Depresyon |
ALINTIYLA devam etmek istiyorum. Gerçek ilim, öncelikle insanın kendisini tanımasıyla başlar. İnsan ruh ve beden olarak çok karmaşık olan, adeta sırlar yumağı görünümü arz eden, ayrıca kendisine verilen her bir duygusu da keşfe muhtaç hakikatlerle dolu olan harika bir varlıktır. Bediüzzaman’ın deyimi ile kâinatın küçük bir numunesi ve çekirdeği olan insanın, mahiyetinin anlaşılabilmesi oldukça güçtür.Bütün bütün anlaşılması da mümkün
görünmüyor. İnsanlık tarihi boyunca ruh konusuna net bir açıklık getirilebilmiş değildir. Kur’ân’ın karşısında olan felsefenin ruh konusundaki bilgileri, canlıların hal ve davranış biçimlerinden yapılmış çıkarımlardan ibarettir.
Bediüzzaman ruhu tarif ederken, ‘haricî vücut giydirilmiş şuurlu bir kanun’ olarak belirtir. Diğer sabit ve daimî olan fıtrî kanunlar gibi, ruh dahi emir âleminden, irade sıfatından gelmiştir. Ruhu, Ezelî Kudretin, kıymetli bir mücevher kutusu gibi, hisseden ve algılayan çok güzel bir vücut giydirdiği, bir yerde duramayan, akıcı, şeffaf ve hoş bir cevher olarak tanımlar. İmam Gazali ruh için;"Ruh cisim dahi değildir. Suyun kaba girmesi gibi bedene dışarıdan girmiş değildir! Cisim bölünebilir. Ruh ise cisim olmadığı gibi bölünebilir bir şey de değildir. Eğer ruh bölünebilseydi, onun bir parçasının bir şeyi bilip diğerinin bilmemesi mümkündü... Tek yerde iki zıddın olması çelişik bir fikirdir. Cüz kelimesi ruh için uygun değildir. Çünkü, cüz kül’e izâfet demek olup, bu hususta ise ne kül, ne de cüz vardır.
Ruh bölünmez bir yapıdır. Ve yer de tutmaz” şeklinde bir tarif getirmektedir. <İşte ilim sahiplerinin anlatımıyla ruh bunlardan öte anlatılması güç olan bir kavramdır.>
İntiharı düşünürsünüz zaman zaman… Gerçekleştirmeye yeltendiğinizde olur. Ama başaramayıp aynı dünyaya açtığınızda gözünüzü, zavallı yakınlarınız sevinirler, iyi ki ölmediniz diye. Siz ise bilmem kaça katlanan sıkıntılarınızla kaldığınız yerden sürüklenir gibi yaşamaya devam edersiniz... Meczup ve deliler ise kendilerine gülenlere en masum gülüşleriyle karşılık verir, iyi bir şey yaptıklarını sanırlar. Mutlaka onların çileden çıkıp saldırgan hallerini görmeyi hiç tercih etmezsiniz. O sakin gibi göründükleri anlar teneffüsleri ve dolum süreçleridir.
Akıllı hasta olmak en zorudur. Ruhunuz sizin güzel olan her şeyi görmemeniz, sakin olup insanlarla iyi ilişkilere girmemeniz için aklınızı, mantığınızı devre dışı bırakır. Kendinize güvenmek gibi bir lüksünüz de yoktur artık.Tutunacak her dalınızı keser. İnsanların içine giremez, size bakan her gözden rahatsız olur, tüm dünya üstünüze yürüyormuş gibi hisseder, hemen orayı bir bahaneyle terk edip dışarıyı atarsınız kendinizi. Sonra da insanları, doğayı , düşüncesinden bile korksanız da, en azından onları görmenizi engelleyen yalnızlığınızın içine kaçarsınız. Aslında kendiniz için en büyük tehdit unsuru sizsinizdir...
İşkenceyi bile tercih edersiniz o topluluğa girmektense. "Mantıklı ol, iyi düşün, pozitif ol, neden kendini bu kadar çok üzüyorsun?" kadar saçma gelen laflar yoktur, güya iyiliğiniz için size sık sık söylenen...Size sevgiyle yaklaşıp sarılmak isteyen yakınınızı bile iter içinizdeki o menfi güç. Bunu yaparsınız ve yine yaralanırsınız. Çünkü yaşamı sevmiyorsunuzdur artık. Sizin(yani benim) kendinize göre bu duruma gelme nedeniniz, hem genetik, üstüne size ve tüm ailenize hayata ters bakmayı formatlamış, alkol paranoyasından en sonunda ustura ile intihar ettiğine şahit olduğunuz babanızdır. Böyle hasta doğmamıştınız belki, ama işte hastasınız. Bu gerçekle yaşamaya çalışmak çok zordur.
Ece Evren
Akıllı hasta olmak.Güzel tabir.Sizin gibi farkındalığı yüksek insanların bir çok şeyi rahatlıkla çözeceğine inanıyorum.Sevgilerimle...
YanıtlaSilMerhaba donanımlı ve aramızda olması bizim için şans olan, niyetini uygulamakta kararlı ve mesleğini seven güzel insan.Şu an Milas'tayım.Yaz tatili boyunca buradayız kızım ve kız torunumla.İstanbul'da yaşıyorum.Siz Ankara'dasınız.Aslında son durumum hakkında sizi sıkmadan dertleşmek isterim.Ben gmailimi veriyorum size. Siz sadece gmailinizi belirtin yeter.Ben yazarım, fırsat bulunca okursunuz.Sizi asla huzursuz etmek istemem.Zaten sanırım bayramdan sonra yazabilirim.Bu arada bayramınızı kutlarım.Sevgilerimle :) eceevren20@gmail.com
YanıtlaSilHiçi huzursuzluk olur mu?Her zaman yazabilirsiniz.Gmail adresim :yurdaaslicelik@gmail.com.Ben de sizi tanımaktan çok memnun oldum :) Sevgilerimle :)
SilAllah hepimize akıl sağlığı versin, aklımızı da korusun.
YanıtlaSilAmin Yağmur kızım.
SilSelam Ece,
YanıtlaSilNursi ve Gazzali her ikisini de sevmem. Ruh konusunu özellikle Nursi onlarca sayfada anlatır anlatır ama ne okuyanlar ne de dinleyenler bir şey anlar. Çünkü Nursi, yenilik getiren bir düşünce yapısına sahip değildir. Ben kitaplarını defalarca okudum ama öyle harikalar göremedim.
Aslında yaşam bir bütündür. Bunu parçalara ayıramayız. Ölüm ile yaşam aslında aynı şeydir. Ölüm ile sadece frekansı değişir insanın ve uzay-zamanı ötesine geçebilir. Ruh da aslında saf benlik halidir. Öyle kanatlı ya da nurani varlıklar değildir. Sağ düşünce ya da elektromanyetik dalgalar gibi düşünebiliriz. Tüm bedeni saran ve özellikle beyinde hipofiz bezi gibi alanlarla etkileşime geçer. Pek çok deney, beynin düşünce üretmediğini ortaya çıkarmış. Hatta insan beyninin ve evrenin holografik yapısı, büyük bir bütünün parçalanamaz birer ögeleri olduğumuzu gösteriyor. Ruh da işte bu bütün ile bağlantılıdır. Yani bütün iinsnalar hem birbirleri hem de Yaratıcı'nın bilgisini taşır ve iletişim kurabilir. Ruh, yani bilinç ya da benlik insanı evrene, birbirimize bağlar ve evrendeki bütün bilgiye ulaşabilir. Ruh: bilinç diyebiliriz. Bilinç ise biyolojik bir varlık değildir. Yaşam bedeb ile bilinçin birlikteliği; ölüm ise sadece saf bilinç halidir; yani insanın ruh denilen hali.
Donanımlı kardeşim benim.İlk karşıma çıkan bilgiden gitmiştim.Özel bir seçim değildi.İşte sende en sevdiğim şey, bilerek yorumlaman.Böyle zamanlarda ruhum doğru düşünen bir dost bulduğu için mutlu oluyor.Her şeyle başa çıkabileceğimize inandırıyor beni.Deva var, arayıp bulana.
YanıtlaSilÖnemli olan yaşamı iyi imgelemek. İyi düşünüp ona göre bir inanç geliştirmek gerekli. Güzel düşünmek güzellik ve iyilik getirir.
Sil