Anne, Baba |
Yoncalı Şalın Sihri 9.Bölüm
Umut en çok da sevgiye ve anlayışa hasretti. Annesi ertesi sabah da en ufak bir tepki bile vermedi. Aslında bir şeyler sormasını ne kadar isterdi… Yapacağı bir şey yoktu artık. Annesi babasına söylemiş miydi? Ondan bile haberi yoktu. Teyzesine telefon açtı. Birazdan geleceğini söyledi. ‘Ceyda’yı istemeye teyzemle eniştemi götürürüm. Annem ve babam yurt dışındalar derim…’ diye mırıldandı kahvaltı sofrasında. Soğumuş kahvesinden kalan yudumu da içip giyinmek üzere odasına gitti. Ceyda arar mıydı acaba? Sabırla bekleyecekti, kararlıydı.
Ceyda ertesi sabaha daha bir umutla açtı gözlerini. Onun da durumu Umuttan farklı sayılmazdı. Annesiyle aynı masada oturmak bile onu rahatsız ediyordu. Kardeşi öldükten sonra derin bir sessizliğe gömülmüştü kadın. Sıkça doktora gidiyor, geldiğinde ise onların sorularına cevap vermiyor, geçiştiriyordu. Bağırmaları, emirleri kesilmişti. Ara sıra ağladığını fark ediyordu Ceyda. Ama itici bir güç annesine yaklaşmasını engelliyordu sanki. “Üzülme anne…” bile diyemiyordu. Kardeşi onun yüzünden ölmüştü Ceyda’nın düşüncesine göre. O evde hiç kalmak istemiyordu artık.
Umut geldi aklına birden, içini bir sevinç dalgası kapladı. Daha aramayacaktı onu, hele bir hafta daha geçsindi. Telefonunu sıvazladı, sanki onu aramak ister gibi.
Okula gitmek üzere hazırlanmaya başladı. Dersler oyalıyordu, aslında Umut’u tanıdıktan sonra okula gidip gelmek daha zevkli olacaktı.
Artık kendisine bakmalıydı. Odasındaki tuvalet masasının önüne oturdu. Hep topladığı kumral saçlarını açtı, iki yana savurdu, şekil verdi. Gerçekten güzel saçları vardı, arkadaşları sürekli söylerlerdi. Bal renkli gözleriyle çok uyumluydu. Fazla makyaj gerektirmeyen oval bir yüz, burnu hafifçe kalkık ve dolgun, kıvrımlı dudaklarıyla çok güzel bir kızdı. Gözlerindeki ışıltıyı fark etti birden utandı, ayna karşısında çok vakit geçirmezdi. Birden kalktı. Boyu uzuncaydı. Parmak uçlarından kuvvet alıp yükseltti kendini, topuklarına baktı. Umut ondan biraz daha uzundu. 'Üç-beş santim topuk farkı 'dedi, güldü ve acele ile hazırlanmaya başladı.
Bir mutluluk, içine almak için onları bekliyordu. Kaderleri birbirine benzeyen bu iki genç benzer heyecanların içindeydiler.
Umut teyzesinde kaldığı o gece hayatının hatırlayabildiği en zor gecesini yaşamıştı. Yemekte hararetle onlara sevdiği bir kız olduğunu, onunla hayatını birleştirmek istediğini anlattı. İkisi de sevindiler. Annesinin bu habere çok kayıtsız kaldığını; buna çok üzüldüğünü söyledi teyzesine. Kadın da üzgündü sanki. Ama bir şeyler söylemek ister gibiydi...
-Teyze, yoksa sen de mi bana yardımcı olmayacaksın, annemle konuştun mu?
-Yok oğlum, benim sana söylemek istediğim çok başka şeyler var...
-Aman teyze, bu geceyi mi buldun, siz beni üzmek için sözleştiniz mi? İnanamıyorum…
-Dinle Umut, annenin kayıtsız duruşu seni üzdü anlıyorum. Ama bir sebebi var.
Ece Evren 01.12.2018
Eyvah aci gercekler cikiyor gün isigina 😃
YanıtlaSilEvet Derya:) Teşekkürler:)
SilFotoğraf çok anlamlı ve güzel bir seçim olmuş.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Uygun fotoyu bulmak biraz zor olsa da, isteyince buluyor insan.Tabii ki andıran bir fotoğraf varsa :)
SilNe zamandır yorum yapmak istiyorum; ama bir türlü fırsat bulup da baştan alamadım hikayenizi. Okuduğum kadarıyla gayet sürükleyici ve güzel gidiyor. Kaleminize sağlık, sevgiler :)
YanıtlaSilSevgili Fidan. Hayat hızla akıyor sanki. Ben bile çok mesuliyetim olmadığı halde iki günde bir girebiliyorum internete. Teşekkürler yorumun için kızım. Sevgilerimle :)
SilKötü bir şeyler olacak diye endişelendim, merak da ettim doğrusu.
YanıtlaSilNeredeyse tüm bölümleri okuyan tek kişi oldunuz. İlginiz için sonsuz teşekkürler...
YanıtlaSil