımız vardı.
Ece Evren 17.07.2016
Offf Allah'ım...ne yorum yapacağımı bilemiyorum o kadar çaresizim ki şu an:((( sizlere çektirdiklerini düşününce...yine de babadır, ne kadar kötü de olsa insan ne kadar üzülüyor tahmin ediyorum:( belki öylesi hakkınızda hayırlı olmuştur. :(( film olur bu yaşadıkların canım yaa...:(
YanıtlaSilBu hikayeme, başından beri eşlik ettiğin, yorumlarını esirgemediğin için binlerce teşekkürler Müjde kardeşim.Tabii ki çok üzüldük, üzüldüm, ama sanırım toptan travma geçiriyorduk.Birbirimize her zamandan daha çok sarıldık.Hala hiç bir ayrıntıyı unutmadım.Babamın gücü bitmişti zaten.Son günlerinde salon camından uzuun uzun dışarıya bakıyordu.Kısmet böyleymiş. Allah günahlarını affetsin dilerim.
SilBabanızın böyle travmatik vefat edeceğini düşünmemiştim.Şok oldum.
YanıtlaSilEvet , bir tuhaflık vardı ama.Anlasak da, engel olmaya çalışılsa da etkişi olur muydu bilemiyorum.
Sil:((( Nasıl zor bir durum bu hiç böyle bir şey olabileceğini düşünememiştim:((
YanıtlaSilAllah günahlarından affetsin inş.
Hikayenden ayrı yorumlar da eklediklerin de bile bir kaç sayfa çıkar.
Paylaşabilme cesaretinden yazma cesaretinden dolayı kutluyorum İyi ki de yazmışsınız canım ,belki olabilecek en büyük terapi .
Sevgiler
Hatice kardeşim.Kardeşlerim bu travmadan asla kurtulamadılar.Ablam o ki benim canımdı, en büyük dert ortağımdı.Onu kaybettiğim gün, Dodişi'mi kapının önünde buldum sarıldım teselli oldum.Küçük kız kardeşim yapayanlız ve sefil bir şekilde yaşadı.Ama hat sanatlarıyla uğraştı.Tasavvufa dair şiirler yazdı.Yunus Emre hayranıydı.Etkisinde kaldı, tarzından şaşmadı. Hep yalnız kalmayı tercih etti.Topluma karışmaya çalıştı, ama durumundan dolayı alay konusu oldu.İçlerimiz yandı ama yanımızda kalsaydı, çocuklarımız yaralanırdı.O da domuz gribi söylentileri olduğu sene hastahanede tek başına vefat etti.Babamın mirasıydı bunlar.Ben acı acıyı keser misali hasta eşime on sene, yarısı hastahanede yanında yatmak üzere baktım.İşte 13 yaşındaki oğlum çok üzülüyordu.Ben hiç çocuk kahrı çekmedim.Bir gece sabaha karşı doktorun bana anlattığına göre derin bir uykudan,bilinci kapalı olarak ölümle tanıştı 5'ci kattan düştü. Katılmıştık.Yokluğuna alışmak diye bir şey olmadı hiç, ama adını söylemekten ürker, yüzlerimizi kaçırırız kızımla birbirimizden.Benim robot gibi bir duruşla eşime bakmam gerekiyordu.Baktım ve hakka teslim ettim.Vicdanım rahat.Ama ben sevmekten alıyorum gücümü. Hikayemi herkes bilsin.Benim için hiç mahzuru yok.Belki birilerine ders olur.Şimdi iyiyim, sizler çok değerlisiniz.Görmemem hiç önemli değil.Kalp sadakatte en güvenilir duygu yüklü organımız.Her atışında Allah'ı tesbih ediyor...Sana çok teşekkür ediyorum.Sevgilerimle canım.
SilHep sınav dünyası diyorlar ya ,sana hep en ağırlar denk gelmiş.:((
SilArtık Allah beterinden korusun diyorum.Ben sevdiklerimden önce göç etmek istiyorum.Ama vatanımın huzura erdiğini görmek de ikinci dileğim.Sağol yorum için Hatice.
SilÇok zor günler geçirmişsiniz. Ben hayalimde canlandırmakla çok üzüldüm sizler ne hale gelmişsinizdir:(
YanıtlaSilÖyle oldu yavrum.Ama hayat gerçekten bir hediye hala.Dilerim kimse evlat acısı görmesin.En zoru oydu.Yorum için teşekkürler canım.İlginize de.
Silçelik adamlar da acı çekiyormuş...
YanıtlaSilYa Meltem siz hepiniz inan cevhersiniz benim gözümde.*Çelik adamlar*,bir şiir yazarım ben bunun altına izin verirsen :)
SilOfff Ece abla offf nasıl bişey bu ya. Yemin ediyorum okurken vücudumun ritmi bozuldu. Kim bilir olayı yaşayanlar olarak sizler ne hale geldiniz?? Aklım almadı bunca felaketi korkunç bişey..
YanıtlaSilYağmurum, canım kızım.Mesela kaza geçirdin.O an çok anlamıyorsun.Ama zaman burada tersine işleyip o felaketi sana öyle bir yaşatıp acıtıyor ki, en zoru da bu.Kıyamam canım kızıma.Seni çok seviyorum bunu bil.
SilGerçekten kelimelerin kifayetsiz kaldığı, sözün bittiği bir nokta ece ablam. Ne diyeceğimi bilemiyorum😔. Bütün yaşadıklarının dışında yaşadığın evlat acısının tarifi yok. Rabbim sana sabırlar versin😢. Dilerim bundan sonra bütün güzellikler seninle olsun. Rabbim bütün güzellikleri, bütün mutlulukları, huzuru ve sükuneti nasip etsin sana😟 Sevgi ve saygılarımla öpüyorum. 💕
YanıtlaSilZehra, duygulu canım kızım.Bütün güzel dileklerin için çok teşekkür ederim.Amin.Dilerim kimse yaşamasın.Şimdilerde iyiyim.İnşallah böyle devam eder.Ben de seni sevgimle kucaklıyor, öpüyorum canım.
Sil