Kasırga |
Şikayetname 20.bl
İhanetin Bedeli 3
Zaman suç ortağın değil
Dünya da tek sana hizmette sanma
Rüşvet de teklif edersin sen
Fazla zorlama
Bitişe oynuyorsun
Ve savurup atmadılar diye seni onlar
Güvenme...
***
Tam da teslim olmuşlardı bu hallerine. Yeniden uyanmak için pek bir istek kalmamıştı içlerinde. Değişik bir huzur hâkimdi üzerlerinde. İnsanoğlu her hâle alışırdı. Varlıkta ise karakteri daha bir açığa çıkardı, bir de katlanılması zor fakirlikte.
Esinti rüzgara, rüzgar şiddetli fırtınaya ve sonunda kasırgaya dönüştü. Aslında bu, bir ses ve görüntü gösterisinden ibaretti. Ne doğa, ne hayvanlar ve ne de insanoğlu fiziken etkilenmiyorlardı. Ama havada uçuştuklarını zannettikleri şeylerden zarar görmemek için, gayri ihtiyari hareket etme isteği ve sadece düşünceyle kaçmaya çalışmak çok yorucu ve korkunçtu. Bu dehşetli manzarayı takip ederken aşırı hareket eden gözleri yorgun düşmüş, çukurları ise şiddetle ağrımaya başlamıştı. Durmak bilmiyordu kasırga. Saatler geçmiş ama kasırga onlara göre hâlâ sürüyordu.Tahammülleri kalmamış gibiydi...
Birden hayvanlarda bir hareketlilik sezdiler. Algıları açıktı demek. Bu da nesiydi böyle? Her türlü hayvan çeşitleri, saklandıkları yerlerden; kâh yürüyerek, kâh uçarak, kâh sürünerek çıkıyorlardı. Sanki bir emir gelmiş gibi, insanların etrafında kümeler oluşturuyorlardı. İnsanların korkusu anlatılır gibi değildi. Tüm vücutlarına cereyan verilmiş gibi titremeye başladılar. Hayvanlar ise aralarında geziniyor, yaradılışlarına has sesleri duyuluyordu. Arada bir kafalarını kaldırıp gökyüzüne bakıyorlar ve kim bilir neler görüyorlardı? Tüm bunlar belli bir ritimle oluyor, bu görüntüler karşısında donmuş insanoğlu ne düşüneceğini bilemiyordu. Korkularından onlara bakamıyor, gözlerini çevirebildikleri yerlere kadar kaçırmaya çabalıyorlardı. Derken açık kapılardan evlere girmeye başladı hayvanlar, yiyecek arıyorlardı. Kedisi, köpeği, kurdu, kuşu, kendisi koymuşçasına yiyebileceklerini bulup besleniyorlardı.
Bir yılan, gözleri kapalı iken donmuş birinin vücuduna dolanıp, kıvrılarak yukarı doğru çıkmaya başladı. Şiddetle irkilen insan, bayılmayı diledi. Ama nafile, yaşarken bir yılan avcısıydı, büyük azap çekmeye başlamıştı. Tövbe sözcükleri dilinde değil ama içinde koşturuyordu adeta. Sonum geldi diye düşünmeye başladı. Boynuna kadar dolanan yılan, çıktığı gibi yavaşça aşağıya süzüldü ve vücudunu terk etti. Anlaşıldığı üzere, hayvan insana, savunmasız iken zarar vermemişti. İnsanlar ise hayvanlara, yaradılıştan beri her türlü işkenceyi yapmıştı oysa... Kasırga fırtınaya, fırtına rüzgara, rüzgar esintiye dönerken, hayvanlar tüm sevimlilikleriyle ve yaradana hiç isyan etmeyip, ona zikirleriyle şükrettikleri asil halleriyle yuvalarına çekilmeye başladılar. Sonunda yine derin bir sessizlik hâkim oldu arza. Ayakta uyuyan insanoğlu ve tüm varlıklar; şimdilik dünya üzerindeydiler hâlâ... Ay ışıklarını saçarken donmuş insanlar çoktan uyumuşlardı. Bu, onca zaman sonra onlara verilen ilk nimetti...
Ece Evren/ Halkalı 29.04.2018
Gerçekten çok güzel bir yazıydı Ece Abla. İnsana ders veren nitelikteydi. İnsan gerçekten zamanla her şeye alışıyor. Savunmasız bir canlıya zarar vermek ne acı, yılanın yapmış olduğu da ders verici nitelikteydi. Kalemine sağlık Ece Abla, sevgilerimle :)
YanıtlaSilSağ ol Atakan. Ne güzel bir yorum bu böyle .😊
SilDurduk yere zarar veren canlı,sadece insanlar diye düşünüyorum.Hayvanlar laf olsun diye saldırmaz hiç bir varlığa.Kalemine sağlık ablacığım :)
YanıtlaSilSağ ol Yurdagül. Sevgiler canım 😊 💟
SilBu bölümü kacirmisim yine cok anlamli satirlar 😍😍😍
YanıtlaSilFazla talebi olmasa da, sizler bana yetersiniz canım 💓
YanıtlaSilSanki kıyamet kopuyor, o denli heyecanla okuyorum Ece Ablacım.Bilim kurgu tadında:)Yılanın yaptığı ilahi adalet niteliğinde olmuş adeta..
YanıtlaSilKalemine sağlık Ablacım ❤
Sağ ol kızım. Ben bile heyecanlandım yazarken, inanır mısın 😊
YanıtlaSil