Ecele Beş Kala 4.Bölüm

Tehlike, Yükseklik, Adam
Yükseklik   

Ecele Beş Kala 

Annesi eve döndükten sonra, evde daha da sözü geçen biri olmuştu. Hatta babasına ufak yollu da olsa çıkışıyor; emreder gibi isteklerde bile bulunuyordu. Bu arada Çetin değişmek için hiçbir çaba göstermiyordu. Bir akşamüzeri bütün mahalleyi şoka sokan bir şey yaptı. Apartmanları beş katlı idi. Apartmanın terasına merdivenlerin sonundaki kapıdan direkt çıkılabiliyordu. Orada bir takım spor aletleri varmış anlattığına göre. Zaman zaman Ankara’ya geniş açıdan bakmak için de çıkardı oraya. Çok atletik bir vücudu vardı. Bir iki ısınma hareketinden sonra, terasın hafif enli, çimentodan yapılmış beton kenarlığında amuda kalktı. Ve elleriyle ilerleyerek bütün terasın etrafını turlamaya başladı. Hatta bazen tek elini bırakıyor, diğerinin üzerinde zıplayarak tüm gücü tek koluna yüklüyordu. Çok tehlikeliydi. Daha önceleri bir gece sokaklarındaki eski ve yarısı yıkık dökük bir binanın kenarlarında gözleri kapalı, kollarını uzatmış bir şekilde uyurgezer numarası yapmış, çok kişiyi heyecanlandırmıştı. Onu toparlayıp evine getirdiklerinde bile hâlâ numarasını sürdürüyordu. Sanırım insanları şaşırtmayı çok seviyordu.

Bu defa da dikkatleri üzerine çekmesi uzun sürmedi. Sokaktan çığlık sesleri yükselmeye başladı. Çetin’in çılgınlıklarından herkes haberdardı ama bu yapılmazdı ki. "Çetin oğlum yapma!" diyen sesler gittikçe yükselmeye başladı ama vazgeçmiyor hâlâ devam ediyordu. Elbette ki annesi ve tatil günü olduğu için babası da bu sesleri duymuşlar ve ne olduğunu kısa bir sürede anlamışlardı. Çok geçmeden iki sert el bacaklarından tuttu ve onu terasa savurdu. Zaten bir tepkiye hazırlıklıydı ve babası onu tekmeleyerek aşağıya indirdi. Birazdan yiyeceği dayak Çetin’in babasından yediği son dayak olacaktı. Annesinin, Çetin bir fasıl kamçılandıktan sonra babasının elindeki kamçıyı büyük bir kararlılıkla çekip sobanın içine atması ile değişik bir sessizlik oluştu. Çetin, en çok da annesini üzdüğünü o gün anladı. Kamçı meşin olduğundan sobada hatırı sayılır patlamalarla ve uzun süre korkunç sıcaklık vererek yandı. Çetin’in kamçılanırken, üst üste darbe aldığı yerler de müthiş yanıyordu. Kamçı faslı bitmişti. "Askerler sinirli olurdu derdi kayınvalidem." "Sonra babamın elleri ve ayakları devreye girdi" diye bahsederdi Çetin o günlerden. 

O sene de geçmiş ve lise ite kaka bitmişti. Fakat okumayı sürdürmeye hiç niyeti yoktu. Çetin önce annesine yurt dışına çıkmak isteğini söyleyip, onu ikna etti. O da babasını. Babası "Ne hali varsa görsün!" demişti. Hiç beklemediği bir cevaptı bu, çok sevindi. İlk olarak Almanya’ya işçi olarak gitti. Hem çalışıyor hem de hayatını yaşıyordu. Maymun iştahlıydı. Oradan da Belçika’ya gitti. Kömür madenlerinde çalıştı. O senelerde bile kömür madenlerinde güvenliğin üst sınırlarda olduğunu, seneler sonra bana anlatıyordu. Büyük paralar kazandığını söylerdi ve "Şimdiki aklım olsaydı" derdi hep. İlk çocuğumun dışında, onun ısrarıyla doğurduğum iki çocuğumu sefil bir yaşama mahkûm ettiği günlerde. 

Nihayet bu işten de soğur. Bir ideali, amacı ve maneviyata bağlılığı yoktur. Gelişigüzel yaşamına İstanbul’da devam eder. Bu arada babası emekli olur ve İstanbul Fındıkzade’de bir ev satın alır. Ankara’dan İstanbul’a taşınırlar. Çoğunlukla akrabaları da İstanbul’dadır zaten. Ağabeysi Kara, küçük kardeşleri Engin ise Hava Harp Okulunda okuyorlardır. Kardeşi Metin ticareti seçer ve tekstil ürünleri pazarlamacısı olur. Meslek okulunda muhasebecilik okumuştur, ilerdeki yıllarda da hayatına muhasebeci olarak devam eder.

Çetin yönsüz hayatına, evin kurallarını hiçe sayarak devam eder. Sevgililer listesi ise gittikçe kabarıyordur. İsimlerini bile karıştırıyordum diye anlatırdı tüm tepkilerime rağmen. Yalnız; bir kızla tanıştığında es verir. O da yahudi asıllı olan Ayten’dir. İlk defa hakiki manada sevdiğini hissettiği güzel, bir o kadar cazip bir kız. Sık sık buluşurlar. Birbirlerine çok bağlanırlar. Fakat Çetin her çiçekten bal almaktan vazgeçmemiştir. Ayten’le her gün Eyüp’te Piyer Loti Çay Bahçesi’nde buluşurlar. Buluştukları bir sabah Ayten bir şeyler hissetmiş olarak "Çetin, bu ilk ve son uyarım olacak, sakın beni aldatma." der. Çetin’in gözleri sürekli etrafı tarıyordur. Yan masadaki kızlara baktığını fark etmesiyle Ayten "Bana bunu yapmayacaktın" diye bağırarak ayağa kalkar ve masayı talan ederek hırsla oradan uzaklaşır. Piyer Loti mekânı o günü uzunca bir süre unutmayacaktır. Kıskanç kadınlar Çetin’in nasibidir. Kadınlar kıskanç olmasalar da onun sayesinde o norma mutlaka girerler. Çünkü Çetin hakiki manada yakışıklı, çekici ve çapkın bir erkektir. Ne derece doğrudur bilemeyiz tüm dünya kadın ırklarından en az bir kadın tanıdığını söylermiş bir zamanlar. Hem salon erkeği, sırasında sokak serserisidir. Sürekli hava atarak dolaşır. Ve anlaşılan keşfedilmiş tüm zevklerden nasibini alıp, sonra bedel ödemeye adaydır. Hayatının sonlarına doğru birebir şahitliğimde aynen de böyle de olur. 

İlgi alanı kadınlarla sınırlı değildir. Anlaşılan Çetin zevklerin bütün çeşitlerini denemeye niyetlidir. Çok seneler sonra yaşadıklarını, ders veren bir hoca edasıyla anlatırken; İstanbul'un Beyoğlu semtindeki Çiçek Pasajı'nda, eğlenmek amaçlı eşcinsel erkeklerle göz süzme ve onların tuhaf hallerini; itiraz ve tepkilerimi duymazdan gelip anlatmaya devam eder. Sanki papaza günah çıkartır gibi. İntikam kumbarası, tarafımdan ufak ufak dolduruluyordur.
Yine o senelere dönelim. Annesi ve babası bir sabah onun evden çıkmamasını, önemli bir şey konuşmak istediklerini söylerler. Kahvaltıdan önce söyleseler Çetin’in herhalde bütün iştahı kesilirdi. Bu konuşma bir emirler zinciri niteliğindedir. Eşi, ilk defa bunu kendisine anlattığında hakiki manada üzülmüştü. Çünkü bu anlaşılması, hele paylaşılması zor bir durumdu. İki taraf için de zor.

Mehmet Bey ve Nimet Hanım, gözlerini ona dikmiş bir şekilde şunları söylerler ve birbirlerinin konuşmalarını sabırsızlıkla, sık sık keserek. "Nebahat teyzeni, Asım amcanı tanırsın." Çetin 'Evet!'. Onlar "Biz seni onların kızı Lale ile evlendirmek istiyoruz. Hayatın belki çeki düzene girer, Lale seni çok beğeniyormuş. Önce yanımızda yaşarsınız, sonrasını halledeceğiz. Bu hayat böyle sürmez Çetin" derler. Çetin her şeye karşı çıksa da, bu olayda basiretinin bağlandığını anlatırdı bana sonraki senelerde. 

Çetin’in babası rahmetli E… Cankurtaran’ın yakın akrabasıdır. E… bey, Mehmet beyin ricasını kırmayıp Çetin’i işe almayı kabul eder. Bunu da duyan Çetin her ne kadar hercai bir adam olsa da iş teklifi cazip gelir. 'Peki' der 'Hepsine peki...' Annesi "Bu gece istemeye gideceğiz, bir yere gitme" der. Şaşırmış ama itiraz etmenin bir yararı olmayacağını düşünmüştür. Ona o senelerde Fındıkzade’nin en kaliteli pastanesinden çikolata sepeti ve çiçekçiden de nadide çiçeklerden büyükçe bir demet yaptırmasını söylerler. Çetin nedense hiç itiraz etmeden her denilenleri yapar. 'Ayten’den saklarım evlendiğimi, olur biter. Benden de nasıl koca olacaksa...'  diye geçirir içinden.

4.Bölüm sonu


Ece Evren  25.05.2017

18 yorum:

  1. Bu kişi kendine de zor dayanıyordur... İnsan okurken şaşırıyor, böyle insanlarla yaşamayı düşünemiyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ailede kurban edilen bir çocuk oluyor genelde. Zira karakteri oluşurken yardımcı olunmamış, isyana teşvik edilmiş adeta. Ben bu tür baba odelini, kendi ailemden bilirim. Ağabeyim de aynı şiddetten muzdaripdi. Erkek çocuğu büyütmek, kısa yollardan geçmez, zordur. Çocuklar öyle intikam alırlar ki, hiç anlayamaz insan. Ne ekersen onu biçersin misali. Aileyi tanıdığım ve ilerleyen senelerde içlerine girdiğim için böyle bir çocuğu hak ediyorlarmış.

      Sil
  2. Korkarım kızın başını yakacaklar galiba. Umarım Çetin düzelir.Arkası yarın gibi oldu ama bir sonraki bölümü şimdiden merak ediyorum.Kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır, bu ailede hep çocuklarını(sırf Çetin'i aşağılamak ve harcamak, başını kötü yakmak var.) Çok ilerde Çetin'e Kronik Nefrit olup, ona baktığım zamanlarda da, beni bile hafife aldılar hep. Değişik anlatılmaz bir aile :(

      Sil
  3. Finallerden bir türlü okuyamadım, kusura bakmayın :(
    Ama söz yakında bakacağım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emre :) Önce finaller oğlum. Fırsat bulduğunda okursun. Başarılar dileklerimle :)

      Sil
  4. Ama öle seymi olrr ayten ne kadar üzülür dimi ablaa.Ama gecek hayatta olabilen seyler bunlar.Cok güzel yazmissin yine ellerine saglk Ece ablam.öpüyorum ellerinden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Ayten... Görünen bu, gelecek bölümde açığa çıkacak durumlar Özlem'ciğim. Ben Çetin'e ne kadar kızdıysam, o kadar da sevdim. Çocuklarım olmazdı mesela o olmasaydı. Allah nurlar içinde yatırsın, günahlarını affetsin dilerim... Her şeyim helal olsun ona. Sevgilerimle kızım.

      Sil
  5. sürükleyici şekilde okudum..elinize sağlık..bakalım bu evliliğe ayten ne diyecek? merak konusu oldu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bakalım Yıldırım :) Okuduğuna öyle seviniyorum ki, teşekkür ederim :)

      Sil
  6. İlgiyle takip ediyorum.Bakalım neler olacak?Teşekkürler ablacığım :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım, fırsatın oldukça. Seni seviyorum :)

      Sil
  7. Biliyor musun canım, Çetin'e hiç kabahat bulmuyorum yani daha çocukken o kadar işkence, ağır işkence, fiziksel acı bir yana, psikolojik olarak en güvenmesi, en sevmesi gereken insanın bu işkenceyi yapmasının verdiği psikolojik travmadan sonra düşünüyorum da hiç kabahat yok:( babasının kurbanı olmuş:(
    kalemine sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle, çok doğru düşündün kardeşim. Aslında kurban olmuş bir insan o. Çok eziyet çekmiş. Sağ ol canım, hepsine yorum bırakmışsın. Sevgilerimle :)

      Sil
  8. Ece ablacım 3 hafta olmuş sana uğramayalı ama uzun uzun zaman ayırıp hepsini tek tek okumak istedim. En son bu bölümde kalmışım. Aslında arka arkaya okumak daha zevkli olacak bu durumda :)
    Çetin o kadar çok şiddete maruz kalmış ki dayak arsızı olmuş artık raydan çıkması çok normal. Bakalım daha neler olacak...

    YanıtlaSil
  9. Kızım okuyor :) Olsun yavrum. Çocuklar ve blog, kolay değil, hiç sorun değil. Vakit nispetinde okuyabiliyoruz zaten canım. Bugün son bölümü bloğa geçeceğim. Sevgiler kızıma :)

    YanıtlaSil
  10. basiret bağlanması diye bir şey cidden var ya ben inanıyorum, itiraz edemiyorsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Meltem kızım, zaten kayın valideme hayır demek zordu. Allah rahmet eylesin. Kıpraştırmayayım da onları 😅 tövbeee...

      Sil

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Aramak için kelimeni yaz ve ENTER'la